Konu Başlığı: Imas gunu Gönderen: Sümeyye üzerinde 14 Nisan 2011, 13:57:25 Imas Gunu Seyf b. Ömer, Muhammed-Talha ve Ziyad'dan şöyle anlatır: -Üçüncü gün sabah olduğunda iki tarafta kendi saflarında yerlerini korumuş haldeydi. İki saf arasında bir mil uzunluğunda gelen gecenin çiğneyip ezdiği ahmak baklasının kalan eseri gibi kan izleri oluşmuştu. İki bin müslümanıardan, on bin de İranlılardan Ölü ve ölmek üzere ağır yaralı vardı. Ağır yaralılar kadınlara bıraklıdı. Çocuklarla kadınlar kabir kazıyor, ölüler sırtlarda oraya taşınıyordu. Oraya o gün iki bin beş yüz kişi defnedildi. Yaralılar ilerdeki bir hurma bahçesine taşındı. O gece Ka'ka'a sabaha kadar arkadaşlarını bölük bölük önceki yerlerine gönderip onlara: "Güneş doğunca yüzer yüzer hazırlanıp bir grup gözden kaybolunca öbürü gitsin." Haşini Şam'dan imdada gelirse ne ala, yoksa siz yeni bir takviye gelmiş numarası yaparak insanların ümidini artırın!" dedi. Onlar da kimse farkına varmadan emri uyguladılar. Sabah, gün ilk ışıklarını gösterince Ka'ka'a tekbir getirdi. Arkadaşları da getirdi. O zaman harp meydanındakiler takviye güçleri geldi sandılar. Asım b. Amr da emrindekilere aynısını yapmalarını emretti. Böylece harp başladı. Ka'ka'a'nın son partisi gelip harbe katılmıştı ki, Haşini yanında yedi yüz kişi ile Şam'dan yardıma gedi. Ona da Ka'ka'a'nın yaptığı haber verildi. O arkadaşlarını yetmişer kişilik gruplara ayırıp oraya sevk etti. Kendine gelip ordunun ortasına katıldı ve tekbir getirdi. Haşini arkadaşlarına: "Savaş önce birbirine hücum şeklinde sonra da atışmakla olacak dedi. Atın kulağına ok saplanınca yaya çarpışmaya mecbur kaldı. İranlılar o gece fillerin zırhlarını tekrar yenilediler ve bu günkü çarpışmaya fillerle katıldılar. Fillerin palanları tekrar kesilmesin diye etrafında piyadeler onları korumak için de süvariler vardı. Müslüman gruplardan birine fili sürdüler. Atları tekrar ürkütmek istiyorlardı. Ama iş dünkü gibi olmadı. Zira filler yalnız olunca vahşileşip etrafında insan olunca ehlileşiyordu. Bu İmas günü sabahtan akşama kadar çok şiddetli geçti. Fakat iki taraf da üstünlük sağlayamadı. Yezdecürd de durumu anlayınca İranlılara yardım gönderdi. Eğer Allah Ka'ka'a'nın aklına o hileyi getirmese bir de Haşim gelmese idi müslümanlar moralman yıkılacaktı. Şa'bî der ki: Kadisiye'deki üçüncü günü, İmas günü idi. Kadisiye günlerinde ondan daha şiddetlisi olmadı. Her iki taraf da eşit savaştı. Müslümanlar bir yerde bir üstünlük sağladı mı aynısını müşrikler de sağlıyordu. Kays b. Mekşuh, Haşim'le beraber Şam'dan gelişinde beraberinde-kilere şöyle konuştu: Ey Araplar, Allah size İslâm'ı bağışladı. Muhammed (a.s.)'ı size ikram etti. Siz Allah'ın nimeti ile kardeş oldunuz. Davanız bir, işiniz birdir. Önce ise birbirini parçalayan aslanlar gibiydiniz. Kurt gibi birbirinizi yiyordunuz. Allah'a yardım edin o da size yardım etsin. İran fethinin gerçekleşmesini isteyin. Zira Şam'daki kardeşlerinize Allah oranın fethini gerçekleştirdi. Kırmızı saraylar ve kızıl atlar onların oldu. O gün Amr b. Ma'di Kerîbi arkadaşlarına "Ben file ve etrafındakilere saldıracağım, benden pek uzaklasın ayın" diye tembih edip saldırdı. Fakat yerden kalkan toz onları örttü. Arkadaşları "O öldürülürse bizim yiğidimiz öldürülmüş olur." Deyip atıldılar ve onu müşriklerden kurtardılar. Atı vurulmuş kendi yerde idi. O sırada oradaki İranlı birinin atının ayağını yakaladı. İranlı atı sürmek istedi. At gitmeyince baktı ve Amr'ı gördü. Onu öldürmek isterken arkadaşları gelip kurtardılar. Esved b. Kays, Kadisiye'ye katılan birinden şöyle nakleder: -İranlılardan biri iki ordunun ortasında durdu ve birtakım sesler çıkarıp "Benimle kim savaşır?" dedi. Bizden Şebr b. Alkame denen küçücük boylu bir adam çıktı. İranlı: "Ey Müslümanlar, bu adam size insaf etti" deyip onu beğenmedi. Lakin kimse cevap vermediği gibi ona karşı çıkan da olmadı. İranlı: "Beni alaya almazsanız bununla da savaşırım" dedi. Sonra İranlı nâra atıp ona saldırdı ve yere yıkıp göğsüne oturdu. Sonra onu kesmek için kılıcını aldı. Meğer Şebr'in atının yuları kuşağına bağlı imiş. İranlı kesmek için kılıcını sıyırıp kaldırınca at ondan ürkerek öyle bir ileri atıldı ki yular adama takılıp üstünden yere yuvarlandı. At onu sürüklüyorken Şebr atılıp üstüne çıktı. Arkadaşları ona bağırıyorlardi. O da "Dilediğiniz kadar bağırın, silahlarını almadan bırakmam" deyip onu öldürdü. Fillerin ordudaki atları nasıl ürküttüğünü gören Sa'd (r.a.) İranlılardan orada Müslüman olanlara: "Bu fillerin öldürülebilecek noktası var mı?" diye sordu. Onlar da "Evet, dudakları ve gözleri" dediler. Sa'd, Ka'ka'a ve kardeşi Asım'a: "Siz beyaz fili öldürün", Hanmal ve Rabbil'e de: "Siz de karşınızdaki derisi benekli fili öldürün" dedi. Diğer filler bunlara uyuyordu. Ka'ka'a ve Asım iki yumuşak mızrak alıp sürünerek file yaklaştı. Sağı solu gözetlediler. Diğer iksi de aynısını yaptı. Arkadaşları onları koruyordu. Filler etrafındaki adamlarla meşgulken, Ka'ka ve Asım fırlayıp filin gözlerine mızraklarnı sapladılar. Fil müthiş bağırıp başını salladı. Sürücüsünü atıp dudaklarını sarkıttı. Ka'ka'a da hemen dudaklarını kesti. Sonra üzerindeki savaşçıları öldürdüler. Hammal ve Rabîl de file saldırıp önce gözüne mızrak saplayıp sonra dudağını koparttılar. Filler gidince müslumanlar, İranlılarla baş başa kalıp, hücuma geçtiler. Yatsı vaktine kadar öfkeyle çarpıştılar. Her iki traf da harbi eşit bir şekilde götürdü. Çünkü müslümanlar fillerle uğraşırken onlar da askerini toplayıp bir takım tuzak hazırlamışlardı. Bu savaş geceye de sıçrayıp her iki taraf sabırla çarpıştı. Bu geceye "Herir" gecesi dendi. Bu geceden sonraki gecelerde Kadisiye'de başka çarpışma olmadı. Abdurrahman b. Ceyş anlatıyor: -Herir gecesi Sa'd (r.a.), Tuleyha ile Amr'ı ordunun aşağısmdaki nehrin geçidinden İranlılar geçer korkusuyla geçitte nöbete yolladı ve: "Oradan İranlılar geçmişse onların karşısına geçin, yok geçmemişlerse benim emrim gelene kadar orada nöbet tutun" diye tembihledi. Hz. Ömer, Sa'd'a ridde (dinden dönen) gruplara liderlik etmiş kimseleri -sonradan tevbe etse de- asla yüz kişinin başına bile idareci yapmamasını tembih etmiş idi. İkisi oraya varınca kimseyi görmediler. Tuleyha: "Şuradan nehre dalıp İranlılara arkalarından saldırsak!" dedi. Amr ise: "Hayır nehri aşağısından geçelim!" dedi. Zıtlaştılar. Tuleyha: "Benim dediğim daha uygun." derken Amr: "Sen benim gücümün yetmediği bir şeye çağırıyorsun." deyince ayrıldılar. Tuleyha İran ordusuna tek başına arkadan yaklaştı. Amr ise hem kendi hem de onun adamlarını alıp nehri aşağıdan geçti. Hepsi İranlılara saldırdı. İranlılar da fırladılar. Sa'd onların vaziyetinden korkup, Kays b. Mekşûh'u yetmiş kişi ile peşlerinden yolladı. Bu Kays Hz. Ömer'in emir olmasını istemediği Ridde liderlerinden idi. Sa'd ona: "Sen onlara yetişirsen sen başkansın." dedi. O da yola çıktı. Suyun şeddine gelince İranlıların Amr ve arkadaşlarını kovmaya çalıştıklarını gördü ve o da hemen onları kovaladı. Kays dönüp Amr'ı ayıpladı. O da ona cevap verip bağrıştılar. Kays'ın yanındakiler: "Ama bu sana emir tayin edildi!" deyince önce sustu sonra da: "'Benim cahiliye döneminde bir adamın ömrü için kendisiyle savaştığım birini mi bana emir yapıyor." deyip ordunun yanma döndü. Tuleyha ise varıp şeddin karşısına gelince üç kere tekbir aldı. Sonra hızla uzaklaştı. İranlılar peşine koşuştular ama nereye gittiğini anlayamadılar. Tuleyha'da nehrin aşağısındaki geçitten geçip orduya geldi ve Sa'd'a vaziyeti anlattı. Humeyd b. Ebi Şeccâr da bu olayı bir başka yönden anlatır. Bu gece savaşa katılmış olan Kays b. Hübeyre, askere bir hutbe irad edip nasıl çarpışılacağım anlattı. Yine Düreyd b. Ka'b da: "Cihadın sevabını anlattı. Neha" kabilesinin sancağı onda idi. Eş'as b. Kays da ölümün buradaki derecesini anlattı. Hanzala b. Rabî' de: "Damat olacakmış gibi kendinizi süsleyin, başınıza kesin geleceği belli olan şeyden sızlanmayın, sabır sızlanmadan daha iyidir." dedi. Diğer liderler de orduyu heyecanlandıran bir takım konuşmalar yaptı. Abdullah b. Ebu Taybe anlatıyor: Herir gecesi Müslümanlar Sa'd'ın üçüncü tekbirini beklemeden hücuma geçtiler. İlk saldıran Ka'ka'a idî. Sonra Esedliler sonra Neha'lilar, sonra Becile kabilesi ardından da Kinde saldırdı. Sa'd her birine acıyarak dua etti Enes b. Huneys der ki: Herir gecesi ben Kadisiyede idim. Sabaha kadar kaynakçının çekiç sesi gibi demirlerin tıngırtısı devam etti. O gün Allah onlara sabrı adeta gökten üstlerine boşaltmış gibi oldu. Sa'd ömründe böyle bir gece geçirmemişti. Ne Araplar ne acemler böyle büyük bir olay görmediler. Nihayet Sa'd ve Rüstem tarafından haberler kesilince Sa'd sabah namazına kadar dua etti. İnsanlar bunun için galip geldiklerine kanaat getirdiler. A'ver b. Benân'm dediğine göre bu galibiyet kanaatinin sebebi gecenin son yarısının ortalarında Ka'ka'mn: "Biz bir toplumu katlettik.'" diye başlayan bir şiiri okuması idi. İbnu Rufeyl der ki: O gece sabaha kadar hiç konuşmadan, sadece kedinin uyurken boğazından çıkan "hır hır" sesi göğüslerinden çıktığı için bu geceye "Herir" gecesi dendi. Mus'ab b. Sa'd anlatıyor: O gece Sa'd saflardan haber almak için yaşlı birini bulamayınca, Bicad adlı ufak bir çocuğu yollamıştı. Geri geldiğinde Sa'd: "Ne gördün yavrum?" deyince: "Onlar kılıç oyunu oynuyorlardı." dedi. Sa'd da: "Yoksa ciddi bir oyun mu oynuyorlar!" dedi. Abis el-Cûfî anlatıyor: Jmas günü karşılarına bir İran bölüğü geldi. Üzerleri tam zırhlı idi. Onlara yaklaşıp kılıçla saldırınca kılıcın demir zırha bir şey yapmadığını gördüler. Hemen geri çekildiler. Humeysa adlı birisi: "Bakın ben nasıl olacağını göstereyim/' deyip mızrağı onlardan birinin sırtına vurdu. Sonra dönüp: "Bunlar çaresiz önünüzde ölecekler." dedi. Hepsi birden saldırınca İranlılar saflarına geri kaçtılar. Şa'bî der ki: Kinde alayından yedi yüz kişi karşılarında İranlılara yardıma gelen Taberistan Türklerini gördüler. Eş'as onlara: "Ey Kinde mücahitleri saldırın!" dedi. Onlar da saldırıp, onları dağıttı. Taberistan Türkleri öldürüldü.[455] [455] İmam Zehebi, Tarihü’l İslam Cantaş Yayınları 5/218-223 Konu Başlığı: Ynt: Imas gunu Gönderen: Mehmed. üzerinde 01 Mart 2022, 14:05:20 Esselamü aleyküm Rabbim bizlerin ilmini artırsın Rabbim paylaşım için razı olsun
|