> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Mostar Aylık Kültür ve Aktüalite Dergisi > Türkiye > Türkiye’de medya ve siyaset ilişkileri
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Türkiye’de medya ve siyaset ilişkileri  (Okunma Sayısı 684 defa)
04 Temmuz 2012, 14:31:30
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 04 Temmuz 2012, 14:31:30 »



Türkiye’de medya ve siyaset ilişkilerinin kırılma dönemleri
Alper GÖRMÜŞ • 60. Sayı / TÜRKİYE


Türkiye'de medyanın bir kesiminin, bir ucunda “sempati”nin öbür ucunda “organik”e yakın bir ilişkinin bulunduğu geniş bir yelpazede hükümetin etkisine açık bir çizgide gazetecilik yaptığı açık. Medyanın ikinci büyük grubunun genel müdürü, Başbakan'ın damadı; daha ötesi var mı? Ayrıca, medyanın en büyük grubunun sahibi, Başbakan'la atışmalarının birinde, talip oldukları büyük bir gazetecilik dışı iş için Başbakan'ın kendisine “Onu onlara verdik” (ikinci en büyük gruba) dediğini aktardı. Bu ifade tekzip edilmedi.

Medyanın, pejoratif bir biçimde “yandaş” diye adlandırılan kesimi esasen Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AK Parti) bilinçli çaba ve desteğiyle son 7-8 yılda ortaya çıktı. Fakat hiç unutmamalıyız: İktidar partisini, gazeteciliğin selameti bakımından hiç de hayırlı olmayan böyle bir çaba içine iten şey, medyanın, bu partiye ve onun temsil ettiği kesimlere (“irtica”) düşman muamelesi yapması oldu. Ben, AK Parti kadrolarının, iktidar öncesinde böyle bir hazırlık yaptıklarını ve bu “operasyon”da başarılı olamazlarsa iktidarlarını sürdüremeyeceklerine dair bir düşünce geliştirdikleri kanaatindeyim. Hiç de yanlış değildi bu tespit. Meseleyi evveliyatı ile birlikte alırsak, AK Parti'nin giriştiği medya hamlesinin kendi içinde bir meşruiyetinin olduğunu da kabul etmek zorunda kalırız.

Bana, 1960, 1971, 1980 ve 28 Şubat süreçlerinin bu noktaya gelinmesindeki rollerini soruyorsunuz... Medyanın, tek parti iktidarı dönemindeki, neredeyse devlet iktidarının dolaysız bir parçası olduğu yıllardan, bugünkü “hükümeti destekleyen medya”, “resmî ideolojiyi destekleyen medya” noktasına nasıl gelindiğini anlatırken, ben kısmen sizin anımsattığınız dönemlerle uyuşan, fakat esasen farklı diyebileceğim kırılma noktalarına başvuracağım.

Geçen yıl Birikim dergisi için kaleme aldığım bir yazıda Türk basınını 1923'ten başlayarak günümüze kadar başlıca dört kırılma dönem içinde değerlendirmiştim. O yazıda da belirttiğim gibi, Türk basınının niteliği gereği, bütün kırılma noktaları basının iktidarlarla kurduğu ilişki tarafından belirleniyordu.

Birinci dönem: Medyanın “devlet”in neredeyse dolaysız bir uzantısı olduğu 1923-1950 dönemi (tek parti iktidarı): Böyle bir yapıda iktidarla medyanın çatışması eşyanın tabiatına aykırıydı ve hiçbir zaman böyle bir şey olmadı (kamuoyunu etkileyebilecek yaygın medyadan söz ediyorum, yoksa “münferit vaka”lar her zaman olur). Bu dönemde devlet (baba) en fazla, medya “yaramaz çocukluk” ettiğinde onun kulağını bükmekle yetinmiştir.

İkinci dönem: Medya 1950'lerden itibaren (Hürriyet'in kurulması: 1948) görece bir bağımsızlıktan yararlanmaya başladı. Artık devletin dolaysız bir parçası değildi ama iktidarların elinde hâlâ önemli manipülasyon araçları vardı: Teşvikler, kâğıt ithali ve tahsisi, devlete bağlı fabrikalarda üretilen kâğıdın fiyatlarını belirleme tekeli, sahip olduğu büyük iktisadi kurumların (Kamu İktisadi Teşebbüsleri-KİT'ler) reklamlarından gazeteleri yararlandırma keyfiyeti vb.

Çok partili sisteme paralel bir süreç izleyen bu dönemde, medya sermayesi sadece medya sermayesiydi. Bir başka deyişle “patronları gazeteciler olan gazeteler” dönemiydi bu ve sektörün sınırlı yapısı nedeniyle patronların iktidarlardan büyük iktisadi beklentileri yoktu; biraz kâğıt, biraz reklam, dolayısıyla pek az çatışma.

Üçüncü dönem: 1980'lerden itibaren medya patronlarının “başka işleri” de olmaya başladı. Başlangıçta (1990'ların sonlarına kadar) medya patronlarının tamamı, iktidarların zaten sürekli para akıttığı “İstanbul sermayesi”ne bağlı oldukları için sorun çıkmadı. Bu dönemde medya sermayeleri çeşitli devlet ihalelerini alarak ve başka bazı imkânlardan faydalanarak ülkenin en güçlü sektörlerinden birini oluşturdular.

Dönemin belirleyici karakteri, iktidarların, alternatifsiz olan medyaya bağımlı olmasıydı (“kartel” dönemi). O nedenle iktidarlar medyanın önündeki molozları ayıklıyor, arada bir mırın kırın ettiklerinde de medyadan gelen “kafamı kızdırma” kampanyalarına maruz kalıyorlardı.

Dördüncü dönem: Ne zaman ki “başka işleri de olan” medya patronlarının “Anadolu kaplanı” versiyonları çıktı ortaya, işte o zaman çatışma kaçınılmaz oldu. (Bu değişimi bütün netliğiyle gösteren sembol olay, Aydın Doğan'ın Ceyhan'da rafineri talebine karşılık, Tayyip Erdoğan'ın “Onu Çalık'a verdik” cevabıydı.)

Günümüze gelirsek... Askerî vesayet (yargıyı da katarak devlet iktidarının vesayeti de diyebiliriz) sürdüğü ve AK Parti demokrasiye en yakın parti olarak kaldığı sürece, iktidarla kurduğu ilişki özünde problemli olsa da, “yandaş” denilen medyanın pozisyonu, son tahlilde olumlu kalmaya devam edecektir.

Fakat hiç kuşkusuz bu işin ideali, gerek resmî ideolojiden gerekse de siyasi iktidarlardan gerçek anlamda bağımsız yeni, eleştirel, demokrat bir medyanın ortaya çıkmasıdır.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Türkiye’de medya ve siyaset ilişkileri
« Posted on: 29 Nisan 2024, 23:29:09 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Türkiye’de medya ve siyaset ilişkileri rüya tabiri,Türkiye’de medya ve siyaset ilişkileri mekke canlı, Türkiye’de medya ve siyaset ilişkileri kabe canlı yayın, Türkiye’de medya ve siyaset ilişkileri Üç boyutlu kuran oku Türkiye’de medya ve siyaset ilişkileri kuran ı kerim, Türkiye’de medya ve siyaset ilişkileri peygamber kıssaları,Türkiye’de medya ve siyaset ilişkileri ilitam ders soruları, Türkiye’de medya ve siyaset ilişkileriönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes