> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Cuma Vaazı > Vaaz Projeleri > Allaha İman ve Allahın Sıfatları
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Allaha İman ve Allahın Sıfatları  (Okunma Sayısı 4133 defa)
01 Ekim 2010, 16:44:39
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 01 Ekim 2010, 16:44:39 »



ALLAH’A  İMAN  VE  ALLAH’IN SIFATLARI


Abdullah ÖZBEY


I- Konunun Plânı

A- Allah’a İman
B- Allah’a İman ve Allah’ın  Sıfatları Hakkında  İslam İnancının Özeti
C- Allah’ın Sıfatları: Zati ve Sübuti olmak üzere iki kısımdır.
1. Zati Sıfatlar   :Vücut, Kıdem, Beka, Vahdaniyet, Muhalefetün  lil havadis, Kıyam Binefsihi.
2. Sübuti Sıfatlar : Hayat, İlim, Semi’, Basar, İrade, Kudret,   Kelam, ve Tekvin dir.

II- Konunun Açılımı ve İşlenişi

Konuya kainatı yaratan, idare eden, kendisine ibadet edilen tek ve en yüce varlık olan Allah’a iman’ın,  iman esaslarının birincisi  ve temeli olduğu izah edilerek başlanır.Vaazın akışı içinde Allah’ın varlığına delalet eden ve insanı bu konuda düşünmeye  ve iman etmeye çağıran Kur’an ayetleri üzerinde durulur. Müminin Allah’ı tanıması amacıyla,  Allah’ın sıfatlarını bilmesi gerektiği vurgulanır. Allah’ın sıfatlarının ezeli ve ebedi olduğu, yaratıkların sıfatlarına benzemediği anlatılır. Her ne kadar isimlendirmede bir benzerlik varsa da Allah’ın ilmi, iradesi, hayatı, kelamı; bizim ilim, irade, hayat ve kelamımıza benzemediği izah edilir. Bizim Allah’ın zatını ve mahiyetini bilemediğimiz ve kavrayamadığımız için O’nu isim ve sıfatlarıyla tanıyabileceğimiz ifade edilir. Ayrıca Allah’ın zati ve subuti sıfatlarının anlamları, birer, birer açıklanır.

III- Konunun özet sunumu

Ergenlik çağına gelmiş, aklı başında olan her erkek ve kadına ilk önce farz olan, Allah’ı bilmek ve O’na inanmaktır. Allah vardır, O’nun varlığını anlamak ve bilmek için kendimize, kainata ve kainattaki yaratılış inceliklerine  ve her şeyin yerli yerine konduğuna bakmak yeterlidir.
Kainatta hiçbir şey kendiliğinden olmuş değildir. Mutlaka onu yapan ve ona şekil veren birisi vardır. Giydiğimiz elbise, kullandığımız eşya ve içinde oturduğumuz ev, bindiğimiz, vasıta, bütün bunların birer ustası ve yapanı vardır. Bunun gibi bizi, bütün canlıları, kainatı ve kainattaki akıllara durgunluk veren bu düzeni elbette bir yaratan vardır. İşte O, Allah tır. Bizi yaratan ve yaşatan O’dur. Öldürecek ve tekrar diriltecek olan da yine O’dur. Bu sebeple bizim için ilk görev, O yüce yaratıcıyı tanımak ve O’na inanmaktır. Allah, vardır ve birdir, Ondan başka tanrı yoktur.
Allah’a iman, O’nun sıfatlarını bilmeye bağlıdır. O, ancak sıfatlarıyla  bilinir ve tanınır. Çünkü Allah’ın zatını anlayıp kavramamız mümkün değildir. Allah’ın sıfatları, zati ve subuti olmak üzere iki kısımdır.
Zati Sıfatlar: Vücud, Kıdem, Beka, Vahdaniyet, Muhalefetün’lil-havadis, Kıyam bi-Nefsihi.
Subuti Sıfatlar: Hayat, İlim, Semi’, Basar, İrade, Kudret, Kelam ve Tekvindir.
Kur'an-ı Kerim ve hadislerde zikredilen Esmaül-Hüsna’nın her biri Allah’ın sıfatlarından birine delâlet eder.

IV- Konu İşlenirken Başvurulabilecek Bazı Ayetler


وَإِلَـهُكُمْ إِلَهٌ وَاحِدٌ لاَّ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ الرَّحْمَنُ الرَّحِيمُ
“Sizin ilahınız bir tek ilahtır. Ondan başka ilah yoktur. O Rahmân’dır, Rahîm’dir.” 
لَوْ كَانَ فِيهِمَا آلِهَةٌ إِلاَّ اللَّهُ لَفَسَدَتَا فَسُبْحَانَ اللَّهِ رَبِّ الْعَرْش عَمَّا يَصِفُونَ.
“Eğer yerde ve gökte Allah’tan başka ilahlar olsaydı kesinlikle ikisinin de düzeni bozulurdu. Demek ki, Arş’ın Rabbi Allah onların nitelemelerinden uzaktır, yücedir.” 
Konu ile ilgili faydalanılabilecek diğer ayetler şunlardır :Kasas, 28/88 ; İhlas 112/1-4; Şûrâ, 42/11; Bakara, 2/255 ; Yasin 36/82 ; Tâ-Hâ, 20/8 ; Zâriyât, 51/20-21 ; A’râf, 7/180 ; Fatiha, 1/1-4.

V- Konu İşlenirken Başvurulabilecek Bazı Hadisler

مَامِنْ مولودٍ إّﻻ يوُلدُ علَى الفِطْرَةِ ثم يقولُ اِقْرُؤا فِطرَةَ اللّهِ الَّتى فطَرَ النّاسَ علَيْهَا فأبَواهُ يُهَوِّدَانِهِ أوْ يُنَصِّرَانِهِ أوْ يُمَجِّسَانِهِ .

"Her çocuk fıtrat üzerine doğar" buyurdu ve sonra da "Şu ayeti okuyun" dedi: "Allah'ın yaratılışta verdiği fıtrat..." (Rum, 30). Sonra Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) sözünü şöyle tamamladı: "Çocuğu anne ve babası Yahudileştirir veya Hıristiyanlaştırır veya Mecusileştirir.” 
إنّ الإِسْلاَمَ بُنِىَ علَى خَمْسٍ: شَهادَةِ أنْ َ إلَهَ إّ اللّهُ، وَأنّ مُحمّداً عَبْدُهُ وَرَسُولهُ، وإقَامِ الصَّلاَةِ، وَإيتاءِ الزَّكاةِ، وَحجِّ البَيْتِ، وصَوْمِ رَمَضَانَ

İslâm beş esas üzerine bina edilmiştir: Allah'tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed'in O'nun kulu ve elçisi olduğuna şehâdet etmek, namaz kılmak, oruç tutmak, Kâbe'ye haccetmek, Ramazan orucu tutmak”   
عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ‏"‏ إِنَّ لِلَّهِ تَعَالَى تِسْعَةً وَتِسْعِينَ اسْمًا مِائَةً غَيْرَ وَاحِدَةٍ مَنْ أَحْصَاهَا دَخَلَ الْجَنَّةَ هُوَ اللَّهُ الَّذِي لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ الرَّحْمَنُ الرَّحِيمُ الْمَلِكُ الْقُدُّوسُ السَّلاَمُ الْمُؤْمِنُ الْمُهَيْمِنُ الْعَزِيزُ الْجَبَّارُ الْمُتَكَبِّرُ الْخَالِقُ الْبَارِئُ الْمُصَوِّرُ الْغَفَّارُ الْقَهَّارُ الْوَهَّابُ الرَّزَّاقُ الْفَتَّاحُ الْعَلِيمُ الْقَابِضُ الْبَاسِطُ الْخَافِضُ الرَّافِعُ الْمُعِزُّ الْمُذِلُّ السَّمِيعُ الْبَصِيرُ الْحَكَمُ الْعَدْلُ اللَّطِيفُ الْخَبِيرُ الْحَلِيمُ الْعَظِيمُ الْغَفُورُ الشَّكُورُ الْعَلِيُّ الْكَبِيرُ الْحَفِيظُ الْمُقِيتُ الْحَسِيبُ الْجَلِيلُ الْكَرِيمُ الرَّقِيبُ الْمُجِيبُ الْوَاسِعُ الْحَكِيمُ الْوَدُودُ الْمَجِيدُ الْبَاعِثُ الشَّهِيدُ الْحَقُّ الْوَكِيلُ الْقَوِيُّ الْمَتِينُ الْوَلِيُّ الْحَمِيدُ الْمُحْصِي الْمُبْدِئُ الْمُعِيدُ الْمُحْيِي الْمُمِيتُ الْحَىُّ الْقَيُّومُ الْوَاجِدُ الْمَاجِدُ الْوَاحِدُ الصَّمَدُ الْقَادِرُ الْمُقْتَدِرُ الْمُقَدِّمُ الْمُؤَخِّرُ الأَوَّلُ الآخِرُ الظَّاهِرُ الْبَاطِنُ الْوَالِي الْمُتَعَالِي الْبَرُّ التَّوَّابُ الْمُنْتَقِمُ الْعَفُوُّ الرَّءُوفُ مَالِكُ الْمُلْكِ ذُو الْجَلاَلِ وَالإِكْرَامِ الْمُقْسِطُ الْجَامِعُ الْغَنِيُّ الْمُغْنِي الْمَانِعُ الضَّارُّ النَّافِعُ النُّورُ الْهَادِي الْبَدِيعُ الْبَاقِي الْوَارِثُ الرَّشِيدُ الصَّبُورُ

Ebu Hureyre (r.a)’nin rivayetine göre Allah’ın Rasulü şöyle buyurmuştur:
“Allah’ın Rasulü (Allah O’na salat ve selam etsin) dedi ki: Allah’ın doksandokuz ismi vardır. Kim onları öğrenirse cennete girer. O, kendisinden başka tanrı olmayan Allah’tır ki :er-Rahman, er-Rahim, el-Melik, el-Kuddûs, es-Selâm, el-Mü’min, el-Müheymin, el-Azîz, el-Cebbâr, el-Mütekebbir, el-Hâlık, el-Bârî, el-Musavvir, el-Gaffâr, el-Kahhâr, el-Vehhâb,  er-Rezzâk, el-Fettâh, el-Alîm, el-Kâbıd, el-Bâsıt, el-Hâfıd, er-Râfî, el-Mu’ızz, el-Müzill, es-Semî’, el-Basîr, el-Hakem, el-Adl, el-Latîf, el-Habîr, el-Halîm, el-Azîm, el-Gafûr, eş-Şekûr, el-Aliyy, el-Kebîr, el-Hafîz, el-Mukît, el-Hasîb, el-Celîl, el-Kerîm, er-Rakîb, el-Mucîb, el-Vâsi’, el-Hakîm, el-Vedûd, el-Mecîd, el-Bâis, eş-Şehîd, el-Hakk, el-Vekîl, el-Kaviyy, el-Metin, el-Veliyy, el-Hamîd, el-Muhsî, el-Mubdi’, el-Muhyî, el-Mümît, el-Hayy, el-Kayyûm, el-Vâcid, el-Mâcid, el-Vâhid, es-Samed, el-Kâdir, el-Muktedir, el-Mukaddim, el-Muahhir, el-Evvel, el-Âhir, ez-Zâhir, el-Bâtın, el-Vâlî, el-Müteâlî, el-Berr, et-Tevvâb, el-Müntekım, el-Afüvv, er-Raûf, Mâlikü’l-Mülk, Zü’l-Celâli ve’l-İkrâm, el-Muksıt, el-Câmi’,el-Ganiyy, el-Muğnî, el-Mâni’, ed-Dâr, en-Nâfi’, en-Nûr, el-Hâdî, el-Bedî’, el-Bâkî, el-Vâris, er-Reşîd, es-Sabûr.” •

VI- Yararlanılabilecek Bazı Kaynaklar

Konu ile ilgili ayetlerin tefsirlerine bakılabilir. (Örneğin, Elmalılı, Hak Dini Kur’an Dili ; Prof. Dr. Süleyman ATEŞ, Yüce Kur’an’ın Çağdaş Tefsiri; DİB Kur’an Yolu)
1.   Diyanet İslam İlmihali, D.İ.B. Yay., Ankara 1999. S.30-33
2.   İlmihal, T.D.V.İlmihali, I.Cilt, İstanbul, 1999 S.81-91
3.   T.D.V.İslam Ansiklopedisi, Allah Mad., C.2, S.471-501; İman Mad., C.22, s.212-219; İslam Mad., C.23, S.1-42.



  Bakara, 2/163.
  Enbiya, 21/22
  Buhari, Cenaiz, 80, (II, 98)
  Tirmizi, Daavât, 82, (V, 530-531)
ESMA'ÜL-HÜSNA
Ebu Hureyre (r.a)’nin rivayetine göre Allah’ın Rasulü şöyle buyurmuştur: “Allah’ın Rasulü (Allah O’na salat ve selam etsin) dedi ki: Allah’ın doksandokuz ismi vardır. Kim onları öğrenirse cennete girer. O, kendisinden başka tanrı olmayan Allah’tır ki : ALLAH (Varlığı zorunlu olan ve bütün övgülere layık bulunan zatın özel ve en kapsamlı adı) RAHMÂN (Bağışlayan, esirgeyen), RAHÎM  (Bağışlayan, esirgeyen), MELİK  (Görünen ve görünmeyen alemlerin sahibi), KUDDÛS (Her eksiklikten münezzeh), SELÂM  (Esenlik veren), MÜ'MİN  (Güven veren, vaadine güvenilen), MÜHEYMİN (Kainatın bütün işlerini gözetip yöneten), AZÎZ (Yenilmeyen yegane galip), CEBBÂR (İradesini her durumda yürüten, yaratılmışların halini iyi eleştiren), MÜTEKEBBİR (Azamet ve yüceliğini izhar eden), HÂLİK (Takdirine uygun bir şekilde yaratan), BÂRİ' (Bir model olmaksızın canlıları yaratan), MUSAVVİR (Şekil ve özellik veren), GAFFÂR (Daima affeden, tekrarlanan günahları bağışlayan), KAHHÂR (Yenilmeyen, yegane galip), VEHHÂB (Karşılık beklemeden bol bol veren), REZZÂK (Bedenlerin ve ruhların gıdasını yaratıp veren), FETTÂH (İyilik kapılarını açan, hakemlik yapan), ALÎM (Hakkıyla bilen), KÂBIZ (Rızkı tutan, canlıların ruhunu alan), BÂSIT (Rızkı genişleten, ruhları bedenlerine yayan), HÂFID (Alçaltan, zillete düşüren), RÂFİ' (Yücelten, izzet ve şeref veren), MUİZ (Yücelten, izzet ve şeref veren), MÜZİL (Alçaltan, zillet veren), SEMİ' (İşiten), BASÎR (Gören), HAKE...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Allaha İman ve Allahın Sıfatları
« Posted on: 28 Mart 2024, 15:43:18 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Allaha İman ve Allahın Sıfatları rüya tabiri,Allaha İman ve Allahın Sıfatları mekke canlı, Allaha İman ve Allahın Sıfatları kabe canlı yayın, Allaha İman ve Allahın Sıfatları Üç boyutlu kuran oku Allaha İman ve Allahın Sıfatları kuran ı kerim, Allaha İman ve Allahın Sıfatları peygamber kıssaları,Allaha İman ve Allahın Sıfatları ilitam ders soruları, Allaha İman ve Allahın Sıfatlarıönlisans arapça,
Logged
20 Ağustos 2011, 23:58:21
muhsin iyi

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 87


« Yanıtla #1 : 20 Ağustos 2011, 23:58:21 »



Allah’ın (c.c.) Sıfatları

1Allah’ın (c.c) Zati Sıfatları:
Allah’ın (c:c.) zati sıfatları şunlardır:
a. Vücut: Var olmak demektir. Allah (c.c.) vardır. Ama O bizim gibi bir bedene muhtaç değildir. O’nun varlığı zihinde herhangi bir kalıba sokulamaz. Zihne Allah (c.c.) ile ilgili gelen her şekilden dolayı Allah’ı (c.c.) tenzih etmek (sübhânallah demek)  gerekir.

b. Kıdem: Allah (c.c.) ezelidir. Allah’ın (c.c.) varlığının bir başlangıcı yoktur. Allah (c.c.) ezelde (geçmiş bütün zamanlardan önce de) vardı. Allah (c.c.) zaman kaydından uzaktır.

c. Beka:  Allah (c.c.) ebedidir. Allah (c.c.) biz fani varlıklar gibi ölümlü değildir. Aslında Allah’ın (c.c.) zaman kaydından uzak olduğunu belirtmiştik.

d. Muhalefetü’n-Lil-havadis: Allah (c.c.) yarattığı hiçbir varlığa benzemez.

e. Kıyam Bi-nefsihi: Allah  (c.c.) Kendi zatıyla vardır. Varlığı için kimseye muhtaç olmamıştır.

f. Vahdaniyet: Allah (c.c.) birdir.

Bu sıfatlar, Allah’ın (c.c.) zatı ile ilgilidir. Allah’ın (c.c.) zatı ise bilinemez, tasarlanamaz, nitelenemez, ölçülemez, yer ve zaman kayıtlarına bağlanamaz. Bu özelliklerinden dolayı Allah’ın (c.c.) zati sıfatları sübuti sıfatlarından farklıdır. Çünkü bu sıfatları sübuti (olumlu, gerçekle bağdaşır) sıfatlar gibi varlık dünyasında, özellikle insan üzerinde görmek olanaksızdır. Bu nedenle bu sıfatların bazılarını  tam anlamıyla  kavramak da çok zordur. Çünkü insan zihni bu dünyadaki doğa yasalarıyla biçimlenmiştir. Bu yüzden mantık kuralları Allah’ın (c.c.) zatını, dolayısıyla zati sıfatlarını anlamakta ve kavramakta bir acziyet içerisinde bulunur. Yalnız vahdaniyet zati sıfatı ahirette ceza yada ödül almada en önemli sınav konusu olması dolayısıyla değerlerinden farklı olarak evrende, yeryüzünde, canlı ve cansız varlıklarda değişik ayetlerle gözler önüne serilmiştir.

Allah’ın zati sıfatlarını varlıklara ilişkin benzerliklerden tenzih etmek gerekir. Bu sıfatları sadece Allah’a (c.c.) has kılmak gerekir. Bu nedenle bu sıfatlara tenzihi veya selbi sıfatlar da denir.

a. Vücut: Zati sıfatlardan vücut ile zihinde Allah (c.c.) ile ilgili hiçbir şey tasarlanamaz. Allah’ın (c.c.) vücudu vardır, ama bu hiçbir biçimde yaratılmışların vücuduna benzemez. Ayrıca Allah’ın (c.c.) vücudu ile ilgili bir nitelik ve nicelik tasarlamak da doğru değildir.

Görünüşte insanın da bir vücudu vardır. Bu vücut, Kuran’ın Kerim’in ifadesiyle topraktan yaratılmıştır. Toprak da bütün evren ve içerisindeki her şeyle birlikte Allah’ın (c.c.) “Ol!” emri ile birlikte yoktan var edilmiştir. Allah (c.c.) evreni ve içerisindekileri yaratırken kendisinden hiçbir şey eklememiştir. O bunları yoktan yaratmıştır ve yaratmaktadır. Bilim, evrenin bir şişirilen balon gibi genişlemeye devam ettiğini belirttiğine göre bu yaratma süreci şu anda da sürüyor demektir. Allah’ın (c.c.) yaratma işini sadece bu evrenle de sınırlamak doğru değildir. Kuşkusuz Allah (c.c.) mahiyetlerini bilemeyeceğimiz, hayal bile edemeyeceğimiz nice evrenlerin de yoktan yaratıcısıdır. Bu yüzden yoktan yaratılmış bir şeyi, hele insan gibi son derece aciz bir varlığı vücut yönü ile evrenleri yaratan Allah (c.c.) ile karşılaştırmak, Allah (c.c.) karşısında insanın bir varlığının olduğunu düşünmek son derece küstahça bir tavırdır. Bu yüzden İslam bilginleri vücut sıfatını, varlık dünyasında, özelikle insan üzerinde  Allah’ın (c.c.) nitelik ve nicelik kaydıyla etkileri yada yansımaları görülen sübuti sıfatlarından saymamışlardır, zati sıfatları arasında kabul etmişleridir.

Allah (c.c.) Vacibü’l-vücuttur (yani varlığı gerekli, olmaması düşünülemez). Diğer varlıklar ise, birer mümkündür ( yani Allah’ın (c.c.)  yaratıp yaratmamada ilahi iradesine bağlı).

b. Kıdem: Allah’ın (c.c.) kıdem sıfatını da mantık kavramakta zorlanır. Çünkü doğada her canlı varlığın bir başlangıcı vardır. Hatta cansız varlıklar için de bu durum geçerlidir. Binlerce, milyonlarca yılda oluşan fosillere belli bir yaş tespit edilebilmektedir. Hatta çağımızda bilim, dünyamızın ve içerisinde bulunduğumuz evrenin bile bir başlangıcı olduğunu kabul etmiştir. Ama Allah (c.c.) ezelidir. Allah’ın (c.c.) ezeli oluşunu yaratılmış herhangi bir varlıkla karşılaştırmak olanaksızdır. Çünkü Allah (c.c.) dışında herhangi bir ezeli varlık yoktur. Bu yüzden Allah’ın kıdem sıfatını kavramak gerçekten çok güçtür.

Çağımıza gelinceye kadar pek çok filozof, dünyanın ve evrenin ezeli olduğunu düşünmüştür. Bu yüzden Allah’ın (c.c.) da dünya ve evrenle aynı zamanda varolduklarını sanmışlardır. Çağımızda geçerliği yüksek oranda kabul gören “Büyük patlama kuramı (Bingbang)” ile bu anlayış bilim dışı kabul edilmiş, Allah’ın (c.c.) ezeli olduğu, yarattığı varlıkların da sonradan meydana geldiği  doğrulanmıştır.

c. Beka: Allah’ın (c.c.) kıdem (ezeli) oluşu  mantıkla kavranamayacak bir zati sıfatı iken beka (ebedi) zati sıfatı, insanın doğası ile onaylanabilecek bir özellik taşır. İnsan, hiçbir zaman ölümü içine sindirememiştir. Her ne kadar her birimizin sınırlı bir ömre sahip olduğunu zihnen düşünsek de hiçbir insan ölümün kendi başına gelebileceğine ihtimal bile vermek istemez. İnsan bu dünyaya adeta ebedi yaşamak için gelmiştir. Bu onun iç dünyasında bir inançtan da öte bir şeydir. İnsan, ruhsal dünyasından gelen bir güdüyle yani ebedi yaşam arzusuyla adeta hiç ölmeyecekmiş gibi bir ömür için programlanmıştır. Bundan dolayı inançlı birisi de olsa pek çok insan gafletle  ahiret hesabını düşünmeden günah denizine dalmaktadır, Allah’ın (c.c.) emir ve yasakları karşısında gereken saygıyı ve titizliği göstermemektedir. Kuşkusuz iç dünyasındaki bu ebedi yaşam arzusu ile kişi, Allah’ın (c.c.) beka sıfatını da rahatlıkla kavrayabilir. İnsana böyle bir ebedi yaşam arzusu yüklediğine göre Allah’ın (c.c.) beka zati sıfatı ile ahirette ebedi bir yaşamla insana ömür vereceğine inanabilir.

d. Muhalefetü’n-Lil-havadis: Allah’ın (c.c.) diğer bir kısım zati sıfatlarını anlamakta zihin aslında pek o kadar önemli bir sıkıntı yaşamaz. Çünkü bunlar az çok mantık kuralları ile rahatlıkla anlaşılabilir. Örneğin muhalefetü’n-lil-havadis (Allah’ın [c.c.] yarattığı hiçbir varlığa benzememesi) zati sıfatını mantıkla kavrayabilmekteyiz. Şöyle ki, bir ressam ile yaptığı tablodaki şekiller arasında bir ilişki kurmak, ressamın tablosundaki şekillerle kendi fiziksel görüntüsünü çizdiğini iddia etmek  ne kadar saçma ise Allah’ı (c.c.) yarattığı varlıklara benzetmek, O’nu yarattığı varlıklar biçiminde tasarlamak  da  o kadar mantık dışı bir çabadır. Ressam kendi resmini çizmeksizin kendi dışındaki varlıkların resmini çizmede sınırsız bir olanağa sahiptir. Yüce Allah (c.c.) da mutlak ve özgür iradesiyle böyle bir olanağa  bir ressamdan daha çok hak sahibidir. Bu yüzden yüce Allah’ı (c.c.) yarattığı varlıklara benzetmekten tenzih ederiz.

e. Kıyam Bi-nefsihi: Allah’ın (c.c.) kıyam bi-nefsihi (Allah, [c.c.] Kendi zatı  ile vardır. Varlığı için kimseye muhtaç olmamıştır) zati sıfatını da mantık kavramakta zorluk çekmesine karşın varlık dünyasında verilecek bazı somut örneklerle de bu sıfat mantık için anlaşılır kılınabilir. Örneğin bir trenin vagonlarını düşünelim. En sonuncusu için “Bunu hareket ettiren şey nedir?” diye düşündüğümüzde ilk vagona kadar onu nedenlere bağlayabiliriz. İlk vagondan da makine bölümüne geçebiliriz. Artık “Makine bölümünü hareket ettiren nedir?” diye sormak saçma olur. Zira o kendinden hareketlidir. Onun önünde hareket eden, ettiren bir cisim aramak doğru değildir. Yüce Allah (c.c.) da varlık dünyasını yoktan var etmiştir. Bütün doğa yasaları sonunda O’nun gücüne ve kudretine bakar. Gerek varlık dünyasında gerekse doğa yasalarında ilk neden Allah’a (c.c.) dayanır. Allah’ın (c.c.) varlığı ve sıfatları için Kendi’sinden başka bir dayanak, güç ve kudret aramak tıpkı tren vagonlarının önündeki makine bölümünün önünde başka bir çekici güç aramak gibi saçma bir şeydir.

f. Vahdaniyet: Allah’ın (c.c.) vahdaniyeti (bir oluşu) mantıkla, evrendeki, yeryüzündeki, canlı ve cansız varlıklardaki pek çok ayetle kavranabilecek bir gerçekliğe sahiptir. Bu açıdan diğer zati sıfatlarından ayrılır.  Allah (c.c.) vahdaniyetini insanlar doğru yolu bulsunlar, hak dine girsinler diye adeta gözler önüne sermiştir.

Her birimizin yüzünde aynı organlar bulunmaktadır. Allah (c.c.) bununla her yüze yaratıcılarının tek olduğu (el-Vahid) imzasını vurmuştur. Ayrıca her yüzde diğer yüzden ayrılan özellikler bulunmaktadır. Bu küçük farklılıklar nedeniyle tıpkı aynısı iki yüze dünyada rastlanamaz. İkizlerde bile durum böyledir. Allah (c.c.) bu küçük nüanslarla da eşsiz ve benzersiz olma (el-Ahad) mührünü insanın yüzüne vurmuştur. Aslında bu durum tüm canlı varlıklar için de geçerlidir.
 
Allah’ın (c.c.) tek oluşuna her varlık kendi hal diliyle tanıklık etmektedir. Evrendeki düzen, varlıkların biçimlerindeki uyum, yaratıcının tek olduğunu kanıtlamaktadır. Çünkü pek çok ilahın olduğu bir yerde mutlaka mücadele ve rekabet de olacaktır. Bunun sonucu olarak pek çok ilahın evrendeki düzeni anarşiye, varlılardaki uyumu da kaosa sürüklemesi gerekirdi. Böyle olumsuz şeyler söz konusu olmadığına, yani evrende herkesin tanıklık ettiği  bir düzen,  varlıklarda gözle görülür bir uyum olduğuna göre Allah’ın (c.c.) tek olduğu gün gibi açıktır.

Allah’ın (c.c.) vahdaniyetinin, diğer zati sıfatlarına göre insanın ölümden sonraki ahiret yurdunda ebedi ödül yada ceza görmesinde önemli bir sınav konusu olması da dikkati çeker. Allah (c.c.) insanın Kendi’sinin bir oluşunu kavramasını istemiştir. Kendi’sine başka bir varlığı şirk koşmasını kesinlikle yasaklamıştır. Allah (c.c.), Kuran-ı Kerim’de şirk dışında kalan diğer günahları affedebileceğini de belirtmiştir. Şirki en büyük günah olarak kabul etmiştir. Allah’a (c.c.) şirk koşanlar ebedi cehennemle uyarılmıştır.

Allah’ın (c.c.) vahdaniyeti (tek oluşu) insanların aynı ebeveynin evlatları gibi toplumsal yaşamda ve kanun...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
16 Mart 2015, 15:14:26
Rabia K
Yeni Üyeler 2015
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 53


« Yanıtla #2 : 16 Mart 2015, 15:14:26 »

Allah ın varlıgına inanmalı ona iman etmeli ve yeryüzündeki bütün güzellikleri keşfeder  ve farklı acıdan bakarsak ona baglılıgımız artar.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
16 Mart 2015, 15:47:41
❣ Muhammed ❣

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 3.112


« Yanıtla #3 : 16 Mart 2015, 15:47:41 »

Esselamu Alleyküm VE Rahmetullah...Konu çok güzel ve öz anlatılmış.Bizler Allah (celle celaluhu)nu göremeyiz.Fakat onun varlığı o kadar belliki iman etmemek için akılımızın olmaması gerekir.Şu dünyadaki ahenk'ke bi bakalım bu nasıl oluşurur.İnsan düşünemiyor.Çünkü insan oğlu beynin %100 nu kulanamaz.Ama Allah'ın verlığı o kadar bellki beygamberlerin mucizesiyle olan bir çok olay.Allah'ın varlığı ortaya koyar ve Ona iman etmemiz için bir an bile beklememeliyiz.Hemen şehadet getirip müslüman olmalı ve ibadetlerini yerine getirmeliyizki Allah'ın rızasını kazanıp cennetine nail olalım.Rabbim (celle celaluhu) razı olsun paylaşımdan dolayı İnşaAllah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes