> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Akaid Eserleri > Tekfir Meselesi > Alimlerin görüşleri
Sayfa: [1] 2   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Alimlerin görüşleri  (Okunma Sayısı 3147 defa)
27 Ekim 2010, 15:24:46
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 27 Ekim 2010, 15:24:46 »



ALİMLERİN GÖRÜŞLERİ


Çalışmamızın bu bölümünde yine, ele aldığı­mız konu ile ilgili olarak alim ve yazarların görüşlerini bazen uzun alıntılar yaparak değerlendirmeye çalışacağız. Eserlerinden alıntılar yaptığımız ulemanın veya yazarların önemli bir ke­siminin çağımızda yaşamış olması, onların bizim de­ğindiğimiz konuyla yakından tanışmış olmalarının adeta bir gereğidir. Bunun içindir ki gerek Ortadoğu ve gerekse halkında müslümanların yaşadığı diğer ülkelerdeki ulema veya yazar kitlesi bizim değindi­ğimiz konuyu söz konusu etmeden geçememişlerdir. Seyyid Kutub'un "Son konuşmaları"nda, Mevdudî'nin “Fetvalar”ında, Muhammed Kutub'un "Kav­ramlar”ında, Yusuf El-Kardavî'nin "Fetvalar”ında yine Kardavî'nin diğer birçok eserinde "Tekfir" me­selesine değindiklerini görmekteyiz. Ancak onların değinmesine sebep günümüzde olduğu gibi, bir "tek­fir kasırgası"mıdır yoksa Haricilerin etkilerinden ve Haricilerin sorunlarından dolayı mı "tekfir"den bah­setmişlerdir, doğrusu bu ayrı bir araştırma konusu­dur. Biz, incelediğimiz kadarıyla, tarih içinde yaşa­mış olan İbn-i Teymiyye, İbn-i Kayyım El-Cezvî, İbn-i Hacer Askalanî, İbn-i Abidin, keza büyük mezhep imamlarının "tekfir" meselelerine değindiklerini gördük. Öyle anlaşılıyor ki "tekfir" kimi dönemlerde zaten gündeme getirilmesi gereken bir konu olmuş kimi dönemlerde ise gündemden kaldırılması için çaba gösterilen bir konu olmuş. Yine, kimi dönemler­de ise hem gündeme getirilmesi hem de ifrat ve tef­ritten uzaklaştırılması gereken bir mesele olmuş. Bu, her iki özelliğin birlikte var olduğu dönemlere İbn-i Teymiyye dönemini örnek verebiliriz. Ayrıca genel anlamda Selef dönemini de örnek göstermek mümkündür.

Çağımızda yaşamış olan ulemanın "tekfir" mese­lesine hassasiyetle değindiğini söylemiştik. Güçlü bir fikir ve aksiyon adamı ve örnek bir alim olan Pa­kistanlı El-Mevdûdi’nin konuyla ilgili görüşlerini, alıntılar yaparak değerlendirmeye çalışalım. Yalnız okuyucu Mevdudî'den kitabın birçok yerinde bahse­dileceğini unutmamalıdır. Diğer alim ve yazarlar ayrı da öyle. Yani çeşitli konularla ilgili olarak deği­şik bölümlerde onların fikirlerini tartışmaya çalışa­cağız.

Geçen sayfalarda konuyla ilgili bir açılım yapar­ken "İtikadı Şirk" meselelerinden söz etmiştik. Şim­di bu meseleyle ilgili olarak Mevdudîye bakalım:

"Üzerine ALLAH'ın isminin anılmadığı şeyi yeme­yin. Çünkü bu bir fısk'tır (yoldan çıkıştır). Gerçekten şeytanlar, sizinle mücadele etmeleri için kendi dost­larına gizli çağrılarda bulunurlar. Onlara itaat eder­seniz şüphesiz siz de müşriklerdensiniz." [34]

-ALLAH'ın ilahlığını kabul etmekle beraber Al­lah'tan yüz çevirenlerin yollarını ve buyruklarını izle­mek de şirktir. ALLAH'ın birliğini kabul etmek, haya­tın tüm yönlerinde ALLAH'ı kabul etmek demektir (itaat etmek demektir). ALLAH'ın yanısıra başka bir kişiye daha itaat edilmesi gerektiğine inanan bir kimse akide açısından şirke düşmüştür. Haram ve helal kılma yetkisini kendisinde gören böylesi kişi­lere ALLAH'ın yol göstericiliğini hiçe sayarak itaat eden bir kimse ise ameli açıdan şirke girmiş olur.

"Size yasaklanan büyük günahlardan kaçınırsa­nız, sizin kusurlarınızı örteriz ve sizi onurlu-üstün bir makama sokarız."

"...Eğer bir günah ilahî kanunlara meydan oku­yup karşı çıkıyorsa, o zaman da büyük günahlardan olur. Çünkü bu günahı işleyen kişi, açıkça utanma­dan ALLAH'ın emir ve yasaklarını hiçe sayar ve sade­ce ALLAH'a isyan amacıyla bir emir ve yasağı çiğner, isyan ve itaatsizlikte ALLAH'a karşı küstahlığın dere­cesi arttıkça günahın büyüklüğü de artar. ALLAH'ın Kur'an'da bir günahı fısk (itaatsizlik) ve masiyet (haddi aşmak) olarak nitelemesinin nedeni işte budur. [35]

Mevdûdi'ye tekrar döneceğiz. Ancak Yusuf El Kardavî'nin de yaklaşımlarını kısaca değerlendir­mek istiyoruz. Dikkat edilecek olursa, muhakkik alim Kardavî, tekfirde aşırı gidenlerin görüşlerini derinliğine tahlil etmiş ve onlara hoşgörüyle yaklaş­mıştır. "Düşünceye, düşünce ile karşı durulur" diyen Kardavî'nin meseleleri açıklarken kullandığı yöntem de dikkat çekicidir, özetle, kendisi seleften kaynak­landırdığı fikirlerini mantıksal bir örgü içerisinde sunmaktadır. Konuyla ilgili başlı başına bir çalışma­sı bulunan yazar Abdurrezzak Samarraî'den de gele­cek sayfalarda -yine- geniş alıntılar yaparak bahset­mek istiyoruz. Bu arada aynı fikirler mihverinde ka­leme alınan önemli bir eseri daha hatırlatacağız ki bu da Hasan El-Hudaybî'nin "Duatun La Kudat" -İnanç Sorunları- adlı eseridir. Ve Mevdudî demiştik. Kendisinden yaptığımız ilk alıntılarda itikadî şirk ve ameli şirk durumlarından bahseden Mevdudî bakı­nız Meseleler ve Çözümleri adlı eserinde neler söyle­mektedir:

"Ben yazılarımda birkaç yerde insanların aşağı­daki gibi dört bölüme ayrıldığını yazmıştım:

a- Mümin  bilgayr  ve  müslim  lilgayr: Al­lah'tan başkasına inanan ve ondan başkasına teslim olan. Yani ALLAH'tan başkasına gerçek manada itaat edilmesi gerektiğini kabul eden ve inanç olarak da onu emir ve hüküm kaynağı kabul eden kimse de­mektir. Bu eksiksiz, tam bir kafirdir.

b- Mümin bilgayr ve müslim lillah: ALLAH'tan başkasına inanan ve ALLAH'a teslim olan. Yani Al­lah'tan başkasına inandığı halde, ALLAH'ın kanunları­na itaati kabul eden kişidir ki, bunlar İslam devleti idaresi altında yaşayan zümreler ve münafıklardır.

c- Mümin billah ve müslim lilgayr: ALLAH'a inanan fakat ALLAH'tan başkasına teslim olan. Yani ALLAH'a inandığı halde başkasına kulluk ve itaat gös­teren kimsedir. Kafir bir düzen altında onların emrine uyarak yaşayan müslümanlar bu durumdadır. Eğer müslüman böyle bir duruma düşmüşse içinden buna rıza göstermemesi, bundan hoşlanmaması la­zım.

Bilakis, ya böyle bir düzeni değiştirmeli ya ordan hicret etmelidir.

d- Mümin billah ve müslim lillah: ALLAH'a ina­nan ve ALLAH'a teslim olan. Yani ALLAH'a iman ettiği gibi onun emir ve kanunlarına kendini teslim eden kimse demektir ki, bu müslümanların asıl içinde bu­lunmaları gereken haldir.

Kur'an bütün insanları böyle bir hali seçip be­nimsemeye çağırmaktadır. Bu haldeki hiç kimse İslam dışı bir düzende uğrayacağı sıkıntılara düşmez. Müslümanların Mekke dönemindeki halleri ve müş­riklere esir düşen birçok sahabenin uğradığı eziyet­ler yahut Peygamberlerin çoğunun kafirler arasın­da doğup büyümekten dolayı çektikleri gibi eziyetle­re ve sıkıntılara da düşmezler. Bu şekildeki elde ol­mayan durumlar ALLAH'tan başkasına teslim olma maddesine girmez. Çünkü, her şeyden önce bu onla­rın kendi elinde, kendilerinin tercih ettiği bir şey değil, aksine üzerlerine musallat olan, kurtulama­dıkları bir durumdur. Ayrıca bir kimlikte gücü ölçü­sünde ALLAH'a teslim olmaya, ondan başkasına ita­ate karşı çıkmaya gayret edip eksiksiz çaba harcamaktaysa bu kimseye "ALLAH'tan başkasına teslim olmuştur" denmez. Hatta (c) grubunda olanların du­rumu bile (a) ve (b) grubundakilerin durumundan tamamen farklıdır. ALLAH'a iman edip te ALLAH'tan başkasına teslim olan asla müşrik ve kafir olamaz.

Ama o kimse bu durumundan memnunsa veya im­kan ölçüsünde bundan kurtulmak için bir gayret göstermiyorsa çok büyük günahkardır. Bütün haya­tı günahtan ibaret kalacak kadar günahkar." [36]

Bu alıntıyı yapmamızın sebebi gerçekçi alim Mevdudî'yi gerçek anlamda tanıtmak içindir. O eser­lerinin çoğunda toplumları eleştirdi; ancak hiçbir za­man tekfirde aşırı da gitmedi: Yusuf el-Kardavî de birçok yönüyle Mevdudî'ye benzeyen bir alimdir. Tekfir meselesine hassasiyetle yaklaşan Kardavî bu konularla ilgili olarak geniş tahliller yapmıştır. [37]

"Düşünce, yine düşünce ile durulur. Düşüncenin çözümüne yönelik şiddete baş vurmak sadece onun daha da yayılmasını ve taraftarlarının inançların­da daha ısrarlı olmalarını sağlar. Bu konuda çö­züm, ikna, açıklama ve zihinlerdeki şüphelerin gi­derilmesidir.

Bu tekfirciler genelde dindar, ihlaslı, namazını kılan, orucunu tutan, gayretli insanlardır. Toplum­daki fikri irtidat, sosyal düzensizlikler, siyasal baskı­lar ve ahlaki yönden toplumun bir çöküntüye sürük­lenmesi karşısında onlar da sarsıntı geçirmişlerdir.

Bunlar toplumu düzeltmek isteyen, onların hida­yetine gayret sarfeden insanlardır. Her ne kadar me­totta hata yapmış ve hatalı bir yola saplanmış olsa­lar da.

O halde bu insanların iyi niyetli girişimlerini takdir etmemiz mi gerekir, yoksa onları; toplumu yakıp yıkmaya ve harabeye çevirmeye çalışan pençeli arslanlar şeklinde tasavvur etmememiz mi gerekir.

Meseleyi inceleyen bir kimse bu olgunun şu nok­talarda belirginleştiğini görecektir.

1) İslam toplumunda açıktan küfür ve dinden dönmelerin yaygınlaşması, kafir ve mürtedlerin ken­di batıl davaları ile müslümanlara galebe çalma gayretleri, küfürlerini topluma yaymak için basın-yayın organlarını kullanmaları ve onları, sapıklık ve dala­letlerinden geri çevirecek her hangi bir engel ile kar­şılaşmıyor oluşları.

2) Bu hakiki kafirler hakkında birtakım alimler vurdumduymaz bir tavır takınmaktalar. Haddiza­tında İslam onlardan uzak olduğu halde bu kişiler, onları da müslümanlar zümresinde görebilmekteler.

3) Kur’an ve sünnete bağlı İslam davetçilerine ve İslam fikrinin bayraktarlığını yapan insanlara zu­lüm yapılması davet çalışmalarında ve kişisel hayat­larında baskı altında tutulmaları neticede; gün ışı­ğından herkese açık bir diyalogtan kopuk, yer altın­da ve dış dünya ile alakası kesik olarak çalışan, sa­pık ve çarpık akımların doğmasına neden oldu.

4) Bu gayretli gençlerin fıkıh ve fikıh usulü bilgi­lerinden nasipleri oldukça az, İslami ilimler ve dille alakalı konuların içeriğine tam manasıyla varama­dıkları anlaşılıyor. Öyle görünüyor ki nasların bazı­larını alıp bazılarını almamaktalar ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 27 Ekim 2010, 15:25:25 Gönderen: Hafıza Aişe »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Alimlerin görüşleri
« Posted on: 25 Nisan 2024, 11:04:04 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Alimlerin görüşleri rüya tabiri,Alimlerin görüşleri mekke canlı, Alimlerin görüşleri kabe canlı yayın, Alimlerin görüşleri Üç boyutlu kuran oku Alimlerin görüşleri kuran ı kerim, Alimlerin görüşleri peygamber kıssaları,Alimlerin görüşleri ilitam ders soruları, Alimlerin görüşleriönlisans arapça,
Logged
08 Nisan 2016, 22:19:31
Pelinay
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.696


« Yanıtla #1 : 08 Nisan 2016, 22:19:31 »

Kim "Lailahe illallah" diyerek ölür­se Allah katında iki şeyi hakeder

Kisaca bu iki sey.cehenne.de gunahininkar siligini gorsukten aonra mutlaka cikacagi ve mutlaka gec de olsa cennete girecegi.
Rabbim bizleri de bu mujdelere nail eyelsin Rabbim imanimizi nurlandirsin insalah
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

08 Nisan 2016, 22:25:29
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #2 : 08 Nisan 2016, 22:25:29 »

Esselamu aleykum
.Allahin emir ve yasaklarina uyan onun yolunda gidip ona layik bir kul olan ve müslüman olarak olup cennet ehli kul olan kullardan olalim inşallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

21 Mayıs 2021, 12:49:39
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.958


« Yanıtla #3 : 21 Mayıs 2021, 12:49:39 »

Esselamü aleyküm
Rabb'im bizleri herzaman rızasına uygun şekilde yaşayan ve rızasına erişen kullarından eylesin inşaAllah
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

23 Mayıs 2021, 10:09:06
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.663


Site
« Yanıtla #4 : 23 Mayıs 2021, 10:09:06 »

Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri her daim doğru işler yapanlardan eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1] 2   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes