> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Akaid Eserleri > Tevhid ve Kelam İlmi > Kelam İlminin Tarihçesi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kelam İlminin Tarihçesi  (Okunma Sayısı 3948 defa)
01 Nisan 2010, 20:13:15
Eflaki
Gökte oturan melek
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 9.997


« : 01 Nisan 2010, 20:13:15 »



Kelam İlminin Tarihçesi


1- Tevhîd İlmi´nin Doğuşu
Tevhîd Ve Kelâm Îlminin Geçirdiği Devreler

BİRİNCİ BÖLÜM

Şer´î (Dinî) Hükümler Ve Kaynakları
I - Şer´î (Dînî) Hükümler (Ahkâmı Şer´iyye) Ve Nevileri
1- Îman Ve Îtîkadî Hükümler (Ahkâmı İtikâdiyye)
2- Amelî Hükümler (Ahkâm-1 Ameliyye)
3- Kalbî Ve Ahlakı Hükümler (Ahkâmı Hulûkiyye Ve Kalbiyye)
Iı - Şeitî Hükümlerin Kaynakları
1- Kitap
2 - Sünnet
3- Kıyas
4- İcma
Netice

İKİNCİ BÖLÜM

Dini Ve Akli Deliller
I - Delîl´tn Lügat Ve Istılah Mânaları
Iı - Delil´in Nevileri
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Üçüncü Bölüm İlmîn Sebebleri Ve Yolları
I - Eşyanın Hakîkatları Var Mıdır?
Iı ? İlmin Tarifleri
1ı ? Îlmln Sebebler
(Esbabu´l - Um)
1 _ Sağlam Duygu Organları
2 - Akıl
3 - Sâdık Haber (Haberi Sâdık)
B) Resulün Iıarert (Haber-İ Resul)



1- Tevhîd İlmi´nin Doğuşu

İslâm dininin iki büyük kaynağı; mukaddes kitabımız olan Kur´ân-ı Kerîm üe, sevgili Peygamberimizin Sünnet-i Şerîfeleridir.

Resulü Ekrem Efendimize bizzat muhatap olma saadetine eren, sohbet ve irşadlanyla kalpleri nurlanan ilk müslümanlar, bu soh­betin feyiz ve bereketiyle temiz bir vicdana, kuvvetli bir îmana sa­hiptiler. Çünkü, Üâhî vahyin nuru ve Resulullah´m sohbeti, onları, bâtıl inançlardan, kötü huylardan uzaklaştırimş, kalplerini temizle­miş, gönüllerini saffete, fikirlerini kemâle erdirmiş, aralarında sev gi ve muhabbeti, birlik ve beraberliği temin etmişti. Zira düsturları Kur´ân, mürşidleri sevgili Peygamberimiz (S.A.V.) olmuştu. Herşe-yi O´ndan öğrenirler, öğrendiklerinin hak olduğuna tereddütsüz ina­nırlar ve bu ilâhî hükümlerle aynen amel ederlerdi. Peygamber Efen­dimiz, vahiy yoluyla kendisine bildirilen bütün ilâhî emirleri, dini­mizin temel ve yardımcı fikirlerini, îman ve amele ait hükümlerini, fert ve cemiyeti refah ve saadete ulaştıran düsturları beyan buyu­rur. Ashâb-ı Kiram da bu hükümleri dikkatle tatbik ederlerdi. İlâhî nasîara, nasıl bildiriliyorsa öylece inanırlar, müşkülleri olursa, onları bizzat Peygamberimiz (A.S.V.)´e, daha sonra da Ashabın âlimlerine sorarak hallederler, kendilerine faydası olmayan şeyler üzerinde zihinlerini yormazlardı. Gayeleri, ilâhî emirlere uymak ve yasaklanan her şeyden kaçınmaktı.

Ashâb-ı Kiram´dan sonra gelen «Tabiîn» de, Ashabın bu hayırlı yolunu tutmuşlardı. Onun için hâdiseler ve ihtilâf edilen mes´eîeler az oluyor, bir müşkül zuhurunda o müşkül kolayca hallediliyordu. Bu sebeple onların ilk zamanlarında dînî akideleri izah ve isbat eden bir ilim vücûda getirmeye lüzum görülmemişti.

Fakat; aradan uzun bir zaman geçince, Nübüvvet (Peygam­berlik) nurunun insanlardan uzak kalması, o ilâhî feyizden istifade edenlerin azalması vaziyeti değiştirdi. Genişleyen İslâm ülkesindeki yeni temaslar, çeşitli dinlere mensup kimselerden bir kısmının zahi­ren müslüman olmaları, yeni yeni fikirlerin ve birtakım fırkaların doğmasına ve dolayısıyla müslümanlar arasındaki saffetin, birlik ve beraberliğin bozulmasına ve kötü fikirli kimselerin çoğalmasına sebep oldu. Bu sapık fikirler, bazı zayıf imanlıların bozuk fikirlere ve sapık inançlara meylini arttırdı. Böylece fikirlerde ayrılık, gö­nüllerde nefse uyuş arttı. Hakk ile bâtıl, doğru ile yanlış birbirine karışmaya, din âlimlerine müracaatlar ve verilen fetvalar artmağa başladı, işte bu şartlar altında, dinin esaslarını tesbit etmek, doğ­ru ve gerçek inançları, yanlış ve bâtıl olanlardan ayırd etmek, Kur´ân ve Sünnete dayanan îslâmî akideleri, sonradan uydurulan sapık fikirlerden korumak lüzumu hâsıl oldu. Böylece îman ve akî-de esaslarını bildirip, delillerle isbat eden ve müslümanları bâtıl fi­kirlerden koruyan Tevhîd ilmi doğdu.[2]

Tevhîd Ve Kelâm Îlminin Geçirdiği Devreler

Yukarıda izah ettiğimiz şartlar içinde doğan bu akîde ilmi, ev­velâ «Tevhîd, Fıkh-i Ekber» adıyla kaleme alınmış ve gelişmesinde başlıca üç devre geçirmiştir.

a) Birinci Devre :

Bu devre, müslümanların akidelerini bozmak maksadıyla orta­ya çıkan bâtıl inançları yok etmek için hakikî din âlimleri tarafın­dan «Tevhîd» ilmini vücuda getirmekle başlar. Bu devrin ilk ve en meşhur eseri, İmâm-ı Âzam Ebu Hanîfe (H. 80/150)´nin «Fıkh-ı Ekber» adlı kitabıdır. Bu kitap, «Mütekaddimûn» diye anılan ilk

Kelâm âlimlerinden «Selefiyye» mezhebinin görüşünü ve daha son­ra Ehl-i Sünnet adıyla şöhret bular, hak mezhebin esasını teşkil eder.

tşte bu devrede, yani Hicret-i Nebeviyye´nin birinci asrı son­larında ortaya çıkan Bid´at ehli, bâtıl inançlarını yaymak ve Ehl-i Sünnet mezhebiyle mücadele etmek maksadıyla bir ilim vücûda ge­tirdiler. Bu ilme de «llm-i Kelâm» ismini verdiler.

Hocası Hasan-ı Basrî´nin derslerini terketmesi sebebiyle «Mu­tezile» adıyla şöhret bulan mezhebin (ekolün) kurucusu ve reisi olan «Vâsıl b. Ata» (Vefatı H. 131) bu babda ilk eseri yazmış ve bilâhare «Ebu´l-Huzeyl» ve «İbrahim en - Nazzâm» gibi Mû´tezile reisleri, yazdıkları eserlerle fikir ve görüşlerini savunarak Ehl-i Sünnet akîdesiyle mücadele etmişlerdir. Böylece müslümanlar ara­sında, «Ehl-i Sünnet» ve «Ehl-i Bid´at» adıyla iki ana mezheb ve ekol vücûda gelmiş, Ehli- Sünnet mezhebinin akidesini bildiren ilme «Tevhîd İlmi» veya «Fıkh-ı Ekber», Ehi-i Bid´at Fırkasının itikadı­nı bildiren ilme de «Kelâm İlmi» denmiştir.

tmâm-ı Âzam ve diğer müctehid imamlar tarafından kötüle-nen ve öğretilmesi yasaklanan İlm-i Kelâm, Mû´tezile gibi Bid´at ehlince tedvin olunan îlm-i Kelâm´dır. îste bu sebeple, Ehl-i Sün­net âlimleri, bu gibi eserlerle mücadele etmişler ve müslümanîar üzerindeki kötü tesirlerini yok etmek gayesiyle «İlm-i Tevhîd»´f-dair birçok eserler vücûda getirmişlerdir. Bu devre. Hicri III. asrın başlarına kadar devam etmiştir.

b) İkinci Devre :

Bu devre, hicretin III. asrı başlarında gelen Basrab Abdullah K Said el - Küllâb (V. H. 240 dan biraz sonra) ile başlıyarak üç asır kadar devam etmiştir.

îbn-i Küllâb, Mû´tezile mezhebinin şöhret ve rağbet bulduğu ve Ahmed b. Hanbel gibi Ehl-i Sünnet İmamlarının ezâyâ mâruz kal­dıkları bir zamanda ortaya çıkarak yazdığı eserlerle, yaptığı mü­nakaşa ve münazaralarla Mû´tezile ve Cehmiyye taifelerinin görüş­lerini reddetmiş, bu iki taife arasındaki çelişkileri ve her ikisinin düştüğü hataları ortaya koymuştur. Halîfe Me´mun´un meclisinde hasımlarıyla yaptığı münazaralarda, ilmî kudreti ve fevkalâde oları münakaşa kabiliyeti sayesinde bid´at ehline galip gelmiş ve onları perişan etmiştir.

lbn-i Küllâb, Selefiye mezhebinden bazı hususlarda ayrılan, yeni bir Kelâm ilmi vücûda getirmiş ve kendisinden bir asır sonra gelen Eb«*l - Hasan El - Eş´arî´ye zemin hazırlamıştır. Bu Kelâm îlmi, Selefiyye denilen Kelâm (Tevhîd) âlimlerinin Ehl-i Sünnet mezhebiyle, Mû´tezÜe arasında mütevassıt (orta), fakat daha çok Selef mezhebine yakın bir Ehl-i Sünnet .mezhebi görüşünü temsil eder.

îbn-i Küllâb, Mû´tezile reislerinden Ebû El - Huzeyl ve ibrahim El - Nazzâm´a muasır (çağdaş) ıdır. Bu iki zât, Yunancadan, Arap-çaya tercüme edilen felsefenin tesiri altında kalarak, felsefenin usu­lünü, kelâmın usulü ile karıştırmak suretiyle mezheblerine, dolayı­sıyla Kelâm ilimlerine yeni bir şekil vermişlerdir.

Bu Kelâm fırkalarından başka, müslümanlar arasında Felsefe de yayılıyordu, tik islâm filozofu olarak tanınan Vakub b. tshâk El - Kindi (Hicrî 185 / 252 takriben) Yunan filozoflarından «Mual-lim-i evvel» olarak şöhret bulan Aristotales´in felsefesine dayanan bir felsefî ekol te´sis ediyordu.

Müslümanlar arasında böylece dört büyük mezhep ve ekol şöh­ret bulmuştu :

Birincisi : Ahmed b. Hanbel ve diğer müctehid imamların tem­sil ettikleri «Ehl-i Sünnet-i Hâssa» denilen «Selefiyye» mezhebi,

İkincisi : îbn-i Küllâb El - Basrî ile Bağdad mutasavvıfları reisi Haris el-Mehasibî´nin temsil ettikleri «Ehl-i Sünnet-i Âmme mezhebi»,

Üçüncüsü : Ebû El - Huzeyl ve ibrahim El - Nazzâm´m temsil ettikleri «Mû´tezile» fırkası,

Dördüncüsü ise : Ya´kub b. Ishak el-Kindî´nin temsil ettiği «Felsefî» ekol.

Bunlardan başka, Şiîleri temsil eden Bâtiniyye Fırkası, müslü-manların fikirlerini karıştırıyor ve aralarında fesat ve ilhâdı yayı­yordu.

işte böyle karışık ve fikirlerin bulandığı bir zamanda gelen Ebû el-Hasan el-Eş´arî (H. 260/234), Önceleri Mû´tezile ekolünde idi. Sonra Mû´tezile´nin hatalarını gördü ve bu mezhebi terketti. Daha sonra, Ibn-i Küllâb´ın fikirlerinden de faydalanarak «El - Eş´ariyye»

mezhebini kurdu ve Ehl-i Sünnet mezhebinin «imâm Eş´arî»´si ola­rak şöhret buldu.

Ebu´l - Hasan El - Eş´arî ilk hocası Mû´tezile imamlarından Ebû Ali El - Cübbâi ile arasında geçen meşhur «thve-i selâse» üç kardeş mes´elesindeki ilzam edici ve susturucu sorulardan sonra, hocasın; acze düşürüp, susmaya mecbur etmiş ve Mû´tezile mezhebini terk etmiştir. Bu «üç kardeş» mes´elesi Mû´tezlie mezhebinin esasların­dan biri olan «Salâh ve Aslâh» mes´elesine, yani; «Cenâb-i Hakka, kalları için en uygun ve en hayırlı olan şeyi yapmak vâcibdir» fik­rine dayanır.

Imâm-ı Eş´arî ile hocası Cübbâî arasında geçen bu konuşma şöyledir.

Eş´arî :

? Biri âbid, samimî bir mü´min, diğeri isyan eden bir fâsıkr

üçüncüsü ise küçük yaşta bulûğa ermeden ölen üç kardeşin akıbeti hakkında ne dersiniz?

Cübbâî :

?Birincisi cennetle mükâfatlan...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kelam İlminin Tarihçesi
« Posted on: 18 Nisan 2024, 15:17:51 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kelam İlminin Tarihçesi rüya tabiri,Kelam İlminin Tarihçesi mekke canlı, Kelam İlminin Tarihçesi kabe canlı yayın, Kelam İlminin Tarihçesi Üç boyutlu kuran oku Kelam İlminin Tarihçesi kuran ı kerim, Kelam İlminin Tarihçesi peygamber kıssaları,Kelam İlminin Tarihçesi ilitam ders soruları, Kelam İlminin Tarihçesi önlisans arapça,
Logged
01 Haziran 2018, 04:15:27
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 01 Haziran 2018, 04:15:27 »

Esselamu aleykum. Rabbim razı olsun paylasimdan kardeşim. ..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

01 Haziran 2018, 15:42:01
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.663


Site
« Yanıtla #2 : 01 Haziran 2018, 15:42:01 »

Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri ilim sahibi kullarından eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

02 Haziran 2018, 03:12:00
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.956


« Yanıtla #3 : 02 Haziran 2018, 03:12:00 »

Aleykümüsselam her ilmin bir tarihçesi vardır kelam ilmide eski bir ilimdir her ilmi öğrenmeye çalışalım inşaAllah
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes