Konu Başlığı: Birçok kişide d vitamini eksikliği var Gönderen: Sefil üzerinde 23 Ekim 2011, 15:28:12 BİRÇOK KİŞİDE D VİTAMİNİ EKSİKLİĞİ VAR
Bir resmî rapora göre, Amerikalıların yaklaşık üçte biri yeterli D vitamini almıyor. Amerikan Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezlerinin (CDC) bu raporu, önceki çoğu çalışmanın neticeleriyle paraleldir: Toplumun mühim bir kısmı düşük D vitamini riski altındadır. Kanda yapılan yaygın bir D vitamini testine dayalı olarak geçen yıl dört D vitamini durumu kategorisi geliştirilmiştir: Yeterli D vitamini, eksiklik riski, yetersizlik riski ve muhtemelen çok yüksek olan seviyeler. D vitamini yetersizliği durumunda kemikler hastalık riski altındadır. Düşük D vitamini seviyelerine sahip olmak için bilinen risk faktörleri yaşlı olmak, fazla kilolu olmak ve müzmin bir hastalığı bulunmaktır. Düşük D vitaminiyle beraber olan sağlık problemleri arasında kemik kırıkları, Parkinson hastalığı, şeker hastalığı, kanser ve otoimmün hastalıklar sayılabilir. D vitamininden yana zengin olan besinler arasında takviye edilmiş portakal suyu, tahıllar, süt, somon balığı ve yumurta bulunmaktadır. Ayrıca güneş ışığına maruziyet de vücudun D vitamini imalini tetikler. (InteliHealth 31.03.2011) KAHVE İNME RİSKİNİ AZALTIYOR Yeni bir araştırma, kahve içen kadınlarda inme riskinin daha düşük olduğunu gösterdi. Çalışmaya yaşları 49 ile 83 arasında olan 34.670 İsveçli kadın katıldı. Araştırmanın başlangıcında bu kadınlara ne kadar kahve içtikleri soruldu. Araştırmacılar 10 yıl süreyle kayıt tuttular. Çalışmaya katılan kadınların 1.680'inde bu süre içerisinde inme görüldü. Kahve içen kadınlarda inme sıklığı daha azdı. Kahve içenlerde böbrek taşı teşekkülünün, karaciğer sirozunun ve yetişkin tip şeker hastalığı riskinin ve ölüm hızının daha düşük olduğu önceki çalışmalarda gösterilmişti. Diğer yandan kahvenin kan basıncını yükselttiği, demir ve kalsiyum emilimini menfi etkilediği de unutulmamalıdır. Kahve içen kadınlarda inme sıklığının az olduğunu ortaya koyan bu çalışmanın neticeleri Stroke dergisinde yayımlandı. Kahve içmeyi sevenler içmeye devam edebilirler; ancak kahve içiminin müspet tesirleri şu anda net olmadığı için kimseye kahve içmeye başlamasını tavsiye etmiyoruz. (InteliHealth 11.03.2011) YENİ BİR BİYOMİMETİK UYGULAMA: GİYİLEBİLİR BATARYA Tabiat taklit edilerek, sanat veya bilim sahasında üretilmiş her türlü araç ve cihaz, biyomimetikin ilgi alanına girer. Sun'î vitamin ve antibiyotik sentezleri, robotik görme ve işitme, navigasyon sistemleri, sun'î sinir ağları (neural network) gibi birçok biyomimetik uygulama hayata geçirilmiştir. Günümüzde nanoteknoloji, robotik, medikal endüstri ve sun'î zekâ gibi sahalarda elde edilen gelişmeler, biyomimetikin sahasını daha da genişletmektedir. Canlı vücudunda hastalık sebebi bakteri ve virüsleri bulup tahrip eden 'nanorobot antibody' (savaşçı nanorobot) ile bitki çekirdeği, döllenmiş yumurta veya embriyo içine yerleştirilmesiyle canlının gelişmesine bağlı büyüyüp gelişen 'mikro çip' bunların en ilgi çekici olanlarından sadece ikisidir. Bu iki uygulama şu ân itibariyle birer hedef durumundadır. Bu örneklerde görüldüğü gibi biyomimetik, tabiattaki işleyişi ve bu işleyişte yer alan araçları taklit etme gayretindedir. Bu taklitler aslına ne kadar uygun olursa, elde edilen neticeler de insan ve tabiat ile o kadar barışık olacaktır. Amerikan Fizik Enstitüsü'nün çıkardığı Applied Physics Letters dergisinin son sayısında, 'giyilebilir batarya' şeklinde isimlendirilebilecek bir uygulama duyuruldu. Esnek bir film görünüşündeki malzeme, esneyen bir satha (meselâ kasılıp gevşeyen kas üzerine veya hareket ettikçe şekil değiştiren elbise üzerine) tam temas ettirildiğinde sathın esnemesiyle enerji üretebiliyor. Ucuz maliyeti, hafiflik ve basitliği ile yakın gelecekte giyilebilir elektronik devrelerin enerji ihtiyacını karşılayacak bu buluş, şimdiye kadar bu yönde yapılan çalışmaların en verimlisi olarak öne çıkıyor. "Yumuşak üreteç" şeklinde tercüme edilebilecek "soft generator" isimli batarya, son zamanlarda birbirinden farklı birçok araştırma alanında kullanılan dielektrik elastomer kullanılarak elde edilmiş. Elâstik ve polimer (bir plâstik çeşidi) kelimelerinden türetilmiş elastomer, yalıtanlık hususiyeti ile bir kapasitör -yani elektrik depolayan malzeme- olarak çalışıyor. Elâstik yapı eğilip büküldükçe bir potansiyel farkı oluşuyor, bu da enerji olarak kapasitör yapısında depolanıyor. Arasında gres yağı bulunan ve bildiğimiz lâstik malzemeye çok benzeyen plâstik membranlar (ince zar), bir çerçeveye monte ediliyor, zarlardan alınan uçlar membranlar esnedikçe bir potansiyel farkı -yani enerji- sunuyor. Bu gelişme ile belki bir süre sonra, enerji üreten elbiseler giyecek veya film şeklindeki bataryaları, kullandığımız elektronik cihazlara enerji sağlamak üzere elbiselerimize yapıştıracağız. İ.H. İhsanoğlu- Y. Demir- S.R. Sayın sızıntı |