> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Tencere > Kayda Değer Diyaloglar 9
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kayda Değer Diyaloglar 9  (Okunma Sayısı 595 defa)
03 Kasım 2014, 19:11:46
Rüveyha
Forum Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 6.764


« : 03 Kasım 2014, 19:11:46 »



Kayda Değer Diyaloglar


Serhat Albamya | Kasım 2011 | TENCERE   


Geçtiğimiz yıllarda bir proje için Tekirdağ’a gitmem gerekti. Burada çocuklarla röportaj yapıp seslerini kaydediyordum. İşimi bitirip kayıtları dinlediğimde çocukların “h” harflerini söylemediklerini fark ettim. Durumu sınıf öğretmenlerine anlattığımda aldığım cevap komikti;

– Konuşurken söylememelerine alıştım da sınav kağıdında “h” leri hâlâ kullanmamaları beni de şaşırtıyor.

* * *

Okuduğum okulun kantinini komşumuz işlettiği için teneffüslerde oraya gider yardımcı olurdum. En komik müşterilerimiz genellikle birinci sınıflardan çıkardı. Mesela bir kız vardı, her geldiğinde parasını önüme bırakır ve ben, ne istersin, diye sorduğumda aynı cevabı verirdi:

– Sen ne dersen…

O kızcağız sene sonuna kadar ben ne versem onu aldı ve bir güne bir gün itiraz etmedi.

* * *

Her ne kadar istemesem de bir de şöyle bir diyalog var, istisnasız her ay yaşanır:

– Serhat, dergi matbaaya gidecek seni bekliyoruz…

Hep Böyle mi Olur?

Bazı şeyler var, sıklıkla başıma gelir. Merak ediyorum acaba sadece benim mi başıma geliyor yoksa siz de aynı dertlerden müzdarip misiniz?

• Çok yavaş ilerlediği için indiğiniz minibüs, siz yere adımınızı basar basmaz hızlanıyor mu? Benim sık sık yaşadığım bir şeydir bu. Trafikte ağır ağır ilerleyen bir minibüse tahammül edemeyip inerim ve ben iner inmez minibüs ağır bir yükten kurtulmuş gibi hızlanır, süratle yoluna devam eder.

• Dursun, lazım olur diye bozuklukları yanımda taşıdığım zamanlar, o bozuklukların toplamı alacağım şeyin fiyatından ya beş ya da on kuruş az olur ve yine bütün para bozdurmak zorunda kalırım.

• İki dakika önce durağı terk eden otobüs hep benim bineceğim otobüstür.

• Üzerinde fiyat yazmayan, beğendiğim herhangi bir şeyin, benzer ürünler arasında en pahalısı olduğunu öğrenirim. Maalesef en çok da bu olur!

• Ayda yılda bir, çok içimden geldiği için aradığım arkadaşım, “Serhat, ben seni müsait olunca arayayım mı, biraz yoğunum işlerim var…” diyerek telefonu kapatır.

• Büyük bir hevesle alıp eve getirip kurduğum elektronik cihazın mutlaka kutusuna koyulmayan, harici bir kablosu daha vardır.

Merak ettim, bu başıma gelen durumlarda acaba yalnız mıyım yoksa hepimiz için geçerli şeyler mi… Hepimize oluyosa bu benim acımı hafifletmeyecek ama sadece bana oluyorsa bir sorum var: Neden ben?

Biraz Tahammül

Geçenlerde bir cümle okudum:

“Biz insanlar yağmurlu günlerde otobüse her yeni binen kişiye küçümseyici bir ifadeyle bakarız.”

Çok doğru, çünkü biz “diğer insanlar”ı pek sevmeyiz. “Diğer insanlar” ayak bağıdır, engeldir, rakiptir… Biz hariç herkes “öteki”dir. “Ben” demeye, her hissin en âlâsının bizim içimizde yaşandığına içten içe öyle inanmışız ki birbirimizin gözüne girmek, birbirimizi sevmek için günler hatta aylar harcamak zorunda kalıyoruz.

Hepimiz birbirimizin kusurlarını bilip, yeri gelince de çatır çatır anlatıyoruz, aynı zamanda her şeyin en doğrusunu da biz biliyoruz. En azından içten içe böyle inanıyoruz. Ne olmuş, nasıl olmuşsa, topluca yaşadığımız hikâyelerden daha tekil masallara geçiş yapmışız. Tek başına dikildiğimiz adalarımızdan suya taşlar sektiriyoruz ve işin garibi bu durumdan memnun gibiyiz. Ne sokaktan yükselen bir çığlığa kulak veriyoruz ne de yardım isteyen birinin sesini duyuyoruz.

Kafamızda hep aynı cümle: “Ben yapmasam da birileri benim yerime yapar elbet…” Anadolu’daki okuyucularımız için muhtemelen durum farklıdır, oralarda insanlar daha çok beraber olup, daha çok şey paylaşıyordur. Hatta anlattıklarım yabancı bile gelmiş olabilir. Eğer öyleyse kıymetini bilin, çünkü büyük şehirde herkesin çok işi, herkesin çok acelesi var ve kimsenin tahammülü yok.

Ama geçen cuma çıkışı bir şey oldu ve umutlandım. Kalabalık cami çıkışlarında insanlar birbirlerine sarılıyor, tanıyan tanımayan birbirine güzel dualar ediyor, cumasını kutluyordu. Acaba diyorum, cuma çıkışı yaşadığımız bu maneviyatı, bir sonraki cumaya kadar koruyabilsek az önce bahsettiğim kasvetli ruh hali yok olur mu? Yoksa hepimiz birbirimize otobüse en son binen ıslak kişi gibi bakacağız.



[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kayda Değer Diyaloglar 9
« Posted on: 26 Nisan 2024, 18:01:21 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kayda Değer Diyaloglar 9 rüya tabiri,Kayda Değer Diyaloglar 9 mekke canlı, Kayda Değer Diyaloglar 9 kabe canlı yayın, Kayda Değer Diyaloglar 9 Üç boyutlu kuran oku Kayda Değer Diyaloglar 9 kuran ı kerim, Kayda Değer Diyaloglar 9 peygamber kıssaları,Kayda Değer Diyaloglar 9 ilitam ders soruları, Kayda Değer Diyaloglar 9önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes