Konu Başlığı: Racî gazvesi Gönderen: Sümeyye üzerinde 20 Nisan 2011, 16:38:46 Racî' Ğazvesi Vakîdî'nin hesaplamasına göre, Racî' Gazvesi hicretin (dördüncü yılı) otuzaltmcı ayın başlarında Safer ayında gerçekleşmiştir. Racî, Usfan'dan yedi mil uzaktadır. Vakîdî devamla derki: Bana Musa b. Ya'kûb'un Ebû'l Esved'den nakline göre: Rasûlüllah (s.a.v.), Racîa gönderdiği ashabını Kureyş'in ne yaptığı haberini alıp gelmeleri için Mekke'ye casus olarak göndermiş idi. Onlarda Necd yoluna saptılar. Racî1 denen suya geldiklerinde* Benû Lihan kabilesi yollarını kestiler.[401] İbrahim İbni Sa'd'da İbni Şihab'ı Zührî aracılığıyla Ömer İbni Esîd b. el-Alâ b. Câriye es-Sakâfi'nin -ki bu zat Ebû Hüreyre (r.a.)'nin meclisinde bulunurdu- Ebû Hüreyre (r.a.)'nin şöyle dediğini haber verir: - Adal ve Kara kabilesinden bir gurup insan, Allah Rasûlüne gelipb "Yâ Rasûlellah! Bizim aramızda İslâm dini yayılmaya başladı. Ashabından bir gurubu bizimle göndersen de bize fıkhı öğretip, Kur'an ö-kumayı ve İslâm şeriatını belletseler" ricasında bulundular. Allah Rasûlü de on kişilik sahabe gurubunu onlarla beraber gönderdi. Bunlar Asım b. Sabit b. Ebî'l Ahlak, Mersed b. Ebî Mersed, Abdullah b. Tarık, Hubeyb b. Adiy, Zeyd b. Desine, Halid b. Bükeyr ve Abdullah b, Tarık'ın anadan kardeşi Muattab b. Hubeyb. Efendimiz (s.a.v.) onların başına Asım b. Sabit (r.a.)'i emir yaptı. Yola çıkıp Racî1 yakınma kadar geldiler. Racî1, EI-Hede yakınlarında, Hüzeyl kabilesine ait bir kuyu'dur. El-Hede'ye yedi mil uzaktadır. Hede'de Usfan'a yedi mildir. Oraya varınca, ashaba ihanet ederek Hüzeyl kabilesini onları yakalamaları için da'vet ettiler. Lihyan oğulları onları yakalamak için yola çıktı. [Yüz kadar okçu ile onları takibe koyuldular. İzlerini takib ederek onların konakladıkları yerde hurma atıkları buldular ve; "İşte bunlar Medine hurması" diyerek tekrar iz takibine başladılar.] Ashab-ı kiramı, onların ellerindeki kılıçları kendilerine çevirmiş olmaları dışında, birşey korkutmamıştı. [Asım ve arkadaşları tehlikeyi hissettikleri için bir yere gizlendiler.] Müşrikler onları kuşattı. Allah Rasûlünün ashabı da kılıçlarına sarıldılar. Müşrikler onlara: "Vallahi biz sizi öldürmek istemiyoruz. [İnip kılıçlarınızı teslim edin] Biz sadece sizin vasıtanızla Mekke'lilerden para koparmak istiyoruz. Sizi öldürmeyeceğimize dair size te'minat veriyoruz" dediler. Onların lideri olan Asım b. Sabit; Mersed b. Ebî Mersed, Halid b. Ebî Bükeyr ile Muattıb b. Ubeyd; "Vallahi biz, bir müşrikten ne anlaşma, ne de taahhüd kabul etmeyiz. [Asım, Ben Müşrik zimmeti ile teslim olmam! Yâ Rab! diyerek durumumuzu Peygamberime bildir, diye dûa etti] ve onlarla çarpışa çarpışa Asım ve yedi kişiyi şehid ettiler. Zeyd b. Desine, Hubeyb b. Adiy ve Abdullah b. Târik onların taahhüdünü kabul edip ellerindeki silahları vererek teslim oldular. Bunlar Asım b. sâbit'in başım da kesip götürmek ve Sa'd b. Şüheyd kızı Süleyfâ'ya satmak istiyorlardı. Bu kadın mümkün olursa Asım'ın kafa tası içinde şarab içeceğine yemin etmişti. Zira O onun Müsâfi' ve Cülâs adlı çocuklarını Uhut harbinde öldürmüştü. Lakin, arı ve zanbur sürüsü onun başını kesmelerine engel oldu. Bunun üzerine onlar, "bırakın bakalım, akşam olunca zanburlar etrafından dağılırlar" dediler. Allah Vadiden bir sel akıttı da onu oradan götürdü. Müşrikler, kalan üç kişiyi alıp götürdüler. Merri zahrân denen yere geldikleri zaman Abdullah b. Tank elini çözdü ve kılıcını aldı. Lakin müşrikler onu taşa tutarak öldürdüler. Onu Merrizahrân'a gömdüler. Hubeyb ve Zeyd'i aldılar ve Mekke'ye getirdiler. Zeyd'i, Safvan b. Ümeyye satın alıp, babasının öcünü almak için onu öldürdü. Hubeyb (r.a.)'i de Huceyr b. Ebî İhâb, kardeşinin oğlu Ukbe b. Haris'e satın alıverdi. Taki babasının intikamını almak için onu öldürsün. Bu ikisini Haram aylar çıkıncaya kadar harp edip sonra Ten'ime götürerek orada öldürdüler. Bunlar öldürülmeden önce ikişer rek'at namaz kıldılar. Böylece öldürülürken iki rek'at namaz kılma adetini Hubeyb (r.a.) koymuş oldu. [Hubeyb'i öldürmeye karar verdiklerinde, Hubeyb Haris'in kızından bir ustura istedi. Onu ölüm öncesi tıraş, etek tıraşı olmak için istemişti. Kadında ona ustura verdi. Bu kadın derki: Benim haberim yokken benim bebeğim onun yanına varmış, o da alıp çocuğu dizine oturtmuştu, elinde de ustura vardı. Ben onu öyle görünce çok korktum ve feryad ettim. Hubeyb bana, "Onu öldüreceğimden mi korkuyorsun? İnşaallah ben öyle şey yapmam" dedi. Vallahi ben Hubeyb'den daha hayırlı bir esir görmedim. Vallahi ben onu demir kelepçede bağlı iken üzüm salkımı yerken gördüm. Halbuki o vakit Mekke'de üzüm yoktu. O, olsa olsa Allah'ın ona bahşettiği bir nzık idi. Öldürmek için onu haremden çıkarıp götürdüklerinde, "bırakında iki rek'at kılayım" dedi. Müsade ettiler. İki rek'at kılıp, "Beni ölümden korkuyor sanmayacak olsalardı daha fazla kılardım" dedi. Böylece bu halde iki rek'at kılmak onun adet ettiği bir sünnet oldu. Sonra: Allah'ım onları say, onların canlarını tek tek al:" deyip "Müslüman olarak öldükten sonra hangi şekilde Öldürülür s em aldırmam zira Ölümüm Allah içindir. Böyle bir İlah uğruna oluyor ki, dileyecek olsa paramparça olan vücudumun organlarına mübareklik verir" dedi. Sonra müşrik Ukbe b. el-Haris onu öldürdü.] Bu haberi Buharı rivayet etmiştir.[402] Musa b. Ukbe ve diğerleri bu hususta söze: "Rasûlüllah (s.a.v.), A-sım b. Sabit ve diğerlerini gözcülük yapmak için Mekke'ye göndermişti. Onlar Necd yoluna saparak gittiler. Racî1 suyuna vardıklarında..." diyerek başlayıp kıssayı aynen naklederler.[403] Musa b. Ukbe derki, Raci'ye gidenler altı kişi olup bunlar: 1- Asım, 2- Hubeyb, 3- Zeyd b. Desine, 4- Abdullah b. Tarık, (ki bu Benî Zafer ile anlaşması vardı) 5- Halid b. Bükeyr el-Leysî, 6- Hamza'yla anlaşmalı olan Mersed b. Ebî Mersed'den ibaretti...[404] Yûnus, İbni İşhak'tan naklediyor: Bana Asım b. Ömer b. Katade anlattı ki: Adal ve Kâra halkından bir gurup Uhut harbinden sonra Peygamberimize gelip: "Yâ Rasûlellah! Artık aramızda İslâm dini yayıldı. Ashabından bir gurubu bize dinimizi öğretip Kur'an okumayı belletmek için bizimle yollasan" dediler. Bunun üzerine Allah Rasûlü de onlarla Hubeyb b. Adiy'yi yolladı... Rasûlüllah (s.a.v.) ashabından altı kişiyi yolladı. (İbni İshak bu altı kişinin adım aynen Musa b. Ukbe gibi vererek söze şöyle devam eder) Onların başına Merseb. Ebî Mersed'i komutan yaptı. Gelenlerle beraber yola çıkıp da Hicaz bölgesinde, Hüzeyl kabilesine ait olan ve Hed'e topraklan başlangıcında ki Racî1 suyuna geldiklerinde, bu gelenler onlara ihanet edip, yakalamaları için Hüzeyl kabilesini yardıma çağırdılar. Hz. Peygamberin ashabı binekleri üzerinde iken etraflarını kılıçlı adamların çevirmesi üzerine tehlikeyi görüp vaziyetten korkarak çarpışmak için kılıçlarına sarıldılar. Lakin bu gelenler, "Bizim sizi öldürmek gibi bir isteğimiz yok. Biz sadece sizin vesilenizle Mekke'lilerden biraz para koparmak istiyoruz. Sizi öldürmeyeceğimize dair size Allah adına ahit ve güvence veriyoruz" dediler. Mersed, Asım ve Halid b. Bükeyr; "Vallahi biz bir müşrikten asla güvence ve teminat istemeyiz" dediler. Asım orada şu şiiri söyledi: "Ben ok sahibi bir yiğidim. İçinde ok bulunan yayımda pek kuvvetli, Onun geniş ağzından ölüm gerçek, hayatta batıl olur. Allah'ın takdir ettiği her kader kulun başına gelir. Kulda zaten o kadere dönüp varır. Eğer çarpışmazsam anam beni kaybetsin" sonra onlarla çarpışmaya girip o ve diğer iki arkadaşıda şehid oydu. Asım şehid olunca, Hüzeyl'liler Asım'm başına Sa'd kızı Sülûfeye satmak için kesmek istediler. Bu kadın Uhud günü iki oğlunu da Asım öldürdüğü zaman "Eğer bir gün eline fırsat geçerse Asım'm kafatası içinde şarab içeceğine" nezretmişti. Lakin Hüzeyl, Asım'ın cesedine yaklaşınca zanbur sürüsü onlara hücum ederek onun cesedini korudu. "Akşamı bekleyelimde arılar onun etrafından dağılsın" dediler. Allah'da vadiye bir sel gönderip Asım'ın cüssesini sürüyüp oradan götürdü. Asım daha önce "îmanî cismanî" pisliklerinden dolayı "Yâ Rabbi! Ne bana müşrik dokunsun, ne de ben onlara dokunayım, sen buna imkan verme!" diye Allah'a and vermiş idi. Zanbur sürüsünün onu koruduğu haberi kendisine ulaşan Ömer (r.a.): "Allah mü'min kulunu nasıl da koruyor! O müşriklerin kendisine, kendisininde onlara sağ oldukça dokunmayacağına dair Allah'a nezretmiş idi. Dünyada onun kendini bundan koruduğu gibi, Ölümünden sonrada Allah onu korumuştur" dedi. Müşrikler, Hubeyb, İbni Desine ve Abdullah b. Tarık'ı esir alıp, onları satmak üzere Mekke'ye doğru yola çıktılar. Zahran'a vardıklarında Abdullah elini bağdan çıkarıp kılıcına sarıldı ve toplumdan geri kaçmaya çalıştıysa da, onu taşa tutup öldürdüler. Kabri Zahran'dadır. Hubeyb ile Zeydi alıp Mekkeye gelerek Hubeyb'i Hucery b. Ebî İhab, Zeyd'i de Saf van b. Ümeyye satın aldı. Bekkaî, İbni İshak'tan naklediyor: Bana Yahya, babası Abbâs b. Abdullah b. Zübeyr aracılığıyla, "Ukbe b. Haris'i şöyle derken duydum" dediğini haber verdi: - Vallahi ben Hubeyb'i öldürmüş değilim. Çünkü o zaman bunu yapamayacak kadar küçük bir yaştaydım. Ama Abdüddar oğulları kardeşi Ebû Meysere bir mızrak alıp onu elime verdi. Sonrada elimi ve mızrağı tutarak ona öldürünceye kadar dürttü. (İbni İshak burada diğer rivayetlerdeki bilgileri verdikten sonra) Hubeyb'in öldürülmeden önce şu şiiri okuduğunu nakleder: 1- Küfür bölüğü, etrafımda toplanıp kabilelerimde teşvik ettiler ve her buldukları toplumdan adam topladı. 2- Her biri düşmanlığı açığa vurup bana saldırdı. Çünkü ben daraltan bir ipte bağda idim. 3- Kanlarını ve çocuklarını seyre getirip uzun bir direğe yaklaştırıldım. 4- Garipliğimi ve hüznümü Allah'a şikayet ederim. Asılacağım yere kâfir topluluğun bana hazırladığını da ona havale ederim. 5- Ey Arşın sahibi, bana yapılmak istenene karşı sabır ver! E-timi paramparça ettiler de, artık arzum kesilip kaldı. 6- Bunlar bir flah'ın zatı adına ki, dilerse paramparça olup kalan mafsalları mübarek yapar. 7- Beni, ötesi ölüm olan Küfür'ü seçmede muhayyer kılıyorlar. Gözlerim ise çabalamadan yaş boşaltmakta. 8- Benim ölümden sakınacak bir şeyim yok, nasılsa ben öleceğim. Lakin benim korkum her tarafı saracak cehennem ateşindendir. 9- Vallahi Müslümanca ölecek olduktan sonra, Allah için Ölümüm şöyle olacak, diye bir korkum olamaz. 10- Ben artık düşmana korku ve titreme gösterecek değilim. Zîra ben Allah'a dönüyorum.[405] Yûnus b. Bükeyr ile Ca'fer b. Avn, İbrahim b. İsmail'den naklediyor: Bana, Ca'fer b. Amr b. Ümeyye ed-Damrî babası aracılığıyla dedesi Ümeyye'nin şöyle dediğini anlattı: (ki kendisini Rasûlüllah gözcü olarak yollamıştı): - Ben Hubeyb'in bağlandığı kütüğe gelip tırmandım. Nöbetçilerin beni göreceğinden korkuyordum. İplerini çözünce yere düştü. Sonra atılıp olduğu yerden biraz uzaklaştım. Sonra geri dönüp bakınca Hubeyb'i göremedim, sanki yer yarılıp Hubeyb'i içine yutmuştu.[406] Ca'fer b. Avrim rivayetinde: "Bu vakte kadar Hubeyb (r.a.)'a ait bir çürük kemiğinden dahi bahsedilmedi" ilavesi vardır.[407] [401] Vakîdî 1/354; Bey. Delâii 3/323; İbni Sa'd 2/55. [402] Bu haberi fi!-hakîka Buharı böyle rivayet etmemiştir. Bunu bu şekli ile rivayet eden İbni Sa'd'dir. Lakin ben kıssanın daha iyi anlatılması için [ ] işaretleri arasına Buharî'deki rivayetleride vererek ikmal ettim. Zîra konu Buharî rivayetinde daha kısa idi. Bak. Buhari 64/10 ve 64/28. H. no 3989, 4086; İbni Sa'd 2/55, 56; Beyhaki Delâil 3/324; İbni Hişam Sîre 3/226; Urve Meğazî 175; Vakîdî Meğazî 1/354, 355; Vakîdî hadiseyi zayıf ve senedsİz haberlerle çok uzatarak nakleder. Taberi Tarih 2/78. [403] Urve Meğazî s. 175; Beyhakî Delâil 3/326; Musa b. Ukbe'nİn rivayetinde yoksada aynı rivayeti Urve'de verir ve şu ilaveyi de nakleder: Hubeyb öldürüleceğinde: - Allah'ım! Şu anda sadece düşmanlara bakıyorum. Allah'ım! Peygamberine selamımı yollayacak kimse bulamıyorum. Benim selâmımı ona sen ulaştır Allah'ım, dedi. Cebrail gelip durumu Allah Rasûlüne bildirdi. [404] Beyh. Delâil 3/327. [405] İbni Hişam 3/226; Tarihi Halife S. 75; Beyhakî Delâil 3/328, 329. [406] Beyhakî Delâil 3/332; El-Eganî 4/228, 229; Taberi Tarih 2/78. [407] İmam Zehebi, Tarihü’l İslam Meğazi 3/321-329 Konu Başlığı: Ynt: Racî gazvesi Gönderen: Mehmed. üzerinde 10 Ağustos 2021, 13:37:20 Esselamu aleyküm Rabbim paylaşım için razı olsun
Konu Başlığı: Ynt: Racî gazvesi Gönderen: Sevgi. üzerinde 14 Ağustos 2021, 09:19:21 Aleyküm Selâm. Bu bilgileri bizlerle paylaşan kardeşlerimizden Allah razı olsun
Rabb'im ilmimizi artırsın inşaAllah |