Kardiyoloji dünyasından yeni haberler

Kardiyoloji dünyasından yeni haberler

Geçen hafta Amerikan Kardiyoloji Koleji’nin Chicago’daki yıllık bilimsel toplantısına dünyanın dört bir köşesinden 20 binden fazla katılan oldu. Bu hafta, sunulan binden fazla bilimsel araştırma arasında kalp damar hastalarını en çok ilgilendireceğini düşündüğüm 10 bildiriye değineceğim

1-Ameliyatla diyabet tedavisi: Çok şişman olup da hayat tarzı değişiklikleriyle birçok denemeye rağmen zayıflayamamış olanlara tavsiye edilen zayıflama ameliyatlarının amaçlarına ulaştığına dair kanıtlar var. Toplantıda bildirilen bir araştırmada şeker hastası olan fazla kilolu ve şişman kişilerin ameliyatla tedavi edildiklerinde kan şekerlerinde hızlı bir düzelme olduğu görüldü. ABD’deki Cleveland Clinic hastanesinde 150 hasta rasgele 3 gruba ayırıldı. İlk 2 gruptaki hastalara farklı zayıflama ameliyatları uygulandı, diğerleri ameliyatsız izlendi (kontrol grubu).
Bir yıl sonra bakıldığında ameliyat olanların ortalama 25 - 30 kilo zayıfladıkları ve yarıya yakınında kan şekerinin diyabet sınırının altına indiği gözlendi. Aynı haftada bildirilen, İtalyan araştırmacıların önderlik ettiği benzer bir çalışmada da 2 yılın sonunda 10 hastadan dokuzunda şeker hastalığının gerilemiş olduğu saptandı.
Birçok uzman, sonuçları heyecan verici bulsa da bu yöntemi yaygın olarak kabul etmeden önce daha çok araştırmaya ve uzun dönem takibe gerek olduğunu belirtiyor.

2-Yüksek kolesterole karşı yeni bir silah: Karaciğer hücrelerinin yanlarından geçen kanın içindeki kötü kolesterol parçalarını toplayan kepçeler vardır. Bu kepçelerin işini kolaylaştırıp daha çok kötü kolesterolün kandan toplanıp safrayla atılmasını amaçlayan ilaç ilk araştırmalarda çok etkili ve güvenli gözüküyor. Statin grubu ilaçlarla kolesterolü epeyce düşürülse de istenilen düzeyin altına inmemiş 180 hastaya verilen yeni ilaç yüzde 50 hatta daha fazla ek bir düşüş sağladı.
İlk veriler çok ümit verici olsa da, ilacın yararının çok, yan etkilerinin az olduğunun kanıtlanabilmesi için yıllar sürecek ve binlerce hastalık araştırmalara ihtiyaç var. En önemlisi, ilacın sadece kötü kolesterolü düşürdüğü değil, kalp krizini de önlediğinin kanıtlanması.

3-Yeni baypas ameliyatı eskisinden iyi değil: Kalbi durdurmadan yapılan baypas ameliyatının insan vücudunu daha az yoracağı, hastaların daha çabuk iyileşeceği düşünülürdü. 19 ülkede yaklaşık 5 bin hastanın rastgele iki gruba ayrıldığı çalışmada, kalp-akciğer makinasının kullanıldığı klasik açık kalp ameliyatıyla, atan kalpte yapılan baypas ameliyatı arasında bir fark olmadığı görüldü. Uzmanlar, ister klasik ister yeni yöntem seçilsin, mühim olanın cerrahın ustalığı ve tecrübesi olduğunu dile getiriyorlar.

4-Acil tanıda bilgisayarlı tomografi işe yarıyor: Göğüs ağrısıyla acil polikliniğe giden hastaları gören doktorun aklından ilk geçen, “Sakın kalp krizi olmasın!” endişesidir. Bu şüpheyi açıklığa kavuşturmak için birçok testten geçirilip gözlem altında tutulan hastaların büyük bir çoğunluğunda kalp hastalığı olmadığı anlaşılır. Bu süreçte bolca harcanan zaman ve paranın azaltılması için çare arayan bilim insanları, “Acaba kalp krizi şüphesi olan hastalarda bilgisayarlı tomografiyle kalbi besleyen damarların resmini çeksek daha çabuk tanı koyabilir miyiz?” sorusuna cevap aradılar. İki karşılaştırmalı çalışma, damarların resmini çekmenin güvenli ve daha hızlı tanı koydurttuğunu gösterdi. Böylece, insanların işlerine güçlerine daha çabuk döneceğini söyleyen uzmanların yanında röntgen ışınlarının olumsuz etkileri olduğunu hatırlatanlar da var.

5-Ameliyatsız kapak değiştirme yaygınlaşıyor: Son 10 yılda yaklaşık 50 bin hastanın daralmış aort kapağının yerine bu yöntemle yapay kapak yerleştirildi. Dünyanın birçok ülkesindeki yüksek riskli hastaların katıldığı iki araştırma, hiçbir kesiye gerek olmadan takılan yeni kapağın güvenli olduğunu gösterdi. En önemlisi, 4 yıllık izlemede takılan kapakta yıpranma olduğuna dair hiçbir belirti olmaması doktorları sevindirdi. Ameliyatın riskinin yüksek olduğu hastalarda büyük yarar sağlayan bu işlemin, henüz düşük riskli hastalarda uygulanmaması gerektiğini söyleyen uzmanlar, bu konuda daha uzun süreli araştırmalara gerek olduğunun altını çiziyorlar.

6- Önce görmek gerek: Kalp ve damarları hem dışarıdan hem içeriden görüntüleyen yöntemlerin tartışıldığı toplantılarda en çok ilgimi çeken 2 bildiri vardı. Birinde 4 ABD’li uzman, Hindistan’ın ücra bir köşesinde binlerce köylüyü taramış. Doktorlar, şüphelendikleri bin kişinin kalbini ultrasonla görüntüleyip filmleri elektronik olarak ABD’deki meslektaşlarına göndermişler ve ayrıntısıyla inceletmişler. Birçok ciddi kalp hastası teşhis edilip tedavisine başlanmış. Tüm incelemelerin 48 saatte tamamlandığı, böylesine yaygın ve etkin bir tarama Guinness Rekorlar Kitabı’na girmiş. İkinci bildirilen çalışma, henüz deney aşamasında olsa da çok ilginç. Araştırmalar yolunda giderse, nanoteknolojiyle geliştirilen ve damardan verilen, gözle görülemeyecek kadar küçük parçacıklar hücrelerin yakından görüntülenmesini sağlayacak.

7-Sağlık harcamaları: Sağlık harcamalarının her geçen yıl arttığı ABD’de birçok uzman, gereksiz tıbbi işlemlerin yol açtığı israfın bu artışın önemli bir nedeni olduğunu belirtiyor. Hem hastalara daha iyi sağlık hizmeti sunmak hem de masrafları azaltabilmek için hangi işlemin uygun olduğu, hangisinin uygunsuz veya uygunluğunun belirsiz olduğunu saptayan akademisyenlerin sunduğu raporlar hararetli tartışmalara yol açtı. İstedikleri zaman, ne kadar pahalı olduğuna bakmadan yüksek teknoloji kullanmaya alışmış hekimlerin ve bunları talep eden hastaların tepkilerine neden olsa da, araştırmacılar hizmetin kalitesini düşürmeden hatta yükselterek kemer sıkmanın mümkün olduğunu iddia ediyorlar.

8-Brezilyalı hastalara daha iyi hizmet: Brezilyalı bilim insanları, 34 hastaneyi rasgele 2 gruba ayırdılar. Birinin çalışanlarına kalp krizi için kanıtlanmış tedavilerle ilgili özel eğitim verdiler, sonra uygulamaları denetlediler. Diğer gruptaki hastanelerde bir değişiklik yapılmadı. Sonuçlar, çağdaş kanıtlanmış tanı ve tedavi yöntemlerinin birinci grupta yarı yarıya daha fazla kullanılmaya başlandığını gösterdi. Sistemli eğitim ve denetlemenin sağlık hizmetlerinin kalitesini yükselttiğini gören uzmanlar, bu yöntemi Brezilya’da yaygın olarak uygulama niyetindeler.

9-Kök hücresinde düş kırıklığı: Toplantıda başarıya ulaşmış olanların yanı sıra sonucu negatif olan araştırmalar da bildirildi. Bunlardan biri, kemik iliğinden alınan kök hücrelerinin kalp kasına iğneyle enjekte edildiğinde bir yarar sağlanmadığını gösteren çalışmaydı. Konuyla ilgili bilim insanları, bu sonuçların kök hücre tedavisinin değil, kullanılan özel yöntemin işe yaramadığını gösterdiğinin ve bu alanda ümit verici birçok gelişme olduğunun altını çizdiler.

10-Türk ve dünya kardiyologları beraber: Chicago’daki Türk Kardiyoloji Derneği ile Amerikan Kardiyoloji Koleji ortak bir sempozyum düzenledi. İki ülkeden uzmanlar, kalpte oluşan deliklerin ameliyatsız olarak nasıl kapatılacağını örnekleriyle tartıştılar. Türkiye açısından gurur verici bir diğer gelişme de genç bir kardiyoloğa verilen başarı ödülüydü. Şu sırada Yozgat’ın Sorgun ilçesinde mecburi hizmetini yapmakta olan Dr. Mikail Yarlıoğlueş’in yüksek tansiyonda yangıyla ilgili bilimsel çalışması, toplantıya gönderilen en iyi bildirilerden biri olarak ödüllendirildi.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın