> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Tencere > Olmaya Devlet Cihanda…
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Olmaya Devlet Cihanda…  (Okunma Sayısı 625 defa)
02 Kasım 2014, 15:22:33
Rüveyha
Forum Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 6.764


« : 02 Kasım 2014, 15:22:33 »



Olmaya Devlet Cihanda…

Serhat Albamya | Ağustos 2013 | TENCERE   

Bir tamirci abimiz memleketin sayılı zenginlerinden birinin konağına bir tamir işi için gitmiş. İşini yaparken kendisi için hazırlanan sofraya davet edilince geri çevirmeyip oturmuş. Sofra da sofraymış hani, geri çevrilecek cinsten değil… Bizimkinin misafirlerine ikram edemeyeceği yemekleri adamlar sıradan bir öğünde hazırlayıp önüne koyunca başlamış yemeye. Sofrada ne varsa silip süpürmüş. Konağın sahibi onun öyle iştahla yemek yediğini görüp;

– Bundan böyle ayda bir kez buraya gel, otur karşımda yemek ye, deyince bizimkisi şaşırmış.

Adam sonrasında anlatmış sebebini:

– Ben hastalığımdan ötürü birçok şeyi yiyemiyorum ama senin iştahla yemeni görünce hoşuma gitti. Sanki ben de seninle yemek yemiş gibi oldum. Bundan böyle her ay buraya gel, otur karşımda yemek ye…

Rahmetli ölene kadar bizim tamirci abi sırf yemek yemek için adamın konağına gitmiş. Bizimkisi yemiş adamcağız seyretmiş.

Mal mülk hikâye, Allah insana sağlık versin, ağız tadı ihsan etsin.

Şapkanın Böylesi


Neden bilmem, hayli zaman önce fötr şapkaya zaafım vardı. Pek sever, her fırsatta da takardım. Cahillik işte, eski havasından mıdır, duruşundan mıdır hoşuma giderdi.

Bir gün yine şapkamı takıp dışarı çıkmıştım, otobüsle Beykoz’a gitmem gerekiyordu. Çok da dolu olmayan otobüsün bir ucunda başka bir fötrlü, herhalde yakınlık kurmuş olacak sırıtarak yanıma kadar geldi. Otobüslerde, banka sıralarında, gemide, benimle konuşmak isteyen adamı beş yüz metreden tanırım. Eğer adam yaşlıysa bu mesafe bin metreye kadar çıkar. Bu kimse de oldukça yaşlı, takım elbiseli, özenli giyimli birisiydi. Daha yanımdaki boş koltuğa oturmadan konuşmaya başladı:

– Ya, dedi, ben bu şapkanın yeşilini arıyorum bir türlü bulamıyorum. Siz nereden aldınız?

Bir kaç tane şapkam olduğundan ve hepsini alakasız yerden aldığımdan, önce başımdakinin hangisi olduğuna bakmam gerekti. Kontrol edip gri olanını taktığımı anlayınca;

– Bunu Eskişehir’den almıştım, o rengine ben de hiç denk gelmedim, diye cevapladım.

– Çok severim fötr şapkayı, her gördüğüm yerde bakarım modellerine. Bu kafamdakini yeni aldım, evde daha çok var. Grisi var, bordosu, kahvesi var… Çeşit çeşit. Ama yeşili bir türlü bulamıyorum. Fötr şapka bambaşka, bazı adama tam yakışıyor…

Gideceğim yere daha çok vardı ve adamın fötr muhabbeti bitmek bilmiyordu. Tamam benim de hoşuma gidiyor ama şapka en nihayetinde. İnsan bir şapkayı en fazla ne kadar övebilir, ne kadar sevebilir ki? Ama bu amca ya tahmin edemeyeceğim kadar çok seviyordu fötr şapkalarını ya da konuşacak kimsesi yoktu. Kırk yılda bir başka bir fötrlü ile karşılaşınca da dökülmüştü belli ki. Saygısızlık etmek istemediğimden ne konuşmasını böldüm ne de söylediklerinin tersini ima edecek bir şey söyledim. Benden iki durak önce inmesi gerekti ve inerken dedi ki:

– Aramızda kalsın, fötrü takınca nereye gitsem önemli biri zannediyorlar, etrafımda pervane oluyorlar!

Daha bunu söylerken indiği durakta birkaç kişi ona saygıyla selam verince adam hakikaten fötrün ekmeğini yiyor diye düşündüm.

Bu olaydan birkaç gün sonra yaşadığım bir olay ise otobüsteki adamı haklı çıkardı ama fötr muhabbetimin de sonu oldu.

Lüks bir yerde dört arkadaş yemek yemişiz. Menüde gözümüze güzel gelen ne varsa masamıza istemişiz, ardından da tatlı gelmiş onu da bitirmişiz. Çayları içip kalkacağız. Dördümüz ortak ödesek dahi hayli kasacak hesap geliyor ve şef garson şöyle söylüyor:

– Madem fötr takıyorsun, hesabı sen ödeyeceksin! Başkası öderse almam!

Kayda Değer Diyaloglar

Yer, Rize… Bir abimiz kalabalık bir şekilde dondurmacıya gidiyor ve çeşitleri soruyor.

– Her çeşit var abi, kavunlu, limonlu, kakaolu, antep fıstıklı….

Adam çeşitleri sayıyor da sayıyor. Bizimkiler karar veremeyince;

– Usta, iyisi mi sen bize tavsiye ettiklerinden karıştırıp getir, diyorlar. Usta da:

– Tabi, diyor, ben şimdi size en iyilerinden, her renginden güzelce karıştıracağım.

Beş dakika sonra gelen sipariş sekiz külah vanilyalı dondurma! Her rengi karıştırınca beyaz mı oldu ne?

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Olmaya Devlet Cihanda…
« Posted on: 25 Nisan 2024, 20:20:40 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Olmaya Devlet Cihanda… rüya tabiri,Olmaya Devlet Cihanda… mekke canlı, Olmaya Devlet Cihanda… kabe canlı yayın, Olmaya Devlet Cihanda… Üç boyutlu kuran oku Olmaya Devlet Cihanda… kuran ı kerim, Olmaya Devlet Cihanda… peygamber kıssaları,Olmaya Devlet Cihanda… ilitam ders soruları, Olmaya Devlet Cihanda…önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes