๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Tarihül-İslam => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 19 Nisan 2011, 13:35:35



Konu Başlığı: Zeyd B. Hârise nin hısma seferi
Gönderen: Sümeyye üzerinde 19 Nisan 2011, 13:35:35

Zeyd B. Hârise'nin Hısma Seferi




Vakidî derki: Bana Musa b. Muhammed, babası Muhammed b. İb­rahim'den şöyle dediğini nakletti:

Dihye el-Kelebî Bizans Kayser'inin yanından geliyordu. Kayser ona mükafatlar verip birde elbise giydirmişti. "Hısma'ya"[665] geldi­ğinde, Cüzam kabilesinden bir gurup yolunu kesip nesi varsa aldılar. Medine'ye üstünde sadece eski püskü bir elbiseyle vardı. Doğruca Efendimize gidip, durumu baştan sona kadar anlattı.

Vakidî derki: Bana bu olayı Sa'd Hüzeym kabilesinden bir adam babasından naklen şöyle anlatmıştı: Dıhye, Hümeyd b. Arız ve oğlu Arız tarafından soyguna uğradığında herşeyini .almışlardı. Olayı Dubeyb oğulları duymuş ve soygunculara saldırmışlardı. Bunlar on kişi olup aralarında Nu'nıan b. Ebî Cuâl'da vardı. Bu Hüneyd'i okla vurup malları geri aldılar ve Dıhye salimen Medine'ye döndü.

Yine bana bu olayı bir başkası şöyle anlattı: Dıhye'nin eşyasını Kuzâa'dan dostu olan biri kurtarıp ona geri vermiş, sonra Dıhye Medi­ne'ye varınca, Efendimize anlatmış, O da Hüneyd ve oğlunun yakalan­ması için Zeydi göndermiş.

Daha önce Rifâ'a b. Zeyd, Nebî (s.a.v.)'ye elçi olarak gelmişti. Efendimiz onun orada kalmasına izin verdi. Rifâ'a da efendimizden kendine yazılı bir belge istedi. O da: Besmele ile başlayan ve onun davetini kabul edenlerin Allah ve Rasûlü'nün hizbinden olacağını bil­diren, bir mektubu ona verdi. Rifâ'a kavmine gelip, bunları okuyunca,

onlar kabul ettiler. İşte bu sırada Dıhye olayı olmuş, onlar olay yerine geldiğinde iş işten geçmişti.

Bunun akabinde Zeyd'de Efendimize germişti. Rasûlüllah hiç bek­letmeden Zeyd'i beş yüz kişilik bir gurupla oraya gönderdi. Dıhye de beraberdi. Zeyd gündüz gizlenip gece yol alıyordu. Yanında Uzra o-ğullarmdan kılavuzu da vardı.

Rifâ'a b. Zeyd, Peygamberin mektubuyla gelince Gatafan, Vâil ve diğer çevre oymakların hepsi (Benü Mazin yurdundaki) Rueyye'ye toplandılar. Bunlar Zeyd b. Harise'den haberleri yoktu. Delîl, Zeyd'i getirdi. Onlarda Hüneyd ile oğluna ve yanındakilere saldırıp pek ço­ğunu kılıçtan geçirdiler. Hüneyd'le oğlunu öldürdüler. Sonra hayvan­larını, develerini ve kadınlarını ele geçirdiler. Bin deve, beşbin davar, yüz kadar da kadın ve çocuk vardı.

Ed-Dubeyb, Zeyd b. Harise'nin yaptığını duyunca hemen atlarına binip geldiler. Zeyd'le sadece Hibbân b. Mille konuşsun diye karar aldılar. Hibban, Zeyd'in yanına gelince: "biz Müslüman bir toplulu­ğuz" dedi. Zeyd'de, "öyleyse "Fatiha'yı oku!" diyerek onu imtihan etti. Hibban fatihayı okuyunca, "Bunlar fatiha okumakla, kendilerinden aldığımız şeyleri almamızı bize haram ettiler" diye delîal bağırttı. Topluluk geri döndü. Zeyd kendilerinin geldiği vadiye inmelerini men etti. Onlar'da ehlinin yanında gecelediler.

Bunlar Zeyd ve ashabı için gözcülük ediyordu. Zeyd ve arkadaşları uyudular. Uyuyupta iyice dalınca bunlar kalkıp Rifâ'a b. Zeyd'in yanı­na gittiler. Sabahleyin Rueyye'de Rifâ'anın yanma vardılar. Hibban söz alıp, "sen oturmuş keçi sağıyorsun. Cüzam'lı kadınlarsa esirdir," diyerek durumu haber verdiler.

Hepsi birleşip Medine'ye gittiler ve Nebî (s.av.)'ye, yazdığı mektu­bu geri verdiler, Efendimiz mektubu okuyup hallerini sorunca Zeyd'in yaptığını anlattılar. Efendimiz; "öldürülenleri nasıl edeyim?" buyurun-ca: Rifâ'a Yâ Rasûlellah! Bize helali haram, haramı helal etme" dedi. Ebû Zeyd'de: "Yâ Rasûlellah sağlan, bırak. Ölülere gelince, bunlar artık ayağımın altında dedi. Efendimizde, "Zeyd doğru dedi" buyurdu. Bunlar, "Yâ Rasûlellah! Zeyidle kavimlerimiz ve mallarımızın ara­sına birini yollasana" dediler. O da Hz. Ali'ye emretti. Ali'de; "Yâ Rasûlellah! Zeyd beni dinlemez." deyince, "şu kılıcımı al" buyurdu. Ali'ye birde deve verdiler. Yolda giderken Zeyd'in müjdecisine rastla­dılar. Ali müjdecinin devesini aldı, sahiblerine geri verdi. Adamı da terekesine aldı ve Fuhleteyu denen yerde Zeyd'le karşılaştı. Rasûlüllah'ın emrini bildirip kılıcını gösterdi. Zeyd'de adamları topla­yıp, Kimin yanında bir mal, bir esir varsa sahiblerine geri verdi.[666]

Zeyd'in Vadî'l-Kurâ Seferi
 

Bu yılın Receb aymda gerçekleşmiştir. (İbni Sa'd derki) Tarih alim­leri: "Rasûlüllah (s.a.v.) hicretinin altıncı yılında Zeyd b. Harise (r.a.)'yi ordunun emiri olarak (Teyma ile Hayber arasında bulunan ve burada çok köyler oluşundan) "Va'dil-Kura" denilen yere yollamış­tır.[667]

 
Hz. Ali'nin Fedek'teki[668] Sa'd B. Ebî Bekr Kabilesine Seferi
 

Vakidî derki: Bana Abdullah b. Ca'fer, Ya'kub b. Utbe'nin şöyle de­diğini nakletti:

- Rasûlüllah (s.a.v.) yüz kişilik bir kuvvetin başında Hz. Ali'yi, Fedek'teki Sa'd kabilesine yolladı. Onların Hayber yahudilerine yar­dım göndermek üzere bir kuvvet topladığı haberi Nebî (s.a.v.)'ye u-laşmıştı.

Hz. Ali gece hareket edip gündüz gizlenerek, "Hemec" denen yere geldiğinde bunların bir casusunu yakaladı ve oradaki toplumu sordu­ğunda adam; "hiç bir bilgim yok" deyince sıkıştırdılar. O da, kendisi­nin Haybere yollanmış bir casus olduğunu ve hurma karşılığı onlara destek teklifi götürdüğünü, söyledi. "Topluluğu bize göster" deyince cam için garanti istedi, onlarda verdiler.

Gözcü, onları alıp bir çok koyun ve deve'nin olduğu yere getirdi. Onlar hücum edip davar ve develeri bağladılar. Casusu, kampı göster­meden salmadılar. O onları kampa kadar getirdiysede kimseyi bula­madılar. Deve ve davarları sürüp gittiler. Medine'ye kadar hiçbir çar­pışma olmadan geldiler.[669] Bu olay Şa'ban ayında idi.[670]

 
Abdürrahman B. Avf’ın Dümetü’l-Cendel Çıkarması
 

Bana, Said b. Müslim, Atâ b. Ebî Rabah yoluyla, İbni Ömer'den naklediyor:

- Efendimiz (s.a.v.) Abdurranman b. Avfı çağırıp: "Haydi hazırlan, bu gün veya yarın seni sefere çıkaracağım." buyurdu. İbni Ömer derki: Kendi kendime "gidip ben de yarm kuşluk, Nebî (s.a.v.) ile beraber kılacağım ve onun Abdürrahman'a vasiyetini duyacağım" dedim. Erte­si gün vardım, Ebû Bekir. Ömer ve diğerleri ordaydı. Efendimiz (s.a,v,) Abdürrahmân b. Avf a, "Gece yürüyerek -gündüz gizlenerek-Dûınetü'l- Cendel'e gidip, oradakileri İslama da'vet etmesini" emretti.

Abdürrahman'm arkadaşları seher vakti kampa gitmişlerdi. Yedi yüz kişi olup Cüruf mevki indeydiler. Efendimiz Ona; "arkadaşların­dan neye geri kaldın?" deyince, "Yâ Rasûlellah! Medine'de en son işim seni görmek olsun diye düşündüm" dedi. Efendimiz onu önüne oturtup, ona siyah bir sarık sardırdı, bir ucunu omuzu arasından sarkı­tıp, "işte böyle sar" buyurdu. Sonra: "Bismillah deyip gazaya yürü, Allah yolunda cihad et, Allah'ı inkâr edenlerle çarpış, gaddar olma, çocukları öldürme" deyip ellerini uzatarak:

"Ey insanlar! Başınıza belası gelmeden, şu beş şeyden sakının.

1- Bir topluluğun ölçü ve tartısı eksilmeye görsün. Allah onlara kıtlık ve meyvelerinde noksanlık verir. Belki hakka dönmeleri umulur.

2- Bir topluluk taahhüdünü bozmaya görsün. Allah başlarına düşmanlarını bela eder.

3- Bir toplum zekâta engel olmaya görsün. Mutlaka Allah yağ­murlarını kesecektir. Hayvanlar olmamış olsa, su bulamayacaklardı.

4- Bir toplumda fuhuş artmaya görsün. Allah başlarına veba belası verir.

5- Bir topluluk, Kur'an âyetleri dışında hüküm vermeye gör­sün, Allah mutlaka onlara parçalama gömleği giydirip bir birine diğerlerinin işkencesini taddıracaktir" buyurdu.

Abdurrahman yola çıkıp arkadaşlarıyla Du'metü'l Cendel-e geldi ve konaklayıp, onları İslâm'a da'vet etti. Üç gün da'vete devam etti. İlk gün direnip kılıca razı göründüler. Üçüncü gün Esbağ b. Amr el-Kelebî Müslüman oldu. Bu zat hıristiyan olup, onların liderleriydi. Abdürrahmân durumu Efendimize yazıp, Rafı1 b. Mekis denen bir zatla yolladı ve onlardan bir hanımla evlenme arzu ettiğini bildirdi. Efendimiz de El-Esbağ'ın kızı Tümadırla evlendi. Böylece hepsi bir­den Müslüman oldu. İşte bu kadın Ebû Seleme'nin annesi idi.[671]
 



[665] El-Hısmâ Şam, tarafındaki çölde Vadi'l Kurâ'ya iki günlük mesafededir. Hışma Tebük'ten görünür. Mucemü'l Buldan 2/258.

[666] Vakidî Meğazî (Terceme Vakidî'ye göre yapılmıştır) 2/553, 559; İbni Sa'd Tabakat 2/88; İbni Hişâm Sîre 4/235; Beyhakî Delâil 4/84; Taberî Tarih 2/! 10; Uyûnû't Tarih 1/249, 250.

İmam Zehebi, Tarihü’l İslam  Meğazi 3/506-508

[667] İbnü Sa'd Tabakat 2/89.

İmam Zehebi, Tarihü’l İslam  Meğazi 3/508

[668] Fedek, Hicazda Medine'ye iki üç günlük meşalede bir köydür. Orasını Allah Rasfilü sulh ile ele geçirmişti.

[669] Vakidî Meğazî 2/562; İbni Sa'd Tabakat 2/89; Uyunü'l Eser 2/109; Taherî tisi kaynak.

[670] İmam Zehebi, Tarihü’l İslam  Meğazi 3/509

[671] Vakidî 2/560, 561; İbni Sa'd 2/89; İbni Hişâm 4/242; Taberi Tarih 2/1015; Uyûnü'I Eser 2/108; Beyh.Delâil 4/85.

İmam Zehebi, Tarihü’l İslam  Meğazi 3/510-511


Konu Başlığı: Ynt: Zeyd B. Hârise nin hısma seferi
Gönderen: Mehmed. üzerinde 18 Eylül 2021, 16:42:53
Esselamü aleyküm Rabbim bizleri ilim öğrenen kullarından eylesin Rabbim paylaşım için razı olsubn


Konu Başlığı: Ynt: Zeyd B. Hârise nin hısma seferi
Gönderen: Sevgi. üzerinde 20 Eylül 2021, 03:14:29
Aleyküm Selâm. Rabb'im bizleri razı olmayacağı tüm kötü hallerden uzak duran kullarından eylesin inşaAllah