๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Tarihül-İslam => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 24 Nisan 2011, 15:06:16



Konu Başlığı: Gökten tabağın doldurulması mucizesi
Gönderen: Sümeyye üzerinde 24 Nisan 2011, 15:06:16
Gökten Tabağın Doldurulması Mucizesi

 

Süleyman et-Teymî de Ebu'l Alâ aracılığıyla Semüre b. Cündüb (r.a)'dan şöyle anlatır: -Rasûîullah (s.a.v) e içinde yemek bulunan bir tabak getirilmişti. Kuşluk vaktinden tâ öğle oluncaya kadar insanlar, bir kısmı sofradan kalkıp diğe­ri oturarak art arda ondan yediler.

Bunu dinleyenlerden birisi Semûra (r.a) a: "Tabağa yemek bittikçe dolduruluyor muydu?" diye sordu. Semura da: "Sen hangi şeyden dolayı hayrete düşüyorsun? Tabak sadece tâ şuradan dolduruluyordu." diyerek gökyüzüne işaret etti.

Bu sahih bir hadistir.[48]

 

Efendimiz'in Selman'a Diktiği Hurmada Görülen Mucize
 

Zeyd b. el-Hubâb; Hüseyin b. Vâkıd, Abdullah b. Büreyde aracılığıyla babası Büreyde'nin şöyle dediğini anlatıyor:

-Selmân (r.a) (İslama girmek için geldiğinde) Nebî'ye (s.a.v) bir hediye getirmişti. Peygamberimiz ona: "Sen kime ait (bir köle)sin?"diye sordu. O da: "Falan topluluğun." dedi. Efen­dimiz: "Öyleyse onlardan kendini bir bedel karşılığı hürriye­tini vermeleri için bir sözleşme yapmalarını iste." buyurdu. Selman der ki: "Bana şu şu şeyleri ve şu kadar kendilerine hurma dikivermem karşılığında sözleşmemi yaptılar. Selman hurmalar yetişip meyve verinceye kadar onlara bakmakla da yükümlüydü."

Peygamber (s.a.v) Sehnan'ın çalıştığı bahçeye gidip bizzat bütün hurmaları eliyle dikti. Sadece bir tanesini Ömer ek­mişti. İşte Ömer'in diktiği bu hurma hariç diğerleri aynı se­nesinde hurma vermişti. Peygamberimiz (s.a.v): "(Bu meyva vermeyen hurmayı) kim dikti?" buyurdu. "Ömer" dediler. Rasûl-u Ekrem onu da yeniden dikti ve o da aynı yılında hur­ma verdi.

Bu hadisin ravîleri, sika kimselerdir.[49]

 

Katade'nin Gözüne Şifa Duası  
 

(Zehebî der ki) Bize İbni Ebî Ömer ile İbni Ebî'l Hayr yazdırarak,

Muhammed b. Ahmed ile bir grup şeyh- Fatıma bn. Abdullah b. el-Fadl. babası el Fadl, babası Âsim b. Ömer; babası Ömer aracılığıyla dedesi Katâde b. Nu'man (r.a)'m şöy­le dediğini haber verdi:

-Rasûlullah'a bir yay hediye edilmişti: Uhud harbi günü onu bana hediye etmişti. O gün Efendimizin önünde bu yayla uçları parçalanmcaya kadar düşmana ok atmıştım. Yerimden ayrılmadan Rasûlullah (s.a.v)'in yüzüne siper olmaya devam ederken yüzüme bir ok isabet etti. Her ne vakit Peygamber' in yüzüne doğru bir ok yönelse mübarek yüzünü korumak için başımı oka doğru çeviriyordum. En son atılan ok gözüme isabet edip gözümü yerinden çıkarıp yanağıma sarktı ve bir­leştiği yerden ayrıldı. Gözümü avcumla tutarak onu Rasûlul­lah'a götürdüm. Efendimiz (s.a.v) onu avcumun içinde görün­ce gözlerinden yaşlar boşandı ve:

"Allah'ım! Katade şüphesiz senin peyğamberiyin yüzüne kendi yüzünü feda etmiştir. Allah'ım! Şu yaralı gözünü Kata-de'nin en güzel ve en iyi gören gözü yap." buyurdu da bu en keskin gören gözü oldu. Bu garip bir hadistir ki, bir başka yolla da rivayet edilir. Biz onu da yerinde rivayet ettik.[50]




[48] Tirmizî 3704; Ahmed b. Hanbel Müsned 5/12,18; Dâramî, Sünen, Mukaddime bab 9; Beyhakî Delâil 6/93.

İmam Zehebi, Tarihü’l-İslam, Cantaş Yayınları: 2/39-40

[49] Müsned 5/354; Beyhâkî Delâil 6/88, Sünen-i Kübra 10/351

İmam Zehebi, Tarihü’l-İslam, Cantaş Yayınları: 2/

[50] Hakim 3/295; İbni Sa'd 1/187,188; Taberânî M.Kebîr 19/8,9 h.na 12,13; El İstîâ 3/248; Üsdü'l Ğâbe 4/195; Zehebî Siyer-i A'lâmün- nübelâ 2/332; Ebû Nüaym Delâil 2/174; Beyhakî Delâil 3/251,252; İbni Hişânı Sîre 3/26; Vakidî Meğzî 1/242

Beyhakî'nin rivayetinde şu izah var: İnsanlar gözün damarını kesip almak istediler. O da, "Rasûlullah'a gidip bir İstişare etsek" dedi. Gelip durumu anlattılar. Efendimiz Katadeye yaklaşıp göz yuvarlağını alıp yerine yerleştir-di. Sonra avcuyla onu sıvazlayıp: "Allah'ım! Bu gözü güzelleştir" buyurdu. Artık Katade'ye rastlayanlardan hiç birisi hangi gözüne ok isabet ettiğini ayıramıyordu.

Bazı rivayetler bu hadisenin Bedir harbinde olduğunu naklederlerse de Dara-kutnî'nin Ebû Saîd el-Hudrî rivayetindeki beyanı İle Vakıdî'nin Megâzî'sinde "Uhud" olarak açıklanıyor ki, doğrusu budur. Zira Ebû Saîd (r.a) Katade ile ana bir, baba ayrı kardeş idiler.

Zehebî'nin bu rivayete garîb demesi Allah bilir ya Katâde (r.a)'m oğlu Ömer yüzünden olsa gerek. Zira onu İbni Hibban dışında sika sayan kimse yoktur. Onun hadislerini yalnız oğlu Asım rivayet etmiştir. Ancak Zehebî'nin de işa­ret ettiği gibi hadisin anlattığı kıssa sahihtir ve Ebû Saîd el-Hudrî rivayeti bunu doğrular.

İmam Zehebi, Tarihü’l-İslam, Cantaş Yayınları: 2/40-41


Konu Başlığı: Ynt: Gökten tabağın doldurulması mucizesi
Gönderen: Sevgi. üzerinde 03 Şubat 2022, 05:17:38
Esselamü Aleyküm. Bilgiler için Allah sizlerden razı olsun kardeşim
 Rabb'im ilmimizi artırsın inşaAllah


Konu Başlığı: Ynt: Gökten tabağın doldurulması mucizesi
Gönderen: Mehmed. üzerinde 06 Şubat 2022, 15:45:58
Ve aleykümüsselam Rabbim paylaşım için razı olsun