> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Tencere > Ben Amerikadayken
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ben Amerikadayken  (Okunma Sayısı 712 defa)
23 Temmuz 2011, 12:29:00
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 23 Temmuz 2011, 12:29:00 »



Tencere


Şubat 2010 134.SAYI


Serhat ALBAMYA kaleme aldı, TENCERE bölümünde yayınlandı.

Ben Amerika’dayken...

Arkadaşımla birlikte servis minibüsünde oturuyorduk, iki yaşlı amca minibüsün kapısında belirdi. Merdivenleri ağır ağır çıkıp yerlerine geçecekken arkadaki amca minibüsün orta yerindeki tümseği fark etmedi ve tökezleyip en yakınındaki koltuğa tutundu. Toparlanıp yerine geçtikten sonra da söylenmeye başladı:

– Şu tümseği koydukları yere bak! Minibüs’ün orta yerinde! İngiltere’de böyle bir şey göremezsin azizim!

Tümseğin bulunduğu yer hakkındaki görüşlerine hiçbir itirazım yoktu fakat son cümlesi beni düşündürmeye yetti.

Adam konuştukça yurtdışını yüceltiyor, oradaki insanların ne kadar bilgili ve duyarlı olduğunu vurguluyor, bizimse o seviyeye ulaşmamız için önümüzde daha çok yol olduğunu savunuyordu ve adam bunları söyledikçe, şubat ayının Tencere bölümüne konu olmaya daha çok yaklaşıyor, adeta can atıyordu.

Hepimizin etrafında böyle amcalar, teyzeler vardır. Zamanında yurtdışında bir süre kalıp geri dönmüşlerdir. Karşılaştıkları zorluklar için kurdukları ilk cümle, “Almanya’da böyle bir şey göremezsin!” “Ben senelerce Hollanda’da yaşadım, böyle bir olay görmedim!” ”Eee burası Türkiye, halbuki Fransa’da olsaydık böyle olur muydu?” gibi laflar olur.

Asfalt delinir, “Amerika’da olsaydık böyle olmazdı!” Sular kesilir, “Eee, burası Türkiye!” Deprem olur, “Japonlarda da her gün deprem oluyor ama onların binaları yaylı! Bir de bizimkilere bak! Hıh! Bina, bildiğin bina!” Sel olur, “Keşke Hollanda’dan dönmeseydik... İşe giderken simit takıp yüzmek zorunda kalmazdık!” derler.

Yurtdışı miadını doldurup temelli dönüş yaptıktan sonra daha gümrükte başlar bu şikayetler ve bir ömür boyu sürer.

Maksadım yurtdışını öven bu insanları kamyona doldurup gerisingeri geldikleri yere bırakmayı önermek değil. Sadece devamlı surette bir milletle kıyaslanmamız zoruma gidiyor. Biraz garip bir memleket olabiliriz ama böyleyiz, olduğumuz gibi kabullenmek lazım.

Ben bu satırları yazarken telefonum çaldı, arayan Zekai Abi idi, köşeyi soruyordu. Daha ayın yirmisinden köşeyi sormaya başlıyor, böyle şey olur mu? Halbuki ben Amerika’da iken...

Bir Gezginin Günlüğü-7

Çayımız bitince Sedat beni bir markete götürdü, içeride kokulu tespihler, seccadeler, rahat giyimli bol pantolonlar, hediyelik eşyalar, bir sürü kitap, kaset ve köydeki herkesin cebinde bulunan ağaç dallarından vardı. Gayet ilgi çekici, rengârenk bir yerdi. Sedat satıcıya tütün çuvallarını gösterip sorular soruyordu, ben de bu sırada kasetlere bakınıyordum. Kaset kapaklarının hepsinde ya cami ya da gül resmi vardı. Popüler bir şeyler aradım ama bulamayacağımı anlayınca vazgeçip kitaplara yöneldim. Onlarca Türkçe kitabın arasında İngilizce bir kitap bulmuştum. Sedat’ın işi bitince kasadaki çocuğa elimdeki kitabı almak istediğimi söyledim. Sedat hayretle bir bana bir de kitaba baktı;

“Sen hakikaten de hızlı çıktın kurban!” dedi. Neden bu kadar şaşırdığını anlamadım ama kitap gayet güzele benziyor. İsmi de “Manners of Sufi Way” (Arifler Yolunun Edepleri). Çoğu zaman olduğu gibi Sedat’ın söylediklerini yine anlayamadım. Selam verip dükkandan çıktık. Meydan çok kalabalık değildi, Sedat bana bakıp namaza gitmesi gerektiğini ve namazdan sonra burada buluşabileceğimizi söyledi.

– Sen namazdayken ben ne yapayım, diye sorunca da: “Gez dolaş, istersen bir gölgede oturup aldığın kitaba göz at.” dedi ve yanımdan ayrıldı.

Sebepsiz bir şekilde günlerimin geçtiği köyün meydanında tek başıma kaldım. Madem yapacak bir şeyim yok, gidip sağı solu gezineyim diye düşünüp yürümeye başladım. Dükkanlar birer birer kapanıyordu. Çay ocağının önünden yukarı doğru çıkan bir yol vardı, nereye vardığını öğrenmek için başladım yürümeye.

Sol taraftaki mezarlığı geçince heybetli bir kapıyla karşılaştım. Sağıma soluma bakındım, kimse yoktu ve kapı açıktı. İçeri girince bir koridorla karşılaştım. Sol tarafta mezarlık vardı. Biraz daha ilerleyince bir kapı daha gördüm. Açık olduğunu fark edince de dayanamayıp girdim. Aydınlık, huzur veren bir yerdi. Sol tarafta bir oda vardı ve pencerelerden içerisi gözüküyordu. Bizim oralarda bir söz vardır: “Kediyi merak öldürür.” galiba bende de biraz kedilik var. İçeride büyük bir türbe vardı.

Türkiye’yi gezerken türbelerin ne olduğunu öğrendim ve farklı şehirlerde birçok türbe görmüştüm. Buradaki türbenin yapısı biraz farklıydı, üzerinde estetik işlemeler ve şekiller vardı. Daha da yakından bakmak istediğimden türbenin bulunduğu odanın kapısını kontrol etmek istedim. Tam ben elimi uzatıp kapının kolunu tutacakken kapı açıldı ve içeriden ak sakallı yaşlıca bir adam çıktı. Bir anda karşımda onu görünce korktum ama eliyle içeri girmemi işaret edince korkmama gerek olmadığını anladım. Tereddüt etmeden kapıdan içeri girdim.

(Devam edecek)

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ben Amerikadayken
« Posted on: 20 Nisan 2024, 10:17:14 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ben Amerikadayken rüya tabiri,Ben Amerikadayken mekke canlı, Ben Amerikadayken kabe canlı yayın, Ben Amerikadayken Üç boyutlu kuran oku Ben Amerikadayken kuran ı kerim, Ben Amerikadayken peygamber kıssaları,Ben Amerikadayken ilitam ders soruları, Ben Amerikadaykenönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes