> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Tencere > Münasip Bir Yerde İnecek Var
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Münasip Bir Yerde İnecek Var  (Okunma Sayısı 733 defa)
25 Eylül 2011, 11:41:41
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 25 Eylül 2011, 11:41:41 »



Tencere



Eylül 2007 105.SAYI
 

Ferzan TOPATAN kaleme aldı, TENCERE bölümünde yayınlandı.


MÜNASİP BİR YERDE İNECEK VAR!

Otobüs ya da dolmuşla yolculuk ederken ineceği yeri bilmeyen biri varsa insanlardan yardım ister. Siz de rastlamışsınızdır. Hatta hepimizin başına gelmiştir bu. Şoföre, muavine ya da yanınızda gözünüze kestirdiğiniz birine ineceğiniz yeri sorarsınız.

İneceğiniz yer biliniyorsa birileri mutlaka yardımcı olur. Ama bu yardımın da farklılıkları vardır. Çok bilinen bir yerse ilk sorduğunuz kişi, “filanca durakta ineceksin” der. Muavin de işitirse “tamam, ben seni orda indiririm” der. Fakat azıcık dolambaçlı bir yerse, seyreyle cümbüşü. Yarışma programında uzmanlık sorusunu doğru bilen ilk kişi olmak ister gibi bütün otobüs size ineceğiniz yer hakkında yardımcı olmaya kalkışır. Herkes kendine göre bir yer tarif etmeye başlar. Olmadı birbirleriyle münakaşaya başlarlar. “Yok kardeşim orası değil!”, “Asıl orası değil!”, “Arkadaşım sen beni dinle!”, “Yav olur mu?! Adamı ters yere yolluyon!”, “Bak hemşerim..”ler başınızı döndürür. Kimi dinleyeceğinizi bilemez, bir an bu otobüsten hiç inemeyeceğinizden korkarsınız. En sonunda kendinden en emin konuşan kişi, “Ben de orada inecem. Beraber ineriz.” diye seni teslim alır. O kişi gerçekten orada mı inecektir, yoksa sözü havada kalmasın diye kestirip atmış, “ne olacak canım, iner bir daha bineriz” diye mi düşünmüştür
bilinmez. Ben böyle durumlarda birkaç kişiyi istemeden alakasız yerlere gönderdiğim için uzunca bir süredir kimseye yardımcı olmamaya çalışıyorum. Hele de tanımadığım şehirlerde.

Hepimiz aslında bu dünyada bir şeylere, bir yerlere yabancıyız. Hatta kendi halimize, gidişatımıza bile yabancıyız. Bir sabah kalkmışız, o kadar iyi, güzel bir adamken bambaşka bir hevesin peşine düşmüşüz.
Evde ekmek yok, kameralı cep telefonu almak için dükkan dükkan geziyoruz. Soruyorlar,

- Bulutut’lu mu olsun?
- Tutsun tabi canım. Düşmesin. Sağlam bi’ şey olsun.

Ya da aylık kazancımız belli iken, siz kalkmış bankadan kredi çekip bir araba almaya kafayı takmışsınız.

- Ne alalım?
- Transportır alalım.
- Ya abi, siz kaç kişilik bir ailesiniz?
- 3 kişiyiz.
- Ticaret mi yapacan bu arabayla?
- Yoo...
- Ee, niye bunu alıyon?
- Hoşuma gidiyor.

Ya da plazma TV sayın almaya:

- Plazma TV alalım.
- Niye?
- Komşu da almış çok güzel.

Veya çocuğu özel okula yazdırmaya:

- Çocuğu özel okula yazdıralım.
- Niye?
- Herkes yolluyo, biz de yollayalım.

Hatta ev satın alma evresine bile gelmişsiniz:

- Ev alalım!
- Olur, neyle alalım?
- Kredi alalım. Kira öder gibi ödeyelim.
- Faiz yok mu bu işin içinde?
- E, herkes alıyor.

İşte konu komşu, eş dost birlik olup beni bir yere sürüklemeye çalışıyorlarmış gibi olduğunda aklıma geliyor. Kendi kendime birine sorsam nerede ineceğimi, bana söyleyebilir mi diye düşünüyorum. Hakikaten
bazen “Nereye gidiyoruz? Nerede duracağız? Burası neresi? Nerede ineceğim?” dediğiniz olmuyor mu sizin de?


- NEYİNİZ VAR? - İNSANIM!



Bazen düşünüyorum da bu doktorların bazısı hiçbir şey bilmiyor. Bunlardan da fazla yok aslında. Bizim ülkede bir iki tane ya var, ya yok. E, bu da bir şeydir. Adam onca sene tıp eğitiminden sonra hâlâ aramızda yaşamaya, gülmeye, araba kullanmaya, denize gitmeye, kredi kartının limitini yükseltmeye, hatta mesıncıra girip yazı yazmaya devam ediyorsa iyi bir şeydir bu.

Ama ben doktorların, uzmanlıkları ne olursa olsun, en önemli özelliğinin ikna etme yetenekleri olduğunu düşünüyorum. Mesela, hastanın nesi var anlayamadı diyelim. Anlayamadığını belli ettiği anda bütün karizma gitti. Bunu pek çok doktor biliyor olmalı ki, hastayla ilişkide asgari bir temasa özen gösteriyorlar. Olabildiğince az konuş, kendinden emin gözük! Meseleye vakıf olduğunu hissettirecek
bir iki Latince kelime yumurtla ve zarar vermeyecek bir iki de ilaç yaz. Problem çıkarsa bir de film istersin. Bu bir yöntem.

Diğer bir yöntem de hastayı görür görmez baskı kur:

- Neyin var amca?
- Şuram ağrıyor.
- Neresi, göster bakayım? (Hasta sağırmış gibi, bağırılırsa daha etkili olur.)

- Karnımda üfül üfül bi’ şey oluyor.
- Amca karın ne, üfül üfül ne? Midende mi, pankreasta mı, nasıl bileyim ben? Doğru dürüst anlat! Yoksa halk arasında bağırsak dediğimiz yer de mi?

(Burada o efsunlu tıbbî sözcükleri tam bilememenin ezikliğiyle örnek veremiyorum.)

Havada uçuşan yabancı kelimelerle gözü korkan amca, basit bir hastalığı olsun, doktor bey oğlu onu bulsun, yazsın ilacını göndersin, iyileşeyim diye düşünmektedir.

- Öksür bakayım! Nefes al! Bırak nefesi! Derin derin nefes al! Bırak nefesi! Bir daha al! Aloo! Usta tam ben de seni arayacaktım. Ne oldu bizim araba? Bak çok tutmaz demiştin. Tabii tabii, kaskosu var. Yoksa bul bir müşteri satalım ne uğraşacam, problem çıkaracaksa bana. Tamam haber bekliyorum senden. Ha! Baksana bizim burada bir arkadaş var. Ona bir pasat bulabilir miyiz? Tamam.. peki.. oldu.. kendine çok iyi
bak! Evet... Bi’ şeyin yok amca! Amca!? Ne oldu sana? Hişt! Hemşire! Buraya bakın! Ne oldu birden?

- Ver demedin, ben de tutmaya çalıştım nefesimi. Bu kadar tutabildim doktor bey oğlum. Bağışla!

Evet, bu kadar. Yat! Kalk! Senin bi’ şeyin yok!

Hasta kurtulduğuna mı sevinsin, bi’ şeyi olmadığı halde geçmeyen ağrılarına mı üzülsün?

İzcilik yaptığım yıllarda bacağımda korkunç ağrılar başlamıştı. Eski bir hastalık nüksetmişti. Lif kopması için Vermidon yazan o doktora, ağrı kesicinin ağrıyı hissetmemi azaltacağını, ama ağrımın sebebi olan zorlanmayı ve tahribatı gidermeyeceğini, hatta bana daha çok zarar vereceğini söylediğimde bir an durdu. “Doktor musun?”diye sordu sıkıntıyla. “Hayır.” dedim. Derin bir nefes verdi. Geriye yaslandı. “Ne istiyorsun benden?” dedi. “Beni hastaneye sevk et.” dedim. Sevkimi yazdı. Ama hastane de oradan farklı değildi. İşin içine üniforma girince izci olmuşsun, sivil olmuşsun fark etmiyor. O beyaz önlüklerin
bir rütbeleri eksiktir. Hastanedeki doktor, arkadaşlarıyla yaptıkları geyiği yarım bırakıp bana Vermidon yazdı. İtiraz edince odadaki rütbesi yüksek bir doktor, “Bak hasta!” dedi, “Senin sorunun nerde biliyor musun?” Biliyordum. “Hayır!” dedi, “Orda değil, kafanda!” Evet bir doktor olmanın en güzel yanı budur. İnsanı bir kadere mahkum edersiniz.

Hastanenin eczanesinden verdikleri Vermidonları çıkıştaki çöp kutusuna attım ve topallayarak yola devam ettim. Bir yerlerde iyi doktorlar da vardı elbet, iyi izciler olduğu gibi. Onlarla da tanıştım Allah’a şükür. Ama birilerinin makamları, görevleri sebebiyle insanları aşağılayıp hafifsemesi, küçümsemesi bitmiştir artık. Allah’a şükür bu milletin merhametli evlatları da var. Onlar okuyup bir bir yetişiyor.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Münasip Bir Yerde İnecek Var
« Posted on: 18 Nisan 2024, 05:17:26 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Münasip Bir Yerde İnecek Var rüya tabiri,Münasip Bir Yerde İnecek Var mekke canlı, Münasip Bir Yerde İnecek Var kabe canlı yayın, Münasip Bir Yerde İnecek Var Üç boyutlu kuran oku Münasip Bir Yerde İnecek Var kuran ı kerim, Münasip Bir Yerde İnecek Var peygamber kıssaları,Münasip Bir Yerde İnecek Var ilitam ders soruları, Münasip Bir Yerde İnecek Varönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes