๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Tarihül-İslam => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 19 Nisan 2011, 13:21:56



Konu Başlığı: Hudeybiye sulhunun yapılışı
Gönderen: Sümeyye üzerinde 19 Nisan 2011, 13:21:56
Hudeybiye Sulhunun Yapılışı


 

Yûnus b. Bükeyr, İbn İshâk'tan naklediyor: Bana Zührî, Urve yolu ile, Misver b. Mahrame ve Mervan b. Hakem'in Hudeybiye olayı hak­kında şöyle dediklerim haber verdi:

- Kureyşliler, Süheyl b. Amr'ı çağırıp, "şu adam'a git de onunla sulh yap ama sakın bu sulh anlaşmasında; "Muhammed'in bu yıl Mekke'ye gireceği maddesi" olmasın, bu yıl dönüp gitsin de, arablar:"O bize harble zorla girdi" demesinler" diye tenbih ettiler. Süheyl'de çıkıp Hudeybiyeye geldi. Resûlullah O'nun geldiğini görünce;

"Kureyş bu adamı yolladığına göre demek sulh istiyorlar" de­di. Süheyl, Efendimizin yanına gelince bu mevzuyu aralarında gö­rüştüler. Sonunda şu şartlarla sulh yapıldı:

1- On yıl birbirleriyle savaşmayacaklar.

2- İnsanlar birbirine karşılıklı güven verecekler.

3- Bu yıl hac edilmeden Hudeybiyeden geri dönülecek.

4- Gelecek yıl müşrikler aradan çekilip Mekke'ye Ömre müsadesi verecekler ve orada üç gün eğleşecekler.

5- Oraya giderken Müslümanlar yanlarında sadece yolcu silahı olan kılıç taşıyabilecek oda kınında olmak şartıyla Harem'e girebilecekler.

6-  Ashabdan biri velisinin izni olmadan Mekke'ye kaçar gelirse müşrikler onu geri yollamayacak.

7-  Müşriklerden biri kaçıp Medine'ye gelirse Peygamber onu geri verecek.

8-  Bizimle senin aranda içinde hile ve düzenbazlık olmayan kapalı bir heğbe (saf bir gönül) olacak.

9-  Aramızda ne îslâl nede iğlal olacak.[60] Ravi hadisin gerisini tâ başta geçtiği gibi naklediyor.[61]

Hadiste geçen "El-İslâl" gizli hırsızlık demektir. "Hücum" ve "kılıç sıyırma" anlamına geldiği de söylenir. "El-İğlâl" da hücum ve ihanet anlamındadır.[62]

Şu'be, Ebû İshâk vasıtasıyla Berâe b. Âzıb (r.a)'tan naklediyor: - Resûlullah (s.a.v), Mekke müşrikleriyle sulh yaptığında bu anlaş­mayı "işte bu -vesika- Allah Rasûlü Muhammedin üzerine sulh anlaş­ması yaptığı bir belgedir......." diye başlayan bir metin yazmıştı. Müş­rikler, "Biz senin gerçekten Allah'ın Rasûlü olduğunu bilmiş olsaydık zaten seninle savaşmazdik" diye itiraz etiler. Nebî (s.a.v) de Ali (r.a)'a, "Sen "Resûlullah" kelimesini sil" buyurdu. Lakin Ali "ben silemem" diyerek bu işe yanaşmadı. O zaman bizzat Peygamber (s.a.v) kendi e liyle silip; işte şu metin Abdullahoğlu Muhammed'in üzerinde anlaşma yaptığı metindir...." diye başla­yan anlaşmayı yazdı. Müşrikler Ona orada ancak üç gün kalma, Mek­ke'ye silahla değil ancak içine silah ve eşya konulan torba içinde ol­mak kaydıyla girileceği, şartını öne sürdüler.

Şu'be derki: Ebû İshak'a bu "Cülûbbân'ı-silah silah torbası da ne?" diye sorunca bana, "Kab içindeki kılıç" dedi. Hadisi, Buharı ve Müs­lim rivayet edior.[63]

Hammâd b. Seleme, Sabit el-Bünanî yolu ile Enes (r.a)'tan buna yakın olarak şu bilgiyi verir:

-Hudeybiye'de Resûlullah (s.a.v), müşriklerle sulh ettiğinde, Ali'ye; "Bismillahirrahmâni'r-Rahîm" diye yaz, emrini verince Süheyl b. Amr: "biz, Rahman ve Rahim ne demek bilmiyoruz, sen "bismikellâhüm me" diye yaz" dedi. Nebî (s.a.v) de, Hz. Ali'ye böyle yazmasını söyle­yip "işte bu Allah Rasûlü Muhammed'in üzerine anlaşma yaptığı me­tindir" diye yaz, deyince Süheyl: "biz senin Allah Rasûlü olduğunu bilseydik seni doğrulardık, yalanlamazdık, sen kendinin ve babanın adım yaz" dedi. Nebî (s.a.v) öyle yaz deyip "sizden biri kaçıp geleni size geri vereceğiz. Bizden size kaçıp geleni size bırakacağız" diye yazdırınca ashâb, "Ya Resûlallah, biz bu şartı kabul edeceğiz ha!" de­diler. Efendimiz de: "bizden kaçıpta müşriklere gideni Allah uzak etsin. Onlardan bize gelipte geri gönderdiğimize Allah bir genişlik bir çıkış kapısı verecektir" buyurdu.[64] Hadisi Müslim naklediyor.

Yûnus b. Bükeyr, İbni İshak'tan naklediyor: Bana Yezîd b. Süfyan, Muhammed b. Ka'b'dan şöyle dediğini haber verdi:

- Hudeybiye anlaşmasında Peygamber Efendimizin katibi Hz. Ali idi. Efendimiz, "İşte şu Muhammed b. Abdillah ve Süheyl b. Amr'ın üzerinde anlaştıkları sulh metnidir!" diye yaz buyurdu. Hz. Ali ise du­raklayıp ancak "Allah Rasûlü Muhammed" olarak yazarım, diye di­rendi. Bunun üzerine Nebi (s.a.v) ona:

"Yaz. Zîra senin verdiğin bir misli de sana verilecektir" buyur­du. O da: "İşte bu Muhammed b. Abdillah'm üzerinde, anlaşma yaptık­ları sulh metnidir" diye yazdı.[65]

Abdü'lazîz b. Siyah, Habi'b b. Ebî Sâbit'ten naklediyor: (Ben Hz. Ali ile Muâviye arasındaki ihtilafta harbin caiz olup olmadığını sor­mak üzere Ebû Vâil lakablı Şakîk b. Seleme'ye geldim.)[66] Ebû Vail şöyle anlattı:

-Biz Sıffeyn harbinde bulunmuştuk. (Allah'ın kitabıyla hükmetmek üzere hakemlik çağrısı yapılınca -oradaki Hz. Ali taraftarı- birisi, "şu Allah'ın kitabına aralarında hükm olunmak için çağrılanlara bir bakın hele (diyerek, Âli İmran süresindeki 23'üncü ayete işaretle bunlardan bir gurub'un Hak'dan yüz çevirdiğine ve onlarla sulh değil Hucurat sû­resi 9'uncu ayetine göre savaşmak gerektiğini) söyleyince Ali (r.a) da "evet" demişti.) Bunun üzerine Sehi b. Huneyf (r.a) ayağa kalktı ve: "Ey insanlar siz birini itham edecekseniz önce kendi görüşünüzü itham edin. Biz, Allah Rasûlü ile beraberdik. Eğer orada biz sulhu değil de savaşı hayırlı görseydik kesinlikle harb ederdik. (Ama sulh yaptık.)

Sulhtaki bazı şartları Müslümanlar aleyhine sanan) Ömer (r.a) kalkıp Rasûl-ü Ekrem'in yanına geldi ve: "Ya Resûlallah! Biz hak, müşriklerse batıl bir inanç üzere değil mi?" dedi. Efendimizde "Tabî öyle" bu­yurdu. Ömer, "Bizden ölenler cennete, onların ölenleri cehennemde değil mi?" dedi. Efendimiz (s.a.v) yine "tabî" buyurdu. Ömerle "Peki öyleyse dinimizde çok aşağılık bir husus olan şu maddeleri neye kabul ediyoruz ki? Geri dönüp Allah onlarla aramızda hükmünü verene ka­dar çarpışalım!"dedi. Nebi (sav) de;

"Ey Hattaboğlu! Ben Allah'ın Elçisiyim. Allah beni ebediyyen zayi etmeyecektir" buyurdu. Ömer öfkesini alamayıp Ebû Bekr'e geldi ve aynı şeyleri söyledi. Ebû Bekir (r.a) da O'na Efendimizin söyledikle­rini söyledi. Bu sıra "Innâ Fetahnâ" sûresi indirildi. Efendimiz, Ömere haber salıp ayeti okudu. Ömer'de, "Ya Resûlallah bu sulh fetih mi?" deyince, "Evet" buyurdu. Ömer sevinçle ayrıldı. Hadis müttefekun aleyhtir.[67]

Yunus b. Bükeyr, İbni İshak yolu ile Zührî-Urve isnadıyla Misver b. Mahrame ve Mervan'm şöyle dediklerini anlatır.

-Anlaşma bitince Efendimiz (s.a.v); "Ey insanlar kalkıp kurbanla­rınızı kesin ve ihramdan çıkın!" buyurdu. Vallahi kimse yerinden kalkmadı. Peygamberimiz Ümmü Seleme'nin yanma girip: "Yâ Ümmü Seleme insanları görmüyormusun. Ben onlara emrediyorum yapmı­yorlar" dedi. O da, "Ya Resûlallah! Onları kınama, senin sulh husu­sundaki bu şartları yüklenmen ve fetih olmadan geri dönmen onlara pek ağır bir şey göründü. Sen çık, kimseyle konuşmadan kurbanına var ve kes, sonra ihramdan çık insanlar senin bu yaptığını görünce onlarda yapacak," dedi. Resûlullah da Ümmü Seleme'nin yanından çıkıp kim­seyle konuşmadan, kurbanının yanma varıp kesti ve tıraş oldu. Ashab bunu görünce, kalkıp kurbanlarını kestiler, kimi saçını kısalttı, kimi kazıttı. Resûlullah (s.a.v);

"Allah'ım! Saç kazıtanları af eyle!" diye dûa etti. "Ya Resûlallah! Kısaİtanlara da dûa etseniz!" denilince, "Allah'ım saç kazıtanları af eyle!" diye arka arkaya üç kere söyledi Yine: "Ya Resûlallah! kısaltanlarada!" denilince, "kısaltanlara da" buyurdu.[68]

Yunus, yine İbni İshak'tan naklediyor: Bana Abdullah b. Ebî Necîh, Mücahit yoluyla İbni Abbas'tan şöyle dediğini naklediyor: İbni Abbas'a, "niçin Peygamber saçını kazıtanlara üç kere te'kidle dûa ettiği halde kısaltanlara bir kere dûa etti?" diye sorulunca, "çünkü kazıtanlar bunun feth olduğunda asîa şüpheye düşmemişlerdi" dedi.[69]

Yunus b. Bükeyr Hişâm ed-Destevâî'- Yahya b. Ebî Kesîr- Ebî îbrâhi'm isnadıyla Ebû Saîd el-Hudrî (r.a)'tan naklediyor: Hudeybiye günü Peygamberin ashabından iki kişi hariç hepsi saçlarını kazıttıkları halde bu ikisi kısaltıp kazımadılar. Lakin râvî Ebû İbrahim meçhuldür.[70]

Süfyan b.Uyeyne, İbrahim b. Meysera aracılığıyla Vehb b. Abdillah b. Kârib'den naklediyor: Ben babamla beraber olduğum bir sıra, Resûlullah (s.a.v); "Allah saç kazıtanlara merhamet etsin" derken duymuştum. Adamın birisi, "Saç kısaltanlara da yâ Rasülellah!" dedi. Peygamber (s.a.v) bu sözü üç defa söyleyip üçüncüsünde, "Ve saç kısaltanlarada!" buyurdu.[71]

Yahya b. Ebî Bükeyr derki: Bize Züheyr b. Muhammed, Muhammed b. Abdirrahman'dan, O Miksem'den, O da İbni Abbas (r.a)'tan şöyle dediğini nakletti:

- Hudeybiye sulhu olduğu gün ömre kurbanı olarak yetmiş deve ke­sildi ki, aralarında eskiden Ebû Cehl'e ait olan bir deve de bulunu­yordu. Müşrikler tarafından Beytullah'a girmelerine engel konulduğunda bu deve tıpkı yavrusundan ayrılan devenin yanık yanık böğürdüğü gibi böğürmüştü.[72]

(İbni İshak derki: Abdullah b. Ebî Necih'in Mücahitten yaptığı riva­yete göre) Abdullah ibni Abbas (r.a) şöyle demiştir:

- Resûlullah (s.a.v), Hudeybiye ömresinde -önceden- Ebû Cehl'e ait olan ve burnunda altın bir halka yuları bulunan bir deveyi hediye et­mişti. Bunu sırf Kureyşlileri kızdırmak için yapmıştı.[73]

Füleyh b. Süleyman, Nâfı aracılığıyla İbni Ömer'den naklediyor:

-  Resûlullah (s.a.v) Ömre için yola çıkmış ama Kureyş müşrikleri Onun Beytullaha girmesine engel olmuşlardı. Nebi (s.a.v) Hudeybiye de kurbanını kesti ve başını tıraş etti. Ertesi yıl Ömresini yapmak, Mekke'ye    kılıç    dışında    silahla    girmemek, Mekkede    ancak Kureyşlilerin razı olacağı kadar kalabilmek, şartları ile Onlarla anlaş­ma yaptı. Ertesi yıl Ömresini (kaza) yapıp oraya anlaşmalara uygun o-larak girdi. Orada üç gün kalınca müşrikler çıkmasını emrettiler, O da Mekke'den ayrıldı.

Bu haberi Buharî naklediyor:[74]

İmam Mâlik, Ebû'z Zübeyr aracılığıyla Câbir (r.a) tan naklediyor:

-  Biz Hudeybiyede deveyi de yedi kişi, sığın da yedi kişi için kes­miştik.

Bu hadisi Müslim rivayet etmiştir.[75]




[60] Metinde  geçen    maddesi    fiilinden türemişe benzemiyor.  EI-Aybe heybedir.   de hem "ağzı örtülü" anlamına hemde "eşit" anlamına geliyor. O zaman bu Cümle: "Seninle bizim aramızda iki tarafı eşit ağırlıkta bir heybe olsun" anlamınada gelir. İbni Esir bunun mecazen göğüs anlamına geldiği ve araplarm bu "Aybetün Mekfufetün" cümlesini "insanların aralarında yaptıkları anlaşmadan son­ra artık kalplerinde asla gizli bir tuzak ve aldatma olmayacak; şekilde saf olması"

. anlamına darb-ı misal getirildiğini anlatır. Bu konuda Kamusu'l-Muhit mütercimi Asım Efendi (kabri nur olsun) şu izahı yapar (A+y+b): El-Aybetû, Temratü vez­ninde, küçük zenbile denir, meşinden ve gün'den yapılır. İçine elbise konan Camdan'ada denir. Türkçede Heğbe ta*bir olunur. Her halde ("Aybe") bu "Heğbe" den bozma olsa gerek.

[61] İbni Hişâm sira 4/28; Beyhakî Delâil 4/145; Hadisin aslı Buhârî'de Ma'mer, Zührî-Urve isnadıyla Mişver ve Mervan'dan nakledilirki daha önce geçmişti. Bak Buhârî Şuruf 54/15.

[62] Bak İbnü'l Esîr Ennihaye fî ğarîbü'l Hadis "Ğall" maddesi ve "seli" maddesi.

[63] 64 Buhârî sulh-53/6. Müslim Cihad h. no 1783; İbni Hişâm 4/28, 29; İbni Sa'd 2/101,103; Müsned 1/432, 4/86, 320; Beyhakî Delâil 4/146; Süneni Kübrâ 9/227, 5/69; Taberî 13/101, 26/59.

[64] Müslim Cihad ve siyer h. no: 1783; Zehebî sadece senedi verip metni atlamış, biz, metni Müslimden terceme ettik. Beyhakî Sünen-i Kübra 9/4/147; Delâii 4/147.

[65] Beyhakî Delâil 4/147; Müsned 1/342,4/87; Taberî 13/101.

[66] Konunun anlaşılması için parantez arasını aynı hadisin Buhârî'nin Tefsîr/Tefsîrü Süretil Feth/Bab Kavlühû Tealâ "İz yübâyıûneke..." bölümünden naklettik.

[67] Müslim cihad ve siyer 1785. Buhârî Cizye 58/18; Tefsir 65/Tefsiri Süreti'l Feth; Beyhakî Delâil 4/148; İbni Ebî Şeybe 14/438; Müsned 3/486; Bey. S. Kübra 9/222; Taberânî Kebîr 6/109; Taberî tefsir 26/44; Vakidî Meğazî 2/606.

[68] Hadis daha önce bir kaç defa geçti. Vakidî Meğazî 2/613

[69] İbni Hişâm 4/29; Beyhakî Delâil 4/151.

[70] Beyhakî Del. 4/152. 

[71] İbni Hişâm 4/; Delâil 4/151.

[72] Beyhakî Delâil 4/152.

[73] İbni Hişâm 4/29; Beyhakî Del. 4/152.

[74] Buhârî Sulh. 53/7. H. no: 2701; Beyhakî Delâil 4/152.

[75] Müslim, Hac, h. no: 1318.

İmam Zehebi, Tarihü’l İslam Cantaş Yayınları 4/46-52


Konu Başlığı: Ynt: Hudeybiye sulhunun yapılışı
Gönderen: Mehmed. üzerinde 14 Eylül 2021, 18:47:48
Esslamü aleyküm Rabbim  paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Hudeybiye sulhunun yapılışı
Gönderen: Sevgi. üzerinde 17 Eylül 2021, 03:15:42
Aleyküm Selâm. Bilgiler için Allah sizlerden razı olsun kardeşim