๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Tarihül-İslam => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 11 Nisan 2011, 14:01:51



Konu Başlığı: Habbab B. El Eret
Gönderen: Sümeyye üzerinde 11 Nisan 2011, 14:01:51
Habbab B. El-Eratt[802]


Nesebi: Habbab b. Cendele b. Sa'd b. Huzeyme b. Ka'b. Temim ka-bilesindendir. (Yani Sa'd b. Zeyd b. Menat b. Temim oğullarından) O, Enmar kızı Ümmü Sibâ'nın kölesi idi.

(Alkame'nin dediğine göre) Künyesi Ebu Abdullah idi. (Habbab (r.a.) Efendimizin Daru'l-Erkam'a girişinden önce müslüman olmuş idi.) Urve b. Zübeyr'in dediğine göre Habbab da Mekke'deki müslüman mustez'aflardan  olduğundan  dininden  dönmesi  için  kendisine  çok işkence edilmişti.)

Bedir harbine ve ondan sonraki İslamî vakalarının hepsine katıldı. Bir çok hadis rivayet etti.

Kendisinden de Ebu Vail, Mesruk, Alkame, Kays b. Ebi Hazim ve çok sayıda tabiîn hadis rivayet etti.

Rivayete göre, kendisi esir tüccarlarının eline düşüp Mekke'de küle olarak satıldı. Onu Zühre oğullarının anlaşmalılarından olan Enmar kızı Ümmü Sibâ el-Huzâiyye satın aldı. Yine denildiğine göre bu kadın Mekke'de kadın sünnetçiliği yaparmış. Habbab (r.a.) Müslümanların Daru'l-Erkam'a girmelerinden önce Müslüman olmuştu.

Kendisi Mekke'deki kabilelerden olmadığından, mustez'aflardan olup İAllah yolunda işkenceye uğrayanlardan idi.[803]

i    Ebu İshak es-Sübey'î, Ebu Leyla el-Kindî'nin şöyle dediğini haber veriyor:

-Habbab (r.a.), Hz. Ömer'in yanına gelmişti. Ömer ona: "Yaklaş! Bu meclise Ammar b. Yasir dışında senden daha layık birisi yok!" dedi. Bunun üzerine Habbab da, Hz. Ömer'e sırtındaki müşrik işkencelerinin izlerini göstermeye başladı. (Yani işkenceyi sadece o görmedi.)[804]

Mücalid, Şa'bî'den naklediyor:

-Habbab b. el-Eratt, Hz. Ömer'in yanına gelmişti. Ömer onu oturduğu koltuğuna oturtup "Yeryüzünde bu oturağa oturmaya bir kişi hariç bu adamdan daha layık kimse yoktur." dedi. Habbab da "o kimdir?" deyince Hz. Ömer "Bilal'dır" dedi. Habbab "Ya Emiral-müminin, o (Ih benden daha layık değildir. Zira Bilal'in müşrikler arasında kendini savunacak kimsesi vardı. Ben halâ öyle bir günü gözümün önüne getiriyorum ki, müşrikler beni yakalayıp bir ateş yaktılar, sonra beni içinde ütelediler. Sonra birisi ayağıyla göksüme bastı. Ben yerden kendimi ancak sırtımla koruyabiliyordum." dedi, arkasından sırtını açıp gösterdi ki sanki baras hastalığı geçirmiş gibi ala bula idi.[805]

Harise b. Mudarrıb der ki: Habbab'ı ziyarete gitmiştim, yedi yerinden ateşle dağlattırmış idi. Onu şöyle söylerken duydum: "Eğer Peygamber (s.a.v.)'in

"Ölüm temenni etmek kimseye yakışmaz." buyurduğunu duyma-saydım kesin ölümü istemiştim." Mısır işi ketenden dokunma olan ke­feni getirildi. Ağlayarak: "Ama Peygamberin amcası Hamza! Bir bürde ile kefenlendi, ayağına çeksen başı açılır, başına çeksen ayaklarına yetmezdi de ayaklarının üzerine ızhır denen ottan örttüler. Bir de Rasulullah (s.a.v.)'le beraber bir dinar, bir dirhem bir şeyim olmadığı günler gözümün önüne geliyor. Bir de şimdi görüyorum ki, evimin bir köşesinde duran tabutumun içinde bile kırk bin vafî (bir vafî bir dirhem ve dört danik eder) olan malım var. Ben ahirette bize verilecek olan bu güzel nimetlerin dünyadayken verilivermiş olacağından korkuyorum." dedi.[806]

Vakidî der ki: Ben şöyle diyen bir adam duydum:

-Habbab (r.a.), Hz. Ali'nin Kûfe'de ilk defnettiği kimsedir. Sıffeyn savaşı dönüşü onun cenaze namazını kılmış idi.[807]

(İkrime b. Kays, Habbab (r.a.)'ın oğlundan naklediyor.

-Kûfe'de halk, cenazelerini evlerindeki kabirlere koyardı. Babamın hastalığı ağırlaşınca bana: "Oğlum ben öldüğümde beni Küfe dışındaki falan yere defnet. Sen beni oraya defnedecek olursan, insanlar "Şuraya Peygamberin arkadaşlarından biri defnedildi!" diyerek orayı kabristan yaparlar." dedi. Habbab (r.a.) ölünce oraya defnedildi. Böylece Küfe dışında defnedilen ilk insan o oldu.)[808]

A'meş, İbrahim Nehâî aracılığıyla Alkame'den naklediyor:

-Habbab b, el-Eratt (r.a.) altın bir yüzük takınmış olarak Abdullah b. Mesu'd (r.a.)'un yanına girmiş idi. Ona "Şu altın yüzüğü parmağından çıkarıp atmanın zamanı gelmedi mi?" dedi. O da "Sen onu bu günden sonra üzerimde görmeyeceksin." dedi.[809]



[803] İbni Sa'd 3/164, 165; Hakim 3/381; Taberani 4/55 vı

[804] ibni Sa'd 3/165; Hakim 3/381; Taberani 4/55                   

[805] İbni Sa'd 3/165

[806] İbni Sa'd 3/166; Hilye 1/144; Humeydi, Müsned 1/86; Abdullah b. Mübarek, Zühd 183, 184; Üsdü'1-Ğabe 2/99; Hakim (kısa) 3/383; Taberani, Kebir 4/62 no 3632; Buhari bu haberi Ebu Hazim yoluyla bir çok yerde nakleder. H. No 1276, 3897, 3913, 3914, 4047, 4082, 6432, 6448

[807] İbnu Sa'd 3/167

[808] Bu bölümü İbni Sa'd'dan ekledim 3/167; Taberani 4/56 h.no 3617; Taberani bunu Zeyd b. Vehb'den zayıf bir senedle verir. Ama öncekini destekler.

[809] İmam Zehebi, Tarihu’l-İslam, Cantaş Yayınları: 6/ 312-314




Konu Başlığı: Ynt: Habbab B. El Eret
Gönderen: Mehmed. üzerinde 05 Mart 2022, 07:53:25
Esselamü aleyküm Rabbim bizleri doğruların yolundan ayırmasın Rabbim paylaşım için razı olsun


Konu Başlığı: Ynt: Habbab B. El Eret
Gönderen: Sevgi. üzerinde 06 Mart 2022, 06:58:20
Aleyküm Selam. Rabb'im bizleri sevdiklerinin yolundan ayırmasın inşaAllah
 Bilgiler için Allah razı olsun