Konu Başlığı: Kırmızı Et Şeker Hastalığı Riskiyle İrtibatlı Gönderen: Sefil üzerinde 06 Ekim 2011, 20:51:29 Kırmızı Et, Hususiyle İşlenmiş Et, Şeker Hastalığı Riskiyle İrtibatlı
Neticeleri American Journal of Clinical Nutrition'da yayımlanan bir araştırmaya göre, kişi ne kadar fazla işlenmiş veya işlenmemiş et yiyorsa, tip 2 şeker hastalığı riski o kadar yüksek olmaktadır. Tip 2 şeker hastalığı şişmanlıkla alâkalıdır ve vücut yeterince insülin hormonu üretemediğinde veya hücreler insülini uygun şekilde kullanamadığında meydana gelir. İnsülin vücudun glikozu (şekeri) enerji için kullanmasına yardımcı olur. Şeker hastalığındaki gibi kan glikozu yüksek olduğunda kalb hastalığı, sinir ve böbrek hasarı ile körlük meydana gelebilir. Araştırmaya göre günde 100 gram işlenmemiş et (biftek, hamburger) yiyen katılımcılarda tip 2 şeker hastalığı meydana gelme riski yaklaşık % 20 daha fazlaydı. Buna karşılık, günde sadece 50 gram işlenmiş et (sosis veya domuz pastırması gibi) tüketen katılımcılarda tip 2 şeker hastalığı riski % 51 daha yüksekti. Miktarlar fazla olmamasına rağmen, şeker hastalığı riskinin önemli ölçüde artması dikkat çekiciydi. Son yıllarda hem şeker hastalığı sıklığının hem de kırmızı et tüketiminin artması da enteresandır. Şeker hastalığı riskini azaltmak için; vücut ağırlığı artışına mâni olmak, fizikî açıdan aktif olmak ve sebze, meyve, tam tahıl, az yağlı süt ürünleri ve protein ihtiva eden bir diyet takip etmek lazımdır. Çalışmada farklı araştırmaların verileri kullanılmıştır. (WebMD Health News 09.08.2011) Şişmanlıkla Mücadele İçin Bebekler Bile Egzersiz Yapmalı Şişmanlığa karşı yürütülen yeni bir kampanya dâhilinde İngiliz devleti yeni bir rehber yayımladı. Bu rehbere göre, henüz yürüyemeyenler dâhil, beş yaşın altındaki çocuklar her gün üç saat egzersiz yapmalılar. Yayımlanan ilk rehberde ise, beş yaşın altındaki yürüyebilen çocukların günde en az üç saat aktif olmaları gerektiği belirtilmişti. Uzmanlar, anne-babalara çocukların televizyon seyretme veya bebek arabasında oturma sürelerini de kısaltılmalarını tavsiye etmektedir. Üç saatlik aktivite güne yayılmalıdır. Uzmanlar, bu günlük egzersiz miktarının oyunla muhtemelen karşılanabileceğini, ayrıca okula yürüyüş gibi aktivitelerin de eklenmesinin münasip olacağını belirtmektedir. (InteliHealth 11.07.2011) Suyu Temizlerken Enerji Üretmek Jiao Tong Üniversitesi'nde (Şangay) Y. Liu liderliğindeki bir araştırma ekibi, atık suları temizlerken elektrik üretmeyi başardı. Liu, "Water Science and Technology" adlı dergide yayımlanan makalesinde; atık su, kanalizasyon gibi çevre kirliliğinde mühim payı olan kirli suların temizlenip tekrar kullanıma yönlendirilmesinin maliyetine dikkat çekiyor. Organik atıklarla kirlenmiş su, tabiatta kirlenmeye sebep olmaz. Kirlenmeye ve insana zararlı bir çevreye sebep olan azot, fosfor gibi inorganik bileşiklerin sudan ayrıştırılması çevre teknolojilerinin hâlâ üzerinde çalıştıkları husustur. Son yıllarda bu konuda geliştirilen foto katalitik yakıt hücreleri, güneş ışığını kullanarak suyu temizlerken elektrik enerjisi de üretmektedir. İlk örneklerinde kirli suyu ayrıştırarak hidrojen ve oksijen üreten sistemlerden elde edilen hidrojen, yenilenebilir bir enerji kaynağı olarak kullanılmaya çalışılıyor. Liu, geliştirdikleri yakıt hücresi ile yapılan testlerde, ilâç endüstrisinde kullanılan, şahsî bakım ürünlerinden çıkan veya boya sanayisinin bıraktığı birçok inorganik bileşiğin sudan ayrıştırılarak, suyun tabiatta kirlilik meydana getirmeyecek hâle getirildiğini ifade ediyor. Işığı bir enerji kaynağı kabul eden ekip, platin üzerinde titanyum dioksit nanotüpler kullanarak foto katalitik yakıt hücresi geliştirdi. Kirli suyun temizlenmesiyle ortaya çıkan hidrojen, yakıt hücresinden elektrik enerjisi üretmekte kullanılıyor. Çalışmalarda şehir kanalizasyonlarını ve kirlenmiş nehirleri bu tip sistemlerle temizleyip insana zarar vermeyecek bir çevrenin inşası hedefleniyor. Enerji Derleyen Göstergeler Taşınabilir elektronik cihazlar hayatımızın vazgeçilmezleri arasına girdikçe, bu cihazların enerji depolama kapasitesini artırmak veya daha az enerji tüketen cihazlar geliştirmek öncelikli bir hedef hâline gelmiştir. Cep telefonları ve dizüstü bilgisayarlarda bu hususta mühim mesafeler kat edilmesine rağmen, şarja daha geç ihtiyaç gösteren cihazlar geliştirme yolunda çalışmalar devam ediyor. Daha fazla enerji depolayan batarya çalışmalarının dışında, bataryaya destek olacak enerji sağlayan birimler oluşturmak, hayata geçirilmeye çalışılan uygulamalar arasında. Birçok araştırma merkezinde, 'enerji hasat eden' sistem ve malzemeler üzerinde çalışmalar devam ediyor. Meselâ sıvı kristal (LCD) ekranlar üzerine güneş pili eklemek, bu ekranın tükettiği enerjinin bir kısmını bataryaya iade edebiliyor. Bilim adamları LCD ekranlardan, arka plânda üretilen ışığın sadece % 5'inin kullanılarak görüntü elde edildiğini fark ettiler. Bununla birlikte bir ekran, dizüstü bilgisayarın toplam enerjisinin 1/3'ini kullanmaktadır. Yani ortada ciddi bir verimsizlik vardır. Bu verimsizliğin en mühim faktörlerinin LCD'de kullanılan polarizörler ve renk filtreleri olduğu fark edildi. Kaliforniya Üniversitesi (UCLA) Malzeme Mühendisliği Bölümü'nden Prof. Yang Yang, ekran ışığının % 75'ini harcayan polarizörler yerine plâstik fotovoltaik polarizörleri geliştirdi. Böylece enerji tüketen değil üreten bir LCD elde edilmiş oldu. Y. Yang ekibinin "Advanced materials" dergisinde yayımladığı makalede, yeni polarizörlerin önceki LCD tiplerinde harcanan veya arkaplândan gönderilen ışığın 3/4 kadarını elektriğe dönüştürdüğünü rapor etti. İ. H. İhsanoğlu - Y. Demir - S. R. Sayın sızıntı |