> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Tasavvuf Klasikleri >  Korku ve Ümidi Yoldaş Edinmek
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Korku ve Ümidi Yoldaş Edinmek  (Okunma Sayısı 772 defa)
06 Haziran 2012, 19:50:10
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 06 Haziran 2012, 19:50:10 »



Minhâcü’l Âbidîn’den



Ali Kaya |
Mart 2012 | TASAVVUF KLASİKLERİ   
   

Korku ve Ümidi Yoldaş Edinmek


Ey kardeşim! İbadette istikrar sahibi olup önündeki engelleri aştıktan sonra kulluk yoluna devam etmelisin. Yola devam ederken güvende olabilmen; korku ve ümidi (havf ve recâ) kendine şiar edinmen ve şartlarına uyarak bunlara devam etmenle mümkündür. İki sebepten dolayı içinde korku taşımalısın:

1. Günahlara Düşmekten Korkmak: Günahlardan uzak durmak için içinde korku taşıman gerekir. Zira şiddetle kötülüğü emreden bu nefs şerre çok fazla meyyal ve fitneye karşı aşırı derece arzuludur. Bu arzu ve meylinden ancak büyük tehdit ve korkutmayla vazgeçer. Nefs, tabiatı gereği vefaya değer veren ve utanma duygusu kötülük yapmasına engel olan edepli insanlar gibi değildir. Tıpkı şairin dediği gibi:

Aşağılık kişi ancak sopa ile uslanır,
Şerefli olana incitici bir söz yeter!

Nefsi uslandırma konusundaki tedbir; onu sürekli sözle, fiille, dü­şünceyle korkutmakla sağlanır. Salihlerden biri şöyle der: “Bir gün nefsim beni günah işlemeye davet etti. Hemen gittim, üze­rimdekileri çıkardım ve güneşin sıcaklığında kaynamış olan yerde yuvarlanmaya başladım. Nefsime: ‘Ey geceleri bir kir yığını ve gündüzleri tembellik timsali olan ne­fsim, şunu tat bakalım! Cehennem ateşi bundan çok daha şiddetlidir!’ dedim.”

2. İbadetlerini Beğenip Helak Olmaktan Korkmak: Eğer Allah korkusu olmasa nefs yaptığı ibadetleri beğenerek –ki buna ucub denir- helak olur. Bu sebeple yanlış ve günahlarıyla nefsi kötülemek, eksiklerini söyleyerek kontrol altına almak gerekir.

Hasan-ı Basrî rh.a. şöyle derdi: “Hiçbirimiz, işlediği bir günahtan sonra tevbe kapısının kapa­narak, yaptığı amellerin boşa çıkma korkusundan emin değildir.”

İbnu’s-Semmâk şu sözlerle nefsini azarlardı: “Ey nefsim! Sen zahidlerin sözlerini söylüyor fakat münafıkların amelini işliyorsun. Sonra kalkıp bu halinle cennete girmeyi arzuluyorsun. Heyhat, heyhat! Cennete girecek olanlar senin gibileri değil, başka insan­lar! Cennet ehlinin ameli sende yok!”

Bu gibi düşünceler bir kişinin kalbinde yerleşir ve bunları sık sık tek­rarlarsa, yaptığı ibadetleri beğenip böbürlenmekten ve günah işlemekten çekinir. Diğer taraftan şu iki sebeple ümitvar olmak ve bunu şiar edinmek gerekir:

1. Nefsi İbadete Teşvik İçin Ümitvar Olmak: Nefsi ibadetlere teşvik etmek gerekir. Çünkü ibadetlerin bir ağırlığı ve zorluğu vardır. Şeytan da insanın ibadetine engel olmak ister. Nefs ise sürekli olarak ibadete zıt olan şeylere çağırır. Gaflet içinde olan halkın büyük çoğunluğunun hali, nefslerinin bu çağrılarına uygun bir durum gös­terir. İşlemeleri istenen sevaplar onların gözlerine hiç görünmez. Gaflet içinde olanlar için bu sevaplar adeta erişilmesi imkansız bir uzaklıktadır.

İnsanların genel olarak durumu bundan ibaret olunca, nefsin ken­diliğinden hayra yönelmeyeceği ve harekete geçme­yeceği anlaşılmış olur. Nefs ancak, bütün bu engelleri aşmasının bedeli ödenecek, hatta yaptıklarının karşılığı fazlasıyla verilecek olursa harekete geçer. Bu ise Allah’ın rahmetini güçlü bir şekilde ummakla, Cenab-ı Hakk’ın vereceği sevapların çok güzel, ikramlarının sınırsız olduğunu nefse telkin ederek onu teşvik etmek suretiyle olur. Değerli hocamız şöyle derdi: “Üzüntü insanı yiyip içmekten alıkoyar, korku günah işlemesine en­gel olur. Ümitli olmak ise ibadet isteğini güçlendirir ve ölümü hatırlamak in­sanı lüzumsuz şeylerden uzak tutar.”

2. Musibetlere Göğüs Germek İçin Ümitvar Olmak: Şunu iyi bilmelisin ki ne istediğini bilen, verdiği emeğe ve çektiği sıkıntıya aldırmaz. Bir şeyden hoşlanan ve ona gerektiği kadar ilgi ve rağbet gösteren kişi o işten kaynaklanan sıkıntılara aldırış etmez. Birisini hakikaten seven kimse ondan gelen sıkıntı ve meşakkatleri de sever, katlanır. Hatta sevdiğinden gelen sıkıntılardan bir tür zevk alır. Arı kova­nından bal toplayan kimse, balın tadını ve lezzetini düşünerek arıların sokmasına aldırış etmez. Çiftçiler, hasat mevsiminde keselerinin parayla dolacağını düşünerek yıl boyunca sıcak soğuk, elem keder demeden çalışırlar.

İşte ey kardeşim, Allah yoluna giren abidler de asıl dinlenme yeri olan cenneti ve orada bulunan köşkleri, sarayları, nefis yiyecek ve içecek­leri, hurileri, süsleri, elbiseleri ve Cenab-ı Hakk’ın cennet ehli için hazırla­dığı diğer nimetleri düşünürler. Bu sebeple ibadet uğrunda çektikleri yor­gunluğa, ellerinden kaçırdıkları bir dünyalığa, başlarına gelen bir musi­bete ve zarara aldırış etmezler.

Dinlerken de Takva

İki sebepten dolayı kulağını edep dışı ve lüzumsuz sözlerden koruman gerekir:

Birinci sebep: Dinleyen konuşana ortaktır. Bu hususta şair şöyle der:

Her şeyde orta yolu seç
Yan yollardan ve şüpheli olanlardan kaç.

Kulağını çirkin sözleri dinlemekten koru
Tıpkı dilini kötü sözlerden koruduğun gibi!

Zira sen çirkin sözleri dinlerken,
Söyleyene ortak olduğunu unutma!

İkinci sebep: Vesveseye sebep olur. Kişinin işittiği sözler kalpte vesvese ve kuruntuların harekete geçmesine sebep olur. Sonra bu vesvese ve kuruntular insanı meşgul eder, ibadetine mani olur.

Şunu bilmelisin ki, kulak vasıtasıyla kalbe ulaşan sözler, ağız vasıtasıyla mideye ulaşan yemeklere benzer. Yemeklerin faydalısı ve zararlısı, gıda vereni ve öldürücü zehir ihtiva edenleri vardır. İnsanın dinlediği sözler de bunun gibidir. Ancak kulakları ile dinlediği sözler, insan üzerinde daha etkili ve daha kalıcıdır.

Yenilen yemekler belli bir süre sonra çeşitli yollarla dışarı atılır. Eseri bir süre kalsa da zamanla yok olur gider. Ayrıca zararlı yiyeceklerin vücut üzerindeki etkilerini gidermek için çeşitli ilaçlar vardır. Fakat dinleyip de insanın kalbi üzerinde etki eden bir söz, belki de ömrü boyunca onunla birlikte kalır. Bu söz çok değersiz bir şey olsa bile onu unutamaz. Kendisini sürekli meşgul eder, yorar ve sıkıntıya sokar. O söz sebebiyle kalbe bir sürü vesvese ve kuruntular üşüşür. Ondan uzaklaşmaya, kalbini o düşünceden kurtarmaya çalışır ve onun şerrinden Allah’a sığınma ihtiyacı hisseder.

Bu gibi kötü düşüncelerin kendisini bir belaya sürüklemesinden, sonuçta büyük bir felakete götürmesinden hiçbir zaman emin olamaz. Eğer seni ilgilendirmeyen ve faydası olmayan sözlerden kulağını korursan rahat ve huzur içinde olursun. Akıllı kimseler bu hususa dikkat etmelidir. Başarı Allah’tandır.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Korku ve Ümidi Yoldaş Edinmek
« Posted on: 16 Nisan 2024, 20:12:35 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Korku ve Ümidi Yoldaş Edinmek rüya tabiri, Korku ve Ümidi Yoldaş Edinmek mekke canlı, Korku ve Ümidi Yoldaş Edinmek kabe canlı yayın, Korku ve Ümidi Yoldaş Edinmek Üç boyutlu kuran oku Korku ve Ümidi Yoldaş Edinmek kuran ı kerim, Korku ve Ümidi Yoldaş Edinmek peygamber kıssaları, Korku ve Ümidi Yoldaş Edinmek ilitam ders soruları, Korku ve Ümidi Yoldaş Edinmekönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes