๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Tarihül-İslam => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 22 Nisan 2011, 14:27:35



Konu Başlığı: Efendimizin s.a.v. kabri
Gönderen: Sümeyye üzerinde 22 Nisan 2011, 14:27:35
Efendimizin  (S.A.V)  Kabri




Amr b. Osman b. Hâni, el Kasım aracılığıyla naklediyor: Hazreti Âişe'ye "Bana Rasûlüllah (s.a.v) ile iki arkadaşlarının kabirleri olan odayı açıver, dedim. Bana üç tane kabir açıver­di. Yerden ne aşırı yükseltilmiş ne de yerle beraber düzeltil­miş idi."

Haberi Ebû Dâvûd naklediyor.[725]

Ebû Bekir b. Ayyaş da Süfyan et Temmâr'm "Nebî (s.a.v) 'in kabrini deve hörgücü gibi (ortaya doğru tümsekli olarak) yapılmış olarak gördüğünü" nakleder.

Bu hadisi Buharı naklediyor.[726]

Vakıdî ise Abdül Aziz b. Muhammed, Cafer b. Muhammed isnadıyla babası Muhammed'in: "Peygamber (s.a.v)'in kabrinin üzerinin dümdüz olarak yapıldığını" söylediğini nakleder.

Ama bu haber zayıftır.[727]

Urve, Hz. Âişe (r.a.)'dan şöyle dediğini nakleder: -Rasûlü Ekrem (s.a.v)'i artık bir daha iyileşemediği hasta­lığı esnasında:

«Peygamberlerinin kabirlerini mescide çeviren Yahudi ve Hıristiyan'lara ALLAH la'net etmiştir.» buyururken duydum. Hz. Âişe devamla dedi ki:

-Eğer bu böyle olmasaydı, onun kabri (odada değil) elbet­te açıtta olacaktı. Ne var ki onun mescide çevrilmesinden korkuldu (ya da bizzat Nebî (s.a.v) kendisi çekindi).[728]

 
Peygamber Kesinlikle Halife Tayin Etmedi,  Ancak Namaz Meselesi İle Hilafet Hususuna Tembihte Bulundu
 

Hişam b. Urve, babasından İbni Ömer (r.a.)'m şu haberini nakleder:

-Hançerle vurulduğu zaman babam Ömer (r.a.)'m yanına geldim. Ashab başında onu överek, "ALLAH seni hayırla müka­fatlandırsın." diyorlardı, o da "hem ümit var hem de korku" dedi. Ashab, "Kendi yerine bir halife seçsen" dediler de, «Sağ iken de; ölü iken de sizin bu işinizin mes\ıliyyetini yükle­neyim ha! Sizden gelecek nasibimin bana yetecek kadar ol­masını ne kadar isterdim. Ne lehime ne aleyhime olsun. Eğer ben yerime birini halife seçecek olsam, bu işte Örneğim var, benden daha hayırlı bir zat (Ebû Bekir (r.a.)) yerine halife seçmiştir. Eğer böyle yapmaz da, işi size bırakırsam, (yine Ör­neğim var. Zira) Benden daha hayırlı olan ALLAH Rasûlü yerine halife seçmemiştir.» dedi. Abdullah b. Ömer derdi ki:

«Babam ALLAH Rasûlü'nün adını ağzına alınca, onun ke­sinlikle kendi yerine halife tayin etmeyeceğini anlamıştım.»

Hadisi Buharı ve Müslim birlikte, hem de ayrıca Salim, babası İbni Ömer, babası isnadı ile de ittifak ederek rivayet ettiler.[729]

Süfyan-ı Sevrî, El Esved b. Kays'm, Amr b. Süfyan'dan şöyle dediğini nakleder:

-Ali (r.a.) Cemel harbinde galib gelince, «Ey insanlar, ALLAH Rasûlü bu devlet başkanlığı konusunda bize kesinlikle bir vasiyette bulunmamıştır. Biz kendi tercihlerimizle Ebû Bekir'i halife seçtik. O da. bu işi doğrulttu ve doğru durdu. Nihayet esas yoluna geçti gitti. Sonra Ebû Bekir kendinden sonra tercihini Ömer'in halife olmasına koydu. Ömer de bu işi öyle iyi başarıp, Öyle istikametli durdu ki, nihayet bu din yerli yerine oturdu. Ondan sonra bir kısım insanlar bu işte dünyalık aramaya kalktılar. Böylece ALLAH'ın sonucunu tak­dir edeceği bir takım olaylar oldu.» dedi.

Bu isnadı hasen bir asardır.[730]

İmam Ahmed "Müsned"inde Ebû Muaviye'den naklediyor: Bize Abdürrahman b. Ebî Bekir el Kuraşî, İbni Ebî Müleyke yoluylaHz. Âişe'nin şöyle dediğini anlattı:

-Rasülüllah (s.a.v) iyice ağırlaştığmda, Abdürrahman b. Ebî Bekir'e:

«Bana bir levha yahut saç getir, Ebû Bekir'in seçimi için bir mektup yazayım da ona ihtilaf etmesinler.» buyurdu. Ab­dürrahman kalkıp gitmeye davranmca da:

«Ya Ebâ Bekir! Senin halife olmana karşı ihtilaf çıkar­maya ALLAH da Mü'min'ler de razı olmaz.» buyurdu.

Enes'teı (r.a.) da buna benzer bir haber nakledildi.[731]

Şuayb b. Meymûn. Husayn b. Abdirrahman, Şa'bî isnadıyla Ebû Vail (r.a.)'tan şöyle nakleder:

-Ali'ye (r.a.) "bize bir halife seçsen" denilince, "ALLAH Rasûlü yerine halife seçmedi ki. ben seçeyim." dedi. Lakin Şu-ayb bu rivayetinde tek kalmıştır. Üstelik onun bir çok raünker rivayeti de vardır.[732]

Şuayb b, Ebî Hamza, Zührî yoluyla Abdullah b. Ka(b b. Malikten naklediyor. İbni Abbas, Abdullah b. Ka'b'a şöyle haber vermiş:

-Vefat ettiği son hastalığmdaki ağrısı sırasında Ali, Rasû-lüllah'm (s.a.v) yanından çıkmıştı. Ashab, "Ya Ebe'l Hasen! Nebî (s.a.v) nasıl?" dediler. "Elhamdülillah biraz iyileşmiş ol­du." dedi. O sırada Abbas (r.a.) Ali'nin elinden tuttu ve ona "Vallahi sen üçten sonra sopa kulusun, vallahi ben kesinlikle bu ağrı ile Cenabı ALLAH'ın, Peygamberini vefat ettireceğini anlıyorum. Ben Abdül Muttalib çocuklarının vefat edecekler­inde yüzlerinin ne renge girdiğini çok iyi bilirim. Haydi Ra-sûlüllah'a (s.a.v) gidelim de bu devlet kime kalacak kendisine bir soralım. Eğer bizden biri ise bunu bilmiş oluruz. Eğer biz­den başka birisine kalacaksa konusalımda bize kalmasına vasiyet etsin." dedi. Ali (r.a.) da: "Vallahi eğer biz bu işi Rasûlü Ekrem'den ister, o da bizi men ederse, ondan sonra insan­lar bu işi ebediyyen bize vermez. Vallahi ben asla Rasûlü Ekrem'den böyle bir şeyi isteyemem." dedi.

Bu hadisi Buharî naklediyor. Ma'mer ve diğerleri de bu haberi rivayet etmişlerdir.[733]

Ebû Hamza es Sükkeri, İsmail b. Ebî Halid aracılığıyla Şa'bî'den naklediyor:

-Abbas (r.a.), Hz. Ali'ye: "Ben Rasülüllah'm yüzünde ölüm alametleri görüyor gibiyim. Haydi gidip de şu durumu bir soralım! Eğer bizden birini halife seçerse ne ala, yoksa bu işi bize vasiyet etmesini isteyelim." dedi. Hz. Ali de Hz. Abbas'ı (r.a.) azarlayan bir laf etti. Peygamber (s.a.v) vefat edin­ce, Abbas (r.a.) yine Ali'ye (r.a.). "uzat elini de sana biat ede­lim." dedi. Ali de avucunu yumup geri çekti.

Şabî der ki: Eğer Ali (r.a.) şu iki görüşten birinde bari Abbas'm (r.a.) sözünü tutsaydı deve sürülerine sahip olmak­tan daha hayırlı olacaktı. Eğer Abbas da (r.a.) Bedir harbine gelip katılmış olsaydı, insanlar içinde akıl ve görüş keskinliği bakımından kimse ondan üstün kabul edilmezdi.[734]

Ebû İshak, Erkamb. Şurahbü'den naklediyor:

-îbni Abbas'ı (r.a.) "Rasûlüllah kimseyi yerine vasî tayin etmeden öldü." derken duydum.[735]

Talha b. Musarrıf da der ki: Abdullah b. Ebî Evfâ'ya (r.a.) "Rasûlü Ekrem (s.a.v) yerine birini tavsiye etti mi ya?" deyince, "ALLAH'ın kitabına sarılmayı" dedi. Talha b. Musarrıf der ki: Hüzeyl b. Şuhrahbıl dedi ki:

Ebû Bekir (r.a.), Efendimizin vasiyeti üzerine çok müsa-vene etti. Ebû Bekir (r.a.) bu konuda ALLAH Rasûlü'nden veril­miş bir talimat bulup da bunu (develere bağlanarak üzere ta­kıldığı gibi) burnuna halka gibi geçirmeyi ne kadar istiyor­du."

Bu müttefekun aleyh bir haberdir.[736]

Hemmâm, Katade aracılığıyla Ebû Hassan'dan nakledi­yor: Hz. AH (r.a.) derdi ki:

-Rasûlüllah (s.a.v) şu elimizdeki sahifelerdekinden başka insanlara söylemediği gizli bir vasiyeti bize de yapmamıştır.

İçinde Peygamber Efendimiz'in Hz. Ali'yi vasi yaptığı yazılı olan ve yalancılıkla tanınan Hammad b. Amr'm Es Sır­rı b. Halid'den Cavfer-i Sadık aracılığıyla Ca'fer'in babaların­dan naklettiği:

«Ya Ali! Mitmin kimsenin üç alameti vardır;

1- Namaz,

2- Oruç,

3- Zekat» diyerek uzun uzadıya anlattığı hadis ise tam bir uydurmadır.[737]

Hz. Ali'nin (r.a.) Peygamber tarafından tayin edildiğine dair Rafızüer de pek çok uydurma rivayetler vardır.

İbni İshak der ki: Bana Salih b. Keysân.. Zührî'den Ubey-dullah b. Abdillah'ın şöyle dediğini haber verdi:

-Rasûlüllah (s.a.v) vefatı esnasında şu üç şey dışında her­hangi bir vasiyyette bulunamamıştır,

1- Hayberdeki Rehavî'lere yüz vesak, Darîli'lere yüz vesak, Şeybeli'lere de yüz vesak, Eş'arîlere de yüz vesak hurma ver­gisi kesilmesi,

2- Üsame ordusunun yola çıkarılması,

3- Arap yarım adasında iki ayrı dine fırsat verilmemesi (oradan Ehli Kitab'ın çıkarılması.)

Bu mürsel bir hadistir.

Kays b. Ebî Hazim aracılığıyla İsmail b. Ebî Halid, Cerîr b. Abdillah'tan şöyle nakleder:

-Rasûlüllah beni Yemen'e göndermiş idi. Bahrayn'da iken

Yemen halkından biri Kelâ oğullarının diğeri Amr oğulları­nın lideri olan iki adama rastladım. Onlara Hz. Rasûlüllah'dan (s.a.v) bahsetmeye başlamıştım. Bana, "Eğer şu anlattıkların doğruysa senin bu bahsettiğin zat üç gün evvel eceline uğra­mıştır." dediler. Bir haber alabilmek ümidiyle Medine'ye doğ­ru yola düştüm, onlar da benimle beraber geldiler. Yolun bi­razını katetmiştik ki, bize Medine tarafından gelen bir ker­van rastladı. Biz durumu onlara sorduk. Onlar da: "Rasûlül­lah (s.a.v) vefat etti, Ebû Bekir halife seçildi, insanlar şu an­da sulh ve sükun içinde." dediler. Yanımdaki bu iki adam ba­na: "Sen artık yoluna git ve arkadaşına haber ver ki, biz gel­miş idik. înşaallah belki Yemen'e geri dönebilirz." dediler. Ve Yemen'e geri gittiler.

Ben onların kıssasını Hz. Ebû Bekir'e (r.a.) anlatınca "On1 lan da beraberinde getirseydin olmaz mıydı." dedi.

Daha sonra (Hz. Ömer devrinde Medine'ye göçüp gelen) Amr oğulları lideri bana «Ya Cerir! Senin benim üzerimde bir keremin var. Ben sana bir haber vereceğim. Ey Arap to­pluluğu siz herhangi bir emiriniz öldüğünde yerine bir diğe­rini müşavere yolu ile emir seçtiğiniz sürece kesinlikle hayır içinde olacaksınız. Ama bu hilafet seçimi müşavereyle değil de kılıç (ve kuvvet) zoruyla elde edildi mi artık halifeler kral olmuş olacaklar ve halifeler, Peygamber ahlakıyla, değil de krallara ait öfkelenmeyle öfkelenip onların hoşlandığı şeyler­den hoşlanacaklardır.» dedi.[738]




[725] Ebû Dâvûd 3220; Beyhakî Delâil 7/263.

[726] Buharî Cenaiz 23/96; Beyhakî Delâiî 7/264.

[727] Belazurî Ensabüi Eşraf 1/576 h.no. 1166; Beyhakî Delâil 7/264.

[728] Buharı Cenaiz 23/96 hadis no. 1390; Beyhakî Delâil 7/264; Nesâî 4/96; Müs-ned 2/365, 5/184; Hakim 4/196; Taberanî Kebîr 1/127, 5/166; Taberanî Sagîr 1/34; Fbû Avâne Müsned  1/399; İbni Ebî Şeybe 2/376.

      İmam Zehebi, Tarihü’l-İslam, Cantaş Yayınları: 2/346-347

[729] Buhaı-Î Ahkam  93/51; Müslim  imara  1823; Ebû Dâvûd  2939; Tirmizî 2327; Müsned 1/13, 43, 4647; Beyhakî Delâil 7/221.

[730] Müsned 1/114; Beyhakî Delâii 7/223.

[731] Müsned 6/47, 106; bu haberi îbni Ebî Müleyke'nin zayıf olması zayıf kıl­maz. Zira bu rivayette İbni Ebİ Müleyke tek değildir. Hem Urve aynı haberi Hz. Âişe'den (6/144) nakleder. Müslim de bunu 2385 no ile nakleder. Buharı de bu haberi Kasım b. Muhammed yolu ile Hz. Âişe'den verir. Hadisin bir başka şahidini zaten Zehebî Enes (r.a.)'tan diye işaret ediyor.

[732] Beyhakî Delâil 7/223; Ukaylî 2/183; İbni Adiy 4/1318; Buharî Tarihül Ke­bîr'inde 4/222 (no.2577) Şuayb b. Meymûn'un Husayn'dan alıp Şebabe'nin naklettiği hadiste şüphe var dese de, bundan sonra gelen rivayet bu haberi doğrulamaktadır.

[733] Buharî İsti'zan 79/27 ve Yasaya 4/3.; Müsned 1/263; Müslim 1637; Beyhakî Deİâil 7/224; Ma'mer'in haberi için bak Beyhakî Delâil 7/225

[734] Beyhakî Delâil 7/225.

[735] Beyhakî Delâil 7/226. Orada şu izah vardır. Erkam derki, İbni Abbas'a (r.a.), "Rasûlüllah herhangi birini yerine halife olsun diye vasiyyet etti mi?" diye sordum da bana dediki:

«Hz. Rasûlüllah vefat hastalığında Âişe'nin (r.a.) evindeydi. Başını kaldırıp. "Ali'yi çağırın!" buyurdu. Âişe de, "Ebû Bekir'i çağıralım mı?" deyince "Evet" dedi. Hafsa da "Ömer'i çağıralım mı?" deyince ona da "Evet" dedi. Ümmü Fazl'ın "Amcan Abbas'ı da çağıralım mı demesine de 'Evet' deyince çağırdılar. Onlar gelince Rasûlüllah bir şey demedi... deyip metindeki sözü söylüyor.

[736] Buharî 55/1; Müslim 1634; İbni Mâce 2696; Müsned 4/382.

[737] Beyhakî Delâil 7/229; Beyhakî bu habere değinip birazım naklettikten sonra "Bu uydurma bir hadistir. Ben bu kitabın başında 'Uydurma olduğunu bildiğim bir haberi kitabıma almama şartı koydum.1'1 demektedir.

[738] Buharî Meğazî 64/64; Müsned 4/363; Beyhakî Delâil 7/270.

İmam Zehebi, Tarihü’l-İslam, Cantaş Yayınları: 2/348-353


Konu Başlığı: Ynt: Efendimizin s.a.v. kabri
Gönderen: Sevgi. üzerinde 19 Şubat 2022, 02:32:44
Esselamü Aleyküm. Rabb'im bizleri Peygamber Efendimizin yolundan ayırmasın inşaAllah
 Bilgiler için Allah sizlerden razı olsun kardeşim


Konu Başlığı: Ynt: Efendimizin s.a.v. kabri
Gönderen: Mehmed. üzerinde 21 Şubat 2022, 11:37:04
Ve aleykümüsselam Rabbim paylşaım  için razı olsun