> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Tasavvuf Klasikleri >  Takva ve Önemi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Takva ve Önemi  (Okunma Sayısı 1336 defa)
28 Ağustos 2011, 11:24:38
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 28 Ağustos 2011, 11:24:38 »



Mektubat-ı İmam Rabbanî k.s.’den



Temmuz 2008 115.SAYI


Ali KAYA kaleme aldı, TASAVVUF KLASİKLERİ bölümünde yayınlandı.

Takva ve Önemi


Aklı başında olan dostlarımızın, dışarıdan pek cazip ve tatlı görünen değersiz dünyanın cazibesi karşısında çocuklar gibi aldanmasından korkuyorum. Onların önce mübahlardan şüpheli şeylere sonra şüpheli şeylerden haramlara kaymasından ve böylece Mevlâ’nın karşısında perişan ve müteessir olmalarından endişe ediyorum. Daima tevbe edip Allah’a yönelmeli, dinin yasakladığı şeyleri öldürücü zehir kabul etmeliyiz.

Allah Tealâ sonsuz keremiyle mübahlar dairesini geniş tutmuştur. Kalbinin darlığından dolayı bu kadar geniş bir alanı dar gören ve bu geniş dairenin dışına çıkarak dinin çizdiği sınırları aşan; şüpheli ve haram işlere bulaşan kimse ne kadar bedbahttır! Akıllı kimse dinin çizdiği sınırları gözetmeli, bundan kıl kadar da olsa asla sapmamalıdır.

Şeklen namaz kılan oruç tutan çok kimse vardır. Fakat dinin koyduğu sınırları gözeten, haram ve şüpheli şeylerden sakınan takva sahibi kimseler pek azdır. Haklı ile haksız, samimi olan ile samimi olmayanın arasını ayıran ölçü işte bu takva ve sakınma halidir. Zira namaz ve oruç şeklen samimi veya samimi olmayan herkesin yapabileceği şeylerdir.

Nitekim bir hadis-i şerifte şöyle buyrulmuştur:

“Dininizin esası verâdır (haramlardan sakınmadır).” (Kudâî, Müsnedü’ş-Şihâb, nr. 40; Deylemî, el-Firdevs, nr. 6491)

Bir başka hadiste de şöyle buyrulur:

“Hiçbir şey verâya (haramlardan sakınmaya) denk olmaz!” (Tirmizî, nr. 2519)

Dostlar belki bugün lezzetli yemekler yiyor, şık kıyafetler giyiyorlar. Ama fakirlerin yiyecek ve giyeceğinden haz almak asıl yiğitliktir. Öteki ise sıradan insanların kârıdır. Bu ikisi arasında çok büyük fark vardır. Biri Mevlâ’nın rızasından uzak, diğeri ise çok yakın. Ayrıca bunun hesabını vermek çok kolay iken ötekinin hesabını vermek pek çetin bir iştir.

Namaza Dikkat Etmek


Burada namazın önemi ve rükünleriyle ilgili bazı hususları sayalım. Zira namaz dinin direğidir. Bu anlatacaklarımızın iyi dinlenmesi gerekir.

Öncelikle abdestin güzel bir şekilde alınması gerekir. Sünnete uygun olması için her azayı üçer defa güzel ve mükemmel bir şekilde yıkamak gerekir. Başı mesh ederken kaplama mesh yapmak, kulakların ve boynun meshinde ihtiyatla amel etmek lazımdır. Ayak parmaklarının sol elin serçe parmağı ile aşağıdan yukarı doğru ovulması, hadislerde geçmektedir, buna dikkat edilmelidir.

Müstehapların yerine getirilmesi hususunda gevşeklik gösterilmemelidir. Çünkü müstehaplar Hak Tealâ’nın sevdiği ve hoşnut olduğu şeylerdir. Zira kişi, Hak Tealâ’nın sevdiği ve hoşnut olduğu bir ameli bilir ve onu yapma imkanı olursa bunu ganimet bilmelidir.

Abdesti güzelce aldıktan sonra, müminin miracı olan namaza yönelmelidir. Farzların cemaatle eda edilmesine özen gösterilmelidir. Hatta iftitah tekbirini imam ile beraber almayı kaçırmamalıdır. Namazları müstehap vakitlerinde kılmaya dikkat gösterilmeli, kıraatte de sünnet olan miktar gözetilmelidir. Rükûda ve secdede tadil-i erkâna riayet etmelidir. Rükûdan kalkınca her azası sükûnet bulacak şekilde ayakta tam olarak dikilmesi ve rahatlaması gerekir. İki secde arasındaki oturuşta da tadil-i erkâna riayet etmek gerekir.

Rükû ve secdelerde söylenen tesbihler en az üç defa, farklı görüşlere binaen en fazla yedi veya on bir defa söylenmelidir. İmamın tesbihinin de cemaatin tesbihine göre olması gerekir. İnsan tek başına ve güçlü kuvvetli iken tesbihleri en düşük sınırında tutmaktan hayâ etmeli, beş veya yedi kere okumalıdır.

Secdeye giderken önce dizlerini, sonra ellerini, sonra burnunu sonra da alnını yere koymak gerekir. Secdeden kalkarken bunun aksi yapılmalıdır. Buna göre önce alnını kaldırır. Kıyamda iken secde yerine, rükûda iken ayaklarının üstüne, secdede iken burun başına otururken ellerine bakması uygundur. Söylenilen yerlere gözlerini diker.

Gözleriyle farklı yerlere bakmaktan kendini alıkoyarsa namazı iç huzuruyla kılmak mümkün olur ve namazda huşu gerçekleşir. Nitekim bu husus Hz. Peygamber s.a.v.’den nakledilmiştir.

Rükûda parmak aralarını açmak, secdede ise kapamak sünnet olup, dikkat edilmesi gerekir. Parmakları açıp kapamak boş şeyler değildir, birçok faydaları vardır ve bu faydaları sebebiyle şeriatın sahibi, Hz. Peygamber Efendimiz açıp kapamayı emretmiştir. Şeriatın sahibine tâbi olmaya denk olabilecek bir yarara kesinlikle sahip değiliz.

Gençliğin Kıymetini Bilmek


Ey oğul! Gençliğin ilk dönemi heva ve heves zamanları olduğu gibi, aynı zamanda ilim tahsili ve amel elde etme zamanıdır. Bu dönemde, şehvetin ve nefsin engelleri insanı kuşatmasına rağmen, dinin emirlerine uygun ameller işlemenin ayrıcalığı, değeri ve fazileti, hayatın diğer dönemlerinde işlenen amellere göre kat kat daha fazladır.

Bir amel işlerken insanı zorluğa ve sıkıntıya götüren bir engelin bulunması yapılan amelin derecesini yükseltir. Kişiyi zorluğa ve sıkıntıya sokan bir engelin bulunmaması da amelin derecesini düşürür. Bu sebeple insanların seçkinleri, meleklerin seçkinlerinden daha üstün kılınmıştır. Çünkü insanların ibadeti engellerle kuşatılmışken meleklerin ibadetinde böyle bir durum yoktur.

Herkesin de çok iyi bildiği gibi, düşmanların saldırısı ve istilası olduğunda askerlere verilen değer kat kat artar. Askerlerin böyle zamanlardaki basit hizmetleri, başka zamanlardaki önemli hizmetlerinden çok daha değerli ve övgüye layık kabul edilir.

Yine bilinmektedir ki, heva ve heves Allah Tealâ’nın düşmanları olan nefs ve şeytanı memnun eder. İlim ve yüce dinimize uygun amel ise Hak Tealâ’yı razı eder. Düşmanlarını memnun edip de, nimetlerin sahibi olan Mevlâ Tealâ’nın gazabını üzerine çekmek akıl kârı değildir.


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Takva ve Önemi
« Posted on: 28 Mart 2024, 20:44:08 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Takva ve Önemi rüya tabiri, Takva ve Önemi mekke canlı, Takva ve Önemi kabe canlı yayın, Takva ve Önemi Üç boyutlu kuran oku Takva ve Önemi kuran ı kerim, Takva ve Önemi peygamber kıssaları, Takva ve Önemi ilitam ders soruları, Takva ve Önemiönlisans arapça,
Logged
10 Eylül 2011, 19:37:30
müzzemmil

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 374


« Yanıtla #1 : 10 Eylül 2011, 19:37:30 »

Allah razı olsun kardeşim çok güzel bir paylaşım olmuş, insan yaşamına dikkat etmesi gerekir, biz de insallah dikkat edenlerden oluruz
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Lütfen Namazlarımızı Kılalım Namazlarınızı Sanal & Real Yaşam için Terketmeyiniz !!!

İlim Dünyası Ailesi
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes