๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Tarihül-İslam => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 10 Nisan 2011, 15:58:06



Konu Başlığı: Muaviye nin hücumları
Gönderen: Sümeyye üzerinde 10 Nisan 2011, 15:58:06
Muaviye'nin Hücumları  


 

1- Yezid B. Şecera'nın Seferi:

Bu yıl Muaviye, Yezid b. Şecera er-Rahavî'yi insanlara hac görevini ifa ettirmek için Mekke'ye yolladı. Kuşem varıp Hz. Ali'nin Mekke emiri olan Kuşem b. Abbas'tan vazifeyi istedi. Kuşem onunla çekişerek ona engel oldu. İki tarafın arasına Ebu Said el-Hudrî ve diğer ileri gelenler girip "O yıl hac yaptırma ve namaz kıldırma işini Ka'be hacibliğini yapan Şeybe b. Osman'ın ifa etmesi şartıyla sulh oldular.[960]

(Muaviye Yezid b. Şecera'ya "Seni Mekke'ye hac emiri olarak gönderiyorum. Orada insanlardan bana "Dinlemek itaat etmek ve Ali'den ayrılmak üzere" biat al. Senin huyun ve görüşlerin hoşuma gitti. Seni oraya harbe göndermiyorum. Ali'nin valisi harp etmeden çıkarabil irsen ne âla" dedi. O da Allah'ın "Oraya giren güvencededir." buyurduğu bir haram beldeye saldıracak değilim." dedi.

Sonra yanına üç bin kişilik Şam'ın ileri gelenlerinden bir kuvvet vererek "Yâ Yezid, sen Mekke'ye varacaksın. Orası Allah'ın haremi ve emin  beldesidir.  Mekkeliler benim kavmim  ve  soyumdur.   Onlara

Allah'tan korkarak muamele et. Ben onların ıslahını ve sağ kalmalarını istiyorum, harp istemiyorum, lafımı unutma, Allah'ın bereketiyle yürü!" dedi.

Yezid Mekke'ye geldi.  Mekke emiri olan Kuşem b. Abbas b. Abdulmuttalib, bir hutbe irad edip "Şam zalimlerinin ordusu geldi. Allah'ın evinde ifsadcıhk yapacaklar. Siz onlarla harp mi yoksa sulh mu yapacaksınız?" dedi. Halk hiç sesini çıkarmadı. O da "Siz, benim sizin hakkınızdaki kanaatimi biliyorsunuz. Ben şu Mekke'deki koyaklardan birine gidip Allah dilediğini yapana kadar orada kalacağım. Durumu: Müminlerin emiri Hz. Ali'ye yazacağım. Bir imdad gönderirse Şam* ordusuyla çarpışırım, gelmezse Allah'ın hükmünü     sabırla, bekleyeceğim." dedi. Ebu Said el-Hudrî (r.a.):

-Yâ emir! Mekke'nin büyük bir hürmeti vardır. Şamlılar gelip acele! silaha sarılmazlarsa sen Mekke'den ayrılma, yanına konuşmaya gel­diklerinde onları def edecek bir güç görüyorsan, o zaman onların ara­sından çekilip dediğin koyağa git. O zaman mazeretini ortaya koymuş ve sana düşen görevi yapmış olursun." dedi.

Kuşem böylece Mekke'de kaldı. Hz. Ali'ye vaziyet bildirilince, bir hutbe okuyup "Muaviye bu hac mevsimine kalpleri mühürlü, kulakları tıkalı, yüzleri kör, hakkı batıl ile karıştıran, yaratığa isyanda itaat eden, şeytan dostları olan bir ordu göndermiş. Haydi onlarla cihada koşun, hayra ancak onu işleyen ulaşır. Kötülüğe de onu yapan bulaşır." dedi. O gün bin yedi yüz kişi evet dedi.

Bunlar Zilhicce ayının başında Kûfe'den hareket etti. Vakit geçmiş bulunuyordu. Muaviye'nin ordusu ise Arafat'a gitme günü (olan Terviye gününden) iki gün önce Mekke'ye gelmiş ve "Hepiniz güven­cedesiniz. Biz hacca geldik. Bizimle savaşmaya kalkanlar dışında he­piniz güvencedesiniz!" dediler. Yezid, ashabından biriyle görüşmek istedi. Ebu Said el-Hudrî'yi getirdiler. Yezid ona "Ya Eba Said! Ben bölücülüğe değil birleştiriciliğe geldim. İsteseydim darma dağın eder­dim. Çünkü ne emirinizin ne Mekke halkının koruyacak ordusu var. Dilersem emirinizi esir alıp Şam'a götürebilirim. Fakat Harem'de bundan hoşlanmam. Emire söylesin, imamlıktan çekilsin, ben de çe­kileyim. İnsanlar imamını kendi seçsin. Bunları ben sırf afiyet ve se­lamet olsun diye teklif ediyorum!" dedi. Sonra Ebu Said gelip Kuşem ile bu imamlık meselesini konuştu. Kuşem de teklifi kabul etti. İnsanlar da o yılki hac emirliğini Şeybe b. Osman'a verdiler.

Şam ordusu Mekke'den ayrılıp Şam'a doğru yol alırken, Hz. Ali'nin ordusu çarpışmaya gelirken bedevilerden onların gittikleri haberini aldılar. Şamlıların Vadi'l-Kura'da olduklarını duyup oraya geldilerse de onlar da orada sadece on kişi kalmıştı. Bunları esir edip Hz. Ali'ye götürdüler. Yezid bunu haber alınca "Geri dönmeyelim ne olur ne olmaz bilemeyiz, deyip gizlenerek Şam'a gittiler.

Hz. Ali "Esirleri hapsedin, zira Muaviye'nin yanında da bizim adamlarımız esir. Onları bırakırlarsa biz de bunları bırakırız." dedi.

Bu esir edilenlerin akrabaları Muaviye'ye gelip "Eğer akrabalarımız öldürülmüş ya da ölmüş olsalar "Allah yolunda oldu" deyip geçecek idik. Ama onlar Ali'nin elinde çare ne? dediler. Muaviye de "Sesinizi kesin! Onları kurtarmaya siz benim kadar hırslı değilsiniz bekleyin!" dedi.

Muaviye hemen bin kişilik bir alayı Hamalı Haris b. Nümeyr ko­mutasında Cezire'deki Hz. Ali'ye biatlı köylere hücuma yolladı. Onlar da Tohum ve Dara denen şehirlere saldırıp sekiz kişiyi esir alıp Şam'a doğru yola çıktılar. Utbe b. Vaal denilen Cezire halkından biri kabilesini toplayıp Fırat nehrini geçti ve bu Şam alayının öncülerine saldırıp ellerindeki ganimetleri aldı.

Hz. Ali de Muaviye'ye bir mektup yazarak esirlerini istedi. O da esirleri salınca Hz. Ali de esirlerini salıverdi.)[961]

Bu yıl, Müminlerin annesi Meymune (r.a.) ile Hassan b. Sabit vefat elliler ki vefeyat kısmında anlatacağız.

Hz. Ali, Muaviye ile yeniden harp etmek için hazırlığını yapıp yola çıktı ise de Cezire'deki Rikka ile Hiyt şehirleri arasındaki Ânât'tan geri dönmeye mecbur kaldı. Zira Haruriyye havarilerinin isyanıyla uğraşmak lorunda kaldı. Bu Hariciler, o dönemin en âbit en zahitleri ve Hz. Ali'ye biat edenlerin adı (devamlı Kuran'la meşgul olup yegane delil onu kabul ittikleri için) Kurrâ'ya çıkan kimselerdi ki, hadiste geçtiği gibi, illamdan, okun fırladığı gibi çıkmışlar idi. Dinde çok aşırı gitmeleri sonunda kendilerini günah işleyerek Allah'a asi gelenleri kafir saymaya kadar götürdü. Kadın erkek bu Hakem olayına katılanları öldürmeyi helal saydılar. Ancak "biz böyle yapınca kafir olmuştuk. Sonradan imanımızı tazeledik." diyenleri bırakıyorlardı.

İbni Sa'd, Muhammed b. Ömer Vakidi- Abdurrahman b. Ebi'l-Mevâlî -Abdullah b. Muhammed b. Akîyl isnadıyla Muhammed b. El-Hanefiyye'yi şöyle derken işittiğini nakleder:

-Babam Ali Muaviye ve Şamlılarla savaşmak istiyordu. Bunun için sancağı göndere bağlattırıyor ve "Şam üzerini yürümeden sancağı çözdürmeyeceğine yemin ediyordu. Fakat askerin çoğu ona karşı gelip görüşleri dağılıyor ve korkuya kapılıyorlardı. Babam da sancağı çöz­meye mecbur kalıp yemininin keffaretini ödüyordu. Bu yeminini dört kere tekrarladı. Ben babamın vaziyetini anlıyor ve beni sevindirmeye­cek şeyler olduğunu seziyordum. Bir gün Misver b. Mahreme ile ko­nuştum ve ona: "Babamla konuşmayacak mısın, vallahi yanında ken­dine hiçbir faydası olmayan (gayesiz) bir toplulukla nereye gidiyor?" dedim. Misver de ona: "Ya Ebe'l-Kasım! Baban iyice ısınmış bir iş için gidiyor. Ben onunla konuştum. Anladım ki mutlaka gitmeye direniyor." dedi. Muhammed b. Hanefiyye devamla der ki:

-Babam o adamlarda gördüğü b muameleyi görünce "Allah'ım ben bunlardan bıktım, beni usandırdılar. Ben onlara onlar da bana buğz et­tiler. Ya Rab! Bana onları alıp yerlerine onlardan daha hayırlı yanlar ver. Onlara da benden daha şerli birini benim yerime onlara reis et!" diye beddua etti.[962]



[960] Halife, Tarih s. 198

[961] Taberi (kısa) 3/151; Belazurî, Ensabu'l-Eşraf 3/219-221-227, 228; İbnu'l-A'sem, Kllııbu'l-Futuh 4/39-45; Burası Zehebi'de yok. Zehebi bu yıl olaylarına değinmediği İçin kaynaklardan veriyoruz.

 

[962] İbni Sa'd 5/93

İmam Zehebi, Tarihu’l-İslam, Cantaş Yayınları: 6/ 357-360


Konu Başlığı: Ynt: Muaviye nin hücumları
Gönderen: Mehmed. üzerinde 06 Mart 2022, 14:38:58
Esselamü aleyküm Rabbim bizlerin ilmini artırsın Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Muaviye nin hücumları
Gönderen: Sevgi. üzerinde 08 Mart 2022, 05:36:46
Aleyküm Selam. Bilgiler için Allah sizlerden razı olsun kardeşim