๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Tarihül-İslam => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 12 Nisan 2011, 17:48:46



Konu Başlığı: Kuzey Afrika nın fethi
Gönderen: Sümeyye üzerinde 12 Nisan 2011, 17:48:46
Kuzey Afrika'nın Fethi


Halife b. Hayyat Tarih'inde der ki:

-Bu yıl Hz. Osman Mısır valiliğinden Amr b. el-Âs'ı azlederek yerine Abdullah b. Sa'd b. Ebi Sarh'ı tayin etti. O da beraberinde Abdullah b.

Ömer, Abdullah b. Amr b. el-Âs ve Abdullah b. Zübeyr'i alarak -kuzey-Afrika'ya sefere çıktı. Abdullah b. Sa'd'm ordusu ile Cürcir'in ordusu Kayıavan'dan iki günlük mesafedeki Sübeytıla şehrinde karşılaştı. Cürcîr'in komutasında iki yüz bin savaşçı vardı. (Bir rivayette bunların yüz yirmi bin olduğu söylenir.) Müslüman ordusu ise yirmi bin kişiden ibaret idi.[30]

Mus'ab b. Abdillah der ki: Bana babam ve Zübeyr b. Hubeyb, Abdul­lah b. Zübeyr'den şöyle naklettiler:

-Yüz yirmi bin kişilik bir ordu ile Curcîr bize hücum edip etrafımızı kuşattılar. Biz sadece yirmi bin savaşçı idik. İnsanlar Abdullah b. Ebi Sarh'ın yanına gelip gitmeye başladılar. O da kendine ait çadırına geçip yalnız başına kaldı. İşte o sırada ben Curcîr'in bir gafletini gördüm. Ben onu askeri kampının arkasında kır bir yük beygiri üzerinde kendisini ta­vus kuşu tüyleri ile gölgelendiren iki cariye ile beraber gördüm. Onunla askerleri arasında hiç kimse olmayan bir arazisi vardı. Hemen Abdullah b. Ebi Sarh'a geldim ve anlattım. O da insanları benim yanıma topladı. Ben onlardan otuz süvari seçtim. Diğerlerine de: "Saflarınızda durun!" deyip Cürcîr'i gördüğüm tarafa hamle edip, yanımdaki süvarilere de, siz arka taraftan gelecek bir hücumdan beni koruyun!" dedim. Vallahi safları ona doğru yarıp geçmek çok ani oldu ve önüne dikildim. O ve arkadaşları beni kendilerine    gönderilen elçi sandılar. Yanına yaklaştığımda gelen belayı anlayıp beygirinin üzerine sıçrayarak arkaya doğru  kaçmaya başladı.  Ben de kovalayıp yetişip ona mızrağımı sapladım,  atından yere yuvarlandı,  sonra kılıçla üzerine saldırdım. Bubini mızrağa geçirip "Allahu Ekber" dedim. Müslümanlar da hemen »ttldırıya geçtiler.   Adamları çevreye dağıldı. Bizde sırtlarına bindirdik.[31] Hftlife b. Hayyat der ki: İbnu Lehîa'dan birisi şöyle duymuş: Bana ibu'lEaved, Ebu İdris el-Havlanî'den şöyle nakletti:

Hbu İdris, Abdullah b. Sa'd ile Afrika fethine gitmiş idi. Abdullah b. d Afıiku'yi fethetti. Savaşa katılan her mücahide bin dinar düştü.[32] Hnlite b. Hnyyut dışındaki tarihçiler ise: Müslümanlar onlardan esir alıp harp ganimeti elde ettiler, her bir süvarinin hissesine üç biri dinar düştü, demekteler.[33]

(Seyf b. Ömer, Ebu Harise ile Ebu Osman'dan şöyle nakleder: -Hz. Osman halife seçilince Amr b. el-Âs'ı da Mısır valiliğinde bı­raktı. Zaten bir şikayet ya da kendiliğinden istifa olmadıkça görevden almazdı. O sıra Abdullah b. Sa'd, Mısır orduları içinde bir nefer idi. Hz. Osman onu orduya komutan yapıp ileri gelenlerle ona destek vererek kuzey Afrika'ya sefere yolladı. Beraberinde Abdullah b. Nafî ile Abdullah b. Nafî b. el-Husayn'ı da verdi.

Hz. Osman, Abdullah'a "Allah sana Afrika fethini nasib ederse, gani­metin beşte birinin beşte biri senin dedi. Diğer iki Abdullah'ı da emirle­rine askerler verip onları da Endülüs'e sefere yolladı.)

Asker Mısır'ı geçip kuzey Afrika'ya varıp el-Ecell ile karşılaştı. El-Ecell'in ordusu kimliği bilinmeyen derleme bir ordu idi. Harp başladı, Abdullah el-Ecell'i öldürüp kuzey Afrika'nın dağlarını ve ovalarını ele geçirdi. Sonra ora halkı toptan Müslüman oldu ve devlete bağlılıkları çok güzel oldu.

Abdullah, Allah'ın onlara nasip ettiği bu ganimeti askere bölüştürüp beşte birin, beşte birini (Hz. Osman'ın tavsiyesi ile) kendisine alıp, kalan dörtte biri Hz. Osman'a yolladı. Sonra Kayravan şehrinin olduğu yerde çadırlar kurdurup elçiler gönderdi.

Orduda bulunanlar Abdullah'ı Hz. Osman'a şikayet edip: "Beşte bi­rini kendine aldı." dediler. Hz. Osman "Ben onu Abdullah'a bağışla­mıştım, ama o şu anda sizindir. Razı iseniz caiz olur, değilseniz red olunur." dedi. "Biz razı değiliz!" demeleri üzerine o da bunların askere geri verilip aralarında anlaşma sağlaması için bir mektup yazıp Ab­dullah'a yolladı.

Lakin adamlar "Sen onu bizden al!" diye ısrar edince, Hz. Osman ona "Afrika'ya senin de onların da razı olacağı birini tayin et. Sana yaptığım bağışı da onlara geri ver. Zira onlar razı olmuyor." diye yazdı. Abdullah b. Ebi Şerh de öyle yapıp Mısır'a geri geldi. Allah onlara Afrika fethini nasip etmişti. O vakitten ta Hişam b. Abdulmelik zamanına kadar ora halkı insanların en iyi emir dinleyen, en gönüllü itaat eden kimseler olmaya devam etti.[34]

Seyf b. Ömer yine Ebu Harise ile Ebu Osman'dan nakleder: -Hz. Osman, Abdullah b. Nafi b. el-Husayn ile Abdullah b. Nafî' b. Abdi'l-Kays'ı Afrika ordusunun ardından Endülüs'e yolladı.

Bunlar oraya deniz yolu ile vardılar. Hz. Osman Endülüs'e gönderi­lenlere hitaben bir yazı gönderip "İstanbul ancak Endülüs yolu ile fethe-dilebilir. Eğer siz Endülüs'ü fethedebilirseniz İstanbul'u fethedecek olan kimsenin -Peygamberin hadisinde ona verileceğini bildirdiği- sevabına siz de ortak olmuş olacaksınız. Allah'ın selamı sizinle olsun." dedi.

Ka'bu'l-Ahbar der ki: Denizden Endülüs'e fetih için bir takım insanlar geçecek. Kıyamet günü nurları ile tanınacaklar.

Bu Endülüs fatihlerine, kuzey Afrika halkından Müslüman olan Ber-beriler de katıldılar. Hem denizden hem karadan oraya ulaştılar. Allah onlara Endülüs'ü ve Efrence'yi fethetmeyi nasip etti. Müslümanların oradaki gücü tıpkı kuzey Afrika'daki gibi arttı.[35] (Hz. Osman Abdullah b. Sa'd b. Ebi Sarh'ı görevden alınca Afrika valiliği Abdullah b. Nafi b. Abdi'l-Kays'a geçti. İbni Ebi Sarh da Mısır'a döndü. Endülüs idaresi de aynen Afrika'daki gibi Hişam dönemine kadar devam etti. Hişam halife olunca Endülüs'teki Berberi'lere kendi arazileri -olan kuzey Afrika'daki yerlerine dönmelerini emretti. Endülüs'te bulunan Müslümanlar kendi başlarına kaldılar.[36]

Vakidi isnadı ile Kurayb'dan naklediyor:

-Hz. Osman Amr b. el-Âs'ı Mısır valiliğinden alınca, Amr çok öf­kelenip Hz. Osman'a kinlendi. Hz. Osman Abdullah b. Sa'd b. Ebi Sarh'ı yönlendirip Afrika'ya gitmesi emrini verdi, ve insanların da Afrika'ya gitmesini teşvik etti. Muhacir ve Ensardan oluşan on bin kişilik bir kuvvet Afrika'ya yola çıktı.[37]

Yine Vakidi, İbnu Ka'b'den şöyle nakleder: Hz. Osman, Abdullah'ı Afrika'ya yolladığında, aralarındaki sulhu her yıl bir milyon beş yüz yirmi bin dinar vermek üzere imzalayan Afrika patriği Curcîr idi. Bi­zans imparatoru, İstanbul'dan patriğe bir elçi gönderip üç yüz ton altın

Afrikalılardan almasını emretti.

ilckim Abdullah b. Sa'd da onlardan vergi almış idi. Patrik ayan he-etiııi toplayıp imparatorun emrini bildirdi. Onlar da: "Artık ona ve- altınımız yok, elimizde bulunanla zaten canımızı Müslümanlardan urlardık. Evet imparator bizim efendimizdir, her sene verdiğimiz gibi «mmızda bulunan hediyelerimizi kabul etsin." dediler.

Klçi bu durumu görünce onların hapsedilmesini emretti, ve hapse ıtıldılar. Onlar da kendi adamlarına haber salıp durumu bildirdiler. l'nnıltarları da gelip hapishanenin kapısını kırıp onları serbest bıraktılar.[38]

Vakidi, Yezid b. Ebi Habib'den naklediyor:

-Hz. Osman, Mısır haracı idareciliğine Amr b. el-Âs'ın elinden alıp "Huraç gelirleri" idaresine Abdullah b. Sa'd'ı tayin edince, birbirlerine hnksı/. şeyler söylediler. Abdullah bunu bir mektupla Hz. Osman'a: "Amr haraç malını parça parça satıyor." diye şikayet etti. Amr da: "Abdullah benim aleyhime harp tuzağını bozuyor!" diye şikayette InılııiKİu. Bunun üzerine Hz. Osman Amr'a "Çabuk Medine'ye geri ılfln!" diye emirname gönderdi. Abdullah b. Sa'd'ı da hem ordu ko-ınulanlığına hem de Haraç idaresine tayin etti. Amr öfkeyle gelip Hz. IJsmnn'ın yanına girdi. Üzerinde içi pamuk dolu yemen işi bir cübbelirdi. Osman: "Cübbenin içinde ne var?" diye sorunca Amr "Amr var!" Udi. Uz. Osman da "Evet içinde Amr olduğunu ben de biliyorum. Ama m\ sana kim olduğunu değil içi pamuklu mu başka bir şey mi diye Ordum." dedi. Abdullah b. Sa'd -daha sonra- Mısır'dan Hz. Osman'a epeyce mal Oİlııyıp kendi yanında bir şey koymadı. Bir ara Amr yanına gelince Hz. )«man, Amr'a "Biliyor musun develer senden sonra ne kadar çok süt eriyor!" deyince "Ama yavrusu helak oldu." dedi.[39]



[30] Tarihi Halife s. 159

[31] El-Kamil fı't-Tarih 3/89-93; Nihnyetu'1-treb 24/13-17

[32] Tarihi Halife s. 160

[33] Futuhu Mısr s. 184; Nihayetu'1-İreb 24/16

[34] Taberi 4/254

[35] Metinde kısaltmalar var, biz kaynağa göre ikmal ediyoruz.

[36] Tabeıi Tttilh 4/255

[37] Taberi Tarih 4/255iyi

[38] Tabeıi 4/256; Nihayetu'1-lreb 19/412

[39] Taberi  4/256

İmam Zehebi, Tarihu’l-İslam, Cantaş Yayınları: 6/ 17-21


Konu Başlığı: Ynt: Kuzey Afrika nın fethi
Gönderen: Mehmed. üzerinde 01 Temmuz 2021, 13:43:45
Esselamu aleyküm Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Kuzey Afrika nın fethi
Gönderen: Sevgi. üzerinde 02 Temmuz 2021, 01:32:44
Aleyküm selâm. Bilgiler için Allah sizlerden razı olsun kardeşim