๑۩۞۩๑ Bilim Dunyası ๑۩۞۩๑ => Tıp Dünyası => Konuyu başlatan: zahdem üzerinde 15 Kasım 2010, 00:51:47



Konu Başlığı: 'Kurban etindeki şifa'
Gönderen: zahdem üzerinde 15 Kasım 2010, 00:51:47
(http://image.samanyoluhaber.com/Images/News/20101113/160144_ali-ekben.jpg)

Yüce Mevla’mızın adını zikrederek kestiğimiz hayvanların etlerinin şifası ile ilgili duyumları olmayan insan yok gibidir.

Uzman Nörolog Dr. Ali Akben’in kaleme aldığı makalede Kurban Etindeki şifayı gözler önüne serdi

Ramazan ayı boyunca oruçla ilgili makalelerimde hep vurguladığım gibi bize emredilenleri sorgulamak amacıyla değil ancak hikmetlerini anlama babından bildiklerimi okuduklarımı siz değerli dostlarla paylaşmak istiyorum.. Yoksa biz Müslümanlar Yüce Mevla’mızın buyruklarına emir ve yasaklarına inancımızdan dolayı amenna deriz.

Geçtiğimiz günlerde su ile ilgili bir makalemi sizlerle paylaşmıştım. Suyun gizeminden ve adeta bizlerle bir canlıymış gibi konuşmasından ve ağzımızdan çıkanlara anlık hazır cevaplarından bahsetmiştim.Sonunda da okunmuş su ile yapılan tedavilerin olumlu sonuçlarını ve bu konudaki tecrübelerimi de sizlere aktarmıştım..

Önümüzdeki günlerinkurban bayramıolması nedeni ile de kurban etinden ve ondaki şifadan kısaca bahsederek buradaki hikmete dikkat çekmek istiyorum. Bayramlık hayvanlarla ilgili dini hükümleri çoğumuz biliriz sağlıklı olması azalarından noksan olmaması hususuna azami dikkat kesiliriz. Kurbanlık hayvanların cennet burağı olmasından dolayı da yiğit ve canlı olanlarını tercih ederiz.

Kurbanlık hayvanlarımız, kesimin yapılacağı bayram sabahına kadar adeta evlerimizde özel bir misafir olarak sevilir sayılır okşanır ve hane halkının adeta muhabbetine muhabbet katar. Bu süre zarfında hayvanda stres gerginlik kızgınlık azgınlık gibi olumsuz negatif enerjilerde bu muhabbet ortamında adeta nötr hale gelerek salgılanan zararlı hormonlar yok edilir.

Kurban bayramı sabahı namazla birlikte kazanılan manevi atmosferde kurbanlıklar kesilmeye başlamadan zikredilen Allah adı ve onun adına yapılan kesim sırasında kurban olma ona yaklaşma nedeni ile olsa gerek kestiğimiz hayvanda tam bir teslimiyeti çoğu kez hepimiz müşahede etmişizdir. İşte bu teslimiyet ve bu teslimiyetin kurbanlık hayvanda meydana getirdiği gevşeme kesilen hayvanın kanını son damlasına kadar dışarı akıtıyor. Kurban olan Rabbi katına çıkan hayvanın eti kandan irinden kirden stres hormonlarından mikroptan arınarak hem manen hem de madden tam bir temizlenme ile bize nimetini hediye eder. İçerde barınan tüm pislikler bu şekilde atılarak etler adeta tam bir temizliğe tabi tutularak arındırılıp bize ikram edilir. Kurbanlık hayvan sanki detoks yapmış ve içindeki tüm pislikler paslar kazınarak bize sunulur. Hayvanın hücrelerine kadar bu temizlenme sonucu bize sunduğu proteinleri yağları mineral ve hücreleri vesselam tüm doku ve organları Rabbimizin ismi celali vasıtası ile adeta yıkanır durulanır.

Bunu nereden anlıyoruz?. Özellikle son yıllarda batılı ülkelerde ve ülkemizde ekonomik nedenlerden ötürü çeşitli kesim teknikleri ile kanı tam akıtılmadan paketlenen piliç büyük ve küçükbaş hayvan etlerinin pazarlandığına şahit oluyoruz. Bu teknikler hızlı modern mezbahalarda ve çoğunlukla el değmeden yapıldığı için başlangıçta hoşumuza gidebilir. Madden temizlik noktasında pek sorun yok gibi... Ancak kesim sırasında hayvanla insan teması sanki yok gibidir. Bu şartlar altında kesim yerine gönderilen hayvan yoğun bir stres altındadır. Yalnızdır başka amaçlarla en önemlisi de maneviyatsız bir şekilde kesilmiştir. Bu etlerde çeşitli hastalıklar yanında hayvanda oluşan yoğun stres nedeni ile kanda biriken stres hormonlarının marifeti sonucu birçok hastalığı bizlere bulaştırma potansiyellerinden bahsedilmektedir... Bu şekilde modern mezbahalarda kesilen hayvan etlerinin renginin koyu kırmızı sert ve siyahımsı ve ağır kokulu olduğunu da biliyoruz. Konu ile ilgili yapılan bilimsel çalışmalar yeterli olmamakla birlikte durum aynen böyle..

Tekbir, Tehlil ve Besmele ile kesilen hayvan etlerinin açık kırmızımsı pembe gül renginde olduğunu da biliyoruz.. Tekbirlerle ve Allahın adı ile kesilen hayvanların etlerinin laboratuarlarda incelemeleri ve mikroskobik tahlillerinde ise etlerde stres hormonlarına mikroplara daha az rastlandığı yönünde yapılmış yeterli olmayan çalışmalardan da anlaşıldığı gibi durum sadece hijyenik ortam sağlanarak sağlıklı olunamıyor.

Yüce Mevla’mız kendi adı ile kesilmeyen hayvan etlerini bize yasak ederken sanırım bu sağlık öğütlerine kulak vermemizi istiyor. Bize birer emanet olan bedenlerimizi doku ve organlarımızı koruma hususunda da bizleri bir kez daha uyarıyor.



Bugün kanıta dayalı tıp dayatması ile elde ettiğimiz onca başarılı sonuçlara rağmen bazen ileri teknolojik olmanın getirdiği mahzurlarda olmuyor değil. Her şey madde olmadığı gibi her şey mana da değildir. Niyet samimiyet muhabbet gibi elle tutulur yanı olmayan birçok şeylerden bugünkü bilgilerimize ilmin ve fennin bize sağladığı imkânların ışığı altında elle tutamadığımız çok sayıda olumlu sonuçlarımız olabilmektedir.

Bugün anlamlandıramadığımız sebep sonuçlar çok sayıda hükümler hikmetler hadisler yasaklar ve tavsiyelerin birer emanet olan bedenlerimizdeki olumlu olumsuz sonuçlarını önümüzdeki yılarda daha iyi anlayabileceğimizi umuyorum.

Mikroskobun icat edilmediği yıllarda göremediğimiz mikropları virüsleri bugün görmemiz bazı hastalıkları daha iyi anlamamızı sağlamıştır. Bugün göremediğimiz birçok başka sebepte çağımızın buhranlı insanının elleri ile kendine verdiği zararlardan maneviyatsızlıklardan olabilir. Besmelesiz yapılan her işin Allahın adının zikredilmediği her atmosferin enerji yükü bizlerde ağırlık arızahastalıkstres yorgunluk gibi sonuçları bedelleri olacaktır. Asrımız ilim ve fen asrıdır. Uzaya kadar gidebilen insanoğlunun marifet sır maneviyat ve hikmet gibi kavramları da daha iyi anlayacağı günler çok uzaklarda değildir.

Uzman Nörolog Dr. Ali Akben’in bu konu ve tüm sağlık konularıyla ilgili detaylı bilgilendirmelerini içeren yazı ve makalelerine www.aliakben.com isimli kişisel web sitesini ziyaret ederek ulaşabilirsiniz.