๑۩۞۩๑ Bilim Dunyası ๑۩۞۩๑ => Tıp Dünyası => Konuyu başlatan: Sefil üzerinde 31 Ağustos 2010, 14:25:19



Konu Başlığı: Faz bir baş ağrısına karşı diyet
Gönderen: Sefil üzerinde 31 Ağustos 2010, 14:25:19
   


Faz bir baş ağrısına karşı diyet tedavi etme oranı yüzde 90′dan fazla

Kahvaltı

Kavun, elma ya da armut Yulaf ve su, tatlandırıcısız Mayasız, tam tahıllı ekmek

Öğle Yemeği

Büyük yeşil salata, bir çay kaşığı zeytinyağı ve bir çay kaşığı
keten tohumu yağı ile Bir nişastalı sebze ya da tahıl – mısır, tatlı patates, buharda
pişmiş havuç, esmer pirinç Üzüm, armut ya da elma

Akşam Yemeği

Domatesli büyük yeşil salata, bir çay kaşığı zeytinyağı ve bir çay
kaşığı keten tohumu yağı ile Bir buharda pişmiş yeşil sebze – çalı fasulyesi, kuşkonmaz,
enginar, brokoli, kabak Bir nişastalı sebze ya da tahıl – ceviz ağacı meyvesi ya da meşe
palamudu, patates, darı, tam buğdaydan yapılmış makarna Domates sosu (tuzsuz) kullanmak serbesttir.
Dünyanın her yerinden gelen araştırma sonuçlarına göre bu etkili bir yaklaşımdır. Yine de araştırmaların sayısının özellikle
bu ülkede yeterli sayıda olmadığını itiraf etmeliyim. Nedeni basit, kimse ilgilenmiyor. Ancak yapılan çalışmalar tahmin edileceği gibi olumlu sonuçlar vermiş ve kan yangısı belirleyi­cilerinde ve hasta sendromlarında iyileşme olduğunu belge­lemişler. Bunun günlük safhalarla oluştuğunu gördüm.
İşte oto-immün rahatsızlığı olan hastalarda iyileşme olasılı­ğını artıran ve gelişme göstermelerini sağlayan temel yollar:

1. İçinde süt ürünleri, tahıl, glüten bulunmayan sıkı bir vejetaryen diyeti elzemdir. Düşük proteinli bir diyetin faydası olur.

2. Kalori başına yüksek besin değeri ve normal vücut ağır­lığını korumaya yetecek kalori kısıtlaması çok önem­lidir.

3. Araşidik asidi ve DHA seviyesini bir yağ asidi profili ile kontrol etmeniz gerekir. Büyük Sigara İçicileri Tanı Laboratuarından alınacak bir kan testi yararlı olur. Eğer yağ asidi dengesi anormalse omega-3 yağ asidi için (keten tohumu ya da yağı, balık yağı) ve/ya da bitkiden elde edilen saf DHA ile desteklemek gerekebilir. Ben genellikle keten yağı ile bitkiden alınan DHA’yı karıştı­rarak balık yağını kesmeye çalışıyorum, çünkü balık yağının fazlası toksik ve sindirimi güç olabiliyor. Bitki­den elde edilen DHA biraz daha pahalı olsa da balığa göre daha az kokuşmuş oluyor. Oto-immün rahatsızlık­ları için kullanılan yüksek dozda balık yağı ne kadar da olsa ilaçlardan daha güvenilir. Eğer yararı oluyorsa, kul­lanılmasını kösteklemeyi düşünmem.

4. Terapi perhizi bunlara ek olarak otoimmün tepkilerini kontrol etmede ve hiper-aktif immün sistemini normal (daha düşük) bir hareket seviyesine indirmede çok etkili olabilir. Methotrexate ve İmmuran gibi multiple immu-nosuppresive ilaçlarına bağımlı hastalara perhiz yaptır­mayın. Çünkü bu çeşit ilaçları kullanırken perhiz yap­mak tehlikelidir. Bu terapiyi uygulayan hastaların bir doktor tarafından uygun bir şekilde yönlendirilmesi gerekir. Oto-immün rahatsızlıkları için terapi perhizi ile daha yakından ilgilenenler Sağlık İçin Perhiz ve Yemek: Hastalıkları Yenmek İçin Bir Tıp Doktoru Programı isimli kitabımı okuyabilirler. Doktorlar, kapsamlı tıbbi referansların yanında vaka çalışmalarımı da içeren tıp dergisi makalelerini ofisimden ya da internet sitemden alabilirler, (www.drfuhrman.com) 5. Yiyecek elemesine gidin ve yiyecek hassasiyetlerinizi belirlemek için çabalayın. Tehlike yaratan yiyeceklerin bir çoğu zaten hayvansal ürünler, tahıl ve süt ürünleri çıkarıldı; ancak birçok hasta kendi durumlarını daha kötüye götüren başka yiyecekleri de tespit edebilirler. Bu yiyecekler alerji testlerinde rutin olarak ortaya çıka­rılmazlar. Bunun için genellikle kısa süreli bir perhiz gerekir sonra kademe kademe, her gün sadece yeni tek bir yiyeceğin sunulması ve perhiz sürecinde acının art­masına neden olan herhangi bir yiyecek elenir. Daha açık hale getirmek için tekrarlamak istiyorum; romatizmal artrit ve diğer otoimmün rahatsızlıkları olan hasta­larda alerji testlerinde bazı yiyecekler için IgG ve IgE seviyelerinin yüksek olması alışılmadık bir şey değildir. Yine de bu yiyecekler ve semptomları ağırlaştırdığını tespit ettiğimiz yiyecekler arasında klinik bir bağlantı bulunmamaktadır. Diğer araştırmacılar da aynı tespitleri yapmışlardır. Genellikle hastalarımdan bu testlere boş yere para harcamamalarını isterim.