Konu Başlığı: Zeyd B. Amr B. Nüfeyl kıssası Gönderen: Sümeyye üzerinde 26 Nisan 2011, 13:04:41 Zeyd B. Amr B. Nü'feyl Kıssası Mûsâ b. Ukbe'nin anlattığına göre Salim babasını (İbni Ömeri) Rasûllulah (s.a.v.)'den şu hâdiseyi naklederken duymuş: Efendimiz (s.a.v.) Zeyd b. Amr b. NUfeyl e (Tenim istikameti olan batı taraftan Hudeybiye yolu ile Mekke'ye gelirken Fezare oğullarının diyarında bulunan)[231] Beldah vadisinin öte ucunda rastlamıştı. Bu olay vahiy gelmeden önce olmuştu. Rasülüllah ona et yemeği bulunan bir sofra sermiş o da bunu yemeyip: «Onların putlarına kestikleri şeylerden yemiyorum. Ben ancak kesilirken besmele çekilen eti yerim,» demiştir. Hadisi Buhârî rivayet edip son kısmına; "Zeyd Kureyşlileri bu kesimleri sebebiyle ayıplar ve koyunu yaratan, ona gökten su indiren, yerden ot bitiren Allahtır. Sonrada siz onu Allah'ın olmayan (put) adiar adına kesiyorsunuz" diyerek "bu yapılanı inkâr eder ve büyük bir hadise sayardı" ilâvesini yapar. Sonra Buhârî şöyle devam eder: Musa b. Ukbe derki, Bana Salim b. Abdillah ki bunu bana. haddesenâ diyerek İbni Ömer (r.a.)'tan nakletti ki, Zeyd b. Amr b. Nufeyl, Şam'a uyabileceği bir din aramaya gitti. Orada Yahudi bir din âlimine rastlayıp onların dinleri hakkında sorular sorup "belkide sizin dininize girerim" dedi. Yahudi de: "Sen Allanın gazabından nasibini almadıkça bizim dinimizden olamazsın" dedi. Bunun üzerine Zeyd de: -Ben ise sadece Allah'ın gazabından kaçıyorum, ve ben asla Allanın gazabından bir şeyler yüklenmeye tahammül edemem. Bana başka şey tavsiye edermisin? dedi. Yahudi de "onun Hanif olan din dışında birşey olacağını sanmıyorum" dedi. Zeyd de "Hanif ne?" deyince yahudi: "O İbrahim'in dinidir. İbrahim ne Yahudi ne Hıristiyan ne de Allah'tan başkasına tapardı." deyince Zeyd yanından çıktı. Hmstiyanlardan bir âlime rastladı, ve ona da aynısını anlattı. "Sen Allahın Lanetinden nasibini almadıkça bizim dinimize girmezsin" dedi. Zeyd de, "Ben ancak Allah'ın lanetinden kaçıyorum" demesine karşılık o da aynen yahudinin söylediği gibi anlattı. Zeyd onların İbrahim (a.s.) hakkındaki görüşlerini anlayınca yola çıktı. Şehirden dışarı vardığında ellerini kaldırarak: "Allahım! İbrahim'in dini üzere olduğuma seni şahit tutarım" dedi. Buhârî böylece rivayet etmektedir.[232] Abdül Vehhab es-Sakafî anlatıyor: Bize Muhammed b. Amr, Ebû Seleme- Yahya b. Abdirrahman- Üsame b. Zeyd isnadı ile Üsame'nin babası Zeyd (b. Harise) (r.a.)'m şöyle dediğini haber verdi: -Sıcak bir günde Rasülüllah (s.a.v.) ile beraber çıkmıştık. Beni bineğinin terkesine almış Putlardan birine gidiyorduk. Ona bir koyun kesip pişirdik. Zeyd b. Amr b. Nüfeyl bize rast geldi. Onlardan her ikisi onu cahiliye selamıyla selamladı. Bunun üzerine Efendimiz (s.a.v.): "Yâ Zeyd! Ne oluyor ki kendi kavmini senden yüz çevirmiş görüyorum?" buyurdu. Zeyd de: Vallahi Yâ Muhammed! Bu gerçekten benim onlara yaptığım bir kötülükten meydana gelmemiştir. Ama şu dini öğrenmek için yola çıkıp Fedek mintıkasmdaki yahudi âlimlerine geldim. Onları, hem Allah'a ibadet ediyor, hemde ona şirk koşuyor bir halde buldum. Bu benim aradığım din değildi. Şam'a geldim. Onlarıda, Allah'a ibadet eder ve Ona şirk koşar bir halde buldum. Oradanda çıktım. Bana onlardan yaşlı birisi: "Sen bize bir dinden soruyorsun ki, Ceziredeki bir ihtiyar dışında O din ile Allah'a ibâdet eden hiç kimseyi tanımıyoruz" dedi. Bende ona geldim. Beni görünce "Sen kimlerdensin?" dedi. -Beytullah halkından, dedim O "Sen Şevk ve Karaz (ağaçlan biten yer) halkındansın. Senin aradığın adam senin memleketinde çıkmıştır. O gönderilen Peygamberin yıldızı doğmuştur. Senin bu gördüğün dinlere mensup olanların hepsi dalaletlidir" dedi. Sözün burasında Zeyd b. Amr şöyle devam etti. "Yâ Muhammed! bende bundan sonra birşey hissetmedim (veya dönüp bir daha hiçbir din araştırmadım). Zeyd b. Harise derki: Rasûlullah (s.a.v.) ona bir sofra hazırlattı. Zeyd b. Amr, sofrayı görünce "Bu ne yâ Muhammed?" diye sordu. Efendimiz de: "Pufa kesilmiş bir koyun" cevabını verince Zeyd b. Amr, "Ben kesilirken besmele çekilmeyen şeyleri yemem" dedi. Böylece birbirinden ayrıldılar. Ravi bu hadisenin devamını öncekiler gibi anlattı.[233] El Leys, Hişâm b. Urve babası Urve yolu ile Esma bn. Ebî Be-krin şöyle dediğini anlatır: Ben Zeyd b. Amr b. Nüfeyl'i sırtını Ka'be'ye dayamış ve şöyle söylerken görmüştüm.: -Ey Kureyş topluluğu! Vallahi benden başka hiç biriniz İbrahim' in dini Üzere amel etmiyorsunuz. Zeyd babalan tafından diri diri öldürülmek istenen kız çocuklarının hayatını kurtarırdı. Çocuğunu öldürmek isteyen oldumu ona "Yapma! Onu öldürme! Ben onun geçimini üstleneyim,1' der ve çocuğu alırdı. Çocuk büyüyünce babasına gider ve dilersen onu sana geri vereyim, dilersen bakımını üstleneyim, derdi.[234] Bu sahih bir hadistir. Muhammed b. Amr, Ebû Seleme Üsâme b. Zeyd - Babası aracılığıyla nakleder ki; Zeyd b. Amr b. Nüfeyl (Peygamberlik gelmeden önce) öldü, Sonra Efendimize Vahiy geldi. Efendimiz (s.a.v.) onun hakkında: "O şüphesiz kıyamet günü tek ba sına bir ümmet olarak diriltilecektir." buyurdu.[235] Bunun isnadı hasen-dir. Ebü'l Fahr Es'ad Fatıma - İbni Rayde- Taberânî- Ali b. Abdi'l Azîz Abdullah b. Raca - Mesudî - Nüfeyl b. Hişâm b. Said b. Zeyd-babası, dedesi isnadiyla bana haber verdi ki dedesi Said şöyle anlatmış: Babam Zeyd, Varaka b. Nevfel ile din aramaya çıkarak Şama kadar gelmişler. Varaka - orada hıristiyan olmuş (kavi bir dindar haline gelmiş) Zeyd'e gelince: Ona "senin aradığın şey Önünde - ilerde" denilmiş. O da tâ Musul şehrine kadar gelmiş orada bir râhib kendisine: "Bu kervan sahibi nereden geliyor?" demiş. Zeyd de: "İbrâhimin binasını çattığı Beytullah'tan cevabını vermiş. Rahib, ihtiyacın ne?" diye sorunca da Zeyd "din" cevabını vermiş. Rahib bunun üzerine ona hıristiyanlığı teklif etmiş ama Zeyd kabul etmeyip, "benim hırıstiyanliğa ihtiyacım yok" demiş. Papaz da "Senin aradığın din senin toprağında ortaya çıkacak" diye karşılık vermiş Zeyd de bunun üzerine şu beyitleri söyleyerek yola koyulmuş: Zeyd b. Amr Olayı 1- Gerçek kulluk ve kölelik yapmak üzere da'vete evet diyorum. 2- Ben böbürlenmeyi değil iyiliği arıyorum. Öğle sıcağında yola giden, o vakit uyku kestiren gibi değildir. 3- İbrahim'in sığındığı şeylerle sığınıyorum. 4- Kıbleye ayak üstü dönmüş bir halde?[236] 5- Senin için diğerlerini reddederim. Allahım ben mütevazı bir esirim. 6- Bana her ne zaman bir yük yüklersen ben onu yüklenirim. Sonra Zeyd yere kapanıp Ka'beye secde etti. Said b. Zeyd devamla derki: Sonra Zeyd, Nebi (s.a.v.)e ve Zeyd b. Harise'ye rastladı. İkisi kendilerine ait bir sofrada yemek yiyorlardı. Onu yemeğe da'vet ettiler. O da: "Ey kardeşim oğlu! Ben putlara kesilen etleri yemenr dedi. İşte o günden sonra peygamberlik gelene kadar Nebi (s.a.v.)in putlar adına kesilen etlerden yediği hiç görülmedi.[237] Ravi Hişam derki: Said b. Zeyd, Nebi (s.a.v.)'e geldi ve "Yâ Ra-sûlallah! Şüphesiz Zeyd senin gördüğün gibi idi. (Yada sana ulaşan haberdeki gibiydi) Onun için İstiğfar dileyebilirmiyim?;' dedi. Efendimizde "Evet ona istiğfar edin. Çünkü o kıyamet günü tek başına bir ümmet olarak diriltrlecektir" buyurdu.[238] Yûnus b. Bukeyr'in nakline göre İbni İshak derki: "Kureyş Ka' beyi yaptıktan sonra her yıl tazim kasdı ile kalabalık olarak Kabeye örtü giydirmeye gelir ve onu tavaf ederek, orada Allah'a istiğfar ederlerdi. Onlar kesimlerinde ve dinlerinin herşeyinde Allahi, putlarının ve Allaha eş koştukları şeylerin adlarıyla beraber anarlardı. Kureyş'ten bir gurup, (ki bunlar Zeyd b. Amr b. Nüfeyl, Varaka b. Nevfel, Varaka'nm amca oğlu Osman b. el Huveyris b. Esed. Ubeydullah b. Cahş b. Riâb, annesi Ümeyme b. Abdil Muttalib b. Haşim, idiler.) Bayramlarından birini kutlamak üzere kendilerine ait bir putun yanında kurban kesmekte olan Kureyş'e geldiler. Toplandıklarında bu adı geçen gurup birbirinin yanına gelip "bir birinizle dost -olup birbirinizi gizleyin", dediler. Sözcüleride; "Vallahi kesinlikle bi-liyorsunuz'ki kavminiz din namına hiç doğru bir yolda değil. İbrahim'in dininde yanılıp ona muhalefet ettiler. Tapılacak hiç bir put yoktur Onlar ne zarar nede fayda verebilirler. Kendinize bir din arayın!" dedi. Böylece araştırma gayesiyle çıkıp yeryüzünde dolaşarak Yahudi ve hınstiyan kitab ehli ile diğer bütün din sahiblerinden bilgi topluyor ve İbrahim'in Hanif dinine tabi oluyorlardı. Bu yolculukta Varaka Hırıs-tiyanlaştı. Bunlar arasında Zeyd b. Amr b. Nüfeyl'den daha doğru olan biri yoktu. O putları terk edip İbrâhimin dini dışındaki bütün dinleri terk etmiş bulunuyordu.[239] El~Bâğandî anlatıyor. Bize Ebû Said el Eşecc, Ebû Muâviye Hiş am babası (Urve) isnadıyla Hz. Aişe'den (r.a.) Efendimizin (s.a.v.) şöyle buyurduğunu anlattı: ''Cennete girdim. Zeyd b. Amr b. Nüfeyl'e ait iki geniş dallı ağaç gördüm."[240] Ömer'in Said b. Zeyd'in amca oğlu okıdtığıına işaret eder. Nesebi Kureyş 365 T. Tarih'i Dımışk 6/32 Bekkâî, İbni İshak, Hişâm, Babası aracılığıyla Esma bn. Ebî Bekr (r.a.)'ın şöyle dediğini anlatır: Ben Zeyd b. Amr b. Nüfeyli yaşlanmış bir halde sırtını Kabeye dayamış olarak şöyle derken görmüş idim: "Ey Kureyş toplumu! Nefsim elinde olana yemin olsunki benden başka İbrahim dînî üzere yaşayan kimseniz kalmadı. Allahım! Eğer hangi yönden ibadet senin daha hoşuna gider bir bilebilsem şüphesiz onunla amel ederdim" Zeyd bu sözlerden sonra bineği Üzerine secde ederdi.[241] İbni İshak derki: Zeyd b. Amr. kavminin dininden ayrılması konusunda şu şiirleri söylemişti.: işler taksim olduğunda bir Rab mı yoksa bin Rab mı daha doğru yönetir.? Lat ve Uzzâ'yı, hepsini terkettim. Sabırlı yiğit her kişide böyle yapar. Bu konuda (buraya almadığımız daha) birkaç beyit vardır.[242] İbni İshak anlatıyor: (Ömer (r.a.)'ın babası) Hattab b. Nüfeyl, bu Zeyd'in amcası olup ana tarafındanda onun kardeşi idi. Zeyd'i dinimizden çıktı diye ayıplar ve eziyet ederdi. Sonunda onu Mekke nin yukarısına çıkarttı. O da Hıra dağının Mekke'ye bakan tarafına yerleşti. Gizlice Mekke'ye girersede ona eziyet edip dinimizi bozar diye geri çıkarır kimsenin ona uymasını istemezlerdi. Sonra Zeyd yola çıkıp İbrâhimin dinini aramaya koyuldu. Şam ve Cezire'yi dolaşti.......... İbni İshâk (yukarda geçtiği gibi bu kıssayı anlatıp) sözü şuraya getiriyor. O nu Mekke'ye geri yolladılar. Lahm kabilesi yurdunu yarılamiştı ki üzerine saldırıp onu öldürdüler.[243] [231] Mu'cemül Buldan 1/480 Mu'cemü mâ Üstü'cem 1/273 [232] Buhârî Menakıbü'I Ensar 63/24 İbni Hişâm hadiseyi İbni İshaktan biraz daha değişik anlatır ki, müellif az ilerde onu verekcektir. Beyhakî Delâil 2/122 [233] Müsned 1/189, Beyhakî Delâil 2/125, H[233]eysemi Mecmaüzzevâid 9/418, Hakim 3/216, Taberânî Kebir 5/86 ti. no 4663-4664, Fethü'l Bari 7/Î44 Ebû Yala Müsned h. no 7212, Zehebî Siyer-i Alamünnübelâ 1/221. Nesaî Sü-nen-i Kübrâ (Tuhfetü'l Eşraf 3/22S) Zehebi merhum burada bu hadise ilişmediği gibi Telhis'inde de Hakim'in onu sahih saymasinada bir şey demez. Ancak Siyeri-i A'lamün Nübelâ'da "bu hadisin bir kısmında nekâ-ret olduğundan hiç şüphe yoktur" der. Hadis Allah bilir hasen derecelidir. Çünkü Taberânî Ebû Ya'la ve Bezzarın isnadındaki ricalin hepsi sahih hadis ricali isede içlerinden Muhammed b. Amr b Alkame bu rütbede olmayıp onun hadisleri ancak, "hasen" derecesine ulaşır. Burada bir nokta daha var: Efendimiz, kesilirken Allah adı anılmayan eti o zaman (peygamberlik öncesi) yermi idi? Zeyd b. Amr yemediğine göre Efendimizin evveliyetle yememesi gerekmez mi idi?..... Hatrabî bu konuda "Peygamber (sa.v) o zaman putlar adına kesileni yemezdi. Put adına kesilmeyenleri ise besmele çekilmese bile yerdi." diyor. Süheylî'de Ravdu'l Unf adlı eserinde şöyle diyor: "Hadiste Efendimiz de ondan yedi diye bir şey yok. Sadece Zeyd'in yemediği bildiriyor." ikinci hususta şudur. Zeyd bu yememe işini şeriat adına değil kendi görüşü olarak yaptı. İbrâhimin dininde ise Leşin etini yemek haram isede besmelisiz kesilenin yenmesi haram değildi. Haramiık İslamî devrede geldi. Şeriat açıklamadan eşyalarda asıl olan mubahhktır. Buna göre Efendimiz yemiş ise onu mübahlık üzere yemiştir. Değilse zaten mesele yok. Kadı lyaz da: İsmetü'l Enbiya'da: "Yasaklar şeriatın karar verişinden sonra kesinlesin Efendimiz kendine vahiy gelmeden önce kendinden önceki şeriatlardan biriyle amel etmezdi" der. [234] Buharı 63/24, İbni Hişam 1/255, T. Tarihi Dımışk 6/33 Taberânî Kebir 24/82 Ravdü'l Unf 1/256, Neseb-i Kureyş 364 Hakim 3/440 [235] İbni Hişam. 1/226 Beyhakî Delâil 2/126, T. Tarihi Dımışk 6/34, Hakim 3/440, Müsned 1/190 [236] Dördüncü kısım kitabımınzda yok isede şiirin aslında mevcuttur. Bak. İhni Hişâm 1/230 1 İshak Siyer Ve'I Meğazî 116 [237] İbni tshak Siyer ve Meğazî 119 İbni Hişam 1/230 Neseb-i Kureyş 365 Mecmaüzzevâid 9/417 T; Tarihi Dımışk 6/32 El- Eğânî 3/128 [238] Hakim 3/439 Müsned 1/190 Beyhakî Delâil 2/124 ibni İshak 119 ve İbni Hişam 1/226, bunu Said b. Zeyd ve Ömer (r.a.) ikilisinden nakledip [239] İbni ishak Siyer 116, ibni Hişam 1/222-223. [240] Bu isnadı sahih bir hadistir. İbni Kesir El Bidaye 2/241 de "Bu hadisi sevkedip, bu iyi bir isnaddır. Ama Hadis kitaplarında yoktur" der İbni Asâkir. (6/35 T. Tarihi Dımışk) [241] İbni İshak 116-117 İbni Hişam 1/225 [242] İbni İshak 117 ibni Hişam 1/226 Neseb-i Kureyş, 364 El- Esnam 21,22 T. Tarih-i Dımışk 6/35 El- Eğânî /124 [243] İbni İshak 119 İbni Hişam 1/231-232, İbni Hişam burada Varaka'nın bu ölüm haberini duyması üzerine yaktığı ağıtı (Mersiye) nakleder. İmam Zehebi, Tarihu’l-İslam, Cantaş Yayınları: 1/152-159 Konu Başlığı: Ynt: Zeyd B. Amr B. Nüfeyl kıssası Gönderen: Sevgi. üzerinde 02 Kasım 2021, 07:30:05 Esselâmü Aleyküm. Rabb'im bizleri herzaman rızasına uygun şekilde yaşayan kullarından eylesin inşaAllah
Konu Başlığı: Ynt: Zeyd B. Amr B. Nüfeyl kıssası Gönderen: Mehmed. üzerinde 04 Kasım 2021, 14:16:32 Ve aleykümüsselam Rabbim paylaşım için razı olsun
|