> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Tarihül-İslam > Mekke nin fethi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Mekke nin fethi  (Okunma Sayısı 1622 defa)
18 Nisan 2011, 13:59:05
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 18 Nisan 2011, 13:59:05 »



Mekke'nin Fethi[354]




Bekkâî, İbni İshâk'tan naklediyor:

-Daha sonra Bekr b. Abd-i Menât b. Kinane oğulları, Mekke'nin ta aşağı tarafında Vetir denen suyun başında oturan Huzâ kabilesine sal­dırdı. Bekr oğullarıyla, Huzâalılar arasındaki kavgaya sebeb olan kişi el-Hadramî oğullarından bir kimse olup adı Mâlik b. Abbâd idi.

Bu zât ticaret için yurdundan çıkmıştı. Huzâ'a arazisinin ortalarında huzâalılar ona saldırıp öldürdüler ve malını aldılar. Bekr oğullan da geri gelip Huzaadan bir adama saldırıp onu öldürdü. İslâm'ın gelişin­den az önce, Huzâalılar, Esved b. Razn ed-Deylemî oğullarından Selmâ, Gülsüm ve Züeyb'e saldırdılar ve onları Arafattaki arafat sı­nırlarını belirleyen hudud putları önünde öldürdüler. Bunlar Kinâne oğullarının önde gelen eşrafı idi.

Bekr oğullarıyla, Huzâa kabilesi bu şekilde husumete devam eder­ken, İslâm dini aralarına gerildi. İnsanlar artık İslâm diniyle meşgul olmaya başladı. Resulü Ekrem ile Kureyşliler arasında Hudeybiyede Sulh yapılınca, onların Resûlullah'a, Resulü Ekrem'in de onlara koş­tuğu şartlar arasında;

"Bu civarda oturan araplardan Resûlullah'm akit ve ahdine girmek isteyenler rahatça girebilecek, Kureyşlilerin akit ve ahdi altına girmek isteyenler de istediği gibi girebilecekti. Bekir oğullan Kureyşlilerin akdi altına girerken, Huzâalılar da mü'miniyle kâfiriyle Resûlullah (s.a.v.)'in akdine girdiler.

Hudeybiye de anlaşma sağlanınca Bekr oğullan boylarından biri o-lan Ed-Deyl oğullan bunu Huzâa'dan öcalmak için fırsat saydı ve ken­dilerinden öldürülen bu kardeşlerinin intikamını bunlardan almak iste­diler. Nevfel b. Muâviye ed-Deylî kendi kavmi olan Benî Deyl'in ba­şında yola çıktı. Benî Bekr'in hepsi ona tabî değildi. Muaviye ve ar­kadaşları geceleyin gelip vetir suyu başındaki Huzâaya saldırdı ve on­lardan birini vurup etraflarını kuşattılar. Müthiş bir çarpışma oldu. Kureyş, ed-Deyl oğullarına silah yardımı yaptı. Kureyşten bir kısmı da kendilerini gizleyerek bizzat kendileri gelip Deyi oğulları saflarında Huza'alılara karşı çarpıştılar.[355]

Nihayet Huzâa'lıları sürerek tâ Harem-i Şerife kadar getirdiler. Nevfel'e kendi kavmi olan ed-Deyloğullan; "Yâ Nevfel! Harem'e gir­dik. İlahından kork ve Harem'in haramlığını ihlal etme!" dediler. O zaman o, çok ağır bir laf edip: "bugün benim ilâhım yok, ey Bekr oğulları intikamınızı alın. Vallahi siz Haremde çalıyordunuz da şimdi orada intikamınızı niye almıyorsunuz?" dedi.

O gece Vetîr'de adı Münebbih olan ve kalb hastası birini öldür­müşlerdi. Yanında Temîm diye biri de vardı. Münebbih buna, "kaç kendini kurtar, ben nasıl olsa öleceğim, ister öldürsünler, ister salsın­lar" dedi. Temim kaçıp kurtulurken, Mûnebbih'e yetişip öldürdüler. Huzâa Mekke'ye girince bir kısmı Bûdeyl b. Verkâ adlı birinin evine sığındılar. Bir kısmı da adı Râ'fi1 olan Huzaalı bir kölenin evine sı­ğındı.

Bekr oğulları ile Kureyş'in dayanışmaya girdikleri ortaya çıkınca, bu kendileriyle Resûlullah (s.a.v.) arasındaki anlaşmayı bozmak anla­mına gelmiş oldu. Böylece Anır b. Salim el-Huzâî de çıkıp yanına yar­dım isteyecek bir gurubu alarak Peygamber (s.a.v.) geldi ve ashabının arasında oturmakta olan Peygamberin baş ucunda dikilerek şu şiiri okudu:

Ya Rab, ben Muhammede babamızın ve babasının eski dostlu-ğunu hatırlatıyorum

- Siz çocuklar iken biz baba idik. Orada teslim olduk ve asla elimizi çekmedik. (Kusay oğullarının anası Fatima binti Sa'd ile abdi Menaf oğullarının anası Huzâa'lı idi.)

-  Allah sana hidayet versin, sen hazır olan bir destekle yardım et, Allah kullarını yardıma gelmeye çağır.

-  Aralarında harbe hayır bir Resûlullah vardır. Eğer zillet istense onun yüz rengi değişir.

-  Deniz gibi dalgaları yüzen bir ordu içinde. Kureyş sana verdiği sözünü bozup atmıştır.

-  Senin kuvvetli anlaşmanı bozdular ve Mekke'deki Kûdeyde beni kontrol ettirmeye başladılar.

-  Benim kimseyi yardıma çağıramayacağımı sandılar. Oysa onlar hem daha alçak, hem sayıca daha azdır.

- Onlar bize Vefîr suyu başında uykuda saldırdılar, bizi rükû ve secdede katlettiler.

Üçüncü mısradaki ilk kısım "Allah sana hidayet versin, sen güçlü bir destekle yardım et" şeklinde de rivayet edilir. Bunu duyan Resûlullah (s.a.v.): "Ey Amr b. Salim yardım olundun!" buyurdu. O sırada Resûlullah'ın gözüne gökteki bir bulut görününce;

-Şu bulut Ka'b oğullarının yani Huzâa'hların zaferini yağdıra­cak" buyurdu

Sonra Bûdeyl b. Verkâ', Huzâa kabilesinden bir gurubla Medine'ye Resûlullah'ın yanma geldi ve başlarına geleni, Kureyş'in Bekr oğulla­rına yardımını anlatıp Mekke'ye doğru yola çıktılar. Resûlullah (s.a.v.) bu ara ashabına:

"Sanki siz anlaşmayı yenilemek ve sulh süresini uzatmak üzre Ebû Sûfyan'ın sîze geldiğini göreceksiniz gibi geliyor" buyurdu.

Bûdeyl ve arkadaşları Mekke'ye doğru giderken yolda Ebû Sûfyan'la karşılaştı. Kureyş onu anlaşmayı yenileyip süreyi uzatması için Peygamber'e yollamıştı. Kureyş o katliamdan az sonra yaptıkla­rından korkmaya başlamışlardı.

Ebû Sûfyan, Bûdeyl b. Verkâ'ya rastladığında, "Yâ Bûdeyl! nereden geliyorsun?" dedi. Ebû Sûfyan onun Nebi (s.a.v.)den geldiğini tahmin ediyordu. Bûdeyl ise: "Huzaa'hlarla beraber şu şekilde biraz dolaştım" dedi. Ebû Sûfyan, "Peki Muhammed'e gitmedin mi?" dedi. Bûdeyl Mekke'ye doğru gidince, Ebû Sûfyan: "Eğer O Medine'den geliyorsa hayvanlarına hurma yemi yedirmiştir" deyip, Büdeyl'in develeri çök-türdüğü yere gelip deve kiğısını aldı ve parçaladı. İçinde sindirileme-yen hurma çekirdeği görünce, "Allah'a yemin ederim ki, Bûdeyl Muhammed'e gitmiş" dedi.

Ebû Sûfyan oradan ayrılıp Medine'de Resûlullah (s.a.v.)'in yanına geldi ve kızı Ümmû'l mü'minîn Ümmü Habîbenin evine misafir oldu. Orada bulunan Peygamber (s.a.v.)'in yatağına oturmak için ilerleyince, Ümmû Habîb'e mindere oturmasın diye çekti. Ebû Sûfyan: "Yâ kızım!

Bilmiyorum bu yatağımı benden kıskanıyorsun, yoksa beni mi bu ya­taktan kıskanıyorsun?" deyince; "seni değil yatağı, çünkü o Resûlullah (s.a.v.)'in yatağıdır. Sen ise müşrik bir pisliksin" dedi. O da, "Vallahi ey yavrucuğum, benden ayrıldıktan sonra sana şer isabet etmiş" dedi.

Ebû Sûfyan bu hadiseden sonra çıkıp Resûlullah (s.a.v.)'in yanına gelip (konuştu ise de) Nebi (s.a.v.) isteğine olumlu bir cevap vermedi. Ebû Sûfyan kalkıp Ebu Bekr (r.a.)'m yanma geldi ve Resûlullah'a rica etmesi için konuştu. O da, "ben bunu yapamam" deyince, Ömer (r.a.)'a geldi ve ona da söyledi ise de Ömer (r.a.): "Ben mi sana Resûlullah'ın yanında şefatçi olacağım, vallahi eğer sizinle savaş et­mek için san karınca bile sebeb olsa (Vakîdi de sizinle çarpışan sarı karınca olsa bile) bende sizinle çarpışırdım" dedi. (Sonra Osman'a gi­dip yalvardı. O da "Ben ancak Resûlullah'ın himaye ettiğini himaye ederim" dedi)[356] Sonra oradan ayrılıp Hz. Ali'ye geldi. Ali'nin yanında Fatıma ile oğlu Hasan vardı ve o zaman hasan henüz apalayan bir be­bekti.

Ebû Sûfyan: "Yâ Ali! bu kavmin bana akrabalık bağı en bağlı olanı sensin. Ben sana bir ihtiyaç dolayısıyla geldim, ne olur elimi boş çe­virme. Resûlullah'a derdimi anlatmak için bana yardımcı ol!" dedi. O da: "Yazık sana ey Ebû Sûfyan! Resûlullah (s.a.v.) bir işe kesin karar vermiş, artık o konuda biz onunla konuşmaya asla güç yetiremeyiz" dedi. Ebû Sûfyan Fatıma (r.a.)'ya döndü ve! "Ey Muhammed'in kızı! Sen şu bebekceğizine emretsen de insanlar arasında beni himayesi al­tına aldığını söyleyip, dünyanın sonuna kadar arapların seyyidi-efen-disi- olarak kalsa..." diye yalvardı. Fatıma (r.a.) da: Vallahi bu yavru­cuğum insanlar arasında himaye ilan edecek yaşa gelmiş değildir. Hiç kimse Resûlullah'a karşı himayecilik işini üstlenemez." dedi.

Ebû Sûfyan Hz. Ali'ye döndü ve: "Yâ Ebe'l Hasan ben vaziyetin beni pek sıkıştırdığını görüyorum, bana birşeyler nasîhat et" dedi. Hz. Ali: "Vallahi ben senin ihtiyacım giderecek bir nasihat bilemiyorum. Ama sen Kinâne oğullarının liderisin. İnsanların arasında onların hi­mayesine girdiğini ilan et, sonra yurduna geri git" dedi. Ebû Sûfyan, "Bu benim derdime çare olur mu dersin?" deyince, "hayır vallahi çare olacağını sanmıyorum, ama sana bundan başka söyleyecek laf bulamı­yorum" dedi.

Ebû Sûfyan mescitte ayağa kalktı ve: "Ey insanlar, ben sizlerin hi­mayesine girdiğimi ilan ediyorum" dedi. Sonra devesine binip yola çıktı. Kureyş'lilere geldiğinde, "arkada ne var ne yok?" dediler. O da, "Vallahi Muhammede varıp konuştumsa da bana bir cevap vermedi, Ebû Bekr'e gittim onda da bir hayır bulamadım, Ömer'e gidince onun düşmanlığını daha fazla gördüm" diyerek olayı anlattı ve "İnsanlar a-rasmda himayelerini kabul ettiğimi bildirdim" dedi. Onlar, "Peki Muhaınmed bunu onayladı mı? dediler, "hayır!" deyince: "Vallahi a-dam seninle oynamaktan başka birşey yapmamış" dediler.

Daha sonra Resûlullah (s.a.v), hazırlık emri verdi. Ailesine de ha­zırlanın dedi. (Ebû Bekir, kızı Âişe'nin yanına girdiğinde onu Resûlullah'ın eşyalarını hazırlarken buldu ve "kızım! Resulü Ekrem size hazırlanın emri verdi mi?" deyince, "evet sen de hazırlan" dedi. "Nereye gidilecek?" deyince, Hz. Aişe: "Vallahi bilmiyorum" dedi.) Sonra Nebi (s.a.v.) hedefin Mekke olduğunu ilan ettirdi ve:

"Allah'ım! Kureyş'in gözcülerini casuslarını alda ülkelerine ansızın varalım." diye dua etti. İnsanlarda hazırlığa başladı.

Urve ve diğer alimler -devamen- derler ki: Resulü Ekrem Mekke'ye sefer karan alınca, Hatıb b. Ebî Beltâ bu durumu mektup yazarak bir kadınla Kureyş'e bildirmek üzere yolladı. Kadın mektubu başma-saçm arasına- koydu ve saç beliklerini üzerine getirdi ve yola çıktı. Peygambere durum vahiy ile bildirildi. Nebi (s.a.v.) de Hz. Ali ile Zübeyr ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Mekke nin fethi
« Posted on: 18 Nisan 2024, 19:06:57 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Mekke nin fethi rüya tabiri,Mekke nin fethi mekke canlı, Mekke nin fethi kabe canlı yayın, Mekke nin fethi Üç boyutlu kuran oku Mekke nin fethi kuran ı kerim, Mekke nin fethi peygamber kıssaları,Mekke nin fethi ilitam ders soruları, Mekke nin fethiönlisans arapça,
Logged
26 Ağustos 2021, 15:54:48
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.663


Site
« Yanıtla #1 : 26 Ağustos 2021, 15:54:48 »

Esselamü aleyküm Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

03 Eylül 2021, 02:43:42
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.956


« Yanıtla #2 : 03 Eylül 2021, 02:43:42 »

Aleyküm Selam. Bu bilgileri bizlerle paylaşan kardeşlerimizden Allah razı olsun
 
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes