> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Tasavvuf Klasikleri > Yolda İlk Adımlar
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Yolda İlk Adımlar  (Okunma Sayısı 1154 defa)
27 Temmuz 2011, 16:10:16
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 27 Temmuz 2011, 16:10:16 »



Sülemî’nin Risaleleri


Kasım 2009 131.SAYI


Ali KAYA kaleme aldı, TASAVVUF KLASİKLERİ bölümünde yayınlandı.

Hicrî 4-5. asırlarda yaşamış olan meşhur sufilerden Ebu Abdurrahman es-Sülemî’nin tasavvuf sahasında birçok eseri vardır. Bunlar arasında en önemlileri “Hakâiku’t-Tefsîr” ile “Tabakâtü’s-Sûfiyye”dir. Bu yazı, “Sülemî’nin Risâleleri” adıyla Prof. Dr. Süleyman Ateş tarafından tercüme edilerek Ankara Üniversitesi Basımevi’nde 1981’-de basılmış eserden yararlanılarak hazırlanmıştır.

Yolda İlk Adımlar

Tasavvufun başı, sonu ve makamları vardır. Tasavvufun başı tevfik, yani Allah’ın verdiği başarı, gaflet uykusundan uyanmak, nefsin alışkanlıklarını, arzularını bırakmak, kötü arkadaşlardan kaçmak, yüce Allah’ın buyruğuna aykırı hareket edilen yerlerden ayrılmak, salih kimselerin yollarına dönmektir. Eğer nefsi bu hususta kişiye itaat edip şerlerden kurtulduysa, bu kez sâlik kalbini düzeltmeğe çalışır; nefsi uslandığı gibi kalbi de uslanıncaya kadar kalbini temizlemeye devam eder. Kalbi ve nefsi tam olarak yola gelip birbiriyle uzlaşınca o zaman kalbini ve nefsini yüce Allah’a teslim eder. İkisinden de elini çeker ki Allah onları kendisi için korusun ve yöneldiği yolda bozulmalarını önlesin. Yüce Allah buyurmuştur: “Rabbinize yöneliniz ve O’na teslim olunuz.” (Zümer, 54).

Mürşide Teslim Olmak

Daha sonra sâlik, tasavvuf büyüklerinden, nasihatinden etkileneceği, yakınlığında yetişeceği bir mürşid arar. Bu arayışında nefsinin ve insanların tüm arzularını bir kenara bırakır. Yalnız arayıp tabi olduğu zatın emrine uygun hareket etmeyi amaçlar. Arayıp bulduğu o mürşid-i kâmil ona nazar ederek manevi hastalığının sebebini bilir, devasını da ona gösterir. Böylece derdine derman bulur, yüce Allah’ın izniyle iyileşir. Şayet mürşide dünya sebeplerinden bir şey için gitmiş ise boş yere vaktini zayi etmiştir, ona mürşidin sözü tesir etmez. Bâyezid-i Bistâmî k.s. şöyle demiştir ki: “Sen hiçbir şeysiz ol ki her şey senin için olsun.”

Kendisine varılan mürşidin de, gelen müride abdest, namaz, oruç, zekât, hac gibi yapmakla yükümlü bulunduğu şeriat hükümlerini öğrenip uygulamasını, Allah’ın kitabını okuyup öğrenmesini, helal rızık kazanmasını, bunun için çalışıp çabalamasını, sonra dünyaya iltifat etmeyip ahirete yönelmesini, ahiret amellerinden yapamayıp kaçırdığı şeyleri telafiye çalışmasını, az yemesini, az uyumasını, az konuşmasını, insanlara fazla karışmayıp halvete çekilmesini, geceleri ihya etmesini, az sevinmesini, geçmişte boşa geçirdiği günlerine esef etmesini, vakitlerini zayi edip ömrünü boşa geçirmesinden dolayı üzülüp çok ağlamasını emretmelidir. Çünkü Peygamber s.a.v. buyurmuştur ki; “Kıyamet günü dört şeyden hesap sorulmadıkça kul serbest bırakılmaz. Ömrünü nerelerde geçirdiğinden, gençliğini nerelerde çürüttüğünden, malını nereden kazanıp nereye sarf ettiğinden ve bilgisiyle ne gibi ameller yaptığından hesaba çekilir.” (Aclûnî)

Sâlik bu hallere devam ederse Allah ona lütfederek tevbesini nasuh tevbesi yapar. Tevbe makamı sağlam olunca kendisine muhabbet nurlarından bir nur gelir. Çünkü yüce Allah buyurmuştur ki: “Allah, çok tevbe edenleri ve temizlenenleri sever.” (Bakara, 222)

Nefsi Arındırmak

Sâliklerin tevbeleri ve temizlikleri sahih olursa kendilerine gelen sevgi hali, onları çaba ve mücahedeye sürer, ibadete dayanıklı kılar, nefsin sapma duygularını ve arzularını zayıflatır. Böylece kalp, nefsi; onun heves ve arzularını, cimrilik, aç gözlülük, israf, pintilik gibi diğer kötü sıfatlarını bırakıp iyi sıfatlara dönmeye zorlar. Hz. Peygamber s.a.v.’in şöyle dediği rivayet edilir: “Allah veliyi cömertlik sıfatı üzerine yaratmıştır.” (Aclûnî). Kalp nefsten, dedikodu ve iftira sıfatını, sadakat ve adalete çevirmesini ister. Hz. Peygamber s.a.v. şöyle buyurmuştur: “İnsan doğruluğu araya araya nihayet Allah katında sıddîk yazılır.” (Müslim,Tirmizî, Ahmed)

Sâlik, düşmanlık ve kin sıfatını yürek temizliğine, iyilik dilemeğe çevirir. Yüce Allah buyurmuştur: “Ancak Allah’a selim kalple gelen fayda görür.” (Şuara, 89). Tamah sıfatını kanaate çevirir. Böylece kalp, nefsin bütün kötü sıfatlarını iyi sıfatlara çevirir. Sâlikin nefsi temizlenir ve kendisi de doğru yola girer.

İrade ve Mürid


İrade, nefsin alışmış olduğu dünya sebeplerini dilemeyi tamamen bırakmak, kalbini dünyadan sıyırmaktır. O kadar ki, kişi dünyanın bilinen hiçbir şeyine başvurmaz, varına sevinmez, yoğuna üzülmez, gözünde dünya sanki yokmuş gibi olur. Zaten dünya yoktu ve sonra da yok olacaktır.

Müritler üç kısma ayrılır: Bir mürid var ki Allah’ı nefsi için diler. Bunun belirtisi, o kişinin ümit ve korkuya göre hareket etmesidir. Bir mürid var ki yalnız Allah’ı arzu eder. Bunun belirtisi de o kimsenin karşılık beklemeden amel etmesi, sırf emri yerine getirmekle sevinmesidir. Bir mürid de var ki hiçbir şey dilemez, kendisi için Allah tarafından ne dilenmiş ise onu ister. Nefsine ne bir makam, ne bir hal, ne de bir yer verir. İşte bu, müridlerin en üstünüdür. Bu irade, ancak peygamberlerin ve büyük velilerin iradesidir.

Baksana, Peygamber s.a.v. nasıl buyurmuş: “Ya Rabbi nefsimi sana teslim ettim, işimi sana havale ettim.” (Buharî, Müslim, Ebu Davud, Nesâî). Allah Rasulü s.a.v. bu sözüyle kendisine ait her şeyi terk edip hepsini emir sahibi olan Allah’a teslim etmiştir. Çünkü insanları yöneten Allah’tır. Kalbi hangi makamda ise nefs de onun hizasında, benzeri bir makamda bulunur. Mesela kalp Allah ile olsa, nefs haller ile olur. Kalp haller ile olsa nefs ahiretle olur. Kalp tevekkülle meşgul olsa nefs helal rızık arama, mübah kazanç sağlama ile meşgul olur. Kalp kerametler ve yakınlık makamlarında olsa nefs veliler ve hayırlı insanlar arama yolunda olur. Kalp tembellik içinde olursa nefs de harama dalar. Nitekim Peygamber s.a.v.: “Vücutta bir et parçası vardır ki o düzeldi mi bütün vücut düzelir. O kalptir.” buyurmuştur. (Buharî, Müslim, İbn Mace)

Müridlerin, mürşidleri (hekimleri) araması da birkaç çeşittir: Kimi mürid, hakikat üzere değil, muaşeret (görüşüp konuşmak) için mürşide gelip tövbe eder. Onun bu yolda elde edeceği nasip niyetine göredir. Ancak bir gün temiz niyetinin bereketi gelir de o mürid hakiki tevbenin sınırına girer. Nitekim Peygamber s.a.v.’e “Falan adam namaz kılıyor ama hırsızlık da ediyor.” denince buyurmuş ki: “Namazı onu bundan alıkoyacaktır.” Ve Peygamber s.a.v, Rabbinden naklen şöyle demiştir: “Onlar öyle kimselerdir ki kendileriyle beraber oturanlar şaki olmazlar.” Kimi mürid gerçekten tevbe etmek üzere mürşide gider, hekim ona niyetini düzgün tutmasını söyleyip yolunu gösterir.

Kimi mürid zühd için mürşide gider, hekim ona dünyayı terk etmenin, onu küçük görmenin, nefsin arzularına aykırı davranmanın, zahmetlere katlanmanın yolunu gösterir. Kimi mürid, mürşide gider,   sadece mürşidin vereceği hükmü gözetler. O, kendi kaygısında değildir. Kendisinin ne bir hali, ne de arzuladığı makamı vardır, (varlığını tamamen unutarak hekimde fani olmuştur). İşte mürşidlere gidenlerin en doğrusu, en üstünü budur. Allah bu kimseyi hekimleri görmeğe zorlar. Mürşid onun sebeplerden ve hallerden arınmış olduğunu görünce, ona şefkatle, rahmetle ve hallerini gözetip kollamak gözüyle nazar eder, her vakit için yapması en uygun olan şeyi gösterir. Mürid de o mürşidin edebiyle edeplenir, onun emrine uyar. Böylece müridde, önüne çıkacak hallere değer vermeme duygusu gelişir, mürşidin hiçbir edebini yapmaktan geri kalmaz.

Bu hal, onun nefsinin gücünden değil, rehberinin kuvvetinden ileri gelir. Zira rehberi, nazarının bereketi ve ona olan şefkati ile ondaki ruhanî ağırlıkları ve sıkıntıları ondan alır, nazar ve şefkati sayesinde o müride vakitlerinde tevfik (başarı) nurları açılır.   

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Yolda İlk Adımlar
« Posted on: 24 Nisan 2024, 23:46:30 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Yolda İlk Adımlar rüya tabiri,Yolda İlk Adımlar mekke canlı, Yolda İlk Adımlar kabe canlı yayın, Yolda İlk Adımlar Üç boyutlu kuran oku Yolda İlk Adımlar kuran ı kerim, Yolda İlk Adımlar peygamber kıssaları,Yolda İlk Adımlar ilitam ders soruları, Yolda İlk Adımlarönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes