๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ => Tencere => Konuyu başlatan: Zehibe üzerinde 01 Ağustos 2011, 12:31:50



Konu Başlığı: Kayda Deger Diyaloglar
Gönderen: Zehibe üzerinde 01 Ağustos 2011, 12:31:50
Tencere



Temmuz 2009 127.SAYI


Serhat ALBAMYA kaleme aldı, TENCERE bölümünde yayınlandı.

Kayda Deger Diyaloglar

Tencere’yi yazmaya başladığımdan beri okuyanlardan iyi kötü yorumlar alıyorum. Sağolsunlar, okumakla kalmayıp fikir de bildiriyorlar.

Tabi güzel yorumların yanında bazen olumsuz tepkiler de geliyor. Bu yüzden her ikisine de cevabımı hazırladım.

Yorumlar olumlu olunca:

– Serhat eline sağlık, Tencere yine güzel kaynamış, severek okudum.

– Eyvallah abi, çok uğraştım güzel olsun diye. Elimden gelenin en iyisini yapmak için uğraştığımdan yazmam biraz uzun sürdü.

Yorumlar olumsuz olunca:

– Serhat sen ne yaptın? Bu metinde anlatım bozukluğu ve imla hataları var!

– Yazmadım kurban, yazdırdılar!

– ???

. . .

Biraz geç oldu, güç oldu ama sonunda yeni binamıza taşındık. Binanın telefonlarını kontrol eden görevli ile yazıişlerinden Ali Sözer abimiz arasında şöyle bir konuşma geçti:

– Kolay gelsin, hatları kontrol ediyoruz, telefonunuzdan bir şikayetiniz var mı?

– Evet var, beni kimse aramıyor!

– ???

Verilen cevaba mı gülsek, kimsenin arayıp sormadığı Ali abimizin hüznüne mi ağlasak, bilemedik.

. . .

Polene alerjim olduğundan bahar aylarında gözlerim kızarır, kaşınır. Bu yüzden gittiğim sağlık ocağında, ortalarda dolaşan birine göz doktorunun yerini sordum. Gözlerime baktı ve şöyle cevap verdi:

– Ne yapacan doktoru! Ne güzel işte, yeşil gözlerin var!

– ???

Oracıkta anladım ki sağlık mevzusunu hademeyle değil, doktorla konuşacaksın.

Komşu Komşunun Sistemine Muhtaçtır

Bundan bir kaç sene evvel, ailecek evde oturmuş televizyon seyrederken kapı çalındı. Kalkıp açtım, alt komşumuz Kadir amca...

– Hoşgeldin Kadir amca, buyur içeri gel, dedim.

– Hoşbulduk yiğenim, gelmeyeyim ben, işim var. Karate filmi kiraladım, sizin VCD’yi verin de bi’ film izleyeyim, dedi.

Kadir amca yaşı başı geçmesine rağmen içindeki karete aşkı sönmemiş bir amcamızdı. Bıraksanız hiç bıkmadan usanmadan Bruce Lee’nin bütün filmlerini izlerdi. Anlaşılan o gece de karete kirizi tutmuş VCD oynatıcısı olmamasına rağmen, üst kattaki komşulardan isterim diyerek gidip film kiralamıştı. Daha önce oğlu çok istediğinden koca seti evine indirip denemiştik. Televizyonları uyumlu değilmiş, çalıştıramamıştık. Bu durumu ona izah etmek istedim:

– Kadir amca, geçen gün denemiştik, bizim makine sizin televizyona uyumlu değilmiş. O yüzden alsan da işini görmez, deyince hemen davrandı:

– Yiğenim, o zaman televizyonu da verin!

Kadir amca bu cümleyi yıllardır izlediği karete filmlerinden edindiği soğukkanlılıkla söylemiş olsa da, bendeki travma etkisi ne zaman ve nasıl geçecek, daha bilmiyorum.

İçimizden Birileri

Onlar çalışkanlardır. Kırk yaşında da olsalar altmış yaşında olsalar, yanınızdan şöyle ayrılabilirler:

– Dersim var, gideyim de derse oturayım.

Bilmeyenler “Yahu, koca adam oldu, açık öğretimi bitiremedi!” diye düşünebilir, yanılmasınlar.

Eğer köydeyseniz cami çıkışında onlar sizi yanıltabilir. Çünkü hangisine sorsanız farklı şeyler söyler. Mesela:

“Mübarek bana baktı, cübbesi yeşildi.” 
“Bana baktı, cübbesi krem rengiydi.”
“Mübarek bana da baktı ama cübbesi griydi.”

Cep telefonu operatörleri insanların hayatlarını kolaylaştırmak için çeşitli servisler sunsa da, onların tek ve güvenilir bir servisi vardır: “25 25”. Ne kontörünü bitirir ne de meşgule alınırsın.