> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Tasavvuf Klasikleri >  Tasavvufun Maksadı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Tasavvufun Maksadı  (Okunma Sayısı 1061 defa)
25 Ağustos 2011, 06:42:43
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 25 Ağustos 2011, 06:42:43 »



Mektubat-ı İmam Rabbanî k.s.’den


Nisan 2008 112.SAYI
 

Ali KAYA
kaleme aldı, TASAVVUF KLASİKLERİ bölümünde yayınlandı.


Tasavvufun Maksadı


Tasavvuf yoluna girmekten maksat, dinimizin inanılmasını emrettiği hususlara inancı artırmak, güçlendirip pekiştirmektir. Tasavvuf yoluna girmekle, delillere dayalı olan iman yakînen bilinir, hissedilir hale gelir. Topluca kabul ettiğimiz inanç esaslarının ayrıntıları da anlaşılmaya başlanır.

Mesela, Allah Tealâ ve Tekaddes Hazretleri’nin varlığı ve birliği, önce delillere dayanarak veya başkalarından duyulanı kabul ederek bilinir ve bu kadarıyla bir yakîn oluşur. Tasavvuf yoluna girildiğinde ise, delile dayalı olan veya taklit yoluyla kazanılan bu iman keşfe ve müşahedeye dayalı imana dönüşür. Allah’ın varlığına ve birliğine iman en mükemmel biçimde, şüpheye yer bırakmayan kesin ve doyurucu bir şekilde elde edilmiş olur. Diğer inanç esaslarını da buna göre değerlendirebilirsin.

Tasavvufun bir başka maksadı da, dinin çizdiği sınırlara severek ve içtenlikle bağlı kalmayı sağlamak, nefs-i emmarenin çıkardığı zorlukları ortadan kaldırmaktır.

Bu fakirin kesin inancı şudur: Tasavvuf yolu dinin hizmetçisidir, asla dinin esaslarına ters düşmez. Ben bu konuyu kitaplarımda ve risalelerimde geniş biçimde açıkladım. Bu gayeyi gerçekleştirebilmek için, tasavvuf yolları içinde en uygun ve yerinde olanı ise Nakşibendîlerin yoludur. Çünkü bu yolun büyükleri Sünnet’e bağlı kalmayı ve bid’atlerden kaçınmayı değişmez bir ilke edinmişlerdir.

Bu sebepledir ki herhangi bir şekilde bir manevi hal ortaya çıkmasa da, Sünnet’e bağlı olmayı büyük bir nimet olarak görüp sevinirler. Sünnet’e bağlılıkta bir eksiklik gördüklerinde ise birtakım haller ortaya çıksa da buna hiç değer vermezler.

İyilerle Birlikte Olmak

Aziz dostum! En iyi nasihat, dindar kimselerle, dinin esaslarına bağlı insanlarla oturup kalkmak, hep onlarla beraber olmayı tavsiye etmektir. Dindarlık, dinin emirlerine bağlılık ise Ehl-i Sünnet yolu üzere olmaktır. Yollar arasında kurtuluşa erecek olan Ehl-i Sünnet ve Cemaat yolunda olanlardır.

Büyüklerin yolu budur. Bu yolda gitmeyenlerin kurtuluşa ermeleri imkânsız, o büyüklerin görüşlerini kabul etmeksizin felah bulmaları muhaldir. Ayet ve hadisler, aklın ortaya koyduğu deliller, keşfe dayalı bilgiler hep bu gerçeği doğrulamaktadır. Bunun aksini düşünmek mümkün değildir.

Büyüklerin yolundan, Sırat-ı Müstakim’den bir arpa boyu ayrılan kimseyle oturup kalkmanın öldürücü bir zehir olduğunu herkes bilmelidir. Bunlarla oturup kalkmak yılanlarla arkadaşlık yapmaya benzer. Dinî duyarlılığı olmayan ilim talebeleri, hangi kesimden olurlarsa olsunlar, din soyguncularıdır. Onlarla arkadaşlık yapmaktan şiddetle kaçınmak gerekir. Bilesin ki, dinimizin başına gelen bütün fitne ve fesadın yegâne sebebi, üç kuruşluk dünya için ahiretlerini heba eden bu kimselerin uğursuzluklarıdır.

Yolun Büyüğü

Nakşibendî şeyhlerinin büyüklerinin huzur halleri süreklidir. Gelip geçici huzur halinin onların yanında bir kıymeti yoktur. Bu sebeple Nakşibendî büyüklerinin kemâli ve nisbeti bütün kemâl ve nisbetlerin üstündedir. Bu husus bizzat bu yolun büyükleri tarafından ifade edilmiştir.

Bu yolda, “son mertebenin ilk mertebeye indirilmesi” önemli bir özelliktir. Buna “sonucun başa konulması” derler. Bu konudaki önderleri Rasulullah s.a.v.’in saha-besidir. Sahabe-i kiram, Sevgili Peygamberimiz’le olan ilk sohbetlerinde son mertebede ele geçecek olan üstünlüklere eriştiler. Bu da, son merhalenin ilk merhaleye indirilmesinden kaynaklanmaktadır.

Sevgili Peygamberimiz’in velayeti bütün peygamberlerin velayetinden üstün olduğu gibi, Nakşî büyüklerinin velayeti de bütün evliyanın velayetinden üstündür. Nasıl olmasın ki; onların velayeti Sıddık-ı Ekber’e dayanır. Evet, büyük şeyhlerden bazıları da bu nisbete erişmişlerdir. Fakat bu da Sıddık-i Ekber’den iktibasla olmuştur.

Bu yüce Nakşibendî yolunun üstünlüklerinden söz etmemiz taliplileri bu yola teşvik etmek içindir. Yoksa ben kim, onun üstünlüklerinden söz etmek kim!

İbadette Öncelik

Kardeşim! Bir hadis-i şerifte Rasul-i Ekrem s.a.v. şöyle buyurur:
“Allah Tealâ’nın bir kuldan yüz çevirdiğinin işareti, o kişinin kendisini ilgilendirmeyen işlerle meşgul olmasıdır.” (Beyhakî, ez-Zühd; Ebu Nuaym, Hilye; İbn Abdülber, et-Temhîd)

Bir farzı yerine getirmeyi bırakarak nafileyle meşgul olmak mâlâyanî ile, yani lüzumsuz bir işle uğraşmak sayılır. Hatta bazen nafile ibadetler yapılırken nice sakıncalı durumlara düşülmekte veya farzlar ihmal edilmektedir. Bu yüzden herkesin durumunu ciddi bir biçimde gözden geçirip değerlendirmesi gerekir.

Akıllı olana bir işaret bile yeter!

Velilerin Kerametleri


Allah Tealâ’nın veli kullarının kerametleri haktır. Onların olağanüstü işleri gayet çok olduğundan, keramet sahibi olmak velilerin devam edegelen adeti haline gelmiştir. Bu kerametleri inkâr eden kimse hem herkesin kabul ettiği ilmi, hem de zorunlu ilmi inkâr etmektedir.

Kerametlerle peygamberlerin mucizelerinin birbirine karıştırılmaması gerekir. Zira peygamberlerin mucizeleri nübüvvetten, velilerin kerameti ise nübüvvete bağlılıktan kaynaklanır. Velilerin nübüvvet iddiası olmadığı gibi, peygamberlere bağlılıklarını kabul edip, ikrar ederler. Böyle olunca da inkârcıların iddia ettiği gibi aralarında bir karışma ihtimali yoktur.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Tasavvufun Maksadı
« Posted on: 26 Nisan 2024, 08:32:29 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Tasavvufun Maksadı rüya tabiri, Tasavvufun Maksadı mekke canlı, Tasavvufun Maksadı kabe canlı yayın, Tasavvufun Maksadı Üç boyutlu kuran oku Tasavvufun Maksadı kuran ı kerim, Tasavvufun Maksadı peygamber kıssaları, Tasavvufun Maksadı ilitam ders soruları, Tasavvufun Maksadı önlisans arapça,
Logged
25 Ağustos 2011, 13:25:03
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« Yanıtla #1 : 25 Ağustos 2011, 13:25:03 »


     Bu yolda, �son mertebenin ilk mertebeye indirilmesi� önemli bir özelliktir. Buna �sonucun başa konulması� derler. Bu konudaki önderleri Rasulullah s.a.v.�in saha-besidir. Sahabe-i kiram, Sevgili Peygamberimiz�le olan ilk sohbetlerinde son mertebede ele geçecek olan üstünlüklere eriştiler. Bu da, son merhalenin ilk merhaleye indirilmesinden kaynaklanmaktadır.

    Bu kısmı tam anlamadım..Bilen varsa izah ederse sevinirim..Allah razı olsun..
Bir farzı yerine getirmeyi bırakarak nafileyle meşgul olmak mâlâyanî ile, yani lüzumsuz bir işle uğraşmak sayılır. Hatta bazen nafile ibadetler yapılırken nice sakıncalı durumlara düşülmekte veya farzlar ihmal edilmektedir. Bu yüzden herkesin durumunu ciddi bir biçimde gözden geçirip değerlendirmesi gerekir.


   Bu da çok güzel bir ikaz..Rabbim razı olsun..
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes