๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Tahavi Şerhi => Konuyu başlatan: Vatan Var Olsun ! üzerinde 07 Ocak 2012, 19:57:14



Konu Başlığı: Cennet ve Cehennem
Gönderen: Vatan Var Olsun ! üzerinde 07 Ocak 2012, 19:57:14
Cennet ve Cehennem


"Cennet ve cehennem yaratılmışlardır" sözlerinin ifade ettiği gerçek ile ilgili olarak şunu belirtelim ki; ehl-i sünnet ittifakla cennet ve cehennemin yaratılmış ve şu anda mevcut olduklarını kabul etmektedirler. Ehl-i sünnet ve’l-cemaat, Mutezile ve Kaderiye’ye mensup bir takım kimseler ortaya çıkıp da bunu inkâr etmelerine ve: Hayır, Yüce Allah bunları Kıyamet gününde yaratacaktır, demelerine rağmen bu kanaate sahip olmaya devam etmiştir.

Mutezile ve Kaderiye’yi bunu inkâr etmeye iten ise onların, Yüce Allah’ın fiilleri için bir şeriat olarak tesbit ettikleri ve O’nun şunu yapması gerekir, bunu da yapmaması gerekir diye koydukları fasit ilkeleri sebep olmuştur. Onlar yaratıklarının fiillerini O’na kıyas ederek, bu gibi iddialarda bulunmuşlar ve böylelikle onlar fiileri itibariyle Müşebbihe arasına katılmışlardır. Cehmiyye kanaatleri onların arasına da girmiş ve aynı zamanda Muattile de olmuşlardır. Hatta; cennetin amellerin karşılığının verilmesinden önce yaratılmış olması abestir, demişlerdir, çünkü bu durumda cennet çok uzun bir süre atıl kalır ve hiçbir işe yaramaz.

Böylelikle onların Yüce Rab için tesbit ettikleri bu batıl şeriata muhalif olan nassları reddettiler, nassları yerlerinden kaydırarak tahrif ettiler, kendilerinin tesbit ettikleri şeriate muhalefet edenlerin sapık ve bid’atçi olduklarını ileri sürdüler.

Kitabın bu husustaki nasslarının bazıları şunlardır: Yüce Allah cennet hakkında: "O, takva sahipleri için hazırlanmıştır." (Al-i İmran, 3/133); "Allah’a ve rasûlüne iman edenler için hazırlanmıştır." (el-Hadid, 57/21) diye buyurmaktadır. Cehennem hakkında da: "O, kâfirler için hazırlanmıştır." (Al-i İmran, 3/131); "Şüphesiz ki cehennem bir pusudur, azgınların dönüp varacakları bir yerdir." (en-Nebe’, 78/21-22); "Andolsun ki onu diğer bir inişinde görmüştü. Sidretu’l-Müntehâ yanında. Cennetu’l-Me’va’da onun yanındadır." (en-Necm, 53/13-15) diye buyurmaktadır.

Peygamber -Sallallahu aleyhi vesellem- Sidretu’l-Müntehâ’yı gördüğü gibi, onun yanında Cennetu’l-Me’va’yı da görmüştür. Nitekim Buharî ile Müslim’de, Enes -Radıyallahu anh- yoluyla gelen İsra’yı anlatan hadiste de böyle denilmektedir. O hadisin sonlarında şu ifadeler yer alır: "Sonra Cibril beni, Sidretu’l-Müntehâ’ya getirinceye kadar yola koyuldu. Onu mahiyetlerini bilemediğim renkler bürüdü. Sonra cennete girdim, orada yüksek kubbeleri andıran inciler gördüm, toprağı misk’ten idi."[150]

Yine Buharî ile Müslim’de, Abdullah b. Ömer -Radıyallahu anh-dan gelen rivayete göre Rasûlullah -Sallallahu aleyhi vesellem- şöyle buyurmuştur: "Sizden herhangi bir kimse öldükten sonra sabah-akşam ona kalacağı yer gösterilir. Şâyet cennet ehlinden ise, cennet ehli arasındaki yeri eğer cehennem ehlinden ise cehennem ehli arasındaki yeri gösterilir ve: Bu senin kalacağın yerdir, Kıyamet gününde Allah seni ölümden sonra diriltinceye kadar (oraya) girmeyeceksin," denilir.[151]

el-Berâ b. Âzib -Radıyallahu anh- yoluyla gelen hadis daha önceden geçmiş bulunmaktadır. O hadiste şu ifadeler yer almaktadır: Semadan bir münadi: Kulum doğru söyledi, ona cennetten bir döşek yayınız ve cennete giden bir kapı açınız, diye seslenir. Bunun üzerine ona cennetin hoş ve güzel kokuları gelmeye başlar..."[152]

Yine el-Berâ’nın bu hadisinin manasında Enes yoluyla gelen hadis de daha önceden geçmiş bulunmaktadır.

Müslim’in Sahih’inde, Âişe -Radıyallahu anh-dan şöyle dediği kaydedilmektedir: Rasûlullah -Sallallahu aleyhi vesellem- hayatta iken güneş tutuldu... deyip, hadisi nakletti: Hadiste şu ifadeler de yer almaktadır: Rasûlullah -Sallallahu aleyhi vesellem- buyurdu ki: "Ben şu bulunduğum yerde size vadolunmuş herbir şeyi gördüm. Öyle ki kendimi, siz beni öne doğru ilerler gördüğünüzde cennetten bir salkım aldığımı dahi gördüm. Andolsun siz beni geri doğru gelirken gördüğünüzde cehennemin birbirini yiyip bitirdiğini de gördüm."[153]

Buharî ve Müslim’de, -lafız Buharî’nin olmak üzere- Abdullah b. Abbas’tan şöyle dediği kaydedilmektedir: Rasûlullah -Sallallahu aleyhi vesellem-in döneminde güneş tutuldu. Hadisin geri kalan bölümlerini zikrettikten sonra şu ifadeleri de zikretmektedir: Ey Allah’ın Rasûlü, biz seni bulunduğun bu yerde birşey alır gibi gördük; sonra da senin geriye doğru geldiğini gördük. Şöyle buyurdu: "Ben cenneti gördüm ve oradan bir salkım almak üzere elimi uzattım, eğer elime geçirmiş olsaydım, dünya kaldığı sürece siz de ondan yemeye devam ederdiniz. Cehennem ateşini de gördüm, asla bugünkü gibi korkunç bir manzara görmüş değilim. Cehennem ehlinin çoğunlukla kadınlar olduğunu da gördüm." Bunun sebebi nedir ey Allah’ın Rasûlü, diye sordular. "İnkarcılık ederler" diye buyurdu. Yani onlar Allah’ı mı inkar ederler, diye sorulunca şöyle buyurdu: "Onlar kocalarına karşı nankörlük ederler, yapılan iyiliğe karşı nankörlük ederler. Sen onlardan birisine ömür boyu iyilik yapsan da sonra senden küçük bir kusur görse; ben senden asla hayır namına hiçbir şey görmedim, der."[154]

Müslim’in Sahih’inde, Enes’den gelen rivayette de (Peygamber -Sallallahu aleyhi vesellem-in şöyle buyurduğu kaydedilmektedir): "Nefsim elinde olana yemin ederim ki, şâyet benim gördüklerimi görmüş olsaydınız, pek az gülerdiniz, çok ağlardınız." Neler gördün ey Allah’ın Rasûlü, diye sordular: "Cenneti ve cehennemi gördüm" diye buyurdu.[155]

Muvatta’ da ve Sünen’lerde Kâb b. Malik yoluyla gelen hadiste şöyle dediği kaydedilmektedir: Rasûlullah -Sallallahu aleyhi vesellem- buyurdu ki: "Mü’minin canı cennet ağaçlarına konan bir kuştur. Taki Yüce Allah, Kıyamet gününde onu tekrar cesedine geri döndürünceye kadar."[156]

İşte bu, Kıyamet gününden önce ruh’un cennete girişi hususunda çok açık bir ifadedir.

Müslim’in Sahih’inde, Sünen’lerde ve Müsned’de Ebu Hureyre -Radıyallahu anh- yoluyla gelen hadiste belirtildiğine göre Rasûlullah -Sallallahu aleyhi vesellem- şöyle buyurmaktadır: "Allah cennet ile cehennemi yarattıktan sonra Cibril’i cennet’e gönderdi ve: Git te orayı gör. Orada, oraya girecekler için hazırladıklarıma da bak, dedi. Cibril gidip oraya, orada oraya girecekler için hazırlananlara baktı ve geri döndü, dedi ki: İzzetin hakkı için yemin ediyorum. Onun bu halini kim duyarsa mutlaka buraya girecektir. Bunun üzerine Yüce Allah emir vererek cennetin etrafı hoşlanılmayan şeylerle çepeçevre kuşatıldı. Yine: Dön ve tekrar ona ve oraya girecekler için orada hazırladıklarıma bir bak, dedi. Tekrar gitti oraya baktı, sonra geri döndü ve dedi ki: İzzetin hakkı için oraya hiç kimsenin giremeyeceğinden korkmaya başladım. Sonra onu cehenneme gönderdi ve: Git oraya ve orada, oraya girecekler için hazırladıklarıma bir bak, dedi. Cibril oraya gitti ve baktı. Herbir bölümünün diğerinin üstüne çıkmış olduğunu gördü, sonra da geri dönüp şunları söyledi: İzzetin hakkı için onun bu halini kim işitirse buraya mutlaka girmez. Bunun üzerine (Cenab-ı Allah) emir vererek etrafı arzu ve şehvetlerle çepeçevre kuşatıldı. Sonra tekrar ona: Git, orada oraya girecekler için neler hazırladıklarıma bir bak, diye buyurdu. O da gitti ve ona bakıp geri döndü ve şöyle dedi: İzzetin hakkı için buraya girmeksizin hiç kimsenin kurtulmayacağından korkmaya başladım."[157]

Sünnet’te buna benzer rivayetler çok fazladır.

Vadolunan cennet, Adem’in içinde yaratıldığı ve sonradan çıkartıldığı cennet’tir diyenlerin görüşlerine gelince, cennetin şu anda var olduğuna dair görüş açık bir görüştür. Ancak bu cennet’in Adem’in yaratılıp çıkartıldığı cennet olup olmadığı ile ilgili görüş ayrılıkları da bilinen bir husustur.

Cennet henüz yaratılmamıştır. Çünkü eğer şu anda yaratılmış olsaydı, zorunlu olarak Kıyamet gününde sonunun gelmesi, içinde bulunan herkesin helak olup, yok olması gerekirdi. Çünkü Yüce Allah: "O’nun vechinden başka herşey helâk olacaktır." (el-Kasas, 28/88); "Her can ölümü tadıcıdır." (Al-i İmran, 3/185) diye buyurmaktadır, diyenlerin bu husustaki şüphelerine gelince;

Tirmizî, Sünen’inde İbn Mes’ud -Radıyallahu anh-dan şöyle dediğini rivayet etmektedir: Rasûlullah -Sallallahu aleyhi vesellem- buyurdu ki: "İsra’ya götürüldüğüm gece İbrahim ile karşılaştım. Bana: Ey Muhammed, ümmetine benden selam söyle ve onlara haber ver ki; cennetin toprağı hoş, suyu tatlıdır ve orası dümdüz bir arazidir. Oraya dikilecek olan ağaçlar ise subhanallahi velhamdulillahi ve la ilahe illallahu vallahu ekber sözleridir, dedi."[158] Tirmizî: Bu hasen, garib bir hadistir dedi.

Yine Tirmizî’de Ebu’z-Zübeyr’in, İbn Cabir’den rivayetine göre Peygamber -Sallallahu aleyhi vesellem- şöyle buyurmuştur: "Kim subhanallahi ve bihamdihi diyecek olursa cennette onun için bir hurma ağacı dikilir."[159] Tirmizî dedi ki: Bu hasen, sahih bir hadistir.

Bu şüphe sahipleri derler ki: Şâyet cennet yaratılmış ve bitirilmiş olsaydı, dümdüz bir arazi olmazdı ve bu gibi ağaç dikmelerinin bir manası olmazdı.

Yine derler ki: Yüce Allah’ın Firavun’un hanımının: "Rabbim benim için nezdinde cennette bir ev yap." (et-Tahrim, 66/11) dediğine dair buyruk da bu kabildendir.

Buna cevab: Eğer sizler bu sözlerinizle cennet şu anda yoktur, Sûr’a üfürülmek gibi, insanların kabirlerinden kalkması gibi bir şeydir, demek istiyorsanız bu batıl bir iddiadır. Bu iddiayı bundan önce kaydetmiş olduğumuz deliller ile sözünü etmediğimiz benzeri deliller reddetmektedir. Şâyet bu sözlerinizle Yüce Allah’ın cennette, cennete girecekler için hazırladıklarının tamamını yaratması henüz tamamlanmamıştır. Yüce Allah orada yine ardı arkasına bir takım şeyler yaratmaktadır. Mü’minler oraya girdirilecekleri vakit te yine o esnada başka hususları da yaratacaktır, demek istiyorsanız bu haktır, bunun reddedilmesine de imkan yoktur. Sizin ileri sürdüğünüz deliller de ancak bu kadarına delalet etmektedir.

Yüce Allah’ın: "O’nun vechinden başka herşey helak olacaktır" (el-Kasas, 28/88) buyruğunu delil getirmenize gelince, sizler âyet-i kerîme’nin anlamını yanlış anladığınızdan ötürü bunu delil diye göstermektesiniz. Bu buyruğu cennet ve cehennemin şu anda var olmadığına dair delil göstermeniz size benzer görüşleri ileri sürenlerin cennet ile cehennemin yok olacaklarına, harab olacaklarına, oradakilerin de öleceklerine dair delil getirmelerini andırmaktadır. Bundan dolayı sizler de sizin gibi görüşleri savunanlar da bu âyeti kavrama muvaffakiyetine mazhar değilsiniz. Bunu anlayabilme muvaffakiyetine İslamın önder ilim adamları mazhar olmuşlardır.

Onların bu husustaki açıklamalarının bir kısmı şöyledir: Buradaki "herşey"den kasıt, Yüce Allah’ın yok olup fena bulacağını takdir etmiş olduğu herşeyin helak olacağı, yok olacağı anlamındadır. Cennet ile cehennem ise yok olmak için değil, baki kalmak için yaratılmışlardır. Arş da bu şekildedir ve o cennetin tavanıdır. Bu O’nun mülkü müstesnâ, diye de açıklandığı gibi, O’nun zatının rızası aranarak yapılmış olanlar müstesna diye de açıklanmıştır. Yine şöyle bir açıklama da yapılmıştır: Yüce Allah: "Onun üzerindeki her canlı fanidir" (er-Rahman, 55/26) buyruğunu indirince, melekler: Yeryüzü ahalisi helak oldular, dediler ve kendileri ebedi kalacakları ümidine kapıldılar. Yüce Allah da semadakilerin de, yerdekilerin de öleceklerini bildirdi ve: "O’nun vechinden başka herşey helâk olacaktır." (el-Kasas, 28/88) diye buyurdu. Yani O hayy’dır ve ölmeyecektir. İşte o vakit melekler de öleceklerine kesin olarak inandılar.

Bu açıklamaları yapanlar, bu nasslar ile -Yüce Allah’ın izniyle biraz sonra zikredileceği üzere- cennet ile cehennemin kalıcılığına delâlet eden muhkem nassları bir arada uygun bir şekilde anlamak için yapmışlardır.

Tahâvî’nin -Allah ona rahmet etsin-: "Ebediyyen yok olmazlar, fena bulmazlar" sözlerine gelince, selef ve halef’ten imamların cumhur’unun kabul ettiği görüş budur.


[150] Buhârî 3207, 3787; Müslim 164.

[151] Muvatta, I, 239; Buhârî 1379; Müslim 2866.

[152] Müsned, IV, 287, 295-296; Ebû Dûvûd 4753

[153] Buhârî 1212; Müslim 901.

[154] Buhârî 1052; Müslim 907.

[155] Müslim 426.

[156] Muvatta, I, 240; Tirmizi 1641; Nesai, IV, 108; İbn Mâce 1449; Müsned, III, 455, 456, 460, Vı, 386.

[157] Ebû Dâvûd 4744; Tirmizî 2563; Nesaî, VII, 3-4; Müsned, II, 332, 354.

[158] Tirmizî 3458.

[159] Tirmizî 3460, 3461.


Konu Başlığı: Ynt: Cennet ve Cehennem
Gönderen: Mehmed. üzerinde 07 Nisan 2021, 08:37:45
Esselamü aleyküm Rabbim bizleri cennetine alsın Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Cennet ve Cehennem
Gönderen: Sevgi. üzerinde 10 Nisan 2021, 00:30:39
Aleyküm selam. Rabb'im bizleri herzaman rızasına uygun şekilde yaşayan ve rızasına erişen kullarından eylesin inşaAllah