๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Tarihül-İslam => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 11 Nisan 2011, 13:53:28



Konu Başlığı: Kays B. Mekşûh
Gönderen: Sümeyye üzerinde 11 Nisan 2011, 13:53:28
Kays B. Mekşûh[890]

 

Nesebi: Kays b. Mekşuh (adı Hübeyre) b. Abdi Yeğus b. El-Ğuzeyyel b. Seleme b. Bida b. Âmir b. Avbesan b. Zahir b. Murad el-Muradî. Lakabı Ebu Şeddad olup arap kahramanlarından birisidir. (Babasına boş böğrüne dağlama yapıldığı için Mekşuh denmiştir.) Kays b. Mekşuh Yemen'de iken Peygamber (s.a.v.)'in zamanında olmasına rağmen onu göremedi. (Amr b. Ma'di Kerîb ona: "Peygambere gidip bir konuşalım. Eğer duyduğumuz gibi Peygamberse iman ederiz, eğer senden önce birisi gider de iman ederse sana kuyruk olmak düşer." dediyse de Kays gitmeyi kabul etmedi. Fakat onlardan Ferve gidip müslüman olup gelince ona uymamak için kaçtı. Daha sonra Müslüman oldu.)

(Esved el-Ansî peygamberlik iddiasıyla ortaya çıkınca Kays korkup ona tabi olur gibi yaptı. Denildiğine göre irtidad etmiş gibi yaptı. Esved'e gidip selam veriyor ve bir fırsat kolluyordu. Sırrını kimseye söylemiyordu. Nihayet Esved'in yanına girdi. Firuz ed-Deylemî onun boynunu vurdu. Kays da kafasını kesip başı arkadaşlarına attı. Daha sonra Esed'in adamlarından korkmaya başladı.) Peygamberimizin ölümünden sonra Esved el-Ansî'nin adamlarını hoşnut etmek için onun öldürülmesine katılan Dâzaveyh el-Ebnâvî'yi öldürdü.

Hz. Ebu Bekir de Muhacir b. Ebî Ümeyye'ye onu yakalama emri gönderdi. Muhacir de onu yakalayıp Hz. Ebu Bekr'e yolladı. Ebu Bekir onu öldürmek için sorgulayıp "Sen salih bir kimseyi öldürdün demek!" deyince Kays da inkar etti. Hz. Ebu Bekir ona yemin verdi. O da Peygamberimizin minberinin yanında elli kere "Ne öldürdüm ne de öldüreni biliyorum!" diye yemin etti. (Hz. Ömer ona "Eğer Ebu Bekir seni af etmeseydi seni Dâzaveyh'in kısasıyla öldürecektim!" dedi. Kays da ona "Ya Ömer sen beni hedef gösterdin. Senden bu lafı duyan herkes bana saldırma cesareti bulacak. Oysa ben onun ölümünden suçsuzum." dedi. Ömer bundan sonra bu konuya hiç girmedi.) Kays Hz. Ebu Bekir'e: "Ey Peygamberin halifesi sen beni yapacağın harplerde bulunmam için yanında bırak. Zira bende harp sanatı bilgisi ve düşmana karşı tuzak kurma bilgisi var." dedi. Hz. Ebu Bekir de onu orada bıraktı. Daha sonra o Hz. Ali'nin adamlarından oldu ve Sıffeyn harbinde öldürüldü. (Hz. Ömer onu harbe gönderdi mi "Onunla müşavere edin ama emir yapmayın. Harp bilgisi var ama güvenli biri değildir." derdi.[891] Allah rahmet eylesin.)[892]

 

Haşim B. Utbe[893]
 

Nesebi: Haşim b. Utbe b. Ebi Vakkas (Bu Utbe Hz. Sa'd'ın kardeşi) b. Uheyb b. Abdi Menaf b. Zühre (Zührî) Zühre oğullarındandır. Hz. Sa'd b. Ebi Vakkas'ın yeğeni. Harpte çok hızlı gittiğinden bu anlamda kendisine Mirkâl denirdi.

Peygamberimizin sağlığında doğmuş ama sahabi olup olmadığı tesbit edilememiştir. Yermuk savaşına katılmış ve orada bir gözünü kaybetmiştir. Şam'ın fethinde savaştı. Kendisi ileri gelen Eşraftan biri idi. Habib b. Ebi Sabit'in dediğine göre Sıffeyn savaşında Hz. Ali'nin sancaktarlığını yapmış idi.[894]

Bir gözü kör olduğundan Hz. Ali Sıffeyn savaşı sırasında ona "İleri geç ya A'ver (Kör Deccal, zira Deccale A'ver deniyor) gerçi A'ver de hayır olmaz onlardan ferahlık gelmez." diye takılır o da utanarak ileri geçerdi.[895]

Amr b. El-Âs Sıffeyn harbinde "Ben siyah sancağı taşıyan adamın pek çetin olduğunu görüyorum. Eğer gördüğüm şekilde devam edecek olursa bu gün araplar hep öldürülecektir." demişti.

Şa'bî'nin dediğine göre Hz. Ali (r.a.) Ammar b. Yasir ile Haşim b. Utbe'nin cenaze namazlarını beraber kıldırdı. Ammar'ı Haşim'i takiben önüne koymuştu. Kabirlere defnederken ise Ammar'ı Haşim'in önüne koydu.[896]

 

(Ubeydullah b. Ka'b) Ebu Fudale El-Ensarî:[897]
 
 

 Nesebi: Ubeydullah b. Ka'b b. Malik b. Ebi Kayn b. Ka'b b. Sevâd b. Ğanm b. Ka'b b. Selime: Künyesi Ebu Fedale'dir. Annesi de Beni Selime'den Cübeyr b. Sahr kızı Umeyra'dır. Bedre katıldığı ve Hz. Ali safında Sıffeyn'de öldürüldüğü söylenir. Bu görüş Muhammed b. Raşid'in Abdullah b. Muhammed b. Akil'den başkalarının iltifat et« mediği tek başına kaldığı bir rivayettir. Muhammed b. Raşid de hudlıtl hüccet değildir.[898]


 
[890] Kays için bkz: Ensabu'l-Eşraf 1/456; Taberi (fihrist); Üsdü'1-Ğabe 4/227, 228; Vefeyatu'1-Ayân 6/38; El-İsabe 3/20; İbni Sa'd, Tabakat 5/525

[891] İbni Sa'd, Dördüncü Tabaka 2/739, 740; Taberi 3/89; İbni Hişam, Sire 3/584; Belazurî, Kısa Futuh 127; Tarihi Dımışk 49/480-481; İstiab 3/246; İbni Asakir geniş olarak ele alır. Parantez araları İbni Sa'd'dandır.

[892] İmam Zehebi, Tarihu’l-İslam, Cantaş Yayınları: 6/ 332-333

[893] İbni Sa'd, dördüncü Tabaka 1/287; Halife, Tabakat 126; Tarihi 137, 170, 193; Belazurî, Futuh 160, 324, 325; Nesebi Kureyş 263; İ. Kuteybe, Mearif s. 241

[894] El-İstiab, Nesebi Kureyş 264; Hakim 3/395; İkdu'l-Ferid 5/85; İbni Sa'd 4. tabaka 1/288; El-İsabe 10/216; İbni Kuteybe, el-Mearif 241; Belazuri, Futuh 160

[895] Cahız, El-Bursan 353

[896] İmam Zehebi, Tarihu’l-İslam, Cantaş Yayınları: 6/ 334

[897] Zehebi, Tecrid 2/193, 1/363; İstiab 4/153; Üsdü'1-Ğabe 5/273; El-İsabe 4/155 no 904; İbni Sa'd 5/273; El-Muntehab min Zeylil Muzeyyel 512; Halife, Tabakat 252; İmam Ahmed, el-İlel 1/166; Buhari, T. Kebir 5/397 no 1281; İ. E. Hakem el-Cerh 5/331 no 1567, 9/no 2096; Ricali Müslim no 1036; Zehebi, Kaşif 2/no 2631; Mizzi, T. Kemal 19/140 t. No: 3676

[898] Bu zat hakkında eski alimlerimiz çok kere yanılsalar gerek. Kimisi udi olun Ubeydullah b. Ka'b b. Malik'i ayrı Ebu Fudale'yi ayrı biri olarak almıştır. Meadi Ibnu Ebi Hatem onu her iki kısımda alır. Bedir'de bulunduğunu "Ebu Fudıılc" kil-mında yer verip bir de onun oğlu Fudale'nin babasından hadis naklettiğini" iddia edir, "Ubeydullah" olarak aldığı yerde ise (terceme no 1567) onun ensarlı olduğunu babanı 'Ka'b b. Malik (r.a.)'tan rivayet ettiğini söyleyip lakabından bahsetmez. Bu ikin) aynı zat olup doğru olan bu isim kısmıdır. Buhari de Tarih'inde onu 1282 nolu lercemtdt "Ensarlı  olup  babası  sahabe  Ka'b  b.  Malik'ten  ondan  da  kardeşi   Ma'bed   II» jAbdurrahman b. Abdullah b. Ka'b rivayet eder diye alır. Ebu Zur'a ile İbni Su'ıl onu sika der. İbni Hibban da "sika" der. Müslim 2769 (55) nolu hadisinde ve Mukim il-Künâ adlı eserinde "Ka'b (r.a.)'ın gözü kör olunca Ubeydullah onun elinden tutup kılavuzluk ederdi. Kavminin en bilgini Peygamber ashabının hadislerini en illtıltıil bilen insandı." der. Zühri, Abdurrahman b. Abdullah b. Ka'b -babası Abdullah b, Ka'b ve amcası Ubeydullah b. Ka'b b. Malik aracılığıyla Ka'b b. Malik (r.o.J'tan "Nebi (s.a.v.) yolculuktan dönerken gece gelmeyip gündüzleyin kuşluk vaktindf geldiğini, gelir gelmez doğru mescide gidip iki rekat namaz kılıp sonra oturduğunu" nakleder. Buhari Sahih Salah 5/59 h. No 443; Talikan 4418'de müsned olarak. Müilim h. No 716    (74). Ebu Davu 2781; Müsned 3/455, 6/386; İbni Ebi Scybe 2/21; Abdurrezzak, Musannef 4864; Ebu Avane 1/417; Beyhaki; S. Kübra 5/261; HiUİb, Tarih 8/205; Babası Ka'b Malik'in Tebük seferinde Peygamberimizden geri kttlif haberini  de  veren   yine  bu   Ubeydullah'tır.   Bunlara  göre,   onun   "siku"   olduğu söyleyenlere göre o sahabe değil kesinlikle tabiinin ileri gelenlerindendir ve Bedir İli de alakası yoktur.

İmam Zehebi, Tarihu’l-İslam, Cantaş Yayınları: 6/ 334-335


Konu Başlığı: Ynt: Kays B. Mekşûh
Gönderen: Mehmed. üzerinde 07 Mart 2022, 13:57:16
Esselamü aleyküm Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Kays B. Mekşûh
Gönderen: Sevgi. üzerinde 10 Mart 2022, 05:48:39
Aleyküm Selam. Bilgiler için Allah sizlerden razı olsun kardeşim