Ayın Şoklamaları

Tencere

Mart 2007 99.SAYI

Ferzan TOPATAN kaleme aldı, TENCERE bölümünde yayınlandı.

Ayın Şoklamaları

Yerçekimi Yasası Veto Edildi!

Köşk bir yasayı daha veto etti. Ee, ne var bunda, demeyin. Olağan köşk vetolarından farklı çünkü. Bu kez veto edilen yasa Newton’un ortaya koyduğu ünlü yerçekimi yasası. Köşke çıkan evrakların arasına nasıl karıştığını bilemediğimiz yasanın altında ünlü bilim adamının imzası var.

Köşk bu konuda sessizliğini korurken, üniversiteler, zaten biz bu olaya sıcak bakmıyorduk, arkasında kesin bir kadrolaşma niyeti vardı, çok isabetli bir karar olmuştur, dediler. Sınav merkezi, yerçekimli ortamdan yerçekimsiz ortamda geçiş sınavları uygulayacağını duyurdu. Sınav tüm il merkezlerinde, dış temsilciliklerde ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde uygulanacak.

Hükümetse yasayı hiç değiştirmeden aynen köşke iade edeceklerini açıkladı. Görüşüne başvurduğumuz bazı yetkili ağızlar şöyle konuştu:

“Fevkalâde üzücü bir olay! Şimdi ne olacak, halkımız havaya mı savrulacak yani? Üzülerek söylemek zorundayız ki uluslararası camiada itibarımız son derece yara almıştır. Çok üzüldük daha fazla konuşamayacağım...”

“Yasa çıkmadığı için büyük bir boşluk doğmuştur. Ama biz gerekli bütün önlemleri aldık. Bütün birimlerimizle, emniyet birimlerimizle olsun, diğer birimlerimizle olsun, gerekli ne gerekiyorsa yapılacaktır. Bundan da kimsenin şüphesi olmasın.”

“En kalbi duygularımla söylüyorum ki, halkımız bu olanlara cevabını er geç verecektir. Benim milletim vefakârdır, yasa iptal oldu diye alıp başını gitmez. İki kavanoz reçel yapmayanlar evlense ne olacak! Pardon ne dedim ben ya! Hanım sana demedim mi notlarımı karıştırma diye? Şey, bizim hanımın konuşma metinleri araya karışmış da... Kem kürük...”

Üniversiteye giriş sınavı kalkıyormuş!?

Kendisiyle görüştüğümüz bir yetkili “off the record” olması (yayınlanmaması) kaydıyla bizimle konuştu. Biz de, size oftirikort bir şey söyleyim deyince sağ olun dedik (yani tokuz manasında), ama çay varsa alalım deyip konuştuklarını ses cihazına kaydettik. Şöyle şeyler söylemiş:

“Gençlerimiz hayatları için bu kadar önemli bir dönemeci üç saatlik bir zamanda almaya çalışıyor. Yıllarca yapılan çalışmalar verilen emekler bir sınavla değerlendirilmeye çalışılıyor. Bu tabii çok zor. Hadi biz sınav kağıtlarını bilgisayara okutuyoruz, ama onlar aylarca sıkıntı, sitres çekiyor.

Bundan sonra liseyi 4 yıla çıkarıp her yıl sınav yapacağız. Öyle olmadı, al böyle, hihahahahooo!.. Ne depresyon, ne panik atak yapar adamda biliyor musun? Pardon, ne diyordum, iyi para gelecek. Sınav harcı falan... Ya, aslında ne üniversitede okuyacağım diye zorluyorsunuz kendinizi... Gidip ünlü olun, topçu olun, manken olun. İyi para var o işlerde.

Bizim oğlan girdi bitirdi de üniversiteyi ne oldu, hiç! Bizim hocalardan birine rica ettim, ‘Şu kalası yanına asistan al da sana yurtdışı birkaç seminer ayarlayım.’ dedim. O da tutturmuş ‘Bahama’da olsun seminer.’ Orda üniversite var mı bakalım, nereye göndereyim seni Bahama’ya?

Neyse aldı bizim oğlanı yanına asistan. Ne yapıyorsun oğlum, diyorum. Derste hocanın bir süngeri varmış onu yıkayıp tahtayı siliyormuş. Bak bak! Başka bir şey yaptırmıyor mu diyorum. Yok, ‘Babana söyle, Malta adasında bir seminer varmış, bir konuşsana..’ diyormuş. Yani bizim çocuklara yer yok, bir de siz ne gireceğiz diye uğraşıp duruyorsunuz gençler? Akıllı olun!”

Uzaya gidecek ilk kadın astronotun başı kapalı mı olacak!?

NASA’da görevli yabancı bilim adamları bunun mümkün olduğunu, uzayda oksijensiz yaşayamadıkları için başlık takılmasının bir zorunluluk olduğunu söyledi.

Çağdaş ilerici bilim platformu üyeleri, çağdaş kadının uzaya başı kapalı gitmesinin bir uzay gericiliği, bir geri kalmışlık ve bir siyasileşme mesajı taşıdığını söyledi. Buna asla izin verilmemesi gerektiğini söyleyen platform sözcüleri, çağdaş kadın imajının Lozan Antlaşmasında çizildiğini, buna diplomasi dilinde ‘çingene pembesi çizgisi’ dendiğini, bundan bir karış fazla örtünmenin mümkün olmadığını söylediler.

Emekli olmakla önemi pörsümemiş bir bürokrat, “Canım, analarımızın taktığı gibi bir başlık bulun, onunla çıksın uzaya. Ona bir şey diyen var mı, biz bununla uzayın siyasete bulaştırılmasını istemiyoruz. Yoksa benim dedem de cumalara gidermiş. Hatta bir kez de mevlüt dinlemiş, lokum yemiş.” dedi.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın