> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Tavan Arası > Nefsini Bilen Rabbini Bilir
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Nefsini Bilen Rabbini Bilir  (Okunma Sayısı 994 defa)
28 Eylül 2011, 19:40:44
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 28 Eylül 2011, 19:40:44 »



Tavan Arası



Kasım 2007 107.SAYI
 

Akif GÜLER kaleme aldı, TAVAN ARASI bölümünde yayınlandı.


‘Nefsini Bilen Rabbini Bilir’


Bazılarının kelam-ı kibardır dedikleri “Nefsini bilen Rabbini bilir.” sözü, birçok tasavvuf ehline göre hadis-i şerif olarak kabul edilir. Osmanlı’nın büyük mütefekkirlerinden Şehbenderzade Filibeli Ahmed Hilmi Efendi, Batı düşüncesine de meydan okuyan bir tarz ile bu hadisi nasıl anlamamız gerektiğini bakın nasıl anlatıyor:

“Ey büyük Muhammed! Ey mükerrem Peygamber! Ben, yüce zatına nasıl insanlığın muallimi demeyeyim ki, Sokratların ahlâk nazariyesi, Eflatunların güzellik ideali, Spinozaların ve Kantların idrak felsefesi hep senin bu mücmel kelamının (kısa fakat büyük manalı sözünün) tefsiridir.

Hegel’in vahdetin ne olduğunu gösteren o sağlam kelam ilmi (diyalektiği) sanki senin irfan denizinden bir damladır. Schopenhauer son tahlilde faaliyet ve iradeyi bulduğu vakit kendi nefsini bilmeye başladığının farkına varamadı. Çünkü senin irfanının tilmizi (öğrencisi) değildi. Acaba Hartmann, felsefesini kurarken senin bu ulvi dehana vakıf olsaydı, ancak kendi nefsinin hallerini tarif edebilmiş olduğundan habersiz kalır mıydı?

Sen bilginin başı ve şartı ‘kendini bilmek’ olduğunu bildirmekle, insaniyete her hakikatin girişi ve şartı olan yegane hakikati hediye ettin.

Ey okuyucu, ey kardeş!

Nice büyükleri ulular kafilesine bağlayan, bir ebedi hakikatin beyanı olmuştur. Ulular kafilesinin başkanı olan Hz. Muhammed s.a.v. de bize sayısız hakikatler hediye etmiştir. İşte ‘men arefe...’ hikmeti de onlardan biridir.

Dünyada şu hayat dağdağası ve mücadele velvelesi içinde rahat yüzü görmek istiyor musun? Kendini bil.

İyi baba, iyi koca, iyi oğul, iyi insan olmak istiyor musun? Kendini bil.

İnsanlığa faydalı, kendine yararlı olmak istiyor musun? Kendini bil.

Birbirini takip eden hadiselerin, peş peşe gelen olayların biriktirdiği zehirleri, tecelli ve teselli kevseri etmek istiyor musun? Kendini bil.

Ey vicdan dostu, ey kâinatın ve zamanın esası! Ya Muhammed! Ancak kendini bilenler, senin kudsi nefislere server, ulvi ruhlara rehber olduğunu anlayabildi.

Ancak onlardır ki, sana kuru bir gelenek ve görenek tesiriyle değil, ilmî ve kalbî tahkikle inandılar.

Sonsuz tazimat sana olsun, ey Hakk’ın Muhammed’i, ey mahlukatın en şereflisi, ey ariflerin en arifi. Nâmütenahi tekrimat (sana)!

Allahım! Peygamberimize, Ehl-i Beytine salât ve selam kıl. Allahım! Rasulünün kemâli hürmetine bize merhamet et, bizi bağışla. Peygamberinin hali şerefine bizi mağfiret eyle... Amin!..”

Hünkâr Hacı Bektaş-ı Veli’den Besmelenin Sırrı


Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları arasında yeni bir kitap okuyuculara sunuldu. Hacı Bektaş-ı Veli Hazretleri’ne ait olduğu rivayet edilen “Şerh-i Besmele”, besmelenin sırlarını çok hoş hikâye ve
lâtifelerle yani veciz, güzel sözlerle gönlümüze sunuyor. Bakın Hünkâr k.s. bize neler söylüyor:

Allahu Tealâ Miraç gecesi Hz. Muhammed Mustafa s.a.v.’e “Eğer her işte yardımımın seninle olmasını istiyorsan, keremimi, lütfumu ve ism-i azamımı bildiren adım her an dilinde olsun.” diye hitap etti.

Rasul s.a.v., “İlâhi, ism-i azamın hangisidir? Lütfunu bildiren adın hangisidir? Hiçbir zaman ondan ayrılmamam için onları bana bildir.” dedi.

Tanrı Tealâ, “Ey Muhammed! İsm-i azamım Allah’tır. Keremimi bildiren adım Rahman’dır. Lütfumu bildiren adım Rahim’dir. Eğer her durumda ‘Bismillahirrahmanirrahim’ dersen, ben keremim ve lütfum ile senin bekçin olurum.” dedi.

Bir lâtife: Tanrı Tealâ, “Ey müminler, kâfirler taptıklarına “el-Lât” derler. Bunaldıkları zaman el-Lât diye seslenirler ama fayda bulamazlar. Senin taptığın Allah’tır. Sen de bunaldığın zaman Allah diye
seslenir ve fayda bulamazsan, Allah diyen ile el-Lât diyen arasında ne fark olur? Kâfirler el-Lât der, sen Allah de. Allah dediğin zaman ben lebbeyk diyeyim. Dünya ve ahirette ne ihtiyacın varsa vereyim.
Kâfirler mahrum olsunlar, sen isteğine ulaş.” der.



William Chittick ile Söyleşi



William Chittick, Mevlâna k.s. ve İbn-i Arabî k.s. Hazretleri konusunda uzman, Amerikalı bir profesör. 1983’ten beri New York Stony Brook Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde öğretim üyesi. Tasavvuf alanındaki araştırmaları ile tanınıyor. Tasavvufun modern dünyada kendine büyük bir yer edindiğini, ancak İslâm’dan beslenmeyen bir tasavvuf anlayışının geleceğinin olmayacağını söyleyen Chittick, Batının da kutsaldan uzak yaşamayı beceremediğini, hatta onsuz mutsuz bir hale geldiğini belirtir.

Hz. Mevlâna’yı anma programlarına katılmak için Türkiye’ye gelen Chittick, kendisiyle yapılan söyleşide, gençlerin son yıllarda kendi kültürlerine sahip çıkmasına çok sevindiğini ifade ettikten sonra şunları söylemiştir:

“Seyyid Hüseyin Nasr’ın dediği gibi, insanlar modernizm içinde pek çok şeyi unuttular. Kutsalı unutanlar, modernizm ile birlikte insan mutluluğunun Allah’tan bir kopuş yaşayarak yaşanabileceğini düşündü. Bununla birlikte tüketim toplumu kendini mutlu etmeye uğraştı, ama bunu beceremedi.

Modern toplumlarda yaşayanlar her geçen gün daha da mutsuz olduklarını görüyorlar. Ancak kutsal olanla kurdukları bağı hatırladıkça, nasıl mutlu olabileceklerini anlıyorlar. Tasavvuf bu noktada modern dünyanın içinde kendine büyük bir yer ediniyor.

Pek çok insan tasavvufa, Zen-Tibet Budizmi’ne yönelmekte. Doğuda kendini kutsal olandan bağını koparmamış felsefeler ile tanışmakta. Bu sayede, kendi Hıristiyan-Musevi kültürlerinin içinde de eskiden böyle
derinliğin olduğunu, kiliselerinde bu ruhaniliğin yaşandığını görüyorlar.

Özellikle medya ve televizyon, çağdaş İslâm görüntüsü istiyor. Hızlı imgeler, hızlı resimler göstermek zorunda. Tasavvufun yapmaya çalıştığı ise İslâm’ı, dünü-bugünü, içi-dışı ve her şeyi ile göstermek... Tabii bunu yaparken zorlanıyor, çünkü medya için yeterince ilginç değil; kimseyi öldürmüyor. Ama gittikçe daha fazla insan İslâm ile tanışıyor, ne olduğunumerak ediyor. Tasavvuf sayesinde birçok iyi kitap yayımlanıyor, okuyorlar ve ilgileri artıyor.

Fas’ta, Mısır’da, İran’da, Hindistan’da ve Çin’de farklı tasavvuf anlayışları var. Amerika’da da çeşitli ekoller mevcut. Bunların bir kısmı Amerika kökenli, kendisini İslâm’dan koparmış formlar. Bunların geleceğinin olduğunu düşünmüyorum.

Bir felsefenin devam edebilmesi için köklerinin ve gerçeklikle bağının olması lazım. Ama geleneğe bağlı anlayışlar da var. Tabii ki aralarında farklılıklar olabiliyor, çünkü tasavvuf bedenden çok kalbe hitap ediyor.

Batı’da, Mevlâna’yı Hz. Muhammed’den bağımsız düşünen bir anlayış var. Mevlâna, ‘Ben, Hz. Muhammed’in ayağının tozuyum.’ diyor. Kur’an-ı Kerim’de “Eğer Allah’ı seviyorsanız, Hz. Muhammed’e uyun ki, Allah da sizi sevsin.” deniyor. Hz. Muhammed ile bir bağınız yok ise sadece “Ben Allah’ı seviyorum” demekle O’na ulaşmak mümkün olmaz. Müslüman olmadan sufi olunmaz.”


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Nefsini Bilen Rabbini Bilir
« Posted on: 20 Nisan 2024, 00:57:50 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Nefsini Bilen Rabbini Bilir rüya tabiri,Nefsini Bilen Rabbini Bilir mekke canlı, Nefsini Bilen Rabbini Bilir kabe canlı yayın, Nefsini Bilen Rabbini Bilir Üç boyutlu kuran oku Nefsini Bilen Rabbini Bilir kuran ı kerim, Nefsini Bilen Rabbini Bilir peygamber kıssaları,Nefsini Bilen Rabbini Bilir ilitam ders soruları, Nefsini Bilen Rabbini Bilirönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes