Konu Başlığı: Rasulüllah ın nafakası Gönderen: Sümeyye üzerinde 23 Nisan 2011, 14:51:52 Rasulüllah'ın Nafakası Muaviye b. Sellam, Zeyd'den naklediyor: O, Ebû Sellam'ı bana Abdullah b. Âmir el Hevzenî şöyle anlattı derken duymuş: -Rasûlüllah (s.a.v)'in müezzini Bilal (r.a.)'a Halep şehrinde rastladım, ve "Peygamber (s.a.v)'in nafakasının nasıl olduğunu bana anlatır mısın" dedim. O da şöyle anlattı: «Peygamber (s.a.v)'in nafaka diye belli bir şeyi yoktu. Ancak bunu, Allah onu peygamber gönderdiği yönden ölene kadar ona vekaleten ben deruhte ederdim. Efendimiz'in yanma Müslümanlar'dan bir adam gelir de, Peygamber onu çıplak (eski elbiseli) görürse bana emir verir, ben de gider birinden borç para alır, bu parayla o adama lazım olan elbise ve diğer eksiğini satın alır, ona giydirir ve karnını doyururdum. Bir gün Müşriklerden biri önüme gerildi ve, HYa Bilal! Bende çok para var. Artık benden başkasından borç alma!" dedi. Ben de Öyle yaptım. Nihayet bir gün abdest aldım ve namaza ezan okumak için kalktım. Bir de ne göreyim. Borç aldığım o Müşrik bir grup tüccarın arasında duruyor. Beni görünce: "Ya Habeşî!" dedi. Ben de "Buyur" dedim. Herif bana suratını asıp çok ağır laflar söyledi ve "Sen bir aylığına para almıştın, bir aya kaç gün kaldı biliyor musun?" dedi. Ben de "az kaldı" deyince o, "şu günde dört günün kaldı. Ben sendeki alacağımı alacağım. Zira ben sana verdiğim o parayı senin iyiliğinden ya da Sahibin Muhammed'in iyiliğinden dolayı vermedim. Ancak sen borcunu ödeyemeyince benim kölem olasın da seni davar gütmeye göndereyim diye verdim. Zaten sen Önceleri de koyun güderdin" dedi. O böyle söyleyince içimde {hür ve) şerefli insanlarda meydana gelen bir haysiyyet duygusu beni bürüdü. Hemen oradan ayrılıp ezan okudum. Yatsıyı kıldıBuna rağmen bu hadis metin olarak zayıf değildir. Zira Ebû Ya'la rivayeti Bekkar'in rivayeti değildir. ğımda Rasûlüllah (s.a.v) de ailesine dönmüştü. Ben yanma girmek için izin istedim. Bana izin verildi. Rasûlü Ekrem'in yanma girip: "Ya Rasûlallah! Şu Müşrik bana şöyle şöyle söyledi. Ona borcumu ödeyecek ne senin yanında ne de benim yanımda bir şey var. O herif de beni utandırıp duruyor. Bana izin versen de, şu Müslüman olan kabilelerden birisine gitsem. Belki Allah (c.c.) benim borcumu kapatacak bir rızkı Ra-sûlüne ikram eder." dedim. Efendimizin yanından çıkıp evime geldim. Kılıcımı, azık torbamı, mızrağımı ve ayakkabımı başucuma koyup yüzümü de ufka doğru çevirip yattım. Ne vakit uyusam hemen uyanıyordum. Nihayet gece iyice koyulaştığı andan ta birinci şafağın ucu yükselene kadar uyumuş um. Kalkıp yola koyulmak istiyordum ki, bir de birisi hem koşuyor hem de "Ya Bilal! Allah Rasûlü'nün davetine icabet et." diyordu. Kalkıp bu çağıran adamın yanma geldim. Gördüm ki. üzerlerinde mahfelleriyle dört tane yük devesi var. Hemen Rasûlüilah'm (s.a.v) yanma gelip girmek için izin alarak huzuruna vardım. Nebi (s.a.v) bana: "Haydi müjde ver! Allah senin ödeyeceğin şeyi sana getiriverdi." buyurdu. Allah'a hamd ettim. Bana, "Çökmüş dört yük devesine uğramadın mı?" deyince "evet" dedim. "Develerin kendi de üzerlerindeki yük de senindir." buyurdu. Baktım develerde elbise, yiyecek yüklü olup Fedek emiri bunları Efendimize hediye etmiş. Yükleri üstlerinden indirdim. Sonra develeri bağladım. Sonra sabah ezanını okumaya yöneldim. Rasûlüllah (s.a.v) sabahı kılınca, ben Bakî' (mezarlığında o gün pazar kurulan yere) gittim. Parmağımı kulak deliğime tıkayarak: "Rasûlüllah'tan borç isteyen kim varsa gelsin." diye dellal çağırdım. Nihayet Rasûlü Ekrem'in yeryüzünde kimseye Lorcu kalmaymcaya kadar, satıp borç ödemeye devam ettim. Hatta geriye bir buçuk veya iki okka kadar mal arttı. Sonra mescide geldim. Artık günün büyük bir kısmı geçmişti. Rasûlü Ekrem (s.a.v) mescitte tek başına oturuyordu. Ona selam verip yanına vardım. Bana: "Sana gelen takviye ne yapabildi?" diye sorunca ben. "Allah (c.c.) Allah Rasûlüne ait bütün borçları ödedi, hiç borç kalmadı" dedim. . "Hiç bir şey arttı mı?" diye sorunca, "evet iki Dinar kaldı" dedim. "Beni bu iki Dinar'dan kurtarmaya bak. Zira sen bunlardan beni kurtarmadan ben ailelerimden hiç birinin yanına girecek değilim." buyurdu. Lakin hiç kimse yanımıza gelmedi. Rasûlüllah sabah olana kadar mescitte geceledi. İkinci gün de mescitte kaldı. Nihayet gündüzün sonuna doğru iki binekli geldi. Ben hemen yanlarına varıp onları da doyurup giydirdim. Yatsıyı kılınca Efendimiz beni çağırdı ve "Sana gelen takviye yardım ne etti?" diye tekrar sorunca ben, "Allah seni onlardan rahatlattı." dedim. Bunun üzerine Efendimiz "Allahü Ekber" diyerek bu mala hala yanmdayken ölüm geliverir korkusundan (dağıtarak kurtulduğu için) Allah'a hamd etti. Sonra ben peşi sıra yürüdüm. Efendimiz ailelerinin yanma girip tek tek hanımlarına selam vererek hallerini sordu ve en son geceleyeceği hanımının yanına geldi. Bu hadisi Ebû Dâvûd. Tevbe el Halebî'den o da Muaviye'den nakleder.[371] Ebû Dâvûd-u Tayalîsî, Ebû Hâşim ez Zaferânî, Muham-med b. Abdillah isnadıyla Enes b. Malik'in şöyle anlattığını nakleder: Fatıma (r.a.) bir ekmek parçasını Nebî'ye (s.a.v) getirmiş ti. Efendimiz, "Bu ne?" buyurunca, "Ekmek çöreği pişirdim. Bu parçayı sana getirmeden gönlüm rahat etmedi." deyince Rasûlüllah: "Ama bu, babaym Üç günden beri ağzına giren ilk yemek olmuştur." buyurdu.[372] Ebû Asım, Zeyneb bn. Ebî Talîk'm şöyle dediğini anlatır: Bana Ebû Bahr denen Hibbân b. Cez1, Ebû Hüreyre'nin (r.a.) şöyle anlattığını haber verdi: -Peygamber (s.a.v) açlığın şiddetinden dolayı sulbüne taş bağlardı.[373] Ebû Ğassan en Nehdî anlatıyor: Bize İsrail, Mücalid b. Sa-îd Şabî aracılığıyla Mesrûk un şöyle dediğini anlatıyor: -Bir gün Hz. Aişe (r.a.) bana konuşuyorken birden ağlamaya başladı. "Seni ne ağlattı?" diye sordum da şöyle cevap verdi: "Ben ağlamamı gerektirecek kadar dilediğim gibi karnımı yemekle doldurmadım. Ancak Rasûlüllah (s.a.v)'i ve onun çektiği meşakkatleri hatırladığım için ağladım" dedi.[374] Halid b. Hıdaş anlatıyor: Bize İbni Vehb nakletti ki, kendisine Cerîr b. Hâzim, Yûnus aracılığıyla Hasan-ı Basri'nin şöyle anlattığını haber vermiş: -Bir gün Hazreti Rasûlüllah (s. a.v) Ashab'ma hitaben şöyle buyurdular: oluî Vallahi, onlar o vakit dokuz hane ev olmalarına rağmen Muhammed'in ailesinde ve evlatlarında bir Sa" mikatarda bir yemek (dağıtılmadan kalıp orada ) geceleme mistir." Vallahi, Rasûlü Ekrem (s.a.v) bu sözünü Allah'ın kendisine in'am ve ihsan ettiği rızkı az gördüğü için böyle söylemiş değildir. Lakin bu sözü, Ümmeti kendisini örnek alıp da uyabilsinler diye söylemiştir. Bu son dört hadisi İbni Sad Tabakatmda adları yukarda geçen ravilerden nakletmişlerdir.[375] Ebân anlatıyor: Bize Katâde, Enes (r.a.)'m şöyle dediğini haber verdi: "Yahudi'nin birisi Peygamber (s.a.v)'i arpa ekmeği ile biraz bozulmuş iç yağı eritmesi yemeğine da'vet etmişti. Efendimiz (s.a.v) bu davete icabet etti.[376] Enes (r.a.) der ki: Nebi (s.a.v)'e hurma hediye edilmişti. Efendimizi açlık şiddetinden dolayı hurmayı çömelerek yediğini görmüştüm.[377] Esma binti Yezîd anlatıyor: -Nebî (s.a.v) Efendimiz aldığı arpa karşılığı bir Yahudiye zırhı rehin verilmiş olarak vefat etti.[378] [371] Ebû Dâvûd Haraç vel İmâra 3055; Beyhakî Delâil 1/349, 350: Beyhakî Süneni Kübrâ 6/81, 9/215; İbni Hibban Sahih (thsan) 8/89;. Taberanî Kebîr 1/350. [372] İbni Sa'd Tabakat 1/400; Müsned 3/213; Ebûş Şeyh Ahlakun Nebiyyi 264. [373] İbni Sa'd Tabakat 1/400. [374] İshak b. Raheveyh Müsned h.nal269; Tirmizî Zühd 2356; Ebuş Şeyh Ahlakun Nebiyyi 265. Ravî Mücalid b. Saîd'in zayıf olduğunu Zehebî yukarda anlatmış idi. Hadisi Tirmizî de "hasen" sayar. Hadisi diğer şahitleriyle kavidir. [375] İbni Sa'd Tabakat 1/401; Hasen-i Basrî sahabe değildir. O yüzden hadis mürseldir. Ancak yukarıda Enes hadisi bu ifade ile geçmiş idi. [376] Buharî Büyü' 34/14; İbni SaM 1/401. [377] Müslim 2044 Eşribe; Ebû Dâvûd Et'ime 3771; Müsned 3/180; İbni Sa'd Tabakat 1/407. [378] Buharî Büyü' cild 3/77; Rehin 3/186; Cihad ve Siyer Cild 9/Sayfa 49;Selem 3/113; Müslim Cild 3/1226; Tirmizî Büyü' 1232; Nesât Büyü' 7/288, 303; İbni Mâce 2438; Daramî Büyü' 44; Müsned 1/236, 300, 301, 361, 3/102, 133, 238, 6/453, 457; İbni Sa'd 1/408; îshak b. Raheveyh Müsned h.na 958, 959, 960, 1009 İmam Zehebi, Tarihü’l-İslam, Cantaş Yayınları: 2/211-215 Konu Başlığı: Ynt: Rasulüllah ın nafakası Gönderen: Sevgi. üzerinde 12 Şubat 2022, 01:19:22 Esselamü Aleyküm. Bilgiler için Allah sizlerden razı olsun kardeşim
Rabb'im ilmimizi artırsın inşaAllah Konu Başlığı: Ynt: Rasulüllah ın nafakası Gönderen: Mehmed. üzerinde 13 Şubat 2022, 17:32:05 Ve aleykümüsselam Rabbim paylaşım için razı olsun
|