TIMETURK yazarı ve Gıda Güvenliği Hareketi Genel Başkanı Kemal Özer'in son yazısı çok konuşulacak...


Fikir ve kuruluş aşamasında oldukça iyi niyetli gelişen 'HELAL SERTİFİKA' konusunda günümüzde bilmediğimiz neler var? sorusuna yanıt veren Özer, sektörün maddi bir döngüye kurban edilmek üzere olduğunu bakın hangi gerçeklerle anlattı...

TIMETURK yazarı Kemal Özer, kaleme aldığı son yazısında 'Helal sertifika' konusunu masaya yatırdı. "Bir yanda nefsimiz, diğer yanda şeytan" diyerek konuya başlayan Özer, hayatını maddi eksene sabitleyenlerin hangi malzeme para ediyorsa onu kullanacağını belirtti.

Egemen güçlerin otoritesini sürdürme adına kullandığı en büyük silahlardan birinin 'Gıda Sektörü' olduğuna dikkat çeken Özer, söz konusu odakların bu alanda etkilerinin daim kılınması için çaba safettiklerini yazdı.

Başladığı günlerde oldukça iyi niyetli bir proje olduğuna dikkat çektiği 'HELAL GIDA' konusunda "Hiçbir şey başladığı gibi olmuyor. Maalesef" diyen Özer,  meselenin geldiği noktada büyük sorunların ortaya çıktığını ve netice itibariyle ihlâs ve samimiyet ortadan kalktığını aktardı.

Yazısında tam da bu noktada başlayan 'HELAL' istismarını çarpıcı gerçekleri ile ortaya koyan Kemal Özer şunları söyledi:

Bu coğrafyalarda pazar kaybeden egemen güçler, kayıplarını telafi etmekte pek zorlanmadılar. Çünkü -özellikle Müslümanların azınlıkta olduğu ülkelerde- adı ‘Müslüman’ ama kendisinin Müslüman olup olmadığı tartışmalı kimseler adına, sözde ‘helâl sertifika’ kuruluşları kurdular. Bir kâğıdın başına ‘besmele’ altına da ‘helâl’ yazınca, nasılsa her şey çözülüyordu. Çünkü çağın Müslümanları, bir fâsığın getirdiği haberi araştırmak gibi bir derdin sahibi değildiler.

Tam da hesapladıkları gibi oldu. Artık adını sanını kimsenin bilmediği ülkelerde bile, onlarca hatta yüzlerce ‘helâl sertifika’ dağıtan kurum ortaya çıktı. Hatta hatta öyleleri ortaya çıktı ki; bu belgeyi verenlerin belirttikleri sanal ülkeleri, -haritadaki olmayan- yerini kendileri de bulamıyorlardı.