๑۩۞۩๑ Bilim Dunyası ๑۩۞۩๑ => Tıp Dünyası => Konuyu başlatan: Sefil üzerinde 04 Ağustos 2010, 20:02:11



Konu Başlığı: Ali bin Ammar
Gönderen: Sefil üzerinde 04 Ağustos 2010, 20:02:11
1000 yılı Aşkın Süre Önce ''Katarakt'' Ameliyatı Ali b.AMMAR
 
Onbirinci yüzyılın en ta­nınmış ve orijinal göz doktor­larından biridir. Asıl adı Ebû'l Kasım Am-mar bin Ali el-Mevsili'dir. Avrupa'da "Canamusali" adıyla tanınmıştır. Musul'da doğdu. Doğum yerine nispetle Mevsili olarak da bilinir.

Evvela Irak'ta, sonra Mısır'da oturmuştur. Kitabında bizzat anlattığı gi­bi, uzaklara seyahatlerde bulunmuş ve bu esnalarda hekimlik etmiş, ameli­yatlar yapmıştır. Bu seyahatler onu bir taraftan Horasan, diğer taraftan Fi­listin ve Mısır'a kadar götürmüştür.

Nazari bilgilerin çeşitli uygulama ve ameliyatlarda geliştiren Ammar, göz hastalıkları sahasında mütehassıs bir hekim olarak tanınmaktadır. Kita-bü'1-müntehab bi ilmi'1-ayn ve "ileliha ve müdavatiha bi'1-edviye ve'l-ha-did" adlı ünlü eserini Fatimi sultanı Hakim zamanında (996-1020) Mısır'da yazmıştır.

Mevsili bu eserinde, kısa bir ön sözden sonra gözün anatomisi üzerinde durmakta ve göz kapakları, saydam tabaka, göz bebeği, göz akı gibi önem­li bölgelerdeki hastalıkları tanıtarak tedavi usullerini açıklamaktadır. Bu te­davi usullerinin en değerli yönü, verilen bilgilerin bizzat kendisinin yaptığı tedavi ve ameliyatlardan edindiği tercihlere dayanmasıdır.

Bunlardan özellikle, katarakt ameliyatlarında uyguladığı ince bir metal boru ile katarakt tabakasını emme metodu bu sahada önemli bir buluş ola­rak kabul edilmektedir.

Ammar yaptığı göz ameliyatlarını, özellikle de en önemli buluşu olan, kendisine özgü bir yöntemle defalarca gerçekleştirdiği katarakt ameliyatını anlatır.

Ammar, kendisini ilim tarihine geçiren katarakt ameliyatlarını günü­müzden 1000 yıl kadar önce gerçekleştirmiş ve bu ameliyatlardan olumlu sonuç almıştır.

Eserlerinde anlattığı altı katarakt ameliyatında içi boş bir tüp kullanmış, bu tüp ile kataraktı emerek çıkarmayı başarmıştır.

Bu hastalık ve tedavilerinden son derece açık bir dille söz etmektedir. Bilhassa özel muayene, tedavi ve ameliyatlarını canlı bir üslupla anlatmak­tadır.

Ammar'in, sözkonusu ameliyatları dolayısıyla yayılan ünü, kendisinden sonra gelen hekimleri çok etkilemiştir.

Yapmış olduğu katarakt ameliyatı o kadar şöhret buldu ki, bu sahada eser yazanlar, onun bu konuları anlatan kitabını da aynen aldılar, ya büyük ölçüde istifade ettiler, ya da kaynak olarak onu gösterdiler.

Mesela: XII. yüzyılda yaşayan Gafiki, tıpla ilgili yazdığı "Mürşid" adlı eserinde, Ammar'dan fazlasıyla faydalanmıştır.

13. yüzyılda yaşayan Hamalı Selahaddin, Ammar'ın bu ameliyatla ilgili yazdıkları hemen hemen kelimesi kelimesine kopya ederek kitaplarına alanlar arasındadır. Ammar'ın bu eseri İslâm dünyasında, çağdışı ünlü göz hekimi Ali b. İsa'nın Tezkire'si kadar şöhret kazanmamıştır.

Bunun sebebi Ali b. İsa'nın eserinin daha mufassal olmasıdır. Gerçekte ise, göz hastalıkları konusunda Ammar'ın eseri daha orijinal bilgiler ihtiva etmektedir.

Kitabü'l-Müntehap'ın asıl ve tam Arapça nüshası bugün Mısır Milli Kü-tüphanesi'nde bulunmaktadır.

Diğer bir Arapça asıl nüshasının üçte ikilik bölümü İspanya'da Escurial (Casiri, 1. s. 317)'de korunmakta ve 889 numarada kayıtlı bulunmaktadır. Fakat bu yazma harap olmuş durumdadır, bazı cümleler daha ortadayken birdenbire kesilivermektedir.

Ammar'ın kitabı, 13. yüzyılın sonlarına doğru Nathan ha Meathi tarafın­dan Roma'da İbranice'ye 15. yüzyılda Lâtince'ye 1905 yılında da Almanca'ya çevrilmiştir.

Max Mayerhof tarafından ilim dünyasına tanıtılan eser, İspanyolca, Fransızca ve İngilizce'ye çevrilerek, kısa aralıklarla defalarca basılmış,

18. yüzyılın ilk yarısına kadar göz ve göz hastalıkları konusunda ders ki-tabı olarak okutulmuş, yüzyıllarca Batı'da baş eser özelliğini korumuştur.