๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Tarihül-İslam => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 13 Nisan 2011, 14:42:37



Konu Başlığı: Mi'zad B. Yezid Eş Şeybanî
Gönderen: Sümeyye üzerinde 13 Nisan 2011, 14:42:37
Mi'zad B. Yezid Eş-Şeybanî


Mi'zad Azerbaycan'da şehit düştü. Kendisinin Peygamberimizle sohbeti yoktur. [815]

 

Bu Yılın Diğer Olayları El-Bab Şehrinin Fethi Ve Türklerle Savaş
 

Yezid B. Muaviye bu yıl içinde doğmuştur.[816] (Bu yıl Hz. Ömer, Süraka b. Âmr'ı, el-Bâb şehrini fethe görevlen­dirdi. Abdurrahman b. Rabîa'yı öncü kuvvetlerin başına verdi. El-Bab meliki onların şehrin hizasına geldiğini görünce, onlara mektup yaz­dırdı ve'can güvenliği istedi. Süraka da o şartlan kabul etti. böylece el-Bab fethedildi.) (Sonra Süraka ordu komutanlarını Ermenistan'ı çev­releyen dağlan fethe yolladı. Bunlardan sadece Bükeyr Mokanı fethe­dip anlaşma imzaladı.)[817]

(Süraka'nın öldüğü ve Ölmeden önce yerine kardeşi Abdurrahman b. Rabîa'yı bıraktığı haberi Hz. Ömer'e ulaşınca) Abdurrahman'ın Fercu'1-Bab şehrine vali olmasını kabul edip, ona Türklerle savaş et­mesi emrini verdi. Abdurrahman da ordusuyla çıkıp El-Bab'a geldi.

Şehribaz ona: "Sen ne yapmak istiyorsun?" dedi. O da: "Belencer şehrine gitmek...!" dedi. Şehribaz da: "Biz onların bize Bab şehri dı­şında dokunmamasına razıyız!" dedi.

Abdurrahman da: "Biz ise onların yurduna girip orayı ele geçirme­den onlardan razı olmayacağız. Vallahi bizim ordumuzda öyle bir topluluk var ki, eğer emirimiz ordunun ilerlemesine müsaade edecek olsa bu topluluk orduyu tâ Radm (Süd) şehrine kadar götürebilir." dedi.

Şehribaz "Onlar neyin nesi?" deyince "Bunlar Rasulullah (s.a.v.) ile sohbet şerefine eren bir topluluk olup, bu dine iyi bir niyetle girdiler, bunlar cahiliye döneminde de haya ve kerem sahibi insanlardı. İslâm'­dan sonra bu ahlakları daha da arttı. Artık bu dinin ayakta durması onların varlığıyla kaimdir. Onlar galip gelen kimseler, onları değişti­rene ve hatta kendi hallerini bırakıp, bu kendilerini değiştirenlerin du­rumuna dönmedikçe, zafer onlarla beraberdir." dedi.

Hz. Ömer zamanında bir grup gazi Belencer şehrine sefer yaptılar, süvariler Belencer'den iki yüz fersah öteye ulaştılar, ama ne bir dul kadın, ne de bir bebek öksüz kaldı. Sonra yine bir sefer yaptılar yine aynı selamet devam etti. Daha sonra Hz. Osman zamanında buraya bir çok sefer yapıldı. Hz. Osman'ın halifeliği döneminde, sırf Küfe hal­kıyla sulhu sağlamak için bazı mürted kimseleri devlet hizmetinde kullanmaya mecbur kaldığı Küfe halkının bozulma döneminde Abdurrahma b. Rabia vuruldu. Halbuki bu Kûfelilerin isteğinin yerine getirilmesi bile onların ishlahına yaramadığı gibi dünyalık talebiyle iyice bozuldular.)

(Abdurrahman b. Rabia, Türklerin yurduna girdiğinde Allah (c.c.) Türklerle onun arasına bir engel koyup onların da ona saldırmak için ortaya çıkmasına engel oldu. Bunun üzerine Türkler: "Bu adamın ya­nında kendisini ölümden koruyacak bir melek olmamış olsa bu adam bize saldırmaya cesaret edemezdi." deyip ondan kurtulmak için gizle­nip kaçıştılar. Böylece Abdurrahman b. Rabia savaşmadan zaferi ka­zanıp ganimetleri ele geçirip geri döndü.

Bu hadise Hz. Ömer'in zamanında cereyan etti. Daha sonra Hz.

Osman zamanında da bir kaç kere yine Türk yurduna saldırıp zafer ve selametle ganimet aldı. Nihayet Küfe halkının Hz. Osman'ın dinden dönen bazı kimseleri devlet işinde görevlendirdi diye ahlaklarının bo­zuluşundan sonra bir kere daha oraya sefer yaptı.

Bu kere Türkler birbirlerini savaşa teşvik ettiler, içlerinden biri: "Bunlar ölmüyorlar" deyince bir diğeri "Bir deneyelim!" dedi. Or­manda bir yere gizlendiler. Birisi geçen müslümanlardan birine ansı­zın bir ok atıp öldürdü. Ölenin yanındakiler kaçışınca Türkler gizlen­dikleri yerden çıktılar. Çok çetin bir çarpışma oldu. Yukardan bir dellal "Ey Abdurrahman'm arkadaşları, sabredin! Yeriniz cennettir!" diye nida etti. Abdurrahman şehit olana kadar çarpıştı, ölünce sancağı kardeşi Selman b. Rabia aldı, ve onunla savaşı sürdürdü. Sonra Selman Ebu Hüreyre (r.a.) ile beraber Cîlan'a yürüyüp Cürcan şehrine kadar olan yerleri geçti.

Bundan sonra Türkler müslümanlara saldırma cesaretini buldular. Bununla beraber bu olay onların Abdurrahman1 m cesedini mübarek saymalarına engel olmadı. Onlar o zamandan bu güne kadar Abdurrahman'ın vücuduyla yağmur duasında bulunurlar.[818]




[815] Bu isimdeki zatın ölümünü Taberi, hicri otuz ikinci yıldaki Belencer harbinde olduğunu kaydeder. 2/628. doğru olan budur. Zira Ibn Sa'd da Tabakatında, yapılan Azerbaycan seferinde öldüğünü nakleder. Mi'zad Hz Ömer'den rivayeti olan aynı zamanda Abdullah b. Mesûd (r.a.)'ın talebelerinden, Köfe'deki büyük alimlerden bi­ridir. Zehebi'nin onu burada alması belki bir tashih hatasıdır. El-Kamil fi't-Tarih 3/132-134

İmam Zehebi, Tarihü’l İslam Cantaş Yayınları 5/340

[816]  Taberi, Tarih 4/160

[817] Bu kısmı Zehebi atlamış, ama Taberi bu hadiseleri bu meyanda verdiği için özetle-dim.2/540, 541

[818] Taberi, Tarih 2/541, 542. Zehebi bu olayı fazla kısalttığı için ben tercemeye Taberi metnini esas aldım.

İmam Zehebi, Tarihü’l İslam Cantaş Yayınları 5/341-


Konu Başlığı: Ynt: Mi'zad B. Yezid Eş Şeybanî
Gönderen: Mehmed. üzerinde 09 Temmuz 2021, 11:14:16
Esselamü aleyküm Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Mi'zad B. Yezid Eş Şeybanî
Gönderen: Sevgi. üzerinde 30 Ekim 2021, 10:59:19
Aleyküm Selâm. Bilgiler için Allah sizlerden razı olsun kardeşim