๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Tarihül-İslam => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 17 Nisan 2011, 14:13:57



Konu Başlığı: Safvan ve Îkrîme ile hanımlarımın kıssası
Gönderen: Sümeyye üzerinde 17 Nisan 2011, 14:13:57
 

Safvan Ve Îkrîme İle Hanımlarımın Kıssası


İmam Mâlik, Zührî'den naklediyor: Zühriye ulaştığına göre: Resûlullah (s.a.v.) döneminde bir takım kadınlar, kendi toprakların-dayken İslama giriyordu. Bunlar, Medine'ye hicret etmedikleri gibi Müslüman oldukları zaman kocaları da hala kâfir olarak hayatlarına devam ediyorlardı. Bunlardan birisi de Velîd b. Muğîre'nin kızı (Halid b. Velîd'in bacısı) Fâhıta idi ve Safvân b. Ümeyye ile evliydi. Fetih yı­lı Fahıta İslâm'a girerken kocası Savfân, islâm'dan kaçmıştı. Resûlullah da, "onun amcaoğlu Vehb b. Umeyr'e kendi elbisesini verip Safvân'a can güvenliği verdiğini bildirmek için yolladı ve Onu yanına davet edip İslâm'ı teklif etmesini, eğer bu işe razı olursa kabul edece­ğini, razı olmazsa ona iki ay daha süre vereceğini bildirmesini söy­ledi." Safvân, Nebi (s.a.v.)'in yanma elbisesi ile gelince İnsanların hu­zurunda sesli olarak, "Yâ Muhammed! Şu Vehb b. Umeyr bana senin elbiseni-şahit olarak-getirdi ve senin beni huzuruna davet ettiğini, ba­na razı olursam kabul edebileceğimi yoksa bana daha iki ay süre ve­receğini söylediğini iddia etti!" dedi.

Resûlullah (s.a.v.)-onun gönlünü almak için- "Yâ Ebû Vehb! bi­neğinden in de şöyle yanımıza buyur!" dedi. Safvân ise: "Vallahi olmaz, sen bana bunu açıklamadıkça olmaz!" dedi. Resûlullah(s.a.v.) de: "Haydi sana dört ay düşünme süresi verdim!" buyurdu.

Daha sonra Resûlullah(s.a.v.) Huneyn vadisindeki Hevazin kabile­sine sefere çıktı. Safvân b. Ümeyye'ye de haber salarak harp malze­mesi ve silah ödünç vermesini istedi. (Safvân silah deposu gibiydi.) O da, "benden bunları gönüllü olarak mı yoksa zorla mı istiyorsunuz?" deyince, "zorla değil gönül rızasıyla ödünç istiyoruz!" buyurdu. O da kendinde bulunan silah ve diğer malzemeleri verdi. Daha sonra Safvân, Resûlullah (s.a.v.) ile birlikte Huneyn ve Taif seferlerine de katıldı. Halbuki daha müşrikti. Hanımı ise Müslüman olmuştu. Resûlullah(s.a.v.) Safvân, Müslüman olana kadar hanımı ile onu ayırmamışti. SafVan Müslüman olunca da hanımı Fahıta, bu eski nikahla kocasının yanında kalıp evlilikleri devam etti.[437]

Yine İmamı Mâlik İbni Şihab'ı Zührî'den şöyle anlattığını nakleder: -Haris b. Hişâm kızı Ümmü Hakîm, Ebû Cehlin oğlu İkrime'nin hanımı olup Fetih günü Müslüman olmuştu. Kocası İkrime de korku­dan kaçıp Yemen diyarına gitmişti. Ümmû Hakîm de -Efendimizin iz­ni ile- onu aramak üzere yola çıkıp, Yemen'de kocasına ulaştı. Ko­casını İslâm'a çağırdı o da kabul edip Müslüman oldu ve Peygamberin yanma geri döndü. Resûlullah (s.a.v.) İkrime'yi görünce sevincinden ayağı sıçradı. Üzerinde ridası bile yoktu. îkrime orada biat etti. Yeni bir nikaha gerek görülmeyip eski nikahları üzere evliliğe devanı ettiler.[438]

Vakîdi der ki: Bize Abdullah b. Yezîd el-Hüzelî, Ebû Husayn el-Hüzelî'den nakletti ki: Resûlullah (s.a.v.) Safvan b. Ümeyye'den elli bin dirhem, Abdullah b. Ebî Rabîa'dan kirkbin dirhem, Huveytib b.

Abdi'l Uzzâ'dan da kırkbin dirhem borç alıp, bunları ashabının fakirle­rine taksim etti. Bu paradan artanı ile de Cezîme kabilesine askerî müfreze yolladı.[439]

Yunus b. Bükeyr, İbni Şihab-ı Zührî'den nakleder: Bana Urve, Hz. Âişe'nin şöyle dediğini anlattı: Utbe b. Rabîa kızı Hind, gelip: "Yâ Resûlallah! Yeryüzünde bulunan çadır halkından hiçbirinin, senin ça­dırında bulunanların zelil olduğunu istediğim gibi istemiş değildim. Bugün ise yeryüzünde senin ailenin izzetine sevindiğim gibi hiçbir ai­leye sevinemiyorum" dedi. Resûlullah (s.a.v.) de: "Muhammed'in nefsi elinde olan zata yemin olsun ki, aynen öyledir" buyurdu. Hind, "Yâ Resûlaİlah! Ebû Sûfyan cimri bir adamdır. Benim onun malından, ha­beri olmadan birşeyler alıp fakirlere yedirmemde bana bir günah var mı?" deyince Nebi (s.a.v.);

Maruf daire içinde (örfteki adete göre) olunca bir şey olmaz" buyurdu. Hadisi bu şekilde Buharî rivayet ediyor.

Yine aynı haberi Buharî ve Müslîm Şuayb b. Ebû Hamze hadisi olarak Zührî'den naklederler. Zührî'nin rivayetinde: Hind'in "Ben onun malından alıp da kendi aileme bir şeyler yedirmem de bana herhangi bir günah var mı?" deyince Nebi (s.a.v.);

"Örf dairesi içerisinde oldukça sana birşey yok" buyurdu" şeklinde nakledilmektedir.[440]

Firyâbî der ki: Bize Yûnus, İbni ishak -Ebû's-Sefer- isnadıyla İbni Abbas'tan naklediyor: Ebû Sûfyan, Resulü Ekremi yürürken görmüş. İnsanlar arkasından onun ayak bastığı yere basarak yürüyorlardı. Ken­di kendine, "şu işi kıtallik olan adama saldırsarn" diye iç geçirince, Nebi (s.a.v.) yanma gelip göksüne vurdu ve: "O zaman Allah seni rüsvay eder" buyurunca, Ebû Sûfyan, "Allah'a tevbe ederim, düşündüklerimden istiğfar ederim" dedi.[441] Yine bu haberi Ebû İshâk es-Sübey'î ile Abdullah b. Ebî Bekr b. Hazm da "Mürsel olarak" rivayet ederler.[442]

Musa b. A'yen, İshâk b. Râşid - Zührî - Saîd b. Müseyyeb isnadiyla şöyle nakleder: Fetih günü gece kararınca insanlar Mekke'ye girdiler. Sabaha kadar hiç durmadan tekbir getirdiler, tehlil (Lâ îlâhe İllallah) ettiler ve Tavaf ettiler. Ebû Sûfyan hanımı Hind'e: "Sen bunun Allah'dan geldiği görüşünde misin?" dedi. Sabahleyin de Peygamberin yanına geldi. Resûlullah (s.a.v.) ona:

"Sen Hin'de "bunun Allah'dan olduğu görüşünde misin" de­din! Evet bu Allah'tandır." buyurunca Ebû Sûfyan: "Senin Allah'ın kulu ve Resulü olduğuna şehadet ederim. Ebû Sûfyan'ın yemini adına yaptığı zata and olsun ki, benim bu sözümü Allah ve Hind dışında hiçbir insan duymamıştı" dedi.[443]

Abdullah b. Mübarek, Âsim el-Ahvel -İkrime isnadıyla İbni Abbas (r.a.)'tan naklediyor: "Resûlullah (s.a.v.) bu seferinde Mekke'de on dokuz gün kaldı ve namazlarını hep ikişer rek'at olarak kıldı." Hadisi Buharî naklediyor.[444]

Hafs b. Gayâs da yine Asım el-Ahval yolu ile İkrime'nin İbni Abbas'tan yaptığı nakilde; Nebi (s.a.v.) ile gazalara katıldım, Fetih'te onunla beraber bulundum. O sefer de Nebi (s.a.v.) Mekke'de onsekiz gece kaldı. Namazları hep iki rek'at olarak kıldı ve Mekke'li olanlara:

"Ey Mekke yerlileri sîz dört kılacaksınız, zira bizler misafiriz"

buyurdu. Hadisi Ebû Davûd nakleder. Ama Ali b. Ced'an zayıftır.[445]

İbni îshâk, Zührî yoluyla Ubeydullah b. Abdillah'tan naklediyor: "Fetih yılı Resûlullah (s.a.v.) Mekke'de namazı kısaltarak, onbeş gün kalmıştır.[446] ibni ishâk bundan sonra birçok raviden "bu onbeş" rivayetini nakleder.[447]

Beyhakî ise bu rivayetlere "bunlar munkatı'dır" deyip bunların en sahihi, Buharî'nin de itimad ettiği Abdullah b. Mübareğin rivayeti fa­lan ondokuz gecedir.[448]

 

Uzza Putunun Yıkılışı
 

Vakîdi anlatıyor: Bu Ramazan içinde, Resûlullah (s.a.v.), Halid b. Velîd'i Uzzâ denen putu yıkmaya gönderdi, Halid b. Velid onu yıktı. Yine ramazan ayında Amr ibnü'l Âs't (adı Kurân'da geçen) Süva1 pu­tunu yıkmaya gönderdi: Suvâ Hüzeyl kabilesinin putudur.

Amr onu yerle bir etti. Amr der ki: Putun hizmetçisi bana: "senin onu yıkmaya gücün yetmeyecek" dedi "neye?" dedim. "O kendini ko­rur" dedi. Bende yaklaşıp onu devirince ona, "şimdi gördün mü?" de­yince o: "şimdi bende Allah'a iman ettim" dedi.[449]

Vakîdi der ki: Yine ramazanda Sa'd b. Zeydel-Eşhelî'yi Menât pu­tunu yıkmaya yolladı. Bu put Evs, Hazreç ve Ğassanlılara ait olup, Müşellel denen yerde idi. Fetih günü Nebi (s.a.v.) Sa'd b. Zeyd el-Eşhelî'yi yirmi kişilik bir süvari gurubunun başında yola çıkardı. Oraya kadar vardılar. Putun yanından saçları dağılmış, kara çıplak bir ka­dın çıkıp Sa'd'a doğru geldi. "Yazık, yazık!" diye bağırıyordu.

Put hizmetçisi ona, "Menat! öfkenle kendini koru!" diyor, Sa'd da ona vuruyordu. Sa'd kadını öldürdü ve Puta yöneldi ve onu yerle bir etti. Tarih, ramazanın bitimine altı gün kala idi.[450]




[437] İ. Malik Muvatta Nikah 2/75. 76 h. no: 544; Beyhakî Delâil 5/97, 98; Tiraıizî Şemail 161; Abdürrezzak, Musannef 10195, 12646, 198 52; Beğavî Ş. Sünne 5/394; Bu haber Malik'in naklettiği "balâğ" lardan biri olup hiç bir şekilde sahih bir isnadı bulunamıyanlardandır ki, İbni Abdü'l Ber'de Muvatta şerhi Temhîd'inde bunu böyle söyleyip "ne varki haber siyercİlerce malûmdur. Zührr"de«iyer alimidir diye savunur. Derim ki İbni İshak'da bu hadiseyi Muhammed b. Ca'fer yoluyla Urve'den nakleder ki, haber yine Mtirsel kalır. Vâkidî 2/850 de bu kadınların on tane olduğunu söyler ve Safvan'ın hanımının Muazzel kızı El-Beğûm olduğunu söyler. Ama İbni İshak onun Fahita binti Vekîl olduğunu söyler ki, bu daha doğru­dur, îbni Hişâm 4/106; Kıssayı Vâkidî uzunca anlatır 2/853, 854.

[438] İmam Malik Muvatta 546; Beyhakî Delâil 5/98; Hakim Müstedrek 3/241, 242; İbni Hişâm 4/106; Vâkidî çok tafsilatlı 2/851; Metinde "ı'ramâ aleyhi" yanlış di­zilmiştir. İkrime, Ebû Bekir (r.a) hilafetinde Şam diyarında Ecnâdeyn savaşmda şehit oldu. Yanında bu hanımı Ümmü Hakîm'de vardı. Geriye dönmedi ve iddet sonrası Halid b. Saîd (r.a) ile evlendi. Tam o sırada Mercû's-Safrâ savaşı gelip çatmıştı. Halid zifafa girmek isteyince Ümmü Hakîm: "Allah şu düşmanı yendirene kadar tehir etsek" deyince, o "İçimden bir ses bana şehit olacaksın" diyor, deyince evlenip oradaki bir köprünün yanında gerdeği girdiler. Bu köprü Ümmü Hakim köprüsü "Kantaratü-Ümmü Hakîm" diye anıldı. Sabahleyin düğün yemeği verirler­ken düşman geldi ve Haîid şehit düştü. Ümmü Hakîm o gün kılıç bulamaymca ça­dırının direğini alıp yedi tane Rum öldürdü.

[439] Vakıdî Meğazî 2/863; Beyh. Delâil 5/99.

[440] Buharî Eymân ven Nuzür 83/83 h. no: 6641; ve yine Menâkıbü'l Ensâr Cilt 4/232 ve Mezalim 3/101; Netâhat 6/192; Ahkam 8/109; Müslim Akdıye 1714; Beyhakî Delâil 5/100, 101.

[441] Beyhakî Delâil 5/102; Beyhakî bunu Hakim'in el-îklîl adlı eserinden verir.

[442] Beyhakî Deiâil 5/102.

[443] Beyh. Delâil 5/103.

[444] Buharî Megazî 5/95 h. no: 4299; Beyh. Delâil 5/104.

[445] Ebû Dâvûd Salat 1232; Beyhakî Delâil 5/105.

[446] Ebû Dâvûd 1229; Beyhakî Delâil 5/105; Sün. Kübra 3/133; Taberânî Kebîr 18/209,11/97.

[447] Vakıdî 2/871; İbni Hişâm Al.... Bunları Beyhakî İbni İshak'tan şöyle verir: Zührî -Muhammed b. Ali, Asım b. Ömer b. Katade, Amr b. Şuayb, Abdullah b. Ebî Ruhm. Delâil 5/106.

[448] B. Delâil 5/106.

İmam Zehebi, Tarihü’l İslam Cantaş Yayınları 4/250-255

[449] Vakıdî Meğazî 2/870; İbni Hişâm 4/113; İbni Sa'd 2/145, Taberî 3/65; Beyhakî Del. 5/77; Vâkidî 3/873'te konuyu uzunca anlatır ve sonuna bir alttaki gibi verir.

[450] Bu konu Vakidi de böyle böyle başlarsa da sonu böyle değildir. Sanıyorum Zehebî istinsah esnasında Halid b. Velid'in Uzzayı yıkma konusu ile karıştırsa ge­rek Vâkidî 2/870; İbni Sa'd da (1/146) da aynıdır.

İmam Zehebi, Tarihü’l İslam Cantaş Yayınları 4/255-256


Konu Başlığı: Ynt: Safvan ve Îkrîme ile hanımlarımın kıssası
Gönderen: Mehmed. üzerinde 26 Ağustos 2021, 15:54:04
Esselamü aleyküm Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Safvan ve Îkrîme ile hanımlarımın kıssası
Gönderen: Sevgi. üzerinde 29 Ağustos 2021, 02:30:02
Aleyküm Selâm. Bilgiler için Allah sizlerden razı olsun kardeşim. Rabb'im ilmimizi artırsın inşaAllah