> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Tavan Arası >  Allah Dostu Ağıt Yakarsa
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Allah Dostu Ağıt Yakarsa  (Okunma Sayısı 800 defa)
20 Ekim 2011, 20:21:45
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 20 Ekim 2011, 20:21:45 »



Tavan Arası



Eylül 2011 153.SAYI


Ali SÖZER
kaleme aldı, TAVAN ARASI bölümünde yayınlandı.


Allah Dostu Ağıt Yakarsa


Tasavvuf kaynaklarında genel olarak Allah dostlarının hikmetli sözlerini, muhabbetli sohbetlerini, ilahi aşk ile bezenmiş şiirlerini okuruz. Menkıbelerde ise şahıstan ziyade ahlâkî bir fazilete vurgu yapılır. Fakat tasavvufî kaynaklar, Allah dostlarının özel hayatından, aile ve çevresinden ya çok sınırlı şekilde söz eder ya da hiç değinmez. Çünkü halk tabiri ile onlar “Allah adamları”dırlar, onlardan geriye “Allah için” yapılan işler ve söylenmiş sözler kalmıştır.

Sınırlı da olsa bir mutasavvıfın özel hayatına dair bilgi bulabildiğimiz ender kaynaklardan biri, 18. asırda yaşamış Şeyh Muslihiddin Mustafa Halvetî k.s. hazretlerinin divanıdır. Şeyhî mahlasını kullanan Mustafa Halvetî hazretleri Niyazi Mısrî hazretlerinin akran ve arkadaşlarındandır. Divanında küçük yaşta vefat eden kızı için yazılmış iki ağıt vardır. Anlaşıldığı kadarıyla bu vefat kendisini çok üzmüş, hatta eşi de üzüntüden gözlerini kaybetmiştir. İlk ağıtta kızının güzel ahlâkından, tatlı sözlülüğünden bahseder. “Ah n’olaydı, şimdi sağ olaydı” diye hüzünlenir. Diğer şiir daha akıcı ve hüzünlüdür, ancak her ikisinde de asla şikayet yoktur. Bir emanetin sahibi tarafından geri alınması karşısındaki duygular hakimdir sözlerine. Aşağıya aldığımız şiirin sonlarına doğru, “Allah’tan geldi n’idelim” diyerek teslimiyetini ifade eder.

Ey Allahım ne müşkildir
Körpe kuzudan ayrılmak.
Ne müşkildir ey Allahım
Körpe kuzudan ayrılmak.

Dirîgâ âh dirîgâ âh
Kuzumu aldırdım nâgâh
Belimi bükdü be ey şâh
Körpe kuzudan ayrılmak.

Dağıtdı aklım hem bilim
Kimse bilmez benim hâlim
Kırdı kanadımı kolum
Körpe kuzudan ayrılmak.

Bu gönlüm hanesin yıkdı
Ma’murları virân etdi
Aklımı perişân etdi
Körpe kuzudan ayrılmak.

Terk etdi gitdi hânesin
Hasret oduna yanasın
Gözsüz eyledi anasın
Körpe kuzudan ayrılmak.

Gelin dostlar sabredelim
Allah’dan geldi n’idelim
Müşkil iş imiş âh n’idelim
Körpe kuzudan ayrılmak.

Şeyhî dâim eder âhı
Yürek coşar gâhi gâhi
Yavuz derd imiş ilâhî
Körpe kuzudan ayrılmak.

Düşmana Bile Merhametli Padişah


Günümüzde kimilerine göre resmi tarih yazarı olarak kabul edilseler de, şair Ahmedî, Âşık Paşazâde, Şükrüllah Efendi, Mehmed Neşrî gibi ilk dönem tarihçileri Osmanlı zihniyetini vermek açısından önemlidir.

Fatih’in divan kâtiplerinden olan Edirneli Oruç Beğ de bu tarihçilerden biridir. Oruç Beğ, yıllara göre sadece olayları anlatsa da, araya sıkıştırdığı birkaç cümle ile padişahın karakterine dair hazine niteliğinde bilgiler verir.
Karamanoğlu’nun Bursa’yı işgal edip sonra kaçıp gidişini anlattığı kısım bu duruma güzel bir örnektir. Sadeleştirerek verelim:

“Sultan Mehmed, bu haberi (Bursa’nın işgalini) işitti. Bu tarafta olan beylerle barış yaptı. Rumeli ve Anadolu askerini topladı. İsfendiyaroğlu, Hamidoğlu, Germiyan, Menteşe ve Aydın ili askerini de alarak Karamanoğlu üzerine yürüdü.

Akşehir’e vardılar. Halk şehri verdi. Sonra Konya’ya vardı. Karamanoğlu karşıladı. Konya Ovası’nda savaştılar. Sonunda Karamanoğlu askeri yenildi. Karamanoğlu Mehmed Bey ve büyük oğlu Mustafa Çelebi tutsak edildi.

Sonunda barış yaptılar. Sultan Mehmed, Akşehir, Sivrihisar, Niğde, Seydişehir, Okluk, Kırşehir ve Beyşehir’i geri verdi. Karamanoğlu’na hil’at giydirdi. Ülkesini verip geri gönderdi. 

Osmanlı Hanedanı sağlam ve iyilik edici bir ailedir ki, Karamanoğlu, Bursa gibi ulu bir şehri yakmışken onun suçuna bakmayıp böyle cömertlik ettiğinden Hak Tealâ dahi onların yüce himmetleri bereketiyle zürriyetlerini kesmez, bu sebepten memleketleri mamur olur. Dünya durdukça inşallah soyları eksik olmayıp memleketleri mamur olsun.

Karamanoğlu, Osmanoğlu Mehmed Han’dan bu iyiliği görüp hayran kaldı. Dualar etti.”

İşler Tersine Dönmüş!


Haberlerde sıkça görürüz, duyarız: “Et fiyatları yine fırladı”, “Kırmızı et ateş pahası...” Ardından insanların et alamadığından, aile başına düşen yıllık et miktarından dem vurularak yoksul ve zengin ülkelerin kişi başına et tüketimi üzerinden kıyaslama yapılır.

Yapılan araştırmalar, etin pahalı olmasını, bazı aracı firmalar ve şahıslar tarafından yapılan manipülasyona bağlıyor. Yani önce piyasayı ele geçiriyorlar, sonra fiyatları kendileri belirliyorlar. Tabii ki kendi işlerine geldiği gibi. Biliyorsunuz, hükümet bu kimselere halkı ezdirmemek için et ve canlı hayvan ithalatına bile başladı.

İnsan değişmiyor, tarih de tekerrürden ibaret. 14 Ağustos 1579 tarihli bir fermandan anlaşıldığına göre, o zaman da İstanbul’da et sıkıntısı varmış. Halk et bulamamakta ve dolayısıyla etin fiyatı artmaktadır. Zamanın padişahı Üçüncü Murad (1546 - 1595) bir inceleme yaptırır, durum ortaya çıkar. Ancak bu sefer işin içinde kurnaz tüccarlar değil, devlet ricali vardır. Padişah şöyle emreder:

“Koyunemini Şaban Çavuş kasap defteri gönderip eskiden beri, devlet mutfağına, sultan ve vezirlerin saraylarına, beylerbeyi, kaptan, kazasker, nişancı, defterdar, reis-i küttâb, defteremini ve sair ağaların mutfaklarına önceki zamanlardan daha çok koyun verildiğini, hatta fazla para vererek et aldıklarını ve bu yüzden halkın et sıkıntısı çektiğini belirtmiştir.

Bundan sonra kasaplara kesinlikle tembih edesin ki, herkese defterdeki kadar koyun verilsin, kimseye daha fazla verilmesin. Artık her kim -emrime muhalif- pazarlara giderse, fazla koyun verirse bunlar tespit edilip bildirilsin. Emrime uymayanların sonunda haklarından gelinir. Ona göre kesin uyarı yapılsın.”

Fermanın başında “Ahalinin Et Sıkıntısı Çekmemesi İçin Devlet Ricaline Koyun Verilmemesine Dair..” diye düşündürücü bir kayıt vardır. Osmanlı’da halkı devletten koruma, ahaliyi gözetme çabası varken, günümüzde devlet halkı halktan korumaya çalışıyor. İşler tersine dönmüş!



[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Allah Dostu Ağıt Yakarsa
« Posted on: 19 Nisan 2024, 23:00:58 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Allah Dostu Ağıt Yakarsa rüya tabiri, Allah Dostu Ağıt Yakarsa mekke canlı, Allah Dostu Ağıt Yakarsa kabe canlı yayın, Allah Dostu Ağıt Yakarsa Üç boyutlu kuran oku Allah Dostu Ağıt Yakarsa kuran ı kerim, Allah Dostu Ağıt Yakarsa peygamber kıssaları, Allah Dostu Ağıt Yakarsa ilitam ders soruları, Allah Dostu Ağıt Yakarsaönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes