Konu Başlığı: Hanîfe oğulları delegeleri Gönderen: Sümeyye üzerinde 17 Nisan 2011, 13:34:26 Hanîfe Oğulları Delegeleri ibni İshak der ki: -Peygamber (s.a.v)'in yanma Hanîfe oğulları delegeleri de temsilci olarak geldiler. Aralarında Müseyleme b. Habîb denen yalancı da vardı. Neccar oğullarından Ensarlı Haris'in kızının evine konakladılar. îbni ishak derki: Bana alimlerimizden biri anlattı ki, Hanîfe oğulları Müseyleme'yi bir elbise içinde gizleyerek Peygamber'e getirmişler. Allah Rasûlü o esnada elinde bir hurma dalı, başında hurma dallarından örme takkemsi bir şey olduğu halde ashabıyla beraber oturuyordu. Müseyleme gelip Peygamber'e -bazı isteklerini bildirerek- konuşunca Nebi (s.a.v): "Sen benden şu hurma dalını bile istesen, sana onu da vermezdim." buyurdu.[687] İbni îshak anlatıyor: Bana Yemâmedeki bir Şeyh'in anlattığına göre onun hadisesi bundan daha farklıdır. Onun iddiasına göre, Hanife oğulları Peygamber (s.a.v)'e geldiler, Müseyleme'yi de konakladıkları yerde bıraktılar. Bunlar Müslüman olunca onun yerini söyleyip, "Ya Resûlallah! Biz konakladığımız yerde bir arkadaş bıraktık" dediler. Resûlullah (s.a.v) topluluğa emrettiğinin ona da geçerli olduğunu bildirip, "Ama O mekanca sizin en şerliniz değildir" buyurarak, bununla "Müseyleme'nin arkadaşlarının eşyasını koruyuşuna" işaret etmişti. Heyet dönüp Müseyleme'nin yanına gelip Peygamberin dediklerini ulaştırdılar. Yemâmeye geri döndüklerinde Allah düşmanı Müseyleme dinden döndü ve Peygamberlik iddia ederek: "Ben Peygamberlik konusunda Muhammed'le ortak oldum.'Siz Ona benden bahsedince, "O mekanca sizin en şerliniz değildir!" buyurmamış mı idi. Bunu benim Peygamberlik konusunda kendisiyle ortak olduğumu bildiği için söyledi" diyerek seci'li kafiyeli sözler uydurarak, güya Kur'ân'a nazire yapmaya uğraşarak: "Lekad enamellâhü ale'l-Hublâ, Ahrace minha nesemeten tes'â, min beyni sıfâkın ve Haşa".diye saçma şeyler söyledi.[688] Onlardan namazı kaldırıp zina ve içkiyi helal etti. Buna rağmen bir yandan da Peygamberin Nebi olduğuna şahadet de ediyordu. Böylece Hanife oğullan da etkilenerek onunla bu konuda fikir birliği ettiler.[689] Şuayb b. Ebî Hamze, Abdullah bin Abdürrahman b. Ebî'l Huseyn -Nafî b. Cübeyr isnadıyla İbni Abbas (r.a)'tan şöyle dediğini anlatır: -Resûlullah zamanında Müseylemetü'l Kezzâb Medine'ye geldi ve, "Eğer Muhammed daha sonra bu işi bana bırakırsa o zaman ona tabi olurum" demeye başladı. Medine'ye kavminden pek çok insanla gelmişti. Nebi (s.a.v) yanında Kays b. Şemmâs (r.a) ve elinde bir hurma dalı olduğu halde gelip Müseyleme ve arkadaşlarının yanında durdu ve: "Sen şu dal parçasını bile istesen sana onu vermem Allah'ın emri asla sana gelmeyecek. Eğer dönersen Allah seni kesip atacaktır. Ben seni benim gördüğüm rüyadaki o şey olduğunu sanıyorum. Sana şu Kays b. Şemmâs benim adıma cevap verecek" buyurup sonra ayrıldı. İbni Abbas derki; Ben Peygamberin: "Ben seni rüyamda bana gösterilen o şey olarak görüyorum" sözünün ne demek olduğunu sordum. Ebû Hüreyre bana: "Peygamber (s.a.v) Efendimiz: "Bir gün uykuda iken elimde iki altın bilezik gördüm. Onların elimde oluşu beni üzmüştü. Uykuda bana onlara üfle diye vahyedildi. Bende onlara üfledim. Uçup gittiler. Ben rüyamı benden sonra çıkacak olan iki yalancı ile tabir ettim" buyurmuştu. İşte bunların birisi San'a kiralı olan el-Ansî ile diğeri Yemame sahibi Müseyleme'dir" dedi. Hadisi Buharî ve Müslim rivayet ediyor.[690] Ma'mer b. Râşid, Hemmânı aracılığıyla Ebû Hüreyre (r.a)'dan Nebi (s.a.v) Efendimizin: "Uyuyorken birde bana yeryüzünün hazinelerinin verildiğini gördüm. Ellerimde altından iki bilezik vardı ki, bunlar bana pek ağır geldi ve tasalandırdı. Bana "onlara üfle" diye vahyedildi ben de onlara üfleyince kayboldular. Ben bu iki altını benim -yurt bakımından- ortalarında olduğum San'a kiralı ile Yemâme sahibi olan iki yalancı Peygamber ile te'vil ettim" buyurduğunu anlatır. Hadisi Buharî ve Müslim ittifakla rivayet ediyor.[691] Buharî derki: Bize Es-Salt b. Muhammed, Mehdî b. Meymûn'un Ebû Raca Imran b. Milhan, yanî El-Utarîdfyi şöyle derken işittiğini haber verdi: -Peygamber (s.a.v) Allah tarafından Nebi olarak gönderildiğinde biz onu duyduk ama Müseylemetü'l Kezzâb'a katıldık. O da bizi Cehennem ateşine kattı. Cahiliye döneminde taşlara tapardık. Taş bulamazsak, biraz toprak keseği toplar sonra üzerine su karıştırılmış süt döker sonrada etrafını tavaf ederdik.[692] İsmail b. Ebî Hâlid, Kays b. Ebî Hâzim'in şöyle dediğini anlatır: -Adamın birisi Abdullah b. Mes'ûd (r.a)'a gelip, "Ben Hanîfe oğullan mescidinden birine uğradım. Onlar Allah'ın indirmediği bir şey okuyorlar ve: "Et-Tahinâtû tahnen, vel-Âcinâtü acnen ve'l Hâbizâtü habzen, ves-Sâridâtü serden, vel-Lükımatü Lakmen" diye kıraat ediyorlar" dedi. Abdullah'da onlara haber salıp getirtti. Bunlar yetmiş kişi olup, başları Abdullah b. Nevvâha idi. Abdullah emir verdi ve bunlar öldürüldü. Sonra Abdullah (r.a), "biz bunlardan şeytana karşı zafer kazanmış olmadık. Lakin onları Şam'a kaydırdık, Olaki Allah onlara karşı bize yeter" dedi.[693] Mes'ûdî, Asım -Ebû Vâil isnadıyla yine Abdullah b. Mes'ûd'un şöyle dediğini nakleder: -İbnü Nevvâha ile İbnü Üsâl, Müseyleme'nin elçisi olarak Peygamber Efendimize gelmişti. Peygamber (s.a.v) onlara: "ikiniz benim Allah Rasûlü olduğuma şahit oturmuşunuz?" buyurdu. Onlar sa, "Biz Müseyleme'nin Allah Rasûlü olduğuna şahit oluruz" dediler. Bunun üzerine Nebi (s.a.v): "Ben Allah'a ve Peygamberlerine inandım. Eğer elçi öldürme adetim olsaydı kesin ikinizi öldürürdüm" buyurdu. Abdullah (r.a) derki: Bu hadisten alınarak "Elçiler öldürülemez (halk arasında, elçiye zeval olmaz)" düsturu gerçekleşti. Abdullah devamla derki: -İbnü Üsâl'e gelince, Allah bize ona kafi gelecek şeyi verdi de İslâm'a girdi. İbnü Nevvâha'ya gelince, hala içimde Allah'ın ona karşı bir imkan vereceği duygusunu taşıyorum. Haberi Ebû Davud'u Tayalîsi "Müsned" adlı eserinde Mes'ûdî'den naklediyor. Hadisin şâhidide vardır.[694] Yunus b. Bükeyr, İbni İshak'tan naklediyor: Bana Sa'd b. Tarık, Seleme bin Nüaym b. Mes'ud aracılığıyla haber verdi ki, Babası, Müseylemetü'l-Kezzâb'ın elçisi olarak mektubunu getirdiğinde Nebi (s.a.v)'i kendilerine şöyle derken duyduğunu haber verdi: - Siz ikinizde aynen Müseyleme'nin dediği görüşe katılıyor musunuz? Onlar, "evet" dediler. Bunun üzerine Nebi (s.a.v): "Eğer "elçiler öldürülemez" olmasaydı boynunuzu vururdum" buyurdu.[695] İbni İshak anlatıyor: -Müseyleme'tül-Kezzâb hicrî onuncu yılın sonunda Resûlullah (s.a.v)'e şöyle bir mektup yazdı. -Allah Rasûlü Müseyleme'den Allah Rasûlü Muhammed'e... Selam sana... Ben bu Peygamberlik işinde sana ortak yapıldım. Yer yüzünün yarısı benim olmuştur. Lakin Kureyş haddi aşan bir topluluktur. Bu mektup kendine ulaşınca Nebi (s.a.v) de ona şöyle cevap yazdı: -Allah Rasûlü Muhammed'den, yalancı (başı) Müseyleme'ye!.... Hidayet'e tabi olanlara selam olsun. Emma ba'dü. Yeryüzü Allah'ındır, Onu kullarından dilediğine verir, güzel sonuç takva sahibi insanlarındır.[696] Tay Kabilesi Delegeleri Bunlardan sonra da Tay kabilesi delegeleri Rasûl'ü Ekrem (s.a.v)'e geldi. Aralarında kabile lideri Zeyd el-Hayl da vardı. Hepsi Müslüman oldu. Resûlullah (s.a.v) onu "Zeyd el-Hayr" diye adlandırdı ve Feyd mıntıkası ile iki araziyi ona tahsis etti. Buna dair yazılı bir belgede verdi. Zeyd'de kavmine geri döndü. [Resûlullah Zeyd'in çok iyi bir Müslüman oluverdiğini görünce: "Bana Önceden faziletli anlatilıpta sonra yanıma gelen her arabı, kendi hakkında söylenenden daha aşağı seviyede buldum. Sadece bundan Zeyd müstesna. Zira, bana ondaki bütün iyi hasletler tam olarak ulaşmamıştır" buyurdu.] Zeyd yola çıkınca Rasülullah (s.a.v): "Eğer Zeyd Medine sıtmasından kurtulabiİirse..." buyurdu. Söylendiğine göre Peygamberimiz sıtma adında bilinen "Humma" ya da "Ümmü Meldem" kelimelerini kullanmadan başka bir kelime ile söylemişti. Fakat her nedense, bu kelime tesbit edilememiştir. Zeyd el-Hayr, Necd diyarını geçipte kendi sularından Ferde adlı pınara geldiği zaman sıtmaya tutulup orada Öldü. O ölünce hanımı onun yanındaki Peygamberin mektubunu alıp ateşte yaktı.[697] [687] İbni Hişâm 4/210; Beyhakî Delâil 5/330; Taberî 3/137. [688] Bu hiçbir işe yaramayan saçma sözleri tercemeye değer bulmadım. [689] İbni Hişâm 4/210; Beyhakî Delâil 5/331; Taberî 3/137; ibni Sa'd 1/316. [690] Buhârî Menâkıb 61/25 cilt 4/s. 182; Meğazî 5/say. 119. no: 9378; Tevhîd 8/189; Müslim Ru'yû 2273/21; Beyhakî Delâil 5/334, 6/358. [691] Buhârî Menâkıb 4/182; Meğazi 64/70, 3/s. 120. ve Ta'bir 8/81; Müslim Rüya 2273, 2274; Müsned 2/319; Tirmizî 2394; Beyhakî Delâil 5/335; Bey. Sün. Kübra 8/175. [692] Buhârî 6/4; Daramı 1/4. [693] Beyhakî Delâil 5/393. [694] Müsned 1/396 ve 404; îbni Hişâm 4/220; Beyhakî Delâil 5/332; Nesâî Süneni Kübrâ 5/205. H. no: 8675; Tayalîsî Müsned 251; Mizzî Tuhfe'tül Eşraf 7/48. Beyhakî Derki: Daha sonra İbni Mesûd, Onu Küfe (valisi iken) de imkân eline geçince Öldürdü. [695] İbni Hişâm 4/220; Beyhakî Delâil 5/332; Taberî 3/146; Ebû Dâvûd Cihat 165; Bey. SÜküb 9/212; Hakim 2/143, 3/52; Tahâvı Müş Âsâr 4/62. [696] İbni Hişâm 4/146; Beyhakî Delâil 5/331; Taberî 3/146. İmam Zehebi, Tarihü’l İslam Meğazi 4/402-407 [697] İbni Hişârfı 4/211; İbni Sa'd 1/321; Beyhakî Delâil 5/337; Taberî 3/145. İmam Zehebi, Tarihü’l İslam Meğazi 4/407-408 Konu Başlığı: Ynt: Hanîfe oğulları delegeleri Gönderen: Mehmed. üzerinde 16 Ağustos 2021, 14:25:56 Esselamü aleyküm Rabbim paylaşım için razı olsun
Konu Başlığı: Ynt: Hanîfe oğulları delegeleri Gönderen: Sevgi. üzerinde 17 Ağustos 2021, 05:10:47 Aleyküm Selâm. Bu bilgileri bizlerle paylaştığınız için Allah sizlerden razı olsun kardeşim
|