๑۩۞۩๑ Bilim Dunyası ๑۩۞۩๑ => Tıp Dünyası => Konuyu başlatan: Ekvan üzerinde 19 Kasım 2009, 11:58:02



Konu Başlığı: Ekonomik kriz saçı da vurdu
Gönderen: Ekvan üzerinde 19 Kasım 2009, 11:58:02
(http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/300781.jpg)


İSTANBUL - Zira sıkıntı ve kaygıyla tetiklenen ‘stres egzaması’; herkesi işsizlik ve gelecek kaygısının sardığı bugünlerde hayli arttı. Eğer siz de derinizdeki kaşıntı ve döküntülerden yana dertliyseniz, hemen krize girmeyin! Çünkü tedavisi için bir dermatoloji uzmanına gitmeniz yeterli.

SAÇI DÖKÜLEN ERKEK ÖZGÜVEN SORUNU YAŞIYOR
Erkekler her ne kadar saç dökülmesini problem etmediklerini söyleseler de yapılan araştırmalar ve saç dökülmesini önleyici ürünlerin yüksek satış oranı bunun tam tersini söylüyor.

Yapılan farklı araştırmalar gösteriyor ki özellikle Türk erkeklerinin en büyük kâbusu saçlarının dökülmesi. Bilhassa 25-30 yaş aralığını kapsayan “genç yaşta saç kaybı”, erkekleri uykusuz bırakacak kadar derinden etkiliyor. Saçlarının dökülmesinden üzüntü ve endişe duyan, yaşlı göründüğünü ve çekiciliğinin azaldığını düşünen erkeklerin sayısı ise yüzde 60’ı geçiyor.

Genç yaşta saçlarını kaybetmeye başlayanlar daha “yoğun” stres ve özgüven kaybı yaşarken, ilerleyen yaşlarda saçlarını kaybedenler “orta” dereceli strese maruz kalıyor. Deri hastalıkları ile stres ve ruhsal etkileri arasındaki ilişki öteden beri biliniyor. Kişi psikolojik sıkıntılarını, kişisel ya da ailesel sorunlarını bir dermatolojik problem halinde yansıtabildiği gibi kendiliğinden oluşmuş bir deri problemi (saç dökülmesi) vücut imajını zedeleyecek bireysel ve psikolojik bozukluklara; hatta psikososyal olumsuzluklara yol açabiliyor. Kısaca saç dökülmesi ve stres arasında iki çeşit ilişkinin söz konusu olduğu biliniyor:

1. Nörotik bir ruhsal yapının desteklediği, görünürde organik bir neden olmaksızın, stresin körüklediği saç dökülmeleri.
2. Saç dökülmesi sonucu oluşan görünüme karşı kişinin geliştirdiği psikolojik reaksiyonlar.

Saç dökülmesi problemi iş yaşamının yorgunluğundan, ilaç kullanımından, genetik rahatsızlıklardan, stresten ve dengesiz beslenmeden meydana gelebiliyor


STRES EGZAMASI
Medical Park Bahçelievler Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Neslihan Dolar, son dönemde ekonomik krizin neden olduğu stresle birlikte artış gösteren ve en çok saçta ortaya çıkan ‘stres egzaması’ hakkında bilgi verdi.

 Egzama nedir?
Egzama; çeşitli iç ve dış faktörlerin sonucunda, derinin iltihabi cevabı olarak ortaya çıkan klinik tabloların genel ismidir. Hastaların çoğunda ortak klinik özellikler gösterirler.

 Stres egzaması nedir?
Deri; kişinin iç ve dış ortamları arasında bir sınır oluşturan, duygularımızın ve reaksiyonlarımızın yansımasında önemli rolü olan bir organdır. Yapılan araştırmalarda; dermatolojik hastalıkların yaklaşık yüzde 40’ında, eşlik eden bir psikolojik bozukluk olduğu görülmektedir. Strese bağlı olarak ortaya çıkan deri hastalıkları arasında en sık görüleni ise ‘stres egzaması’ olarak da bilinen ‘liken simpleks kronikus’tur.

 Kimlerde görülür?
Stres egzaması, son derece yaygın bir hastalıktır. En sık görüldüğü yaş grubu 30-50 yaş aralığıdır. Kadınlarda, erkeklerden daha sık görülür. Hastalık, obsesif kişilik yapısına sahip kişilerde ve alerjiye yatkınlığı olan bireylerde daha sık görülür.

 Belirtileri nelerdir?
Bu hastalık; başlangıçta görünür herhangi bir bulgu olmaksızın, kişinin kaşıntı duyması ve sürekli kaşıntı ve sürtünme sonucu ortaya çıkan belirtilerle karakterizedir. Kaşınan bölgelerde zamanla kızarıklık, kepeklenme ve deride kösele benzeri kalınlaşma ile birlikte pul pul deri dökülmeleri ve kabuklu yaralar ortaya çıkar. Egzama ilerlerse, bu bölgelerde zamanla sulantı, ağrı ve açık yaralar ortaya çıkabilir. Daha da ilerlerse bu yaralardan deriye giren bakteriler enfeksiyona yol açabilir. Tedavi edilmezse kaşıntı sürekli bir hal alır ve giderek vücudun değişik yerlerine yayılır.

 Vücutta nerelerde oluşur?
Vücudun herhangi bir yerinde görülebilmekle birlikte; en sık saçlı deri ense sınırında, sırtta kürek kemiklerinin üzerindeki deride ve bacaklarda ortaya çıkar. Özellikle kullanılan elin ulaşabildiği deri alanlarında, akşamları artan kaşıntı ile kendini gösterir. Hastalık bazen makat bölgesini de tutabilir ve şiddetli dayanılmaz kaşıntıya yol açabilir.

 Son dönemde bir artış var mı?
Stres egzaması; kişinin vücudunun dile gelmesidir. Bu nedenle de son dönemde, özellikle dünyada yaşanan ekonomik krizle birlikte yaşanan psikolojik stresler, iş yoğunluğu, işsizlik, kaygı ve endişe gibi durumlar nedeniyle stres egzaması vakalarına daha sık rastlıyoruz. Özellikle de saçlı deride ve sırtta daha çok ortaya çıkıyor. Çünkü buralar, gün içerisinde rahatlıkla kaşınabilecek bölgeler olup, elin ulaşabildiği alanlardır. Saç derisi kalın olduğundan, belirtilerin ortaya çıkması ve kaybolması daha uzun zaman alabilir.

 Tedavisi nasıl yapılır?
Tedavi edilmeyen ve ihmal edilen durumlarda, deride geri dönüşümsüz belirtiler meydana gelebilir. Deride kalınlaşma ve deri renginde koyulaşma bazen yıllarca sürebilir. Stresin tetiklediği bu hastalık da strese neden olur ve olay bir kısır döngüye girer. Bu nedenle hastalığın erken tanısı ve tedavisi önemlidir. Tedavide kaşıntıyı önleyici sistemik ve lokal ilaçlar ve kremler kullanılır. Altta yatan herhangi bir başka problemin olup olmadığı araştırılır. İleri vakalarda psikolojik destek de faydalı olur.

 Egzama olan biri tedavi sırasında nelere dikkat etmeli?
Egzama başladıktan belli bir süre sonra, kişi farkında olmadan elini o bölgeye götürür ve sürekli kurcalar. Bu da egzamanın daha da artmasına neden olur. O yüzden tedavi sırasında ilaçların etkisiyle kaşıntı kesilecektir; ancak alışkanlık haline gelen kaşıma ve kurcalama yapılmamalıdır.

 Egzama olmamak için ne gibi önlemler alınabilir?
Daha rahat ve stressiz bir yaşam, tedaviye en önemli katkıyı sağlayacaktır. Ayrıca cildin nemlendirilmesi çok önemlidir; cilt PH’ı ile uygun, kurutucu etkisi olmayan şampuan ve kremler kullanılmalıdır.