๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Tarihül-İslam => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 11 Nisan 2011, 15:15:09



Konu Başlığı: Taberi deki Hz. Osman ın mektubu
Gönderen: Sümeyye üzerinde 11 Nisan 2011, 15:15:09
Taberi'deki Hz. Osman'ın Mektubu[370]


Bismillahirrahmanirrahim.

(Allah cc Hz. Muhammed (as)'ı müjdeci ve sakındıncı olarak gön­derdi. O da kendisine emrettiği bu şeyleri Allah adına tebliğ etti, ve üzerine düşen risalet vazifesini yaptı. Aramızda hüküm için, içinde Helali ve haramı bildirilen olması mukadder şeyleri açıklayan kitabım bıraktı. Kulların sevmesi ve sevmemesine rağmen bu işleri yerine ge­lirdi. Sonra Ebu Bekir ve Ömer halife oldu. Daha sonra ben bilgim ve ümmetin bir kısmından herhangi bir talebim olmadan danışma üyesi seçildim. Sonra danışma heyeti toplanıp içlerinden bir grup ve halktan bir grubun kararı ile benim bir isteğim ve arzum olmamasına rağmen beni halife seçtiler. Ben de hilafeti ashabın maruf gördüğü münker saymadıkları bir tarzda idare edip bu konuda öncekilere uyarak ken­dime uymalarını talep etmeyerek icra ettim. Bidat yapmadım. Zorla uyulmayı istemedim. İşler sonuna varıp, şer şerlilere ahdini bozdu­runca, geçmişte Kur'an'in tek nüsha olmasını imzalamak dışında hiçbir günah, hiç kimseye bir kin olmadığı halde bir kin veTıeva ortaya çıktı. Benden bir şey istediler, ama hiçbir delil ve mazeret olmadan istediklerini değil başka şeyleri ortaya attılar. Daha önce razı oldukları bir takım şeyleri bana ayıp saydılar. Yine aksi asla doğru olmayan, Medine halkından bir kısmının yaptığı şeylere de razı olmadılar. Ben yıllardır. Nefsime uymayıp onlara ilişmemeğe çalıştım. Olanları görüp işitiyorum. Bunlar Allah'a karşı cüretlerini iyice artırdılar ve nihayet Rasulullah 'in civarında onun Harem 'inde, hicret yurdunda bize hücum ettiler. Bedeviler onlara karşı sabit kaldılar. Onlar Ahzab savaşındaki gruplar veya Uhutta bize karşı savaşıp da göstermeyenler gibi bir haldeler. Bize katılmaya gücü yeten derhal gelip katılsın. "[371]

Bu mektup varacağı yerlere ulaşınca bütün zorluklara rağmen yola çıktılar. Muaviye b. Ebi Süfyan, Hz. Osman'a yardım için Habib b. Mesleme el-Fihrî'yi yolladı. İbnu Ebi Sarh da Muaviye b. Hudeyc'i yolladı. Kûfe'den de Ka'ka' b. Amr yola çıktı.

(Kûfe'de Hz. Osman'a yardımı teşvik için Ukbe b. Amr, Abdullah b. Ebi Evfa, Hanzala b. Er-Rabî ve emsali Hz. Peygamberin ashabı ile tabiinden Mesruk b. El-Ecda', Esved b. Yezid, Şüreyh b. El-Haris, Abdullah b. Ukeym gibi Abdullah b. Mesud'un talebeleri ve onlar ayarında kimseler hareket edip çevreyi dolaşıyor ve: "Ey insanlar! Söz bu günkü sözdür yarınkinde fayda yok. Bu günkü görüşünüz güzel kılacak yarını ise çirkin. Çarpışma bu gün helal ise de yarın haram olacaktır. Haydi halifenizin yanına!" diyorlardı.

Basra'da da Hz. Enes, Hişam b. Amir gibi ashabın yanında Ka'b b. Sûr, Hiram b. Hayyan gibiler desteğe çıkmışlardı.

Şam'da Ubeyde b. Es-Samit, Ebu Umâme, Ebu'd-Derda gibi ashab ile Şerik, Ebu Müslim el-Havlanî, Abdurrahman b. Ganm vardı.

Mısır'da da Harice ve emsali bu destek için yola çıkıp dolaştılar.)[372]

Mısırlıların Rasulullah'in mescidine konaklayışlarının ardından gelen ilk Cuma'da, cemaate namazı Hz. Osman kıldırdı ve hutbe okudu. Hutbesinde.

-Ey gaziler! Allah Allah! Vallahi Medine halkı kesinlikle biliyor ki siz Hz. Muhammed'in dili ile lanetlenmiş kişilersiniz. Hatayı doğru ile silin! Zira Allah (cc) kötü şeyi iyi şeyle silmez! dedi.

Bunun üzerine Muhammed b. Mesleme ayağa kalkıp "Ben bu sözün doğruluğuna şahitlik ederim!" deyince Hukeym b. Cebele onu tutup yerine oturttu. Zeyd b. Sabit (r.a.) kalktı ve "Bana Kur'an'ı verin göstereyim!" deyince öte tarafta duran Muhammed b. Ebi Kuteyra üzerine atılarak onu yere oturttu ve çok kötü laflar söyledi. Anarşistlerin hepsi birden ayağa fırlayıp cemaati taşa tutarak mescitten çıkarttılar. Dönüp minberde bulunan Hz. Osman'ı taşa tutarak sonun da baygın şekilde minberden aşağı düşürdüler. Osmanı yüklenip evine götürdüler.

Mısırlılar, Medinelilerden üç kişi dışında kimseden yardım göre­ceklerini ummuyorlardı.

1- Muhammed b. Ebi Bekr

2- Muhammed b. Ca'fer

3- Ammar b. Yasir. Zira bunlarla yazışıyorlardı.

Aralarında Zeyd b. Sabit, Ebu Hüreyre, Sa'd b. Malik, Hasen b. Ali'nin de bulunduğu bir kısım ashab bu işi ciddiyetle ele alıp ölümü göze aldılar ve Hz. Osman'a her halükarda yardıma karar verip yanında yer aldılar. Osman onların ayrılması için kendinin kati kararlı olduğu haberini gönderince onlar da geri döndüler. Hz. Ali, Hz. Talha ve Hz. Zübeyr de gelip Hz. Osman'ın geçirdiği baygınlık için ziyarette bulundular sonra da evlerine döndüler.

Amr b. Dinar, Cabir (r.a.)'ın şöyle dediğini anlatır:

-Hz. Osman bizi elli kişilik bir süvari grubu olarak bunlara gönderdi. Komutanımız Muhammed b. Mesleme idi. Zû Huşub denen yere geldiğimizde ne görelim! Adamın birinin Kur'an boğazında asılı, gözlerinden yaşlar boşanıyor, kılıç elinde ve: "Dikkat edin şu Kur'an, bize şu kılıçla şu Kur'an'da bulunan bir mesele için vurmamızı emre­diyor." diyordu: Muhammed b. Mesleme ona:

-"Otur hele! Biz ondaki bir emirle bu kılıçla senden çok önce vur­duk." dedi. Adam da oturdu. Onları ikna edip geri dönünceye kadar konuştu.[373]

Vakidi anlatıyor: Bana İbnu Cüreyc ve diğerleri Amr b. Dinar yolu ile Cabir (r.a.)'tan şöyle nakletti:

-Mısırlılar, Hz. Osman'ı ele geçirmek kasdı ile yola koyulduk larında gelip Zu Huşub'ta konakladılar. Hz. Osman?duhammed b. Mesleme'yi çağırttı ve "Onların yanına git ve geri döndür. Onlara benim kendilerin­den razı olduğumu, istedikleri şeyleri yapacağımı, hoşnut olmayıp tenkit ettikleri idarecileri görevden alacağımı, onlara bildir." dedi. Muhammed b. Mesleme de, binip Zu Huşub'a geldi. Cabir der ki: Osman (r.a.) onunla birlikte Ensar'dan elli binekli gönderdi. Ben de aralarında idim. Onların dört elebaşı vardı:

1- Abdurrahman b. Udeys

2- Sudan b. Humrân

3- İbnu'l-Beyyâ'

4- Amr b. Hamık. Bu sonuncunun adı di­ğerlerine baskın çıktığından bunlara "İbnu'l-Hamik ordusu." da denirdi. Muhammed b. Mesleme onlara: Müminlerin emiri şöyle diyor diyerek onun sözlerini onlara aktardı ve dönmeye ikna etti. Mısırlılar geri dönüp Büveyb denen yere geldiklerinde, üzerinde zekat mallan taşıyan bir deve gördüler ve onu aldılar. Bir de baktılar ki Hz. Osman'ın kölesi de­ğil mi. Hemen eşyalarını alıp bir teftiş ettiler ki su tuluğu içindeki bir kurşun kalemin boşluğunda bir mektup. Mektupta şöyle yazılıydı:

"-Abdullah b.Sa'd'a:

Osman hakkında bu işi başlatan, falancaya şöyle yap falana böyle...."

Bunun üzerine anarşistler tekrar geri dönüp Zu Huşub'a geldiler. Uz, Osman yine Muhammed b. Mesleme'ye haber salıp "Çıkıp şunları geri dönmeye ikna et!" dediyse de o "Ben artık bunu yapamam!" dedi. Onlar da gelip Osman (r.a.)'ı muhasara ettiler.[374]

Vakidi, Abdullah b. El-Haris yolu ile babası Haris'in: "Osman (r.u.) bu mektubu kendinin yazmış olacağını inkar etti ve bu benim emrim olmadan uydurulmuştur." dediğini nakleder.[375]

Ebu Nadra, Ebu Üseyd el-Ensarî'nin azatlısı Ebu Said'den nakledi­yor:

(Hz. Osman (r.a.) Mısırıların geri geldiğini duyunca onları Medine dışındaki bir köyde karşıladı. Onlar yanına gelip "haydi bir Kur'un iste!" dediler. O da istedi. Kur'an gelince "Haydi yedinci sure olan Yunus'u aç" dediler. O da açıp okuyarak

"De ki: Allah'ın size indirdiği rızka bakıyor musunuz, ondan bir kısmını helal, bir kısmını nasıl haram yaptınız. De ki: Allah mı size izin verdi, yoksa Allah'a iftira mı ediyorsunuz?" (Yunus 59) ayetine gelince "Dur burda! Kendi keyfine göre "mibu Mera" tahsis ettin buna Allah mı izin verdi, yoksa sen ona iftira mı ediyorsun?" deyince Hz. Osman: "Bırak bu ayeti. Bu ayet şu şu hususta nazil oldu. Bu meraları benden önce Ömer zekat develerine tahsis etmişti. Develer çoğalınca ben merayı genişlettim." dediyse de bunlar bu ayeti öne sürmeye devam ettiler. O da "Bırakın, bu ayet şu şu konuda indirildi." demeye devum etti. Daha sonra Hz. Osman'ın içinden çıkamayacağı iddialar öne sürdüler: Hz. Osman durumu anlayıp "Ben Allah'a istiğfar ve tevbf ederim. Siz ne istiyorsunuz?" diye sordu.

Onlar ondan güvence sözü alıp bir takım şartlar ileri sürdüler. Hi, Osman da onlardan bu şartları tuttuğu sürece ümmetin birliğini bozmayacaklarına, cemaatten ayrılmayacak larına dair söz aldı. Onlar Medineliler feyden almayacak deyince, Hz. Osman "Bu mal cihada katılanlarla ashabdan şu şu kimselere aittir." dedi. Onlar da Hz. Osman'la beraber Medine'ye geldiler. Hz. Osman hitab ederek: "Şu yanıma gelen Mısır heyetinden daha hayırlı bir heyet görmedim." dedi. Yine "Ben bu Mısırlılardan korkmuştum ama artık ziraatı olan ekinin başına gitsin, davarı olan gidip sütünü sağsın. Bilin ki bizde (devlette) size ait bir mal yok, bu mal cihada katılanlarla Ashabın yaşlılarına aittir." dedi. Bunu duyan Medineliler öfkelenip "İşte Ümeyye oğullarından bir hile daha!" dediler.

Sonra Mısırlılar razı olarak geri döndüler. Yolda bir görünen bir kaybolan birini görüp "Ne oluyor?" deyince o "Ben Osman (r.a.)'ın Mısır valisine yolladığı elçiyim." dedi. Üzerini arayınca Hz. Osman'ın diliyle, Üzerinde mührü ile bir mektup buldular ki içinde Mısır valisine bunları asmasını emrediyordu. Hemen geri dönüp Medine'ye gelip Ali (r.a.)'ı buldular ve "Bak şu Allah düşmanına bizim hakkımızda ne yazmış." Kalk da ona gidelim. Allah onun kanını bize helal etti." dediler. Hz. Ali "Gelmem" diye red edince bunlar "Bunu neye yazdın?" dediler. Hz. Ali de "Vallah ben sizin hakkınızda böyle bir şey yazmadım." dedi. Adamlar birbirine bakıştılar. Hz. Ali de Medine'den çıkıp bir köye gitti.

Anarşistler Hz. Osman'a varıp: "Sen bizim hakkımızda şöyle bir şey yazdın mı?" dediler. Hz. Osman da onlara "İmdi siz bu hususta iki şeyden birini yapmaya mecbursunuz:

1- Ya Müslümanlardan bunu yaptığıma iki şahit bulacak

2- Ya da kendinden başka ilah olmayan Allah'a yeminimi kabul edeceksiniz. Ben ne böyle bir şey yazdım ve ne de bilgim var. Bu mektup benim ağzımdan yazdırılmış mühürse -istenildiği gibi- kazıtılabilir." dedi.

Onlar ise "Vallahi Allah senin kanını bize helal kılmıştır. Sen an­laşmayı ve verdiğin sözü bozdun." diyerek Hz. Osman'ı sarayında muhasara altına aldılar.[376]



[371] Bu bölümler konuyu tamamlamak için Taberi ve diğerlerinden ilavedir. Müellif Zehebi aynı rivayeti kısaltarak veriyor.

[372] İlave Taberi ve İbnu Asakir'dendir.

[373] Tarihi Dımışk

[374] Tarihi Dımışk 39/322 İbni Sa'd, Tabakat 3/65

[375] Üst kaynaklar, Ensabu' 1-Eşraf, Taberi                                       

[376] Taberi, Tarih 2/655-656; Halife b. Hayyat, Tarih s.  168, 169; Tarih-i Dımışk 39/323, 324; İbni Ebi Şeybe, Musannef 15/210 no 19536

İmam Zehebi, Tarihu’l-İslam, Cantaş Yayınları: 6/ 136-140


Konu Başlığı: Ynt: Taberi deki Hz. Osman ın mektubu
Gönderen: Mehmed. üzerinde 27 Şubat 2022, 14:00:59
Esselamü aleyküm Rabbim bizlerin ilmini artırsın Rabbim paylaşım için razı olsun