> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Tencere >  Cuma Namazı Halleri
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Cuma Namazı Halleri  (Okunma Sayısı 656 defa)
16 Temmuz 2011, 07:56:05
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 16 Temmuz 2011, 07:56:05 »



Tencere


Haziran 2010 138.SAYI
 


Serhat ALBAMYA kaleme aldı, TENCERE bölümünde yayınlandı.

Cuma Namazı Halleri


Bugün Cuma, mübarek gün... Camilerin kapasitelerini aştıkları, doluluk oranının yükseklerde olduğu güzel gün. Bizim mahallenin camisi de olağan cuma telaşını yaşıyor. Kimi esnaf yarım saat önceden dükkânını kapatıp en ön saflardaki yerini aldı. Kimi öğrenciler öğle arasında internet kafeye giden arkadaşlarını reddedip, şadırvanın üzerinde bulunan askıya astı ceketini, kravatını. Arkalarında mesini kurutan dede, bir yandan da imrenerek onları seyrediyor.

Hava güneşli, caminin yarısı dolmuş, gelen cemaat saflardaki boşlukları doldurmak yerine daha tenha bir yere geçiyor. Durum böyle olunca da kapıda bekleyen ve safları düzenlemeyi kendisine görev bilmiş amca, aralardaki boşlukları doldurmak üzere sesleniyor: “Cemaat, boşlukları dolduralım, bakın şurada boş yerler var!”

Anonsu duyan cemaat yavaş yavaş da olsa sıkışmaya başlıyor. Henüz ezana on dakika var. Cami farza bir iki dakika kala dolmaya alışkın. Kilim desenli plastik halılar son dakika gelecek insanlar kolayca ulaşsın diye dışarıya istiflenmiş. Cemaat ufak ufak gelmeye devam ediyor. Kimisi yanındaki ile şakalaşıyor, kimisi kapıda tanıdığını karşılıyor, kimisi şadırvanda abdest sırasına giriyor. Safta yerini alan esnaf, cumaya gelmeyip dükkanı kapatarak içeride uyuklayan komşusu için dua ediyor: “İnşallah bir gün o da gelir.” diyor. Onun arkasında bir dede torununa talimat veriyor: “Ben ne yaparsam onu yap, sana öğrettiğim duaları oku ha!”

Onun biraz gerisinde oturan ve aralarında sessiz sessiz konuşup gülüşen iki liseli öğrenci başka bir adam tarafından uyarılıyor: “Şşşşt! Camide konuşulmaz!”

Ezana bir kaç dakika kaldı. Cemaat yoğunlaşarak gelmeye devam ediyor. Bir iki kamyonet kapının önüne yanaştı. Kamyonetin içinden çıkanlar camiye girmek yerine kamyonetin kasalarını açıp mallarını diziyorlar. Kimisi kuruyemiş paketlerini istifliyor, kimisi köyünden toplayıp getirdiği meyveleri... Herkes cuma vaktini farklı değerlendiriyor.
Ön saftakiler ayakta kalanlara yer açıyor, boş yerleri işaret eden amca gelenleri stratejik bir şekilde yerleştirmeye devam ediyor. Ezan okunuyor. Cemaat arttıkça cami önüne istiflenmiş hasırların, kilimlerin sayısı azalıyor. İlk sünnet kılınıyor, hutbe başlamak üzere. Geç gelenler birbirlerine telaşla “İlk sünnet yetişir mi?” diye soruyor, yetişeceğini düşünenler kılmaya başlıyor. Kilimler açılmaya devam ediyor, kimisi “Kilimi yan koyalım, daha çok kişi oturur.” diyor, kimisi “Onlar halletsin, ben geçer otururum.” diyerek ayakta dikiliyor. Kapının önündeki seyyar satıcılar satacakları şeyleri dizmeye devam ediyor. Hutbe başlıyor, cemaat dinliyor. Kimisi gözlerini kapamış, kimisi kafasını sallayarak imamı onaylıyor, kimileri imamın sözlerinden kendine pay biçerek ufaktan ufaktan irkiliyor. Tek tük de olsa hâlâ gelenler var.

Hutbe bitince cemaatten cami için yardım talep eden imamın sesi değişiyor, sanki kendisi için bir şey istermişçesine utanıp sıkılıyor. Farza geçiliyor. Kimisi huşu içinde namazını kılıyor, kimisi yeni aldığı ayakkabıya uzak olmanın tedirginliğiyle namaza katılıyor, kimisi de kafasında bin bir düşünceyle gaflete düştüğü için pişman olup, haftaya daha güzel bir cuma namazı kılacağına söz veriyor. Tüm bu hisler eşliğinde bir cuma vakti daha bitiyor.

Farzdan hemen sonra camiyi terk edenler yarı huzurlu yarı kibar bir biçimde ayakkabılarının üzerine basan insanlara ses etmemek için kendini tutuyor. Son sünneti beklemeyenler akın akın kapıya yığılıyor. Dışarıdan dilencilerin, seyyar satıcıların ve camiye yardım toplayan adamın sesi yükseliyor. Herkes milim milim öne geçmeye çalışıyor. İnsanlar işlerine dönmek için öyle acele ediyorlar ki kapıyı zorluyorlar. Çıkışın dibinde kilimde oturan bir dede yanındaki gence soruyor:

– Acaba Peygamberimiz bu telaşı görse ne derdi?

Genç bir an irkiliyor, önce cevap verecekmiş gibi oluyor, sonra susuyor. Cemaat dağılmaya devam ediyor.

Bir Gezginin Günlüğü - 11

Sedat zaman zaman dalıp giderek, zaman zaman heyecanlanarak konuşuyordu:

“Ben kendimi bildim bileli köye gelir giderim. Daha ufacık çocukken bile arkadaşlarıyla köye giden babamın peşine takılırdım. Hatta bir keresinde, çok küçükken arabanın bagajına saklanmıştım. Beni yarı yolda fark edince mecburen yanlarına aldılar. Çok küçük yaşlarda başlayan bu köy seyahatlerim ortaokulda, lisede artarak devam etti. Hatta bazen geldiğim zaman iki üç hafta kalıyordum. Okul olmasa hiç dönmek istemezdim. Sene içinde de köye olan hasretimi köyde başımıza gelen olayları defalarca birbirimize anlatarak giderirdik. Derken, üniversiteyi kazanıp Eskişehir’e gittim. Orada kafama uyan birkaç arkadaş bulup bir eve yerleştim. İki günde bir anamı babamı arayıp hallerini sorardım. Köye giden biri oldu mu onlardan dua ister, gönül rahatlığıyla işime gücüme bakardım. Derslerim de iyiydi, öğretmenlerim benden “umut vaat eden öğrenci” diye bahsediyorlardı.”

Sedat bunları anlatınca birden içlendi. Ben hikâyesinin çok güzel olduğunu, üzülecek hiç bir tarafının olmadığını söyleyince de anlatmaya devam etti;

“Zaten olay buradan sonra sarpa sarıyor. Okul gayet güzel giderken, nasıl oldu anlamadan bir kıza aşık oldum. O da beni seviyor gibiydi. Bazen göz göze gelirdik, bana gülümserdi. O gülümsedikçe de benim aklım başımdan giderdi. Nasıl olduysa bir gün oturup konuştuk, iyi anlaşıyor gibiydik. İkimiz de birbirimizi seviyorduk.”

Ben sözün burasında yine dayanamadım; “Ee, bu hikâyede üzülecek hiç bir şey göremiyorum Sedat, bir masal gibi işte, daha ne olsun!” dedim. Sedat “Dinle hele...” deyip anlatmaya devam etti:

“O zaman pek kabullenmek istemiyordum ama aslında biz ayrı dünyaların insanlarıydık. İnsan aşık olunca gerçeklere gözü kör oluyormuş. Bir gün ailesiyle tanıştım, gayet iyi hoş insanlardı, fakat annemle babamı onlarla yan yana düşününce bile çok farklı aileler olduğumuzu görebiliyordum. Birbirimizi zamanla tanımaya başlayınca benim isteklerimle onun hayallerinin farklı olduğunu da anlamaya başladım. Ben, evlensek de Umre’ye gitsek diye dualar ederken, o ‘Balayında Avrupa’ya gideriz değil mi?’ diyordu. Ne zaman meseleyi yazın yaptığım köy seyahatlerine getirsem oflayıp pufluyordu. Aslında ona da kızamıyordum, öyle görmüş, öyle yetişmiş. Kabahat aslında bendeydi, daha işin en başından ne diye kaptırdım ki kendimi? Okulunu bitir, gel memleketine, anan baban hayırlı bir kısmet bulsun, müsaadeni de al, evlen işte...

Neyse konuya dönelim, durum böyle olunca kafamdaki sorular çoğalmaya başladı. Acaba ileride nasıl olur? Benim yaptıklarıma karşı çıkar mı? Bana uyar mı?... Durmadan bunları düşündüm ve anladım ki iş hiç de kolay değil. Düşündükçe içime sıkıntılar girdi, huzurlu ibadet yapamaz oldum. Bir gün namaz sonrasında dayanamayıp dua ettim: ‘Eğer bu durum beni böyle huzursuz edecekse bitsin, razıyım Allahım’ dedim. Çok geçmeden de ayrıldık.

(Devam edecek)


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Cuma Namazı Halleri
« Posted on: 28 Mart 2024, 20:58:25 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Cuma Namazı Halleri rüya tabiri, Cuma Namazı Halleri mekke canlı, Cuma Namazı Halleri kabe canlı yayın, Cuma Namazı Halleri Üç boyutlu kuran oku Cuma Namazı Halleri kuran ı kerim, Cuma Namazı Halleri peygamber kıssaları, Cuma Namazı Halleri ilitam ders soruları, Cuma Namazı Halleriönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes