Ordunun Önemi

Tavan Arası

Ağustos 2007 104.SAYI

Akif GÜLER kaleme aldı, TAVAN ARASI bölümünde yayınlandı.

ORDUNUN ÖNEMİ

Siyaset her devirde fazlasıyla ilgi çekmiştir. Çünkü insanlar her zaman, bir huzur ve mutluluk ülkesinin özlemini çektiler. Adil bir yönetimi bu idealin anahtarı saydılar. Bu yüzden her devirde düşünenler
yazılarında, şiirlerinde siyasete ait fikirlerini ortaya koydular, müstakil kitaplar kaleme aldılar. M.Ö. 3000 yıllarında yazıldığı tahmin edilen “Gılgamış Destanı”ndan, “Ezop Masalları”na, Dede Korkut’un “Oğuznamesi”nden, Nizamülmük’ün “Siyasetnamesi”ne birçok eser, siyasi mevzulardaki tavsiyeleri ile adil yöneticilerin, kendini bilen liderlerin başucu kitabı oldu.

Batıda Eşatun’un “Devlet”i, Aristo’nun “Politika”sı gibi eserler siyaset biliminin temelini oluştururken, İslâm medeniyetinde siyasetname adı altında müstakil bir kitap türü ortaya çıktı. Bu tarzda ilk eserin, Halife Mervan’ın (8.yüzyıl) saray kâtibi Abdülhamid el-Kâtip tarafından yazıldığı söylenmektedir.

“Hükümdar Mervan’ın Öğütleri” diye anılan söz konusu kitabı, el-Kâtib’in Halife Mervan’ın oğlu Abdullah için kaleme aldığı bilinir. Bu eser kendinden sonra yazılan tüm siyasetnamelere kaynak olmuştur. El-Kâtip bu eserinde yönetimle ordu arasındaki ilişkiyi şu satırlarla anlatmıştır:

“Ordu, vatandaşın gözü kulağı, korunacağı kaledir. Ordu bir hükümdarın politikasının nirengi noktası, saltanat kadehinin kulpu, savaştaki başarısının dümenidir. Asker, hükümdarın siyaset alanındaki başarı
sının anahtarı, askeri alandaki başarısının omurgasıdır...

Komutan, hükümdara güven verecek kadar bağlı, sevgi ve sadakatinde samimi olduğu kadar iyi bir savaşçı olmalı, güçlü olduğu kadar da akıllı olmalıdır.

Bir hükümdarın komutanından öncelikli beklentisi, komutanın askeri iyi idare etmesi, disiplini sağlaması, orduya gereken malzemeyi temin etmesi, askerin gönülden bağlılığını kazanmasıdır...

Ey geleceğin hükümdarı! Komutanın, sana tarif ettiğim ve seçiminde uyman gerektiğini söylediğim güç, güven, bağlılık, dürüstlük gibi özelliklere sahip olursa, hükümdar olarak üzerinden büyük yük kalkar, korku ve endişe duyduğun boğuşmalardan kurtulursun. Komutanı bu niteliklere sahip olan hükümdar, sağlam bir politika yapma imkanı yakalar. Böylece düşman saldırılarına ve tacizlerine karşı arkasını dayayacağı, asker ve süvari hareketliliğini anında ona aktaracak rey sahibi bir komutanı arkasına almış demektir.

Fakat yine de bir hükümdar askerini kendisi seçmelidir. Onları kumanyalarla, gıda maddeleri ve erzaklarla desteklemelidir. Askerle ilgilenmeli ve el üstünde tutmalıdır.”

Bismillah

“Araplar ‘be’ harfiyle söze başlamadıkları için, Kur’an’ın tefsirini yapanlar burada bir sırrın olduğunda görüş birliği içindedirler. Fakat bu sırrın ne olduğu konusunda arasında görüş ayrılığı vardır.

Derler ki, bu sır Yüce Hak’tan gelen şu emirdir:

Ey kulum! Şeytandan sığınırken bu sığınmanı benim adımla başlat ki onun şerrinden güven bulasın.

Kimi müfessirler derler ki, bu sır kulun şu seslenişidir:

Rabbim! Şeytandan sana sığınıp senden yardım istiyorum. Sana sığınmada ise senin adınla başlamak, senin adına kaçmak ve işimi senin adına sığındırmak dışında bir şey bilmiyorum. Çünkü senin kutlu adınla
başlamayan her iş eksik ve güdük kalır ve bir sonuca ulaşmaz.”

Mevlâna Celaleddin-i Rumî k.s., Yedi Meclis

PSİKOLOGLARDAN GELİNLERE ÖNERİLER

Yazın ve harmanın gelmesiyle dü- ğün sayısında patlama yaşanıyor. Yeni evlilere nasıl katkıda bulunalım diye biz de birazcık araştırdık, soruşturduk. Bu meyanda gelin-kaynana çekişmesinin çoğunlukla mağdur tarafı olan gelin hanımlara bir faydamı z olabilir mi diye düşündük. Bu fayda biraz da ilmî olsun diye psikologlara başvurduk. Ortaya gelin hanımlara yönelik şu tavsiyeler çıktı:

Gelinler, kendilerinin de bir gün kaynana olacaklarını hiç akıllarından çıkarmamalıdır.

Kayınvalidesine sevgi ve saygıda kusur etmemelidir. Çünkü o, sevdiği insan olan eşinin annesidir.

Kayınvalidesinin bazı ters laşarını kendi aleyhinde yorumlamamalıdır.

Arada yaş ve nesil farkı olduğunu düşünerek kayınvalidesinin istek ve davranışlarını hoş görmelidir.

Kayınvalidesi ile iyi geçindiğinde kocasıyla arasının da daha iyi olacağını bilmelidir.

Kayınvalidesini bayramlarda, kandillerde arayarak gönlünü almalıdır.

Kocasının sık sık anne ve babasını görmek istemesinden rahatsızlık duymamalıdır.

Kayınvalide ve kayınpedere karşıkırıcı, iğneleyici, hoş olmayan sözler söylememeli, onları hoşnut etmelidir.

Kayınvalideler oğullarını kıskanır. Gelinler bunu sezmeli ama yumuşaklıkla bu işin üstesinden gelmelidir.

Gelinler kocalarını kayınvalidelerine karşı kışkırtmamalıdır.

Damatlara gelince kaynananız zaten sizi sever, kızının hatırına...

FUTBOL

Her kime sorarsam hali, hatırı,
Sohbeti futboldan açıp gidiyor.
Konuşmuyom diye toptan ötürü,
Usulca yanımdan kaçıp gidiyor.

Dedem de kapıldı topun şerrine,
Bizim kaptan diyor, hafız birine,
Giydi kramponu mestin yerine,
Namazda secdeye uçup gidiyor.

Fenerli çıkınca dünürcü başı,
Suya düştü bizim dünürlük işi,
Tutuyormuş meğer kız Beşiktaş'ı,
Kocayı kulüpten seçip gidiyor.

Günlerce önceden alındı bilet,
Deplasman maçına gidecek velet,
Karneyi sorarsan tam bir rezalet,
Sınıfını zar zor geçip gidiyor.

Cimbomlu bant takıp beyaz saçına,
Götürdük ninemi kupa maçına,
Futbolun sevdası düştü içine,
Her hafta stada kaçıp gidiyor.

Gel de, serserinin kızma haline,
Bilemiş satırı sokmuş beline,
Su dökemez değme kasap eline,
Rakip takımı biçip gidiyor.

Doğunca nur topu gibi bir uşak,
Koydular adını Benjamin Toşak,
Futbolcu vesselam şu bizim kuşak,
Şampiyonluk andı içip gidiyor.

Maçtan sonra çıkmam ben balkonuma,
Kaçırdım korkudan geçen altıma,
Kastı var galiba tatlı canıma,
Etrafa kurşunu saçıp gidiyor.

Hele bakın dostlar şunun tipine,
Göbek dönmüş büyük aygaz tüpüne,
Değmeden ayağı futbol topuna,
Rasim, bu dünyadan göçüp gidiyor.

Rasim Köroğlu

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın