> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Usulü Fıkıh Eserleri > Vehbe Zuhayli - Usul > Delaleti Açık Olmayan Lafızlar ve Mertebeleri
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Delaleti Açık Olmayan Lafızlar ve Mertebeleri  (Okunma Sayısı 801 defa)
25 Şubat 2010, 23:08:28
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 25 Şubat 2010, 23:08:28 »



Delaleti Açık Olmayan Lafızlar ve Mertebeleri




Naslardâ delâleti açık olmayanlardan maksad bizzat siğasıyle maksada delâlet etmeyip kendisinden murad edilenin anlaşılması haricî bir şeye bağlı olan lafızlardır.

Delâleti açık olmayan lafızlar Hanefîlere göre dört kısma ayrılır: Hafî, müşkil, mücmel, ve müteşâbih. Bunların en kapalı olanı müteşabihtir, sonra mücmel, sonra müşkil, sonra hafî gelir. Eğer kapalılık lafızda değil arızî bir sebepten dolayı ise buna "hafî", lafzın kendisinden geliyor ve akıl ile o lafızdan maksadın ne olduğu anlaşılabiliyorsa buna "müşkil", maksadı akıl ile değil an­cak nakil ile anlamak mümkün oluyorsa buna "mücmel", maksadı ne akıl ne nakil ile anlamak mümkün olmuyorsa buna "müteşâbih" denir. Hafî´deki kapa­lılık sîgadan olmadığı halde diğer üçünde sîğadan gelen bir sebepten dolayıdır.



1- Hafî



Hafî: Sığanın haricindeki bir sebepten dolayı kendisinden murad edilene ancak araştırma ile ulaşılabilen lafızdır. Yani lafız olarak manası açık ancak bu mananın bazı fertlere şâmil oluşunda bir kapalılık bulunan lafızdır[1]

Kapalılığın mertebelerinin en aşağı derecede olanı budur. Bunun mu­kabili, mananın açıklık mertebelerinin ilki olan zahirdir.

Hafiye misal: El çabukluğu ve maharetiyle uyanık halde sahibinin ya­nında malını alan kişiye Neşşâl, kabirlerde ölü kefeni soyana da Nebbâş denir. Neşşâlde fazla olarak sahibinin yanında çalma cür´et ve cesaret vasfı da bulun­duğundan hırsızdan farklıdır, dolayısıyle hırsızın hükmü ona da uyar. Nese-mâtü´l-Eshâr haşiyesinde zikredildiğine göre ittifakla onun eli kesilir, çünkü onda "kesme" nin illeti fazlasıyle bulunduğu için kesmeye daha müstehaktır.

Nebbaş (kefen soyucu) ise, koruma altında bulunan sahipli bir mal alma­mış olması açısından vasfı hırsızdan noksandır, bu sebeple Hanefîlerin cum­huruna göre "hırsız" ismi buna uymaz dolayısıyle eli kesilmez, ancak tazir edi­lir. Çünkü kabir, içindekiler için korunak sayılmaz. Ayrıca kefen âdeten arzulanan bir mal değildir. Bu sebeple nebbâşda "hırsızlık" manasını noksan kılan iki vasıf vardır: Koruma olmaması ve mal sıfatının tam olmayışı. Diğer imam­lar ve Ebu Yusuf a göre o da hırsız sayılır ve eli kesilir, çünkü kabir, içindeki­ler için bir korunak, kumaştan ibaret olan kefen istifade edilen bir maldır.

Bir başka misal: "Katil miras olamaz" hadisindeki "katil" umumî bir la­fızdır, amden öldürene de hata ile öldürene de şâmildir. Bunun amden öldürene delâleti açıktır. Hata ile öldürene de şâmil olmasında ise "hata" vasfı sebebiyle bir kapalılık vardır. O halde meselenin araştırılması ve incelenmesi lazımdır: ıvlalikîler hata ile öldürülen mirastan mahrum olmaz, onda öldürme niyeti olma­dığı için bu hadisin umumuna girmez görüşündedirler. Cumhura göre ise on­dan amden öldüren gibi mirastan mahrum olur, çünkü ihtiyatlı ve dikkatli ol­ması lazım gelen yerde gereken dikkat göstermemiştir.

Hafinin hükmü: Lafızdan maksad anlaşılıncaya kadar kapalılığına sebep olan husus üzerinde düşünüp araştırmaktır. Bu sebeple neşşâl ve nebbâş mese­lesinde gördüğümüz gibi âlimler ayrı görüşlere varmışlardır. Neşşal´deki fazla vasıftan dolayı "hırsız" sayılması bazı kitaplarda zikredildiğine göre ittifakla kabul edilirken Nebbaşdaki eksik vasıftan dolayı onda ihtilaf edilmiştir.



2- Müşkil



Müşkil, sığasıyla maksada delâlet etmeyip bilakis maksadı beyan edecek haricî bir karineye ihtiyaç duyan lafızdır[2]

Müşkilin mukabili nassdır.

Hafî ile arasındaki fark: Müşkilde kapalılık lafzın kendisinden kaynakla­nır, maksada delâlet eden bir karîne bulunmadıkça manası anlaşılmaz. Halbuki hafideki kapalılık lafzın haricindeki bir sebebtendir, karîne olmadan kastedilen mana anlaşılabilir. Kapalılığı izale için her ikisinde de düşünme ve araştırmada bulunmak lazımdır.

Müşkildeki kapalılığın sebebi, lafzın bizzat muayyen bir manaya delâlet etmeden iki ve daha fazla manada müşterek olmasıdır. Onun için ancak bir delil ile, tefekkür ve teemmül ile anlaşılır.

Meselâ" " (Bakara: 2/223) ayetindeki lafzı hem " Benim nasıl çocuğum olsun" (Meryem: 19/20) ayetinde ol­duğu gibi "nasıl" manasına hem de " ûBunlar sana nereden geldi" (Âli imran: 3/3.7) ayetinde olduğu gibi "nereden1´ manasına gelmektedir. Bu se­bepten Tarlanıza (hanımınıza) nereden (veya nasıl) ister­seniz gelin" ayet-i kerimesinde hangi mananın kastedildiği açık değildir. Dü­şünme ve araştırma neticesinde bunun "nasıl" manası tercih edilmiştir. Yani nasıl olursa olsun: İster oturarak, ister ayakta, ister yan, veya-ön organına

olmak şartıyle- arkadan gelebilirsiniz demektir. Çünkü tarla nesil ve evlad ekilecek yerdir, dübür onun yeri değildir.

Diğer bir misal "Boşanmış kadınlar üç kuru´ (beklesinler" (Bakara: 2/228) ayetindeki lafzıdır. Bu kelime hem hayız hem de temizlik mana­sına gelir. Burada hayız mı yoksa temizlik mi murad edildiği açık değildir.

Hanefî ve Hanbelîler "Cariyenin iddeti iki hayızdır" hadisi şerifine daya­narak hayız manasını tercih etmişlerdir. Çünkü iddetin meydana geldiği şeyde cariye ile hür kadın arasında fark yoktur. "İstihazalı kadın kuru´ günlerinde namazı bırakır." hadisi de buna delâlet etmektedir. Aynca iddet kadının hamile olup olmadığını anlamak için meşru kılınmıştır, bu da ancak hayızla anlaşılır.

Malikî ve Şafiîler kur´un "temizlik" manasını tercih etmişlerdir. Buna karine olarak da " " kelimesini delil gösterdiler. Çünkü "" yani adedin müennes olması ma´dûdun müzekker olması gerektirir, o da kelimesinin cem´i olan olur, " kelimesinin cem´i değil. Aynca kuru´ "te­mizlik" ile tefsir etmek iştikaka daha yakındır, çünkü iddetin manası "toplamak, birleştirmek" demektir ki temizlik müddetinin kanın rahimde toplanma zamanı hayız müddetinin ise kanı dışarı atma zamanı olduğunda şüphe yoktur.

Üçüncü bir misal de "Ancak kadının vazgeçmesi veya nikah bağı elinde bulunan erkeğin vazgeçmesi hali müstesna.." (Bakara: 2/237) ayetinde "nikah elinde bulunan" lafzı bir müşkil lafızdır.

Burda kastedilen koca mıdır, veli midir? Teemmül ve ictihad neticesinde Malikîlerin haricindeki cumhura göre bundan maksad erkek veya kadın olsun "eş" dir. Çünkü vazgeçme ancak başkası lehine mehirden vazgeçme hakkına sahip kişi için düşünülebilir. Buna göre ayetin manası: "Ancak kadın hakkından vazgeçerse veya koca hakkından vazgeçerse" şeklinde olur. Koca, hakkı olan mehrin yarısından vazgeçerse tamamı hanımın olur.

Malikîlere göre bundan maksad velidir, vazgeçecek olan da kadındır. Kadın, yaşı küçük olma veya hacir altında olma gibi tasarruf ehliyetine mani bir hal yoksa bu haktan kendisi vazgeçer, varsa velisi bu hakkı iskat eder. Ayet-i kerimede geçen "kadının vazgeçmesi" ibaresi "buna ehliyeti varsa" demektir. "Nikah bağı elinde bulunan" dan maksad ise velidir.

Râcih görüş birincisidir, çünkü ayet-i kerimeye bazı kayıt ve şartlar ilave etmek delil isteyen hususlardandır.

Müşkilin hükmü: Müşkil lafızdan ne kastedildiğini anlamak hususunda araştırma yapıp ictihad etmenin, sonra başka nasslar veya teşri´ kaideleri veya teşri´ hikmeti gibi deliller ve karineler yardımıyle ortaya çıkan mana ile amelin vacib olmasıdır.



3. Mücmel



Manası ancak sözü söyleyenin bir ilave bir açıklamasıyla anlaşılabilecek derecede kapalı olan lafızdır. Yani manası akıl ile değil ancak mütekellimden gelen bir nakil ile anlaşılır. Mücmel müfesserin zıddıdır, manası ancak sözün sahibinden istisfar ile anlaşılır.

Mücmelde birden fazla mana olduğu için müşkiîden daha kapalıdır[3]

İcmalin sebebi şu üç şeyden biridir:

Birincisi: Lafzın birkaç manada müşterek olması. Meselâ: Mevâlî lafzı. Birisi "Ben malımın üçte birini mevâlîme vasiyyet ettim" dese onun da hem kendisini azad eden efendileri hem de azad ettiği köleleri bulunsa vasiyeti yapandan bir beyan gelmedikçe maksadı anlaşılmaz. Maksadını açıklamadan ölse, müşterek lafzı bütün manalannda kullanılmasına cevaz vermeyen Hanefî-lere göre bu vasiyet batıldır.

İkincisi: Dilde lafzın garib olması. Meselâ: "insan helû´ yaratılmıştır" (Maâric: 70/19) ayetindeki (lafzı garibdir. Allah (c.c.)ın "Kendisine şer dokunduğunda feryad eder, hayır dokunduğunda ise pintileşir" (Meâric: 70/20-21) mealindeki beyanı olmasaydı manası anlaşılmazdı. Kur´an-ı Kerîmdeki "" kelimeleri de mücmeldir. Bunların "kıyamet" demek olduğunu Allah (c.c:) beyan etmeseydi manalan anlaşılamazdı.

Üçüncüsü: Lafzın manasının lugavî manadan ıstılahı manaya nakledil­mesi. "Namaz, zekat, riba = faiz gibi lugavî manasından nakledilip şer´î bir manada kullanılan lafızlar lügat yoluyla anlaşılmadığından Sünnet-i Nebeviyye bunları beyan etmiştir.

Mücmelin hükmü: Muradın tayini hususunda sözün sahibinden bir beyan gelinceye kadar tavakkuf etmektir, çünkü manayı kapalı bırakan odur. Ne laf­zın sığasında ne de haricî karînelerde muradı beyan edecek bir şey bulunmadı­ğından sözün sahibine müracaat edip ne murad ettiğini sormaktan başka yol yoktur.

Eğer, icmal sâri´in sözünde ise, ne murad ettiğini beyan etmesi için ken­disine baş vurulur: Beyan yeterli olursa lafız mücmel´den müfessere intikal eder ve onun hükmünü alır. Namaz, zekat, hac ve benzerlerinde olduğu gibi. Eğer beyan kâfî değilse mücmel müşkil olur ve onun hükmünü alır. O takdirde sâri´den yeni bir beyan ve istifsara ihtiyaç kalmaksızın müctehid bu lafızdaki işkali izale eder. Meselâ[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Delaleti Açık Olmayan Lafızlar ve Mertebeleri
« Posted on: 29 Mart 2024, 11:25:24 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Delaleti Açık Olmayan Lafızlar ve Mertebeleri rüya tabiri,Delaleti Açık Olmayan Lafızlar ve Mertebeleri mekke canlı, Delaleti Açık Olmayan Lafızlar ve Mertebeleri kabe canlı yayın, Delaleti Açık Olmayan Lafızlar ve Mertebeleri Üç boyutlu kuran oku Delaleti Açık Olmayan Lafızlar ve Mertebeleri kuran ı kerim, Delaleti Açık Olmayan Lafızlar ve Mertebeleri peygamber kıssaları,Delaleti Açık Olmayan Lafızlar ve Mertebeleri ilitam ders soruları, Delaleti Açık Olmayan Lafızlar ve Mertebeleriönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes