๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Tarihül-İslam => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 11 Nisan 2011, 14:23:28



Konu Başlığı: Hz. Ali nin Muaviye yi itaata ve cemaata çağrısı
Gönderen: Sümeyye üzerinde 11 Nisan 2011, 14:23:28
Hz. Ali'nin Muaviye'yi İtaata Ve Cemaata Çağrısı


(Bu su zaferinden sonra Hz. Ali iki gün Muaviye'ye hiçbir haber göndermedi. Üçüncü gün Beşir b. Amr, Said b. Kays ve Şebes b. Rıbeî'yi Muaviye'ye davete yolladı. Zilhicce ayının başı idi. Muaviye'ye geldiler. Beşir b. Amr söz alıp:

"Ya Muaviye artık dünya seni terk ediyor, sen Ahirete doğru yakla­şıyorsun. ALLAH amelinle yargılayacak. Elinle gönderdiğin iyiliğin varsa ona mükafat verecek. ALLAH için bu ümmetin birliğini bozma, ümmetin kanını akıttırma." diye devam ederken Muaviye sözünü kesip:

-Bunu sana Efendin mi belletti? deyince

O: "Efendim senin gibi değil. O insanlar arasında

1- Faziletten

2- Dindarlıktan

3- İslamdaki kıdemliliğinden

4- Peygambere akrabalığından dolayı Halifeliğe en layık olan kimsedir." deyince "Ne istiyor?" dedi. Beşir de: "ALLAH'tan korkmanı, amca oğlunun bu hak davetine katılmanı istiyor. Böylesi senin dünyan için de kendi işleriyin selameti için de daha hayırlıdır." dedi.

Muaviye: Osman'ın kanını heder edelim öyle mi! Hayır vallahi bunu asla yapamam! dedi.

Sonra Şebas b. Rıb'î dedi ki: "Ya Muaviye! Senin İbnu Muhsin'in sözünü red edişindeki kastı anladım. Senin "Halifeniz mazlum olarak öldürüldü, biz onun kanını istiyoruz!" sözün dışında insanları aldatacak, onların iradelerini çelecek ve itaatlerini sağlattıracak bir şeyin yok. Bil de kesin olarak biliyoruz ki, sen Hz. Osman kuşatıldığında onun ölümünü istedin ve ona yardıma gelmedin. Şimdi mi onun kanını bunıdi istiyorsun. Nice kimseler bir şeyi arzular ama ALLAH kudreti ile onu ulaşmasını engeller. Bazen de bu arzuladıklarından fazlası da kendine verilir. Eğer bu arzuna nail olamayacak olursan, Arapların arasında udin en şerli olarak anılacak. İstediğine, Rabbinden verilmiş bir hak olmayarak, zorla ulaşacaksan ateşe atılacaksın. ALLAH'tan kork ve bu iddiaları bırak. Hilafetin layık olanına verilmesi konusunda ikilik çıkarma." dedi.

Muaviye söz alıp "Ben, senin aklının kıt, ahlakının zayıf olduğunu zaten şu kavminin efendisi Said b. Kays'ın sözünü kestiğinde anlamış­tım. Çıkın dışarı! benimle sizin aranızı ancak kılıç halleder." dedi. Bunlarda kalkıp Hz. Ali'ye durumu bildirdiler.)[726]

Bundan sonra Şam ve Irak halkı arasında meydana gelebilecek bir harbin korkunç bir helak ve yok olmaya sebep olacağı endişesiyle Hz, Ali de, Muaviye de Muharrem ayını (37'nci yılın) birbirine yazışmalarla geçirdiler.

36'ncı yılın son ayı Zilhicce'de de birbirlerine ileri gelenleri alarak çıkmışlar, bazen çarpışmalar da vuku bulmuş ise de, her seferinde iç­lerindeki Kurralar ve salih kimseler aralarına girdiği için, üç ay içindi seksen beş saldırıda harbe sebep teşkil etmedi.[727]

Cemadiyel Ûla ayı bitince, iki taraf da birbirine harp haberi verip hazırlığa başladılar.

Ebu'd-Derdâ ve Ebu Ümame el-Bahilî Muaviye'ye gidip:

-Ali'ye karşı ne için harbe kalktın. O hilafete senden daha layık değil mi?" deyince Muaviye:

-Onunla Osman (r.a.)'ın kanı için savaşıyorum, dedi.

-Hz. Osman'ı öldüren Ali mi? dediler. O da:

-Değil ama onun katillerini barındırıyor. Onun katillerini bize teslim etmesini söyleyin. Kabul ederse ona ilk biat eden Şamlı ben olayım, dedi. Onlar gelip bu teklifi Hz. Ali'ye bildirince, Hz. Ali'nin ordusundan yirmi bin kadar asker ayrılarak hep bir ağızdan "Osman'ı biz birlikte öldürdük." dediler.

Bunun üzerine Ebu'd-Derda ile Ümame oradan ayrılıp Fırat sahilinde bir yere çekilerek bu savaşa katılmadılar.

Muaviye, Habib b. Mesleme, Ma'n b. Yezid ve Şurahbil b. Es-Samit'ı Hz. Ali'ye yolladı. Bunlar gelip yanına girdiler. Habib söze Hamd ile başlayıp: "Hz. Osman ALLAH'ın kitabını uygulayan, ALLAH'ın emrini tutan hidayet sahibi bir halife idi. Hayatını dar ettiniz. Ölümüne aldırmadınız. Ona saldırıp öldürdünüz. Eğer sen onu öldürmediğini iddia ediyorsan katilleri bize teslim et, biz onları öldürelim. Sonra sen kendini bu halifelikten azlet ve bu iş insanlar arasında şûra ile halledilsin. İnsanlar beğenip razı oldukları birini kendileri seçsin." dedi. Hz. Ali ona:

-Bira anasız kalasıca sen kimsin ki, bu azil meselesini ve hilafeti diline alıyorsun. Bir kere bu işi konuşmaya layık değilsin, çeneni kapa! dedi. Habib öfkeyle kalktı ve: "Vallahi sen beni kovduğun yerde -karşında- göreceksin." dedi. Hz. Ali de sen askerlerini süvarilerini alsan ne olur, sen nesin ki, hadi git nasıl istersen öyle yap." dedi. Şurahbil, Hz. Ali'ye "Yani sen Hz. Osman'ın katillerini bize vermiyor musun?" diye sorunca, Hz. Ali "Buna gücüm yetmez onlar yirmi bin kişidir." dedi. Bunun üzerine Şurahbil Hz. Ali'ye:

-Yâ Ali senin bize vereceğin ayrı bir cevabın yok mu? dedi. Hz. Ali de: "Evet var" diyerek hamd ve sena ile dedi ki:

-ALLAH Hz. Muhammed'i hak ile gönderdi. Onunla insanları dalalet ve helaktan kurtardı. Onunla insanları birleştirdi. Peygamberlik görevi bitince onu yanına aldı. Sonra insanlar Hz. Ebu Bekr'i seçti. O da ölürken Ömer'i tavsiye etti, her ikisi de çok iyi yönettiler, ümmete adaleti uyguladılar. Biz Peygamberin ocağı olarak bu işi bizim üstle­neceğimizi ümid ediyorduk. Ama bu işi onlara bağışladık. Sonra bu işi Osman (r.a.) üstlendi. İnsanların kınadığı bazı şeyler yaptı. İnsanlar isyan edip onu öldürdü. Ben bu işlerden el etek çekmiş olmama rağmen, insanlar yanıma gelip "Bana biat etmek istediler. Ben reddettim onlar "Kabul et, elini uzat zira ümmet senden başkasına razı olmayacak, hem sen kabul etmezsen insanlar tefrikaya düşecek." dediler, ben de onların biatim aldım. Beni sadece bana Basra'da biat eden iki kişinin düşmanlığı ve ALLAH'ın İslama girmede ilkler arsında olmayı nasip etmediği, dinde sadık bir geçmişi vermediği, Mekke fethinde canlarını Peygamberin affıyla zor elde eden bir babanın, aynı afla affedilen oğlu Muaviye'nin muhalefetinden korkuyordum.

O ve babası, Mekke fethinden sonra İslama kerhen -isteksiz- olarak girene kadar ALLAH'a, Peygamberine ve müslümanlara baş düşman idiler. Şimdi sizin onunla beraber muhalefetiniz, ona teslimiyetiniz tanı bir şaşkınlıktır. Siz şimdi ihtilaf ve aykırı düşmenizin size hiç layık plmadığı, onlardan hiç birini, insanlardan hiç biriyle denk saymanızın sla uygun olmayacağı, bu Peygamber neslini bir de terk mi edi­yorsunuz. Aklınızı başınıza alın, ben sizi ALLAH'ın kitabına, Peygamberin İünnetine, batılın yok edilip dinin diriltilmesine davet ediyorum, |özümü böyle söylüyor, bana ve size ALLAH'tan mağfiret diliyorum." dedi.

Onlar da: "Osman'ın mazlum olarak öldürüldüğünü ilan et!" dediler. Hz. Ali de: "Ne mazlum, ne zalim diyemem." dedi. Onlar da "Biz de Osman mazlum olarak öldürüldü diyemeyen birinden uzağız." deyip kalkıp gittiler.

Hz. Ali bunun üzerine:

"Sen ölülere duyuramazsın, sırtını dönerek giderlerken daveti sağırlara duyuramazsın. Sen düştükleri sapıklıklardan, körlerin doğru yol göstereni de değilsin. Sen ancak ayetlerimize iman edenlere  duyurabilirsin.   Zira  onlar   (gerçek)   müslümanlardır." (Nemi suresi 80, 81) ayetlerini okudu.[728]

Muharrem ayı çıkınca Hz. Ali, Muaviye'nin ordugahına bir del I al gönderip haram ayların çıktığını artık harbe hazır olmalarını ilan ettirdi. İki taraf da alayları düzenlemekle o geceyi geçirdiler. Her iki ordu da ateşler yaktılar.[729]

Vakidî der ki: Günlerce çarpışıp binlerce adam öldü, ordu iyice bıktı. Nihayet Şamlılar Kur'anları kaldırdı, ve "Sizi ALLAH'ın kitabına ve ondaki hükme razı olmaya davet ediyoruz." dediler. Bu Kuran'a davet, Amr b. el-Âs'ın bir hilesi idi. Zira Hz. Ali ordusunun galibiyetini anlamıştı. Aşağıda anlatılacağı gibi iki ordu sulh için durdular.

Zühri anlatıyor:

-Öyle bir savaştılar ki, bu ümmet şimdiye kadar böyle bir savaş yapmamış idi. Iraklılar Hımış ordusuna, Şamlılar da Âliye ordusuna galip gelmişlerdi.

Hz. Ali'nin sağ cenah komutasında Eş'as b. Kays el-Kindî sol kanat komutasında Abdullah b. Abbas (r.a.), piyadelerin komutasında Ab­dullah b. Büdeyl b. Verkâ' el-Huzaî vardı ki, bu zat o gün orada öldü­rüldü.

O gün Hz. Ali'nin orudusunda komutan olarak el-Ahnef b. Kays et-Teymî, Ammar b. Yasir el-Ansî, Süleyman b. Surad el-Huzaî, Adiyy b. Hatem et-Taî, el-Eşter en-Nehaî, Amr b. el-Hamık el-Huzaî, Şebes b. Rıb'î el-Rıyahî, Said b. Kays el-Hemedanî var idi.

Hemedan'dan gelen ordunun komutanı Halid b. Velid'in oğlu el-Muhacir b. Halid el-Mahzumî idi. Kays b. Mekşuh el-Muradî, Huzeyme b. Sabit el-Ensari ve diğerleri de komutan olarak bulunuyorlardı.[730]

Hz. Ali'nin ordusu elli bin kişi idi. Bir rivayette ise doksan bin, bir diğerinde ise yüz bin kişi olarak söyleniyor.[731]

Muaviye'nin ordusu ise; yetmiş bin kişi idi. Sancağını Abdurrahman b. Halid b. Velid el-Mahzumî taşıyordu. Sağ kanatta Amr b. el-Âs -bir rivayette oğlu Ubeydullah komutan idi. Sağ kanatta komutan habib b. Mesleme el-Fihrî, Süvarilerin başında Hz. Ömer'in oğlu Ubeydullah, komutan idiler. O gün komutanlarından bazıları şunlar idi: Ebu'l-A'ver es-Sülemî -Züfer b. el-Haris -Zü'1-Kulâ el-Hımyerî -Mesleme b. Mahled -Büsr b. Ertâ el-Âmirî -Habis b. Sa'd et-Tâî 1-Yezid b. Hubeyra es-Sekûnî ve diğerleri.[732]

Amr b. Mürra, Abdullah b. Selime'nin şöyle dediğini anlatır:

Sıffeyn savaşı esnasında Ammar b. Yasir'i esmer uzun boylu olarak gördüm elinde mızrağı vardı. Yaşlılıktan eli titriyordu. Amr b. Âs'ı, elinde bayrakla görünce, işte ben bu bayrağın altında Peygamberle be­raber üç defa savaştım. Bu dördüncüsü. Vallahi bize saldırıp da Heeer hurmalıklarına ulaştırsalar bile kesinlikle bildim ki biz hak üzereyiz onlar batıl üzeredir. Vallahi ben bu bayrak altında Efendimiz (s.a.v.) ile beraber çarpıştım bu dördüncüsüdür. Sonra şehit olana kadar çarpıştı.[733]

Bir başka ravi der ki: Hz. Ali ordusundan iki bin kişi Eş'as b. Ktty,s komutasında meydana çıktı. Onlara karşı Ebu'l-A'ver de beş bin kişi ile savaşmaya geldi. Çarpışma başladı, sonra Eş'as oradaki su yolunu ele geçirerek Ebu'l-A'ver'in ordusunu oradan çıkarttı.[734]

(Ebu Hanife, et-Tıval adlı eserinde harbin cereyanını daha düzgün ele almış biz özetleyerek buraya alıyoruz.)

Hz. Ali, süvarilere Ammar'ı, Piyadelere Abdullah b. Büdeyl'i tayin etmiş büyük sancağı da Haşim b. Utbe el-Mirkâl'e vermişti. Sağ kanat komutasında Eş'as b. Kays'ı, sol kanada da Abdullah b. Mesudu, sağ kanat piyadelerine Süleyman b. Sürâd'ı, sol kanat piyadelerine Haris b, Mürra el-Abdi'yi komutan yaptı. Kalp kısmına Mudar kabilesi savaş­çılarını sağ kanada Rabîa kabilesini, sol kanada, Yemenlileri yerleştirdi, Kureyş Esed ve Kinâne kabilelerini İbni Abbas'a, Kindelileri de Kş'us'it takviye gücü yaptı. Basra'nın Bekr oğullarını Hudayn b. Mün/.iı'c ilave etti. Basra'nın Teymoğullarını Ahnef b. Kays emrine verdi, lluznft kabilesini Amr b. Hamık'ın emrine, Bekr el-Kûfe oğullarını Nııaym b, Hubeyra'nın emrine verdi. Sa'd-ı Rubabi'l Basra oğullarına Harice b, Kudame'yi Becile kabilesine Rifâa b. Şeddad'ı, Zühlu'1-Kûfe oğulliiıınn, Ruveym eş-Şeybanî'yi Hanzala oğullarına, A'yen b. Dubey'a'yı Kuzââ oğullarına, Adiyy b. Hatem'i Kûfe'nin Lehazim oğullarına, Abdullah b, Büdeyl'i, Temim oğullarına, Umeyr b. Ukarid'i, El-Ezd kabilesine Cündüb b. Züheyr'i, Basra'nın Zühl oğullarına Halid b. el-Ma'ıner'i, Küfe Hanzahlara Şebes b. Rıbî'yi, Hemedanlılara Sa'd b. Kays'ı. Uasrıt Lehazimlilere Huzeyme b. Hazim'i, Sa'd-ı Rubabi'l- Kûfelilere Ebu Sırma'yı (adı Tufeyl'dir) Mezhic oğularına el-Eşter'i, Abdıı'l-KayN'i Kûfelilere Abdullah b. Tufeyl'i, Abdu Kays-ı Basralılara Amr b, Hanzala'yı, Kays-ı Basralılara Şeddad el-Hilâli'yi, Kavasîlerin Leflf koluna da Kasım b. Hanzala el-Cühenî'yi komutan yapmıştı.

Muaviye de, Süvarilere Abdullah b. Amr b. el-Âs'ı, Piyadelere Müslim b. Ukbe'yi, sağ kanada Ubeydullah b. Ömer'i, sol kanada Habib b. Mesleme'yi, sancaktarlığa Abdurrahman b. Halid b. Velid'i, Şamlılara Dahhak b. Kays'ı, Hımıslılara Zu'1-Kulâ'yı, Kınnesrinlilere Züfer b. Haris'i, Ürdünlülere Süfyan b. Amr'ı, Filistinlilere Mesleme b. Halid'i, Şam piyadelerine Büsr b. Erta'yı, Hımış piyadelerine Havşeb zû Zalim'i, Kınnesrin piyadelerine Tarif b. Habis'i, Ürdün piyadelerine Abdurahman el-Kaynî'yi, Filistin piyadelerine Haris b. Halid el-Ezdî'yi, Şam'ın Kays oğullarına Hemmam b. Kabîsa'yı, Hımıs'ın Kayslılarına Hilal b. Ebi Hubeyre'yi, sağ kanat piyadelerine Habis b. Rabîa'yı Dımışk Kuzaalılarına Hassan b. Becdel'i, Hımış Kuzaalılarına Abbad b. Zeyd'i, Dımışk Kindelilerine Abdullah b. Cevn es-Seksekî'yi, Hımış Kindelilerine Yezid b. Hubeyre'yi, Nemir b. Kasit oğullarına Yezid b. Esed el-Iclî'yi, Hımyer kabilesine Hânî b. Umeyr'i, Ürdün Kuzaalılarına Muharik b. el-Haris'i, Filistin Lahm oğullarına Nabil b. Kays'ı, Ürdün Hamdan oğullarına Hamze b. Malik'i, Ürdün Gassanoğullarına Zeyd b. el-Haris'i, Kavası halkına Ka'ka' b. Ebrehe'yi, süvarilerin genel komutanlığına Amr b. el-Âs'ı, piyade genel komutanlığına da Dahhak b. Kays'ı tayin etti.[735]

İki taraf da yedişer saf tuttular. İki sağ iki sol kanatta üç tane de kalp (orta) yerinde. İki taraf on dört saf idi. Herkes kendi bayrağı altında durdu. Kimse tek kelime söylemiyordu. Irak ordusundan Hacl b. Üsad adında arap süvarilerinden bir kahraman iki tarafın ortasına çıkıp "Benimle düello edecek kim var?" diye bağırdı. Ona karşı Şam ordula­rının en iyi süvarilerinden olan babası Üsâl meydana çıktı, ikisi de pür zırhlı olduğu için birbirini tanımadılar. Bir kaç hamle yaptılar. İnsanlar gözlerini onlara dikmişlerdi. Birbirlerine bir kaç mızrakla vurdularsa da zırhlarının sağlamlığından bir şey olmadı. Baba oğluna saldırıp onu kucaklayıp atının eğerinden kaldırıp yere attı, kendi de üzerine düştü. Düşünce her ikisinin yüzleri açıldı. Birbirini tanıyınca her biri çarpışmayı bırakıp kamplarına döndüler. O gün başka bir çatışma ol­madan kamplarına döndüler.

Ertesi sabah yerlerine döndüler. Utbe b. Ebi Süfyan meydana çıktı ve Ca'de b. Hübeyra'yı düelloya çağırdı. Ca'de de kabul edip ortaya çıktı, Önce yarış yaptılar, sonra söz yarışına girdiler. Ca'de Ukbe'yi kızdırdı. Utbe ona ağır bir laf söyledi. Her ikisi de öfkeyle geri gelip birbirlerine adamlar hazırlayıp sonra düelloya başladılar. Ca'de hücum edip Ulbe'yl bozguna uğrattı. Gelen iki grup da birbirleriyle çarpışmadan geri döndü. O gün başka saldırı olmadı.

Eş'as bir gün Irak kahramanlarından bir bölükle meydana çıktı. Ona karşı Habib b. Mesleme Şamlılarla birlikte gelip iki ordu arasında uzun süre çarpıştılar. Öyle ki gündüzün çoğu geçmişti. Sonra birbirlerine insaf ederek ayrıldılar.

Bir başka gün el-Mirkal denen Haşim b. Utbe b. Ebi Vakkas bir grup süvari ile çarpışmaya çıktı. Ona karşı Ebu'l-A'ver de aynı kuvvetle bir grupla meydana geldi. O gün ikindiye kadar birbirlerindefı kaçmadan savaştılar.

Bir gün Ammar b. Yasir bir grup Iraklı süvari ile oraya geldi. Ona karşı Amr b. el-Âs elinde siyah bir bez parçasıyla meydana çıktı. Bez bir kargıya takılmış idi. İnsanlar "İşte bu bez Peygamberimizin bağla­dığı bayraktır!" dediler. Hz. Ali "Bu bayrağın hikayesini size anlatacak benim. Rasulullah (s.a.v.) bu bayrağı hazırladı ve "

Bu bayrağın hakkını kim verecek?" buyurdu. Amr da "Bunun hakkı ne Yâ Rasulullah" dedi. Nebi (s.a.v.) de

"Kafirden kaçmayacaksın" buyurmuştu. Amr o gün, Rasulullah'm sağlığında, bu bayrakla kafirden kaçmıştı, ama bu gün aynı bayrakla Müslümanlarla çarpışıyor." dedi.[736]

O gün sabahtan akşama kadar Ammar ile Amr çarpışmaya devam ettiler ikisi de karşısındakini kaçırtmaya muvaffak olamadı.

Bir gün Muhammed b. el-Hanefiyye komutasında bir grup düello istedi. Onlara karşı aynı sayıda bir grup Ubeydullah b. Ömer'le çıktılar, Ubeydullah ona "Haydi düelloya" dedi. Muhammed de "atından in" dedi. İkisi de attan indi. Durumu gören Hz. Ali atını sürüp oraya vardı, attan inip oğlu Muhammed'e "atımı tut" dedi. Sonra da Ubeydullah'ın üzerine yürüdü. O da "Benim seninle çarpışma ihtiyacım yok, ben senin oğlunu istemiştim." diyerek kaçtı. Muhammed "Babacığım beni bıraksaydın ya onu öldüreceğimi umuyordum." dedi. Hz. Ali de "Düelloyu kazanacağına ben de inanıyordum. Seni öldürebileceğine kanî değildim." dedi. Sonra süvariler gün ortasına kadar çarpışıp birbirini yenemeden ayrıldılar.

Bir gün İbni Abbas (r.a.) bir bölük süvariyle çıktı. Velid b. Utbe de o kadar bir güçle ona karşı çıktı ve "Ya İbni Abbas, akrabalığı kestiniz devlet başkanınızı öldürdünüz emelinize de ulaşamadınız!" deyince o da "Bana masal okuma da düello edelim dediyse de Velid yanaşmadı. O gün öğleye kadar İbni Abbas bizzat çarpıştı, sonra ayrıldılar.

Bir gün Amr b. el-Âs Şam süvarileriyle meydana geldi. Ona karşı Irak süvarilerinden onlar kadar bir grupla karşılarına dikildi. Şamlılar­dan Şer Hucr dedikleri biri düello istedi. Ona karşı Hucr b. Adiy çıktı. Şer Hucr ona bir mızrak darbesi vurup atından düşürdü. Arkadaşları onu korudular. Sonra Küfe eşrafından Hakem b. Ezher çıktı. İkişer defa hamle ettiler. Şer Hucr onu da öldürdü. Sonra "Çarpışacak var mı?" dedi. Ona ölen Hakem'in amca oğlu Rifâa b. Talîk çıktı. Hucr onu da öldürdü.

Başka bir gün Ali ordusunun faziletlilerinden Abdullah b. Büdeyl Irak süvari grubuyla geldi. Ona aynı sayıda süvariyle Ebu'l-A'ver es-Sülemî çıktı bir müddet çarpıştılar. Abdullah bir süre arkadaşlarını meydanda çarpışmaya bıraktı. Sonra atını mahmuzlayıp şaha kaldırdı. Sonra hızla Şamlıların üzerine sürüp topluluklarını dağıttı. Kendine yaklaşanları kılıçla biçerek Muaviye'nin bulunduğu tepeye kadar geldi. Muaviye'nin adamları önüne gerildiler. Muaviye adamlarına "Yazıkları olsun size, şu anda demirden size fayda yok taşa sarılın!" dedi. Ona kaya atmaya başladılar ve onu şehit ettiler. Muaviye gelip başucunda durdu ve "İşte kavminin koçu budur." dedi.

Muaviye'nin kendiyle iftihar ettiği cengaver, bir kölesi olup adı Hureys idi. Muaviye gibi giyinir, onun silahını kuşanıp atına binerdi. İnsanlar onu öyle görünce Muaviye sanırdı. Muaviye ona "Sakın Ali'yle karşılaşma" derdi. Bir gün Amr b. el-Âs ona "Sen Ali'yle düello etsene, sen onun dengisin!" dedi. O da "Efendim razı olmuyor" deyince Amr "Vallahi sen onunla çarpışsan kesin olarak onu yeneceksin, artık Ali'yi yenme şerefi senin olacak" diyerek onun kalbini çeldi. Ertesi sabah Hureys meydana çıkıp Hz. Ali'ye meydan okudu. Hz. Ali de çıkıp onu öldürdü.

Bir gün Hz. Ali, Muaviye'ye haber salıp "Aramızdaki bir mesele için insanlara neye kıyıyoruz. Çarpışalım kim yenerse Halife o olsun" dedi. Muaviye Amr'a "Ne diyorsun" dedi. O da "Adam sana insaf ediyor onunla çarpış" dedi. Muaviye sen beni kandırıyorsun, onunla niye düello yapayım? Eş'ariler ve Aklılar önümde duruyorken!" deyip sonra da:

"Kralların düello ile ne alakası var. Düellocunun nasibi ancak Şa­hinin avdan kaptığı parça kadardır." şiirini okudu.

Bu yüzden Amr'a küsüp günlerce konuşmadı. Amr da Muaviye'ye "Yarın ben Ali'yle çarpışacağım." dedi. Ertesi gün Amr meydana çıkıp recezler okudu sonra da bağırarak "Ey Ebu'l-Hasen haydi gel. Ben Amr b. el-Âs'ım." dedi.

Hz. Ali hemen meydana çıktı. Önce birbirlerine hamle çarpışması yaptılar. Sonra Hz. Ali kılıcını sıyırıp Amr'ın üzerine atıldı. Amr'ı tam yakalayacaktı ki, Amr kendini atından aşağı atıp bir ayağını havaya kaldırdı. O zaman avret mahalli açılıverdi. Hz. Ali onu avret yerini görmemek için yüzünü öte tarafa dönüp Amr'a ilişmedi. Amr da kaçarak Muaviye'nin yanına döndü. Muaviye ona: "ALLAH'a ve kıçıyın karalığına bereket (Yani Ali utancından bakmadığından canını kıçınla kurlardın demek istiyor) yâ Amr!" dedi.

Bir keresinde de Ubeydullah b. Ömer b. el-Hattab Şam süvarilerin­den bir bölükle çarpışmaya geldi. Kendisi Arapların en iyi süvarilerin­den biriydi. Ester de yanına onunki kadar süvari alıp karşılaşmaya çıktı, Aralarında çetin bir çarpışma oldu. Ubeydullah'la Ester bizzat çarpıştı. Ubeydullah ona saldırınca Ester ise daha çabuk davranıp ona Mızrağım fırlattı ama isabet ettiremedi. Ama süratle Ubeydullah'ın askeri içine daldı. Sonra iki grup birbirinden ayrılmış ama üstünlük Eşteı'in olmuştur.

Yine bir gün Halid b. Velid (r.a.)'ın oğlu ve Muaviye'nin yakın adamlarından olan Abdurrahman ve Adiy b. Hatem yanlarında adam* larıyla çarpıştı. Akşama kadar süren çarpışmanın galibi olmadı.

Bir defasında da Zü'1-Küla' dört bin atlısı ile ölümüne yemin ederek çarpışmaya çıktı. Hz. Ali ordusundan Rabia oğulları grubuna saldırdılar. Rabiahlar Hz. Ali'nin sol kanat ordusu olup komutanları Abdullah b. Abbas (r.a.) idi. Rabia oğulları birliği bozulup kaçmaya başlamıştı ki, Halid b. el-Muammer: "Ey Rabiahlar. ALLAH'ın gazabını üstünüze çekiyorsunuz." diye bağırınca hepsi onun etrafına koştu. İşte bundan sonra müthiş bir çarpışma başladı pek çok can alındı. Ubeydullah b. Ömer "Ben iyi oğlu iyiyim!" diye bağırınca onu işiten Ammar b. Yasir (r.a.) "Aksine, sen ancak iyi oğlu alçağın birisin!" diye bağırdı. Ubeydullah şiir söyleyerek saldırdı ve Rabia oğullarından iyi bir süvari olan Şimr b. Peyyan'ı öldürdü.[737]



Ubeydullah İbni Ömer'in Öldürülüşü

 

Ertesi gün Ubeydullah yine aynı adamlarıyla geldi. Onlara Rabiahlar karşılık verip çarpışmaya başladılar. Hureys b. Cabir el-Hanefi ona saldırdı ve mızrağını gerdanına saplayıp onu öldürdü.

Kimileri onu Hânî b. Hattab, kimileri de Malilk b. Amr öldürdü, der.[738]

 

Zü'l-Kula'ın Öldürülüşü
 

Zü'l-Küla' Şamlılardan .bir grupla meydana gelip çarpışma istedi. Onlara karşı Abdullah b. Abbas yanında Rabialılarla çıktı. Çarpışmaya başladılar. Hındıf adlı biri Zü'l-Kula'ın omuzuna öyle vurdu ki zırh bile yarıldı. O da ölü olarak yere serildi. O gün akşama kadar çarpıştılar.[739]


 
[727] Taberi 3/77, 78; El-Ahber et-Tıval 169, 170; El-Futuh 3/3031; Belazuri, Enınb 3/İ4

[728] Taberi 3/80; El-Futuh 3/28, 29

[729] Ahbaru't-Tıval 171; Taberi 3/8.2; El-Futuh 3/31; Buraya kadarki metin Zehebi'nin değildir. Belazuri, Ensab 3/84

[730] Tafsilatı için bkz: H. Hayyat, Tarih 193, 194; Taberi 3/82; Belazuri, Ensab 3/85; El-Futuh3/31,32;

[731] Halife b. Hayyat, Tarih s. 194

[732] T. Hlife s. 195, 196; Ahbaru't-Tıval 172; Taberi 3/82; El-Muntazam 5/118; K. El-Futuh3/31,32

[733] Terceme İbni Sa'd'a göredir. 3/256, 257; İbni Ebi Şeybe 15/299; Belazuri, Enııb 3/95; Muntazam 5/119; A. Tıval 174

[734] Tarihi Halife 193; Murucu'z-Zeheb 3/386                                    

[735] Komutan isimlerindeki farklar için bkz. Taberi 3/82, Kitabu'l-Futuh 3/31-35

[736] Bu olay 4 dipnot önceki belirtilen hadisedir.

[737] İmam Zehebi, Tarihu’l-İslam, Cantaş Yayınları: 6/ 270-280

[738] İmam Zehebi, Tarihu’l-İslam, Cantaş Yayınları: 6/ 280

[739] İmam Zehebi, Tarihu’l-İslam, Cantaş Yayınları: 6/ 280


Konu Başlığı: Ynt: Hz. Ali nin Muaviye yi itaata ve cemaata çağrısı
Gönderen: Mehmed. üzerinde 27 Şubat 2022, 14:01:43
Esselamü aleyküm Rabbim bizleri fitneden ve ayrılıktan muhafaza buyursun Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Hz. Ali nin Muaviye yi itaata ve cemaata çağrısı
Gönderen: Sevgi. üzerinde 02 Mart 2022, 04:32:28
Aleyküm Selam. Rabb'im bizleri tüm kötü hallerden korusun inşaAllah
 Bilgiler için Allah sizlerden razı olsun kardeşim