> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Tavan Arası >  Eğitim Şart Ama
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Eğitim Şart Ama  (Okunma Sayısı 913 defa)
30 Ağustos 2011, 16:58:58
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 30 Ağustos 2011, 16:58:58 »



Tavan Arası


Eylül 2008 117.SAYI


Akif GÜLER kaleme aldı, TAVAN ARASI bölümünde yayınlandı.

Eğitim Şart Ama...


Yine okullar açılıyor ve bizler çocuklarımızı, kardeşlerimizi, yeğenlerimizi okullara uğurlayacağız. Maksat “adam olmak”. Tabii bu adam olmaktan ne anladığımıza bağlı. Meslek sahibi olmakla adam olmayı hep karıştırdığımızdan, eğitim, diploma filan denildiğinde ilk aklımıza gelen beyaz önlüklü, iyi para kazanan bir doktor, tanınmış bir işadamı, işleri yolunda bir mühendis… Bir de eğitimin, sadece okullarda verildiğini zannetmek gibi bir yanlışımız var. Neyse, sözü kısa tutalım, işin aslını hikmetli sözlerde arayalım:

İlim temenni ile olsaydı, dünyadaki bütün insanlar âlim olurdu. (Hz. Ali r.a.)

Bilmediklerimi ayaklarımın altına alsaydım, başım göğe değerdi. (İmam-ı Azam rh.a.)

Asla aptallarla tartışmayın. Sizi önce kendi seviyelerine çekerler, sonra da tecrübeleriyle yenerler. (Filozof Dilbert)

Başkalarının hayatından ders alın. İnsan bütün hataları kendi yapacak kadar uzun yaşamıyor. (E. Roosevelt)

Doğduğunda sen ağlamıştın, herkes bayram etmişti. Öyle bir hayatın olsun ki öldüğünde herkes ağlasın, sen bayram et. (Kızılderili Atasözü)

Eğitimin insanı değiştirmesi yetmez, iyiye doğru değiştirmesi gerekir. (Montaigne)

Boş çuval ayakta durmaz. (Atasözü)

Gençken bilgi ağacı dikelim ki, yaşlandığımız zaman gölgesinde barınacak bir yerimiz olsun. (Lord Chesterfield)

Beş yıl sonra, bugüne göre iki konu dışında aynı kalacaksın: Bu süre içinde tanıdığın insanlar ve okuduğun kitaplar... (Mac McMillian)

Neden masada kaybediyoruz?


Komşularımızda yaşanan savaşlar bizleri derinden etkiliyor. Her savaş kendi yıkımıyla sınırlı kalmıyor, sonrasında işlerin daha kolay olmayacağını da gösteriyor. Çatışmalar bitse de diplomasi savaşları bütün hızıyla devam ediyor.

Biz ise her nedense diplomasiyi pek beceremiyoruz. Beceremiyoruz çünkü altyapımız eksik. Evet, her şeyde olduğu gibi diplomaside de altyapı gerekiyor ve diplomasinin en önemli altyapısı da iyi yetişmiş diplomat. Kendine güvenen, birikim ve fikir bakımından üstün, kendi milletinin değerlerine ve yarınlarına sahip çıkan bir diplomat...

Mutlaka istisnalar olmakla birlikte, bizim dışişlerinde çalışan bürokratların kendilerine has bir yapısı var. Bakın tarihçi üstadımız İlber Ortaylı bu yapıyı nasıl analiz etmiş:

“…Batılılaşma Tanzimat’tan beri en çok dışişleri memurlarının benimsediği bir etikettir ve bir kesim o yüzden onlara diş biler. Ama çalışma usullerinde, muhakeme tarzlarında geleneği devam ettiren tek zümredir. Hiyerarşi aileye kadar yansır. Bu özellikleriyle dışişleri memuru, sivil bürokrat kesiminde askerlere en çok benzeyen gruptur.

Dışişleri memuru kendisini bilgi bakımından donatacak kuruluşlardan, araştırma enstitülerinden mahrumdur. Onları bilgisizlikle suçlayan herkes gibi, bilgi üretmeyen bir toplum sistemi içindedir ve o da bunun ne kadar büyük bir eksiklik olduğunu bütün bürokratlarımız gibi yeterince anlayamamıştır.

Dışişleri memurunun önemli bir noksanı da dünya görüşüdür, daha doğrusu bir dünya görüşüne coşkuyla bağlılığıdır. NATO, Ortak Pazar, Avrupa Birliği; Türk aydınının naivitesi onda da vardır. Oysa kuruluşlar gelir geçer, insanlık, hele asrımızda, bunların hepsini çok kısa sürelerde öğütür. Aslolan biziz. Bu gibi olaylar ve kurumlar soğukkanlılıkla beğenilecek ama hayran olunmayacak; yanaşılacak, istismar edilecek ama gönülden bağlanılmayacak vakıalar ve kuruluşlardır...” (Prof. İlber Ortaylı’nın “Osmanlı Barışı” adlı kitabından)

Yapı Aralıkları


Çocuklar gözünüzü açın
Gün gelip iş işten geçer
Çember çevirmeyi unutmayın
Yapı aralıklarından bakmayı da

Çocuk dediğin bir eksik
yanı olmalı
Ki ilerde vakit kalsın iyiliğe
Ben erginliği çocukluğumda yaşadım
Şimdi bilmiyorum niye

Sezai Karakoç, 1961


Otomobil deyip geçme!


Bu çağın bizi etkileyen en önemli araçlarından biri, hiç şüphesiz otomobildir. Hatta, modern çağın özgürlük simgesi nedir, diye sorulsa belki de en doğru cevap otomobil olacaktır. Evet, otomobil özgürlük simgesi ama bir başka açıdan da tutsaklık nedeni. Çünkü petrolle çalışıyor. Petrol deyince de akla savaşlar, çatışmalar, yıkımlar geliyor.

Bırakın vazgeçmeyi, her gün biraz daha meftunu olduğumuz bu tekerlekli konforun başka olumsuzları da varmış. Fransız filozof Henri Lefebvre “Modern Dünyada Gündelik Hayat” kitabında bakın otomobilin olumsuz sosyo-ekonomik etkisini nasıl ortaya koyuyor:

“Otomobil Kral Nesne’dir. Kılavuz şeydir. Bu olguyu akılda tutmak gerekir. Bu üstün nesne ekonomiden söyleme kadar birçok alanda çok sayıda davranışı düzenler. Trafik toplumsal işlevler arasına girer ve ilk sıraya yerleşir. Bu da park yerlerinin, yolların, eksiksiz bir karayolları yönetiminin öncelik kazanmasına yol açar. Bu sistem karşısında kent kendini pek iyi savunamaz.

Mekânlar otomobilin zorlamalarına göre düşünülür. Sözde teknik akıcılık içinde araba sürmek, ‘İkamet Etmek’in yerine geçer.

Trafikte insanlar ve nesneler birikirler, birbirleriyle karşılaşmaksızın birbirlerine karışırlar. Öte yandan da yaralıları, ölüleri ve kanlı yollarıyla otomobil gündelik hayat içinde bir macera takıntısı, bir parçasıyla yaşanabilir bir zevk, bir parçasıyla oyundur.

Dahası var: Otomobil belli tekniklerle, çeşitli zorlamalar ve gereklilikler taşıyan sosyo-ekonomik bir araç ve ortamla donanmış maddi bir nesneye indirgenmiştir. Otomobil hiyerarşilere yol açar, algılanabilir ve duyumsanabilir hiyerarşi (büyüklük, güç, fiyat) daha karmaşık ve daha etkili bir hiyerarşi olan performanslar hiyerarşisi ile birleşir.

Otomobil, bütün rolleri bir araya toplar. Gündelik zorlamaların toplamıdır. Ayrıca vasıtaya verilen toplumsal ayrıcalığı aşırılık noktasına vardırır. Aynı zamanda, oyunu, riski, anlamı yeniden gündeme getirerek gündelik hayattan çıkmaya yönelik çabaları artırır.”



[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Eğitim Şart Ama
« Posted on: 20 Nisan 2024, 17:38:39 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Eğitim Şart Ama rüya tabiri, Eğitim Şart Ama mekke canlı, Eğitim Şart Ama kabe canlı yayın, Eğitim Şart Ama Üç boyutlu kuran oku Eğitim Şart Ama kuran ı kerim, Eğitim Şart Ama peygamber kıssaları, Eğitim Şart Ama ilitam ders soruları, Eğitim Şart Amaönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes