> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Tarihül-İslam > Mute savaşı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Mute savaşı  (Okunma Sayısı 3749 defa)
18 Nisan 2011, 14:43:29
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 18 Nisan 2011, 14:43:29 »



Mu'te Savaşı

 

Muhammed b. Sa'd, Muhammed b. Osman'dan naklediyor: Bana Rabî'a b. Osman, Amr b.el-Hakem'in şöyle dediğini anlattı: Resûlullah (s.a.v) Haris b. Umeyr el-Ezdî'yi eline bir mektup vererek, Busrâ kiralına gönderdi.

Haris, Amman yakınındaki "Mu'te"ye geldiğinde Şurahbil b. Amr el-Gassânî yolunu kesip: "nereye gitmek istiyorsun?" dedi. "Şam'a" deyince, "her halde sen Muhammed'in elçilerinden biri olacaksın?" dedi. Haris, "evet" deyince emir verip yakalattı ve bir direğe bağlaya­rak boynu vuruldu. Peygamber Efendimizin bunun dışında öldürülen elçisi olmadı.

Haber Resûluilah'a ulaşınca bu kendisine çok ağır geldi ve insanları harbe teşvik etti. Onlarda sür'atle hazırlandılar Cürufta askeri kamp kurdular.[242] İşte Müslümanların Mu'te harbine gitmelerine bu olay sebeb olmuştur.

Yunus b. Bükeyr, İbni İshâk'tan naklediyor: Bana Muhammed b. Ca'fer b. ez-Zübeyr, Urve'nin şöyle dediğini anlattı: Resûlullah (s.a.v.) Zil-Hicce ayında Ümretü'l Kazadan geri gelmiş, Medine'de bir süre i-kâmet edip sekizinci yılın Cemâdiye'l Ulâ ayında Mu'teye ordu gön­dermiş ve komutanlığa Zeyd b. Harise (r.a.)'ı tayin ederek :

Zeyd vurulursa Ca'fer komutan olsun, Ca'fer vurulursa Ab­dullah b. Ravaha, Eğer Abdullah da vurulursa, Müslümanlar ara­larından bîrinin komutanlığına razı olsun" buyurdu.

Yola çıkış hazırlığı yapıldı. Üç bin kişi idiler. İnsanlar Resulü Ek­rem'in tayin ettiği komutanlara veda ettiler. Veda sırası Abdullah b. Ravâha'ya gelince ağladı. "Sen niye ağlıyorsun?" diye sorduklarında; "Vallahi benim dünyaya ait ne bir sevgim ne arzum var. Lakin Allah'ın Resulünü;

"Sizden oraya (cehenneme) uğramayan olmayacak" ayetini okurken[243] işittim. Bilemiyorum oraya girdikten sonra oradan çıkışım nasıl olabilecek" dedi.

Bunun üzerine ashab: "Yoldaşınız Allah (c.c.) olsun, Allah (c.c.) size gelecek belaları def edip Salih amellerle bize gelmenizi nasib et­sin" dediler. îbnü Ravâha da şu şiiri okudu:

1- Lâkin ben Rahmandan affedilmemi ve kanın kaymağım fışkırta­cak tam bir darbe..

2- Veya çok hürlerin elindeki öldürücü bir darbe ile gelen hançerin ciğerlerimi ve bağırsaklarımı parçalamasını istiyorum.

3- Öyleki kabrime uğradıklarında, Allah (c.c.) onu gazilerden biri yapsın, diye dua etsinler de o da o mertebeye ulaşsın.

Abdullah b. Ravâha sonra Peygamber (s.a.v.)'e geldi veda için şun­ları söyledi:

 sana verdiği bu güzelliği, Musa (a.s.)'ın sebatı ile ve zafere erenlerin zaferi ile sabit kılsın.

- Firaseten anladım ki, sendeki tanı Allah (c.c.) vergisi hayırlıdır. Allah (c.c.) biliyor ben sabit gözlüyüm.

-Sen Allah Resulüsün! Allah'ın ihsanına ve O'nun rızasına kim mahrum olmuşsa kader onu rezil ve rüsvay etmiştir.

Sonra ordu hareket etti. Resûîullah da onlarla yola çıkıp ileri bir yerde onları uğurlayıp geri döndü. Ordu ta Maan'a kadar varıp orada konakladı. Orada, Bizans kiralı Hıraklius'un Belkâ arazisindeki Meâb şehrine geldiği, yanında yüzbin kişilik Rum, yüz bin de Müsta'ribeden (yani oradaki Lahm, Cüzam, Kayn, Behra ve Beliy gibi Bizansa bağlı arap kabilelerinden) olmak üzere, iki yüz bin kişilik bir kuvvet bulun­duğu haberi Müslümanlara ulaştı.

Bunun üzerine Müslümanlar Maan'da iki gün eğleşip durumu mü­zakere ettiler ve "Resûlulîah'a bir mektup yollayıp düşmanımızın çok­luğunu bildirelim "Ya bize destek gönderir ya bir şey emreder, ne em­rederse onu yaparız" dediler.

Abduılah b. Ravâha ise onlara cesaret vererek: "Ey Kavmim! Şimdi istemediğiniz şey varya, işte istekle çıktığınız şehitlik idi. Biz insan­larla sayısına gücüne ve çokluğuna göre savaşmıyoruz. Biz onlarla, Allah'ın (c.c.) bize ikramı olan şu din ile savaşıyoruz. Eğer Allah (c.c.) bizi galib getirirse ne güzel, yok eğer diğeri olursa, o da şehitliktir o da iki durumdan kötüsü değildir. (Haydi cihada gidin! Zira o iki güzellkten biriyle, ya zafer ya şehitlikle sonuçlanacaktır)" dedi.

Ordudakiler de, "Vallahi Abdullah doğru söylüyor" deyip paçaları sıvadılar. Sonra Müslümanlar yola çıktı. Üç bin kişiydiler. Belka diya-

rındaki, Meşârif denen köyde Rum ordusuna rastladılar. Sonra Müs­lümanlar El-Hısâ suyunun yukarısındaki Mute köyüne doğru gittiler. Çarpışma o köyün yanında oldu.[244]

Vakîdi der ki; Bana Rabîa b. Osman, Makburî yoluyla Ebû Hüreyre'den (r.a.) naklediyor:

-Ben Mu'te Harbine katıldım. Müşrikleri gördüğümüzde yanlarında şimdiye kadar hiç kimsenin göremeyeceği kadar harp malzemesi, si­lah, harb atı, ipekli ve altın vardı. Gözümün içi parlamıştı. Sabit b. Akram (r.a.) bana: "Yâ Ebû Hüreyre ne oluyorsun? Sanki sen karşı­mızda büyük bir kalabalık görüp hayrette kalmış gibisin" deyince, ben, "evet" dedim. O da bana, "Tabi sen Bedir'de bizimle bulunmadın biz orada çokluğumuzdan kazanmamıştık" dedi.[245]

Muğîra b. Abdirrahman, Adullah b. Sait b. Ebî Hind - Nafı isna-dıyla Abdullah b. Ömer (r.a.)'ın şöyle dediğini anlatır:

-Resûîullah (s.a.v.) Mûte Harbinde ilkin Zeyd b. Hârise'yi, eğer Zeyd şehid olursa Ca'feri, Ca'fer şehit olursa, Abdullah b. Ravâha'yı emir olmak üzere tayin etmişti. Bende o ordu ile beraber idim. Harpten sonra -şehitlerimizi ararken- Onu - yani Abdullah b. Ravâhayı- da araştırdık. Cenazesini yetmiş küsur yerinden ok ve mızrak darbesi almış olarak bulduk.

Bu hadisi Buharı nakleder. Yine bu hadisi Muğîra'dan nakleden Mus'ab ez-Zübeyrî ve diğerleri" doksan küsur yerinde" diye naklederler.[246]

Vakîdi anlatıyor: Bana Rabîa b. Osman, Ömer b. el-Hakem aracılı­ğıyla babası Hakem'den şöyle naklediyor:

-Yahudi Nu'man b. Fünhus gelip insanlann arasında durdu. Nebi (s.a.v.)

"Ordunun emîrî Zeyd b. Hârise'dir. Eğer şehit edilirse, Ca'fer b. Ebî Talib'dir. Eğer bu da şehit edilirse, Abdullah b. Ravâha'dır. O da şehit edilirse, Müslümanlar bir adama razı olup onu emir yapsınlar." buyurdu.

Bu Yahudi Nu'man bunu duyunca, "Ebu'l-Kâsim! Eğer sen Peygambersen az ya da çok adlarını saydığın bu kimselerin hepsi vurula­caklardır. Çünkü İsrailoğullarındaki Peygamberler de bir orduya birini tayin ederken, "eğer falan öldürülürse falanca yerine geçsin" derlerdi. Eğer bu arada yüz kişinin adını verirlerse yüzü de şehit düşerdi" dedi.

Sonra bu Yahudi gelip Zeyd b. Hârise'ye, "bak aklında iyi tut, eğer Muhammed gerçekten Peygamberse sen artık geriye dönmeyeceksin!" dedi. Zeyd'de ona: "Ben onun gerçekten doğru sözlü, her türlü şaibe­den uzak, hak bir Peygamber olduğuna şehadet ederim" dedi.[247]

Yunus b. Bükeyr (yukarıdaki isnadla) İbni İshâk'tan nakletmeye şöyle devam ediyor: (İnsanlar gidip harbe hazırlandı) Müslümanların sağ kanat komutanlığına Kutbe b. Katâde el-Uzrî, sol kanat komutan­lığına da, Abâye b. Mâlik el-Ensari getirildi. İki taraf birbiriyle karşı­laştı.[248]

İbni İshak derki: Bana Yahya b. Abdillah b. ez-Zübeyr babasından nakletti: Bana Mürra b. Avf oğullarından olan süt babam da hadiseyi şöyle anlattı: Vallahi ben hala, Mute harbi günü Ca'fer b. Ebî Tâlib'in kor renkli atından atlayıp -harpten sıkışınca kaçmamak için- bu atın ayaklarını keserek sonra harp meydanına girip şehit düşene kadar sa­vaştığını görür gibiyim. İbni İshâk der ki:

-İşte İslâm tarihinde bineğinin ayağını keserek savaşan ilk insan Ca'fer olmuştur. Ca'fer şöyle diyordu:

içecek şeyleri güzel ve soğuk olan Cennet ve O cennete yaklaşmak ne güzel.

Rum öyle rum ki, azabı baha pek yaklaştı. Eğer ona rastlarsam o -ölümle- evlenmek boynuma borç olsun.

Ca'fer (r.a.) şehid olunca, sancağı Abdullah b. Ravâha eline aldı.[249]

İbni İshâk-Muhammed b. Ca'fer b. ez-Zübeyr, vasıtasıyla Urveden şöyle nakleder: Sonra bayrağı Abdullah b. Revâha aldı ve bir kısmım dürüp atının üzerinde ileri fırladı. Orada atından inmek istedi ama te­reddüt etmeye başladı. Abdullah b. Ebî Bekr'in bana anlattığına göre İbnü Ravâha o esnada şu şiiri söyledi:

-Ey Nefsim, ben kesinlikle senin ineceğine yemin ettim ister gönüllü ol ister gönülsüz.

- İnsanlar harb için toplanıp haykırışlar ve feryatları yükselttiler de ben senin cennet istemediğini görüyorum.

-Nice zaman gayet emniyette idin. Aslında sen, kurumuş su kırba-sındaki son damlasın.

Sonra atından inip şehit düşene kadar çarpıştı. İbni İshâk O'nun şu şiiri de söylediğini anlatır:

£y Nefs! Öldürülmesen de öleceksin. İşte bu ölüm kaderi olup sana ulaşmuştur.

Ne istedinse hep verildi, eğer o ikisinin yaptığını yaparsan hidayeti bulacaksın. Eğer geri kalacak olursan gerçekten şaki olacaksın.

İbni Revâha atından inince, amcasının oğlu ona bir et parçası ge­tirdi ve "şunu ye de biraz kuvvet al!" dedi.

İbni Revâha ondan bir lokma ısırıp çiğniyordu ki, meydanın bir tarfından insanların çarpışma seslerini duydu ve "Sen hâla dünyadasın ha!" diyerek elindeki eti attı, harbe gidip şehit olana kadar savaştı.[250]

Bana Muhammed b. Ca'fer, Urve'den şöyle nakletti: Sonra bayrağı Sabit b. Akram aldı ve: "Ey Müslümanlar, bir adamı emir seçmek için anlaşın" dedi. Onlar da, "sen ol" dediler. Sâbt ise, "hayır" dedi onlar da Hâlid b. Velîd'i seçtiler.

Halid, insanları harbe da'vet etti. (Onların saftaki yerlerini değiştir­di) Müdafa harbine başladı, onlara bir saldırdı, bir çekilme bir yer de­ğiştirme taktiği uyguladı. Sonra orduyu toplayıp geri çekildi.[251]

Hammâd b. Zeyd, Eyyûb es-Sahtiyânî-Humeyd b.Hilâh isnadiyla Enes (r.a.)'ın şöyle anlattığını nakleder:

-Nebî (s.a.v.) Ca'fer'e, Zeyd, b.Hârise'ye ve İbnü Ravâha'ya ölü sa­lası verdirdi. Bu ilanı daha onların ölüm haberi ulaşmadan önce yapmıştı. Gözlerinden yaşlar boşamyordu. Haberi Buharı nak...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Mute savaşı
« Posted on: 19 Nisan 2024, 03:00:55 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Mute savaşı rüya tabiri,Mute savaşı mekke canlı, Mute savaşı kabe canlı yayın, Mute savaşı Üç boyutlu kuran oku Mute savaşı kuran ı kerim, Mute savaşı peygamber kıssaları,Mute savaşı ilitam ders soruları, Mute savaşıönlisans arapça,
Logged
03 Eylül 2021, 19:42:03
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.663


Site
« Yanıtla #1 : 03 Eylül 2021, 19:42:03 »

Esselamu aleyküm Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

05 Eylül 2021, 02:15:43
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.956


« Yanıtla #2 : 05 Eylül 2021, 02:15:43 »

Aleyküm Selâm. Bilgiler için Allah sizlerden razı olsun kardeşim
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes