> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Akaid Eserleri > Tekfir Meselesi > Et-Tekfir Vel-Hicre grubu
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Et-Tekfir Vel-Hicre grubu  (Okunma Sayısı 6580 defa)
27 Ekim 2010, 11:49:31
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 27 Ekim 2010, 11:49:31 »



ET-TEKFİR VE'L HİCRE GRUBU


Tekfir konusunda ısrarlı bir cemaat olarak bili­nen Et-tekfir ve-l-Hicre grubunun özellikleri ve belli başlı konulardaki fikirlerinden bahsetmek sanırım bu kitabın konusu dışında sayılmayacaktır. Doğuş yeri Mısır olarak bilinen bu grubu anlatmadan önce Yusuf El-Kardavî'den onlarla ve aşırılık meselesiyle ilgili alıntılar aktarmak istiyoruz: [146]

 

İslami Sahada Aşırılık ve Çalışma:
 

Aşırı gitme noktalarından birisi de "tekrir" konu­sudur. İnsanların ismeti ortadan kalkınca bu aşırılık hedefine ulaşıyor. İnsanların mal ve kanlarını mübahlaştırıyorlar, onlara ne zimmet (zımmîler) ne de hürmet tanınıyor. İnsanların tümünü İslamdan çı­karıyorlar. Yahut "bu insanlar Allah'a iman etme­mişlerdir." Bu da aşırılığın değeri olan, kendisini bir vadi de diğerlerini başka bir vadide görmektir.

Bu düşüncenin ilk oluşumu İslam sahasında Ha­ricilerin ortaya çıkmasıydı ki bu insanlar İslamdaki ibadet değerlerine çok bağlıydılar. Namaz, oruç, Kur'an okuma v.s. Yalnız bunlar "uzuv" fesadıyla gel­meyip "küfür" fesadıyla ortaya çıktılar. Onlara kötü amelleri süslendirildi ve onu (yaptıklarını) güzel gör­düler. Resûlullah onları şu sözüyle vasıflandırdı; "Birinizin namazı onların namazına karşı hakir olur, bi­rinizin kıyamı onların kıyamına göre hakir olur ve okuması onların okumasına göre hakir olur." Bu va­sıflandırmayla birlikte onlar hakkında yine şöyle bu­yurmaktadır: "Okun yaydan çıktığı gibi onlar dinden çıkarlar."

Geçmiş olan Haricilerde olanların aynısı şimdi onların halefleri (takipçileri) olanlarında da aynen vardır.

Yani bunları takip eden, asrımızdaki "El-Tekfir ve'l- Hicre" cemaati diye bilinen cemaattir.

Bu muasır olan cemaat günah işleyip o günahın­da ısrar eden herkesi tekfir ediyor. Hakimleri Al­lah'ın hükümleriyle hükmetmediklerinden dolayı tekfir ediyorlar. Hüküm olunanları da bu hükme razı olduğundan dolayı tekfir ediyorlar. Bu cemaat din alimlerini ve başkalarını da tekfir ediyorlar. Çünkü bu din alimleri hakim ve mahkumu (yöneten ve yöne­tileni) tekfir etmedikleri için kafirdirler. Çünkü bun­lara göre kafiri tekfir etmeyen de kafirdir. Onlar yine onların düşüncelerine zıt olan herkesi tekfir ediyor­lar. Yine onların fikrini kabul edip de onların cema­atine girmeyen ve onların imamlarına biat etmeyen herkesi tekfir ediyorlar. Kim onların cemaatine girer­se fakat herhangi bir sebeple çıkarsa o kimse mürteddir ve kanı helaldir. Tebliğleri erişmiş olan tüm cema­atler onlara katılmadıkça onlar kafirdirler. Kim bir imamın sözünü alırsa ama kıyas ile hareket ederse o kimse müşriktir, kafirdir. Onlara göre Hicri 4. Asır­dan sonraki asırlar küfür ve cahiliye asrıdır. (Abdurrahman El Hayr Tekfir Cemaat eserinden alıntı).

Peygamberimiz (s.a.v.) bizi tekfirden korumuş ve ondan şiddetle kaçınmamızı emretmiştir. Ve sa­hih olan bir hadisinde; “Kim kardeşine kafir derse ikisinden birisi kafir olur..." buyurmuştur. Aynı za­manda Usame Bin Zayd hadisinde ise: "Kim La ila­he illallah" derse o kimse İslam'a girmiştir. Kanı ve malı kurtulmuştur." Şayet bu kimse korku, yahut kı­lıçtan kurtulmak için söylese bile bu kimse müslümandır. Biz zahire göre hükmederiz. Bu kimsenin hesabı ise Allah katındadır. Ki bundan dolayı Resûlullah (s.a.v) savaşta Usame bir adamı şehadet getirmesine rağmen öldürünce onu kına­mış ve;

“Sen onu tevhid kelimesini getirmesine rağ­men mi öldürdün?" demiş, Usame de;

"O kılıç korku­suyla söyledi" diye cevaplamıştı. Resûlullah da;

"Sen onun kalbini yardın mı?" deyince, bu olay üzerine üzülen Usame;

"Resûlullah bunu o kadar tekrarladı ki keşke ben o gün iman etmiş olsaydım diye temen­ni ettim." demişti.

Kim yakin ile İslama girmişse onun İslamdan çıkması da yakin ile olmalıdır. Yakin ise şek ile yok olmaz (yani şüphe ile dinden kimse çıkarılmaz.) Hat­ta bu günahlar büyük günah olsa bile: örneğin, ölüm, zina, içki içmek vs. Yalnız bu hükümleri inkar, karşı çıkma olursa bu ayrı bir şeydir.

Bundan dolayı Allah'u Teala bir kişiyi kasten öl­düren ile öldürülenden velisi arasında dini kardeşli­ğini şu ayeti kerimede ispat etmiştir; "Kim (yani ka­til) kardeşi tarafından affedilirse o zaman (affede­nin örfüne göre) uygun olanı yapmak güzelce onu ödeme (si) gerekir." Ve Resûlullah içki içen bir kimşeyi birisinin lanetlediğini duyunca defalarca ona; "Ona lanet etme, çünkü o Allah ve Resulünü seviyor." buyurmuştur.

Tekfırcilerin aşırı gidenlerinin dayanmış oldukla­rı bütün düşünceler Kitap ve sünnetle merdut olup (reddedilip) bu düşünceyi İslam ümmeti asırlar önce terk etmiştir. Buna rağmen insanlar kalkıp bunu ye­nilemek istiyorlar. Heyhat!..

Tekfir düşüncesine sahip olmanın birçok sebebi vardır. Tek bir sebebi yoktur. Sebeplerin bazıları di­nidir. Bazıları siyası, bazıları toplumsal, sosyal se­beplerdir. Ekonomik ve nefsi ve fikri sebepleri de vardır.

Bu sebeplerden bazıları, ailevidir de. Kişilerin se­bepleri de vakidir. Yani kişinin şahsından da kay­naklanan sebepler de vardır. Bu sebepler toplumla ilgili de olabilir. Toplumda oluşan zıdlıklar... Diyelim ki itikad ile mu'amele arasında, vacip olan şeyler arasında, din ile siyaset arasında, söz ile amel arasın­daki zıtlıklardan oluşabilir.

Bu gibi zıtlıklara büyükler ne kadar tahammül etse bile gençler bu gibi şeylere tahammül edemi­yorlar.

Bazıları tahammül etse bile tümü tahammül et­miyor. Bazen tahammül etse bile çoğu zaman taham­mül etmiyor.

Sebeplerin bazıları da (ortadaki) hükümlerin fe­sat oluşundan, hakimin tağiliğinden (tuğyanına) kendi halklarının haklarına riayet etmemekten, kö­tü hevalara sahip olmalarından ileri geliyor.

Bu sebeplerden (diğer) bazılarını (da) sayalım:

1- Dinin hakikatini görme zayıflığı; Bu aşırılıkta en esas olan sebeplerdendir. Fakih olmamak, dinde­ki sırları bilmemek... Bundan maksat mutlak mahi­yette dinde cehalet değildir. Bu sebepten maksat il­min yarısına sahip olmaktır. Kendisini alimlerin zümresinden saymak ve buna rağmen çok çok şey­den cahil olmak... İlimden bildiği şey de oradan bu­radan aldığı şeyler olması...

Resûlullahın Buhari ve Müslim'den gelen şu ha­disi bu hakikati açıklamaktadır; "Allah, ilmi insanla­rın içine düşmüş oldukları ihtilaftan dolayı onlardan almaz fakat onlardan alimleri alarak (yani vefat et­tirerek) onlardan ilmi alır, ta ki kimse kalmayıp da­ha sonra cahil insanları kendilerine reis edinirler ve insanlar onlara sorarlar, onlar da ilimsiz cevap vere­rek hem kendilerini ve hemde onları dalalete götü­rürler." Malik Bin Enes rivayet eder ki; bir gün Rabia çok ağlar ve ona;

"Sana bir musibet mi indi?" der­ler. O da;

"Hayır fakat, ilmi olmayanlar fetva veriyor­lar." der.

2- Zahiri olarak nasları anlamaya yönelmek. Bun­lar, gerçekten İslam ümmetinin kurtulmuş olduğu "zahiriye medresesini" bir daha yapmak istiyorlar. Öyle bir medrese ki hükümlerin illetini (sebebini) ka­bul etmiyorlar ve aynı zaman da kıyası inkar ediyor­lar. İbadet konusunda kesinlik kazanan şeylerde de­ğiştirmeye gitmek mümkün değildir, örneğin Rama­zanın başka aya alınması gibi. Fakat başka hüküm­lerde illet aranmalıdır. O illet (sebep) ortadan kal­karsa değişik hükümler verilebilir.

Örneğin: Malik, Buhari ve Müslimin rivayet et­tikleri şu hadiste, Resulullah düşman ve kafir diya­rına Kur'an'la sefere gidilmesini men'etti. Fakat bu hadisin illetine bakıldığında kafirlerin Kur'an'a kö­tülük yapma endişesi var. Bu illet ortadan kalkarsa bu nehiy de (yani yasak da) kalkar.

3- Haramların sınırlarını daraltmaları.

4-Terimlerdeki (kavramlardaki) anlayış yetersiz­liği. Bir kelime değişik anlama gelebilir. Yani değişik anlamları olabilir. Onlar mutlak imanla, iman-ı mutlak arasını ayırmıyorlar. Kamil İslamla soyut İs­lam'ın arasını ayırmıyor ve günah küfrü ile şirk küf­rünün arasını büyük şirk ile küçük arasını, itikadı nifak ile ameli hal ve tavırdan dolayı cahili bir hare­kette bulunanı itikadî cehaletle isimlendiriyorlar. Hadiste; "Zina eden mümin olarak zina etmez, içki içen mümin olarak içki içmez." ve diğer nice hadisler var ki "imanı" nefyediyor. Fakat bundan murad asıl iman olmayıp kamil imandır. Asıl iman ise Cibril ha­disinde geldiği gibidir...

Başka bir hadiste ise; "İslam açıktır, iman ise kalptedir." Hucurat süresindeki Arapların İslamıysa bu çeşit bir İslamdır. Küfür, şeri dilde Allah ve Resu­lünü inkar ve yalanlama anlamına geliyor. Delili ise Nisa 136'dır.

Bazen de İslamdan dönme anlamına geliyor (irtidat).

Bazen küfür kelimesi ameli günahlar için de kul­lanılır, ki bunlar ne inkar ne de yalanlama ile ilgili­dir.

Büyük alim İbn-i Kayyım "Medaricu's-Salikîn" isimli eserinde küfrün iki çeşit olduğunu söyler:

1- Büyük küfür: Ateşe girmesi ebedi olarak haktır.

2- Küçük küfür: Ateşe hak kazanır. Fakat ebedi değildir.

"Allah'ın indirdikleriyle hükmetmeyenler kafirle­rin ta kendileridirler. Zalimlerin ta kendileridirler... Fasıkların ta kendileridirler.” ibn-i Abbas'ın bu ayet hakkındaki tefsiri şöyledir:

"Buradaki küfür insanı İslam dairesinden çıka­ran küfür değildir. Yani bunu yaptığında onunla ka­fir oluyor, yalnız bu küfür Allah'ı ve ahiret gününü inkar edenin küfrü gibi değildir. Tavus ve Ata (adlı alimler de) "küfrün dışında başka bir küfür, zulmün, faskın dışında başka bir zulüm, fısk" olarak görmüş­lerdir. Daha önce de bundan bahsedilmişti. Bazıları da "inkar etme" anlamında ele almışlardır. Bu tercih edilen bir görüş değildir. Tavus ve Ata (adlı alimler de) "küfrün dışında başka bir küfür, zulm...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Et-Tekfir Vel-Hicre grubu
« Posted on: 29 Mart 2024, 14:57:07 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Et-Tekfir Vel-Hicre grubu rüya tabiri,Et-Tekfir Vel-Hicre grubu mekke canlı, Et-Tekfir Vel-Hicre grubu kabe canlı yayın, Et-Tekfir Vel-Hicre grubu Üç boyutlu kuran oku Et-Tekfir Vel-Hicre grubu kuran ı kerim, Et-Tekfir Vel-Hicre grubu peygamber kıssaları,Et-Tekfir Vel-Hicre grubu ilitam ders soruları, Et-Tekfir Vel-Hicre grubuönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes