๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Tarihül-İslam => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 24 Nisan 2011, 14:58:40



Konu Başlığı: Yalancıya beddua etmesi
Gönderen: Sümeyye üzerinde 24 Nisan 2011, 14:58:40
Yalancıya Beddua Etmesi


İkrime b. Ammâr, İyas b. Seleme b. el-Ekva*, babası Sele-me'nin şöyle dediğini anlatır:

Adamın birisi Efendimiz'in (s.a.v) huzurunda sol eliyle yedi. Efendimiz ona:

«Sağınla ye!» buyurdu. Adam da: "Sağımla yiye­miyorum." diye (yalan) söyleyince Efendimiz de: "Yemeye gü­cün yetmesin." buyurdu. Adam bunu kibrinden söylemişti. (Bundan sonra bu adam bir daha elini ağzına kaldıramadı.)

Hadisi Müslim rivayet etmiştir.[75]

 

Yahudi Sorularına, Cevaplarında Görü­len Mucizeler
 

Humeyd, Enes'in (r.a) şöyle anlattığını naklediyor: -Peygamber Efendimiz'in Medine'ye ilk geldiği günlerde, Abdullah b. Selâm, Rasûlü Ekrem'e gelerek: "Ben sana ceva­bını ancak peygamberlerin bilebileceği üç soru soracağım; 1-Kıyamet'in ilk alameti nedir? 2-Cennet halkının ilk yiyece­ği yemek nedir? 3-Çocuk nasıl babasına ve annesine çeker (benzer)?" dedi. Efendimiz: "Cebrail onları az önce bana ha­ber verdi" buyurunca Abdullah b. Selam: "İşte bu Melekler ara­sında Yahudilerin düşmanıdır." dedi. Efendimiz şöyle buyur­du: 

"Kıyametin ilk alametine gelince; bu, onları doğudan ba­tıya süren bir ateşin çıkmasıdır. Cennet halkının yiyeceği ilk yemek balık ciğeri (havyarı) olacaktır. Çocuğun çekmesine gelince: Erkeğin menisi kadmınkinin önüne geçerse çocuk babaya çeker. Kadının menisi öne geçerse anaya çeker."

«Bunu duyan İbni Selâm Müslüman oldu ve: "Eşhedü el-Lâ-ilahe illallah, ve eşhedü enneke Rasûlüllah" dedi. İbni Selam devamla: "Ya Rasûlallah! Yahudiler iftiracı bir toplumdur. Sen benim nasıl biri olduğum hakkında onlara soru sorma­dan önce benim Müslüman olduğumu bilecek olurlarsa, senin yanında bana iftira atarlar." dedi. Efendimiz'in daveti ile Yahudiler geldiler. Efendimiz onlara: "Aranızda Abdullah b. Selam nasıl bir adamdır ?" diye sordu. Onlar da: "O bizim ilim deryamız, deryamızın oğlu, efendimizin oğlu olan efendimiz, âlimimizin oğlu olan âlimimizdir." dediler. Efendimiz de:

-Abdullah İslam'a girmiş olsa ne derdiniz? buyurunca, "Allah onu böyle bir şeyden korusun" dediler. Abdullah da saklandığı yerden çıkıp "Eşhedü ellâ ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden Rasûlüllah" dedi. Bunun üzerine Yahudi­ler: "Bu herif bizim en alçağımızın oğlu, alçak," diyerek onu kötülediler. İbni Selam da: "İşte benim korkum bu idi." de­di.[76]

Bu hadisi Buharı rivayet ediyor.[77]

Yûnus b. Bükeyr, Ebû Ma'şar el-Medenî aracılığıyla "mürsel" olarak buna benzer bir haberi nakleder. Orada şu ilave­ler vardır: Çocuğun çekmesine gelince, hangisinin menisi rahime önce inerse çocuk ona çeker.[78]

Muaviye b. Sellâm, Zeyd b. Sellâm, Ebû Sellâm, Ebû Es­ma er Rahabî isnadıyla anlatır ki: Sevban (r.a.) şunu anlat­mış:

-Rasûlüllah (s.a.v) in yanında duruyordum. Bir Yahudî âli­mi geldi ve: "Esselâm'ü aleyke yâMuhammed!" dedi. Ben heri­fi Öyle bir ittim ki düşeyazdı ve bana: "Niçin beni itiyorsun?" dedi. "Yâ Rasûlallah diyemezmiydin." dedim. "Ben onu kendi ailesinin söylediği ad ile çağırdım." dedi. Bunun üzerine Rasû­lüllah (s.a.v) şöyle buyurdu:

"Ailemin bana verdiği isim gerçekten Muhammeddir." Yahudi şöyle sordu:

"Yer yüzü başka bir yeryüzüne değiştiği zaman insanlar nerede olacaktır?" Efendimiz;

"Sırat köprüsü önündeki karanlık içinde olacaklar." bu­yurdu. Yahudi: Köprüyü ilk geçme müsaadesi alanlar kimler­dir?" diye sorunca Nebi (s.a.v):

"Muhacirlerin fakirleri" buyurdu. "Cennete ilk girdikleri zamanki hediyeleri ne olacak?" deyince, Efendimiz:

"Balık ciğerinin uzantısı (havyarı)" buyurdu. Yahudi; "Ya onu takiben gıdaları ne olacak?, dedi. Efendimiz:

Onlara  cennet  çevresinde  beslenen  sığırlar  kesilecek, buyurdu. Yahudi:

Ya yemek üstüne ne içecekler?, deyince Efendimiz:

"Selsebil adı verilen pınardan" buyurdu. Yahudi: "Doğru söyledin." diyerek: "Ben sana yeryüzündekilerden ancak bir peygamberin, ya da bir iki kişinin bilebileceği bir şeyi sor­maya geldim." sözünü ekledi. Efendimiz:

-Ben bunları anlatırsam sana yararı olur mu ? buyurdu.

Yahudi, ben bu anlattıklarını iki kulağımla dinleyeceğim, dedi.

-Efendimiz: "Sor" buyurunca: "Sana çocuk (nasıl teşek­kül eder) konusunu sormaya geldim" dedi. Nebi (s.a.v) de:

"Erkeğin menisi beyaz, kadının menisi sarıdır. Kadınla erkek birleştikleri zaman erkeğin menisi kadınmkine galib gelirse Allah'ın izniyle çocuk erkek olur, kadının menisi er­keğin menisine galib gelirse Allah'ın izniyle çocuk kız olur." buyurdu. Yahudi de: "Doğru söyledin, sen hakikaten peygam­bersin" deyip sonra geri döndü. Bunun üzerine Efendimiz:

"Bu adam bana benden sormak istediği şeyleri sordu. Ben ise bunları Allah bana bildirinceye kadar hiç bilmiyordum." buyurdu.

Bu hadisi Müslim rivayet etmiştir.[79]

Abdü'l Hamîd b. Behram'm nakline göre Şehr'e (b. Havşeb), İbni Abbas (r.a) şöyle anlatmış:

Bir gün Efendimiz'in huzuruna yahudi bir topluluk geldi, ve: "Biz ancak peygamberin bilebileceği bir şeyi sana soraca­ğız, bize bu ihtiyaçlardan bahset." dedi. Peygamber (s.a.v) de: "Dilediğinizi sorun! Lakin bana Allah'ın zimmetini ve Ya'kub Peygamberin oğullarından aldığı taahhüdü getirin, eğer ben, sizin bildiğiniz bir şeyi size bahsedersem, İslam Üzere bana bîat edecek misiniz?" buyurdu. Yahudiler de: -Tamam, böyle olsun, dediler. Efendimizde: -Öyleyse dilediğinizi sorun! buyurdu. Dediler ki: -Biz sana muhtaç olduğumuz dört şey soracağız. Bunları bize haber ver. 1-İsrail Peygamberin Tevrat indirilmeden ön­ce kendine haram ettiği yemek ne idi? 2-Bize erkeğin suyun­dan bahset. Nasıl erkek çocuğu çocuk haline gelene kadar bu meniden oluşuyor. 3-Kız çocuğu kız olana kadar nasıl oluş uyor. 4-Melekler arasında senin velî'n kimdir? Bunun üzeri­ne Nebi (s.a.v) yine:

-Eğer ben bunları size anlatırsam mutlaka bana bîat ede­ceğinize dair Allah'a verdiğiniz söz üzerinize borç olmuştur, ne dersiniz? deyince onlar Allah'ın dilediği kadar söz ve ga­ranti verdiler. Efendimiz de şöyle buyurdu:

-Tevratı Musa'ya indiren Allah için size yemin veriyorum. İsrail (lakablı) Ya'kub çok şiddetli bir hastalığa yakalanıp ha­stalığı uzun sürmüş, Ya'kub da: "Allah kendine bu dertten şifa verirse en sevdiği içeceği olan deve sütünü ve en sevdiği yemek olan deve etini kendine haram edeceğini Allah'a nez-retmiş olduğunu biliyor musunuz?"

-"Allah için, evet"dediler. Rasulullah (s.a.v) de: -Allah'ım! Sen de onlara şahid ol!, dedi ve: -Tevratı Musa'ya indirip kendinden başka ilah olmayan Allah adına size yemin veriyorum, erkeğin menisinin koyu beyaz, kadının menisinin sarı sıvı olup, bunlardan hangisi diğerine galip gelirse çocuğun ve benzerliğin Allah'ın izni ile ona ait olduğunu, erkeğin suyu kadının suyuna galip gelince Allah'ın izniyle çocuğun oğlan, kadının suyunun erkeğin suyuna galip gelmesiyle Allah'ın izni ile çocuğun kız olduğu­nu biliyor muydunuz? buyurunca: "Allah için, evet" dediler. Efendimiz (s.a.v) de: "Allah'ım! Şahid olf'buyurdu ve:

-Tevrat'ı Musa'ya indiren Allah adına size yemin veriyo­rum, siz bu (kendisi) peygamberin gözlerinin uyuyup kalbi­nin uyumadığını biliyor muydunuz? buyurdu. "Allah için, evet." dediler. Efendimiz de: "Allah'ım onlara şahid ol." buyur­du. Onlar da: "Şimdi sen bize meleklerden dostuyun kim oldu­ğunu söyle!" dediler. Efendimiz (s.a.v): "Benim velîm Cebrail-dir. Allah gönderdiği her peygambere kesinlikle onu velî et­miştir." buyurdu. Bunun üzerin e onlar: "İşte bu noktada sen­den ayrılıyoruz. Eğer senin meleklerden dostun Cebrail'den başka birisi olmuş olsaydı, sana elbette bîat edip seni tasdik edecektik." dediler. Efendimiz: "Ne için?" diye sorunca: "Zira meleklerden düşmanımız olan odur." dediler. Bunun üzerine:

«Kim Cebrail'e düşman olursa (bilsin ki) önlerindeki ki­tabı tasdik etmek, mü'minlere bir hidayet ve müjde olmak üzere, Allah'ın izni ile senin kalbine (Kur'anı) indiren odur.» (Bakara 97) ayeti ile «böylece gazab üzerine gazaba uğradılar. Ve kâfirlere pek çetin bir azab vardır» (Bakara 90) ayeti celileleri indi.[80]

Yezîd b. Harun der ki: Bize Şu'be, Amr b. Murra. Abdul­lah b. Seleme isnâdiyla Safvan b. Assâl'ın şöyle dediğini anla­tır: Yahudinin biri arkadaşına: "Hayiİ gidelim de şu peygam­bere soru soralım" dedi. Diğeri de; "Peygamber deme! Zira senin kendisine «peygamber» dediğini duyarsa sevincinden dört gözlü olur." diye karşılık verdi. Beraberce peygambere gi­dip, ona Kur'anda'ki «Biz Musa'ya dokuz açık ayet vermişiz­dir» (İsra 101) ayetinde geçen şeylerin neler olduğunu sordu­lar. Efendimiz de şöyle cevap verdiler:

1- Allah'a hiç bir şeyi ortak koşmayın.

2- Allah'ın haram ettiği canı öldürmeyin.

3- Çalmayın,

4- Zina etmeyin.

5- Sihir yapmayın.

6- Suçsuz kimseyi hükümete yakalattırıp öldürtmeyin.

7- Faiz yemeyin.

8- Harpten kaçmayın.

9- Namuslu ka­dına zina iftirası atmayın. -Şü'be burada şüphe etmiştir- Ey yahudî topluluğu! Cumartesi gününde haddi aşmamak da size aittir."

Bunun üzerine Yahudiler Efendimizin el ve ayaklarını Ö-püp: "Biz senin peygamber olduğunu şahadet ederiz." dediler. Efendimiz (s.a.v) de onlara:

-Peki öyleyse sizin Müslüman olmanıza engel olan ne? buyurdu.

Onlar da: Dâvûd (a.s) zürriyeti içinde daima bir peygam­ber bulunması için Rabb'ine yalvarmıştı. Biz Müslüman olurşak. Yahudi'lerin bizi öldüreceğinden korkuyoruz, dediler.[81]

Affân, Hammad b. Seleme, Ata b. Es-Sâib, Ebû Ubeyde b. Abdillah isnadiyla babası Abdullah b. Mesudun şöyle dediği­ni naklediyor:

-Allah, peygamberini şüphesiz insanları Cennet'e sokmak için (insanlığa) göndermiştir. (Bir gün) Nebi (s.a.v) bir kili­seye girmişti. Orada bir Yahudi vardı. Bu adam Tevrat okuyor­du. Bu herif okurken peygamberin sıfatını anlatan yere gelin­ce durdu. Kilisenin bir köşesinde hasta biri daha vardı. Nebi (s.a.v): "Ne oldu da durdunuz?" diye sordu. Hasta: "Onlar, okurken peygamberin birinin sıfatlarını bahseden bir yere geldiler de, onun için okumayı kestiler." dedi.

Sonra bu hasta sürünerek geldi, tevratı alıp o Yahudi'ye: "Kaldır elini." dedi ve elinin altında gizlediği yeri okudu ve (s.a.v)in sıfatı bulunan yere geldi, ve:

İşte burası senin ve ümmetiyin hakkındadır. Ben Allah­'tan başka ilah olmadığına ve senin Allah'ın elçisi olduğuna şahadet ediyorum, dedi. Sonra da öldü. Bunun üzerine Efen­dimiz:

«Kardeşinize velî olun!» buyurdu.[82]




[75] İmam Zehebi, Tarihü’l-İslam, Cantaş Yayınları: 2/56-57

[76] Bu  on   bölümü  Zehebî  kısaltmak   için   atlamış  Biz  Buharî'den  tamamını naklettik

[77] Buharı Menâkıbü'l Ensar 63/51, Fiten Cilt 8/100, Müslim Fiten 2941, Müs-ned 3/108, İ8$,\ 271; İbni Hibban Zevâid 2253; İbni Ebî Âsim el-Evâil 193; Beyhakî Delâil 12/251, 6/260; Beğavî Şerhis-Sünne S447; Ebû Nüaym Delâil 2/125.

[78] Beyhakî Delâil 6/261, 262.

Yine bu rivayette, ayın yüzündeki siyahlığı sorduğum, Efendimiz'in de, "Ayın yüzündeki siyahlığa gelince: Bunlar önce sanki iki güneş gibiydiler. Allah:

"Biz geceyi ve gündüzü iki ayet yaptık, gecenin ayetini kararttık" buyu­ruyor. İşte senin gördüğün karanlık bu ayetteki karartmadır, buyurduğunu anlatır.

[79] Müslim Hayz h. no 315; İbni Huzeyme Sahih 232; Taberanî Kebîr 2/88; Beyhakî Delail 6/263; Abdürrezzak 20884; Beğavi Sünne 15/224; Beyhaki Sünen 1/169; Ebû Avâne 1/294; Hakim 3/482; Müsned 1/278, 3/282.

[80] Buharı 1/34, 143 9/117; Müslim İman 10; pazail h. no 136, 13,7, 138; Ebû Davud'u Tayalisî 2731; Beyhakî 6/266; Müşned I/27S; îbni Sa'd Tabakal 1/174; Taberanî Kebîr 5/55, 21/246; Tafcerî 1/342, 7/52.

[81] İbni Sa\l 1/174; Tirmizi 2733, 2144; Nesai 7/110, 111 (Hadis 4078); Müsned 4/239. 240, 339, 5/313; İbni Ebî Şeybe I4/29S; Hakim 1/9. 4/351: Beyhaki S. Kübra, S/166; Beyhakî Delail 6/26S; İbni Ebi Asım 2/470: Taberanî 7/43, S/84; Tahavî Müşkil 1/4; Ebû Nüaym Hılye 5/9S; Hadisi Tirmizi Hakim ve Zehebi sahih sayarlar.

Burada geeen dokuz  ayet  (mucize)  nedir?  Bu konu  ilk tefsire iler arasında

ihtilaflıdır.   Taberi   15/17l'de   bu   ayelte   ihtilafları   nnvileriyle   beraber verir.

Buna göre:

Buradaki dokuz ayet şunlardır.: 1- Musa (a.s)’ın ışık veren eli. 2- Asası 3-Dili  4-Denizin yarılması 5- Çekirge 6- Karınca 7- Kurbağa 8-Tufan 9- Kan

Bu İbni Abbas'tan rivayet edilendir. Bazıları buna taştan su fışkırması, kıtlık, meyvelerin kısılmasını ilave ederler. Bu izahlar A'raf suresinde geçen ayet­lerden alınanlardır.

Bu İzaha göre bu hadiste ravî Efendimizin bu cevaplan verdiğini belirtmiyor ya da atlıyor. İkinci bir görüşe göre bu hadiste sayılan şeyler bizzat bu ay­etler oluyor. Taberî'nin Ebû Küreyb-Abdullah b. İdris ve Ebû Usame-Şu'be-Amr b. Mürre-Abdullah b. Seleme isnadıyla Safvan b. Assal'dan yaptığı ri­vayette, Efendimiz: '"Bunlar: Allah'a şirk koşmayın ... ilh." diyerek sayıyor ki, ayetteki geçenler bunlar olmuş oluyor.

[82] Beyhakî Delâil 6/272; İmam Ahmed Müsned 1/416; İbni Sa'd bu hadiseyi Ebû Sahr el-Ukaylî'den nakleder. Beyhakî bunu 6/2S2'de naklederken İmam Ahmed de 5/41 l'de aynı isnadla verir.

İmam Zehebi, Tarihü’l-İslam, Cantaş Yayınları: 2/57-64


Konu Başlığı: Ynt: Yalancıya beddua etmesi
Gönderen: Sevgi. üzerinde 05 Şubat 2022, 21:37:55
Esselamü Aleyküm. Bu bilgileri bizlerle paylaşan kardeşlerimizden Allah razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Yalancıya beddua etmesi
Gönderen: Mehmed. üzerinde 07 Şubat 2022, 07:52:11
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri dürüst kimselerden eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun